Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/1086 E. 2023/1650 K. 19.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA BAM 13. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/1086 – 2023/1650
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
13. HUKUK DAİRESİ K A R A R

DOSYA NO : 2022/1086
KARAR NO : 2023/1650

USU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
B.A.M. KARAR TARİHİ : 19/09/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 21/09/2023

Davacı tarafından, davalılar aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda mahal mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen karara süresi içinde taraf vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonunda, incelemenin duruşma açılmadan karar verilmesi mümkün hallerden olduğu anlaşılmakla dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde, müvekkilinin 07/09/2016 tarihinde karşıdan karşıya geçmek istediği sırada, yolcu almak için geri manevra yapan …yönetimindeki 16 M 148 plakalı aracın çarpması sonucu ağır yaralandığını, halen tedavisini devam ettiğini, müvekkilinin yaralanmasına sebep olan kazada herhangi bir kusuru bulunmadığını, sigorta şirketinin yalnızca maddi tazminattan sigorta limitleri dahilinde sorumlu olması ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 1.000,00-TL geçici/sürekli iş gücü kaybı ile 500,00-TL hastane/yol/ilaç masrafları olmak üzere toplam 1.500,00-TL maddi tazminatın ve 30.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihinden (davalı sigorta şirketi yönünden temerrüt tarihinden) itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte, davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini, talep etmiştir.
Davacı vekili 07/09/2020 tarihli ıslah dilekçesi ile, 1.500,00-TL maddi tazminat talebini ıslah ederek 29.648,90-TL’nin davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Türkiye Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde, tarafların kusur oranlarının belli olmadığını, davalı araçta geri vites halinde “sesli ve ışıklı uyarı” sisteminin bulunup bulunmadığının araştırılması gerektiğini, maddi kusur oranının tespit edilmesi gerektiğini, SGK ya yazı yazılarak davacının son çalıştığı iş yerinden aldığı maaş ve son bir yıllık bordro bildirimlerinin istenmesini, ayrıca davacıya rücuya tabi iş görmezlik ödeneği verilip verilmediği, miktarı sorulması gerektiğini, SGK tarafından yapılmış, rücuya tabi iş görmezlik ödemesi varsa hesaplamadan mahsup edilmesi gerektiğini, davacının günlük 200 TL yevmiye aldığını yazılı olarak ispat etmediğini, kaza başına maddi 58.000,00.-TL, sakatlık (daimi maluliyet) halinde 290.000,00.-TL ye kadar sınırlı olarak poliçe sahibinin kusuru nispetinde müvekkili sigorta şirketinin sorumlu olduğunu, ZMMS genel şartlarına göre manevi tazminat taleplerinin teminat dışı olduğunu, bu nedenlerle davanın müvekkili sigorta şirketi açısından tefrik edilerek, dava şartı yokluğundan reddi gerektiğini, davanın esas yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne, 13.000,00 TL manevi tazminatının davalı …yönünden kaza tarihi olan 07/09/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte işbu davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacının bakıcı gideri maddi tazminat talebi hakkında usulüne uygun açılmış bir dava bulunmadığından işbu talep yönünden karar verilmesine yer olmadığına, davacının tedavi amaçlı yol gideri zararı maddi tazminat talebin kısmen kabulüne, 467,50-TL’nin davalı …yönünden kaza tarihi olan 07/09/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı Türkiye Sigorta A.Ş. (sigorta poliçe limiti ile sınırlı olunması kaydıyla) yönünden temerrüde düşürülme tarihi olan 02/12/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacının geçici iş göremezlik maddi tazminat talebinin kabulüne, 13.369,00-TL maddi tazminatın davalı …yönünden kaza tarihi olan 07/09/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı Türkiye Sigorta A.Ş. (sigorta poliçe limiti ile sınırlı olunması kaydıyla) yönünden temerrüde düşürülme tarihi olan 02/12/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiştir.
