Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/1136 E. 2022/1999 K. 22.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 13. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
13. HUKUK DAİRESİ K A R A R

DOSYA NO : 2022/1136
KARAR NO : 2022/1999

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/414
KARAR NO : 2022/363
KARAR TARİHİ : 25/03/2022
İSTİNAF BAŞVURU TARİHİ : 13/04/2022
DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … – [16773-77155-14480] UETS
DAVALI : 1 -… – … – …
DAVALI : 2 -… – … – …
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
B.A.M. KARAR TARİHİ : 22/11/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 24/11/2022

Davacı tarafından, davalı aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemesince davanın usulden reddine dair verilen karara süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonunda, incelemenin duruşma açılmadan karar verilmesi mümkün hallerden olduğu anlaşılmakla dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde, 16/08/2021 tarihinde gerçekleşen yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazasında müvekkilinin sevk ve idaresindeki 16 AOB 539 plakalı araçta oluşan maddi zararlar ile değer kaybı, müvekkilinin yaralanmasından dolayı oluşan maddi ve manevi zararların tazmini ile ayrıca yaralanmasından dolayı müvekkilinin çalışamadığı günler dolayısıyla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100,00-TL uğradığı kazanç ve gelir kaybı ile 100.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 16/08/2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile hesaplanarak davalılardan alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, arabuluculuğa başvuruya ilişkin dava şartı yerine getirilmediğinde davanın usulden reddine, karar verilmiştir.
Davacı vekili istinafa başvuru dilekçesinde, Trafik kazasından kaynaklanan tazminat davalarında en azından sigorta şirketi yönünden arabuluculuk başvurusu yapılmalı ve sigorta şirketi yönünden arabuluculuk son tutanağı dosyaya sunulması gerektiğini, araç sürücüsü ve/veya araç sahibi yönünden arabuluculuğa başvuru mecburiyeti getirilmemiş olup dava şartı kapsamında değerlendirilmesi mümkün olmadığını, araç sahibi arasındaki ilişki Türk Borçlar Kanunu’na göre haksız fiilden kaynaklanan borç ilişkisi olup ticari bir yönü de mevcut olmadığını savunarak kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE :
Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebine yöneliktir.
Davacılar vekili tarafından kazaya karışan aracın sürücüsü, işleteni ve aracın ZMM sigortacısına karşı Ticaret Mahkemesinde dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi tarafından davalı gerçek kişi işleten ve sürücü hakkında açılan davanın tefriki ile ayrı esasa kaydına karar verildiği ve davalı gerçek kişiler hakkında davacı tarafından dava açılmadan evvel zorunlu arabuluculuğa başvurulmaması nedeniyle dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verildiği görülmüştür.
Dava tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK 4/1-a maddesi gereği, her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen hususlar ticari olup, TTK 5/1 maddesi gereğince ticari davalara bakmakla görevli mahkeme asliye ticaret mahkemesidir.
Sigorta hukuku; 6102 sayılı TTK’nın 6. kitabında, 1401 ve devamı maddelerinde, zorunlu mali sorumluluk sigortası ise 1483 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, bu durumda 6102 sayılı TTK’da düzenlenen hususlardan olması nedeniyle TTK 4/1-a ve 5/1 maddeleri gereği dava ticari niteliğinde ve asliye ticaret mahkemesi görev alanı içinde bulunmakta olup dava tarihi itibarıyla Bursa Adliyesi’nde müstakil Ticaret Mahkemesi bulunmakla, görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesindedir.
6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununa “Dava Şartı Olarak Arabuluculuk” başlığı ile 18/A maddesi eklenmiş olup, 6325 sayılı HUAK 18/A-2 maddesinde”Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucuk tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” düzenlemesi bulunmaktadır.
Bu düzenlemelere göre, 01/01/2019 tarihinden sonra konusu bir miktar paranın ödenmesi talebi ile açılan ticari davalarda dava öncesi uyuşmazlıkla ilgili arabulucuya başvurulup, anlaşılamaması halinde son tutanağın aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin dava dilekçesine eklenmesi zorunludur. Arabulucuya başvurulmadan doğrudan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilecektir.
Davacılar tarafından, davalılar aleyhine açılan işbu davada davalılar arasındaki ilişki 6100 sayılı HMK 57/1-a maddesi uyarınca ihtiyari dava arkadaşlığı olup, HMK 58 maddesi uyarınca ihtiyari dava arkadaşlığında, davaların birbirinden bağımsız olduğu ve dava arkadaşlığından her birinin diğerinden bağımsız hareket ettiği düzenlenmiştir. Bu nedenle davalı sigorta şirketi hakkındaki tazminat istemli davanın mutlak ticari dava olması ve 6352 sayılı HUAK 18/ A-2 maddesi uyarınca ticari davalarda zorunlu arabuluculuğa başvuru şartının yerine getirilmesi gerekmektedir Ancak, diğer davalılar (gerçek kişi) hakkında açılan davanın ticari bir dava olmaması ve taraflar arasındaki uyuşmazlığın haksız fiilden kaynaklanması ile uyuşmazlıkta 6098 sayılı BK ve 2918 sayılı KTK hükümleri uygulanacak olması nedeniyle davalılar … ve … hakkında açılan maddi ve manevi tazminat davasında zorunlu arabuluculuk hükümlerinin uygulama alanı bulamayacağı gözetilmeksizin dosyanın davalılar Erkan ve Selim yönünden tefriki ile bu davalılar hakkında arabuluculuk dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan davacılar vekilinin bu husustaki istinaf istemenin kabulü gerekmiştir.
Bu durumda mahkeme tarafından dava konusunun aynı olması ve aynı raporların alınacak olması nedeniyle aralarında bağlantı bulunduğu ve davacılar tarafından başlangıçta birlikte dava açılması nedeniyle iş bu dosyanın tefrik edilen ve UYAP üzerinden yapılan incelemedec yargılaması devam Bursa 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/324 esas sayılı dosyası ile birleştirilerek yargılamaya anılan dosya üzerinden devam edilmesi doğru olacaktır.
HMK’nun 355.maddesi gereğince istinaf yoluna başvuranın sıfatına, kamu düzenine ve istinaf konusu yapılan nedenlerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda, dava şartı arabuluculuk uygulanması mümkün olmayan haksız fiil faili ve işleten yönünden hatalı değerlendirme ile karar usul ve yasaya aykırı olup davacı vekilinin istinaf başvurusunun bu sebeplerle kabulü ile mahkeme kararının HMK’nun 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına, Dairemiz kararı gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜ ile Bursa 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/03/2022 tarih ve 2022/414-2022/363 sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Gerekçede yapılan açıklamalar göz önünde bulundurularak yargılama yapılmak üzere dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde ilk derece mahkemesince yatırana iadesine,
3-Karar tebliğ ve harç iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
4-İstinaf kanun yoluna başvuran taraflarca yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 6100 sayılı HMK’nun 353/1-a hükmü uyarınca kesin olmak üzere 22/11/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


Başkan

E-imzalıdır.

Üye

E-imzalıdır.

Üye

E-imzalıdır.

Katip

E-imzalıdır.