Davalı …vekili istinaf kanun yolu başvuru dilekçesinde, yerel mahkemece hükmedilen manevi tazminatın fahiş olduğunu, dosya kapsamında yol giderlerine ilişkin herhangi bir delil bulunmadığını, davacının %15 kusuru, dava dosyası kapsamına sunulan 15/06/2020 ve 05/01/2022 tarihli bilirkişi raporlarında dikkate alınmadığını, kusur oranları dikkate alınmadan hükmedilen geçici iş görmemezlik tazminatı hatalı olduğunu savunarak kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı Türkiye Sigorta A.Ş. vekili istinaf kanun yolu başvuru dilekçesinde, ATK maluliyet tespiti 30/03/2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan yönetmeliği dikkate alınmış olması hatalı olduğunu, bilirkişi raporları arasındaki çelişkinin giderilmediğini, ıslah tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiğini, bilirkişi raporu davacı zarar hesabında kusur indirimi yapılmamasının hatalı olduğunu, tedavi amaçlı yol giderleri yönünden sigortanın sorumlu tutulması haksız ve yersiz olduğunu savunarak kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davacı vekili istinafa başvuru dilekçesinde, yerel mahkemece hükmedilen manevi tazminatın az olduğunu savunarak kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME ve GEREKÇE:
Dava, trafik kazası nedeniyle geçici iş göremezlik tazminatıyla, bakıcı gideri, yol gideri ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davalıların kusura ilişkin istinaf istemi değerlendirildiğinde davalı sürücü …kaza anında sevk ve idaresindeki 16 M 1481 plaka sayılı minibüs ile yolcu almak için yol kenarındaki otobüs durağına doğru geri manevra yaparken karşıdan karşıya geçmekte olan davacı yayaya çarpmış olduğu olayda, kaza tespit tutanağı ve tüm dosya kapsamına göre hükme esas alınan 23/11/2020 tarihli ATK tarafından düzenlenen kusur raporunun dosya kapsamına uygun olduğu, kazanın meydana gelmesinde davalı sürücünün kusurunun davacı yayaya göre daha fazla olduğu anlaşılmakla, buna ilişkin istinaf isteminin reddi gerekmiştir.
Davalı sigorta şirketi vekilince belirlenen maddi tazminattan davacının kusuru oranında indirim yapılmadan hüküm kurulduğu bildirilmiş ise de yerel mahkemenin kusur oranında indirim yapmak suretiyle hüküm kurduğu anlaşılmakla, buna ilişkin yerinde görülmeyen istinaf isteminin reddi gerekmiştir.
Davalı Türkiye Sigorta A.Ş. vekili tedavi amaçlı yol giderinden müvekkili şirketin sorumlu tutulamayacağını belirtmiş ise de; 6111 sayılı Kanun 59 maddesi ile 2918 sayılı KTK 98 maddesinde yapılan değişiklik ve geçici 1. maddesi gereği, trafik kazasından kaynaklanan tedavi giderlerinden Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) sorumlu olacaktır. Ancak SGK, açıklanan madde kapsamında kalan belgeli tedavi giderlerinden sorumludur. Belgeli olmayan tedavi giderlerinden ve kanun kapsamında olmayan tedavi giderlerinden SGK sorumlu olmayıp, sigorta şirketi ile araç işleteni ve sürücüsünün sorumluluğu devam etmektedir. Yine yol giderinden de kaza tarihinde yürürlükte olan ZMMS genel şartları uyarınca davalı sigorta şirketinden talep edilmesi mümkündür. Buna göre davalı sigorta şirketi aleyhine mutad yol giderine hükmedilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Davacının maluliyetine ilişkin Bursa Uludağ Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalından alınan 11/02/2020 tarihli raporda davacıda 20/02/2019 tarihli Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkındaki Yönetmelik hükümleri uyarınca sürekli engel oranı tayinine mahal olmadığı, geçici iş göremezliğin ise 9 aya kadar olduğu belirtilmiş, Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Dairesinden alınan raporda ise %6 oranında engellilik oranının bulunduğu ve 12 aya kadar iyileşmesinin uzayabileceği, 30/03/2013 tarihli Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporu Hakkında Yönetmelik hükümleri uyarınca mütalaa edilmiştir.
Maluliyete ilişkin alınacak raporlar 11/10/2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013 tarihi ile 01/06/2015 tarihleri arasında sonrada Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01/06/2015 tarihi ile 20/02/2019 tarihleri arasında Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine, 20/02/2019 tarihinden sonrada Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir (Yargıtay 4 HD 2021/6772 E- 2021/9565 K sayılı ilam).
Mahkemece alınan maluliyet raporları kaza tarihinin 07/09/2016 olduğu gözetilerek, Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre hazırlanması gerekmekte olup, Adli Tıp Kurumunun 08/10/2021 tarihli raporunun Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümleri kapsamında düzenlendiği, bu rapor öncesinde Bursa Uludağ Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi Hastanesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı’ndan alınan 11/02/2020 tarihli raporun hatalı olarak 20/02/2019 tarih ve 30692 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirilmesi Hakkında Yönetmelik kapsamında hazırlandığı, dolayısıyla anılan raporun kaza tarihindeki mevzuata aykırı hazırlanmakla hükme esas alınan ATK raporu ile çelişki oluşturacak bir rapor mahiyetinin bulunmadığı, ATK raporunun hüküm kurmaya elverişli ve yukarıda belirtildiği üzere kaza tarihinde yürürlükte olan mevzuat uyarınca uygun şekilde hazırlanmış olduğundan davalı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebi yerinde değildir.
Sonuç olarak, davalılar vekillerinin maddi tazminata ilişkin istinaf istemlerinin reddi gerekmiştir.
Manevi tazminata yönelik taraf istinafları değerlendirildiğinde;
Manevi tazminat isteminin temelinde, davalıların haksız eylemi yatmaktadır. Bilindiği üzere, haksız eylemin unsurları; kusur, zarar, fiil ile zarar arasında illiyet bağı fiilin hukuka aykırı olmasından ibarettir.
Öte yandan, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 56.] maddesinde düzenlenen manevi tazminatta kusurun gerekmediği, ancak takdirde etkili olabileceği, 22.6.1966 tarihli ve 1966/7 E., 1966/7 K. sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıkça vurgulanmıştır. Bu kararın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hâl ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden, hâkim bu konuda takdir hakkını kullanırken, ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Yine Türk Borçlar Kanunu’nun 56. maddesine göre; hâkimin özel hâlleri göz önünde tutarak, manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği tutar adalete uygun olmalıdır. Bu para tutarı, aslında ne tazminat ne de cezadır. Çünkü mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını amaç edinmediği gibi, kusurlu olana yalnız hukukun ihlalinden dolayı yapılan bir kötülük de değildir. Aksine, zarara uğrayanda bir huzur duygusu uyandırmayı, aynı zamanda ruhi ızdırabın dindirilmesini amaç edindiğinden, tazminata benzer bir fonksiyonu da vardır. O hâlde bu tazminatın sınırı, onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut hâlde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
Manevi tazminat, duyulan elem ve ızdırabın kısmen ve imkân nispetinde iadesini amaçladığından Hâkim, TMK’nın 4. maddesi gereğince hak ve nefasete göre takdir hakkını kullanarak, manevi tazminat miktarını tespit etmelidir.
Hâkim belirlemeyi yaparken somut olayın özelliğini, zarar görenin ve zarara yol açanın ekonomik ve sosyal durumunu, paranın alım gücünü, maluliyet oranını, ölüm ya da beden gücü kaybı nedeniyle duyulan ve ileride duyulacak elem ve ızdırabı gözetmelidir. Nitekim aynı ilkeler Hukuk Genel Kurulunun 02.10.2018 tarihli ve 2017/17-1098 E., 2018/1384 K.; 02.03.2021 tarihli ve 2020/17-41 E., 2021/182 K. sayılı kararlarında da benimsenmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, davacıların eşi ve babasının yaralanmasının derecesi, kaza tarihindeki yaşı, davalının kusur durumu, paranın alım gücü, tarafların ekonomik sosyal durumu gözetildiğinde, ilk derece mahkemesince, davacıların uğranılan zarar nedeniyle, tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için manevi tazminat taleplerinin tamamına hükmedilmesi gerekirken daha azına hükmedilmiş olduğundan davacı vekilinin tazminat miktarına ilişkin istinaf isteminin kabulü gerekmiş, aynı nedenle de davalı vekilinin manevi tazminata ilişkin istinaf isteminin reddi gerekmiştir. Buna göre aşağıdaki şekilde manevi tazminata ilişkin davanın tam kabulüne dair düzeltilerek karar vermek gerekmiştir.
HMK’nun 355.maddesi gereğince istinafa başvuranın sıfatı, istinaf konusu yapılan nedenler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda, davalı …vekili ve davalı Türkiye Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurularının reddine, mahkemece gerekçe yönünden verilen karar usul ve yasaya aykırı olup davacı vekilinin istinaf başvurusunun bu sebeplerle esas bakımından kabulü ile bu durum yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HMK’nun 353/1-b-2 maddesi gereğince mahkeme kararının düzeltilerek ve kazanılmış haklar da gözetilerek yeniden hüküm kurulmasına dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/04/2022 tarih ve 2016/1625 – 2022/485 sayılı kararı hakkındaki;
a) Davalı …vekili ve davalı Türkiye Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurularının HMK 353/1-b-1 hükmü gereğince ESASTAN REDDİNE,
b) Davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE,
2- HMK’nun 353/1-b-2 maddesi gereğince KARARIN DÜZELTİLEREK ESAS HAKKINDA YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA,
Davacının davasının kısmen kabulü ile,
a) Davacının manevi tazminat talebinin kabulü ile 30.000,00.-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 07/09/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Mehmet Sait Bakır’dan alınarak davacıya verilmesine,
b) Davacının bakıcı gideri maddi tazminat talebi hakkında usulüne uygun açılmış bir dava bulunmadığından işbu talep yönünden karar verilmesine yer olmadığına,
c) Davacının tedavi amaçlı yol gideri zararı maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 467,50.-TL’nin davalı …yönünden kaza tarihi olan 07/09/2016 tarihinden, davalı Türkiye Sigorta A.Ş. (sigorta poliçe limiti ile sınırlı olunması kaydıyla) yönünden temerrüde düşürülme tarihi olan 02/12/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
d) Davacının geçici iş göremezlik maddi tazminat talebinin kabulü ile 13.369,00.-TL maddi tazminatın davalı …yönünden kaza tarihi olan 07/09/2016 tarihinden, davalı Türkiye Sigorta A.Ş. (sigorta poliçe limiti ile sınırlı olunması kaydıyla) yönünden temerrüde düşürülme tarihi olan 02/12/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
e) Alınması gerekli 2.994,47.-TL harçtan peşin alınan 107,59.-TL’nin ve 481,00.-TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 2.405,88.-TL nispi karar ve ilam harcının (davalı sigorta şirketinin 945,17.-TL’sinden ve poliçe limitleri dahilinde sorumlu olmak kaydıyla) davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,
f) Davacı tarafından sarf edilen 3.512,00.-TL yargılama giderinin davanın kabul / ret oranına göre 2.581,00.-TL’si ile davacı tarafça peşin olarak ödenen 107,59.-TL peşin harç, 481,00.-TL ıslah harcı ve 31,40.-TL başvurma harcı toplamı 3.200,99.-TL’nin davalılardan (davalı sigorta şirketinin 742,52.-TL’sinden ve poliçe limitleri dahilinde sorumlu olmak kaydıyla) müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, artan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
g) Davalı sigorta şirketi tarafından yapılan 37,63.-TL ‘lik yargılama giderinin kısmen red oranına göre hesap edilen 0,09.-TL’nin davacıdan alınarak davalı Türkiye Sigorta A.Ş.’ye verilmesine, artan kısmın bu davalı üzerinde bırakılmasına,
h) Maddi tazminat talebi yönünden AAÜT uyarınca 5.100,00.-TL vekalet ücretinin davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
ı) Maddi tazminat talebi yönünden AAÜT uyarınca 5.100,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
i) Manevi tazminat talebi yönünden AAÜT uyarınca 5.100,00.-TL vekalet ücretinin davalı Mehmet Sait Bakır’dan alınarak davacıya verilmesine,
j) Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
3- İstinaf kanun yoluna başvuran davalı …tarafından yatırılması gereken 2.994,47.-TL istinaf karar harcından peşin alınan 458,30.-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 2.536,17.-TL istinaf karar harcının davalı Mehmet Sait Bakır’dan alınarak hazineye gelir kaydına,
4- İstinaf kanun yoluna başvuran davalı Türkiye Sigorta A.Ş. tarafından yatırılması gereken 945,17.-TL istinaf karar harcından peşin alınan 236,29.-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 708,88.-TL istinaf karar harcının davalı Türkiye Sigorta A.Ş.’den alınarak hazineye gelir kaydına,
5- İstinaf kanun yoluna başvuran davacının istinaf başvurusu nedeniyle yatırdığı istinaf karar harcının istem halinde kendisine iadesine,
6- İstinaf başvuru aşamasında taraflarca yapılan yargılama gideri bulunmadığından, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7- Karar tebliğ, harç iade ve gider avansı iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
8- İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda 6100 sayılı HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile 19/09/2023 tarihinde karar verildi.