Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/107 E. 2022/472 K. 16.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 13. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
13. HUKUK DAİRESİ K A R A R

DOSYA NO : 2022/107
KARAR NO : 2022/472

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/1348
KARAR NO : 2019/89
KARAR TARİHİ : 06/02/2019
İSTİNAF BAŞVURU TARİHİ : 17/07/2019
DAVACILAR : 1 -… – …
USU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
B.A.M. KARAR TARİHİ : 16/03/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 05/04/2022

Davacılar tarafından, davalılar aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen karara süresi içinde davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonunda, incelemenin duruşma açılmadan karar verilmesi mümkün hallerden olduğu anlaşılmakla dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde, Bursa Orhaneli Yolu şehir içinde meydana gelen trafik kazasında 16 NJC 32 plakalı aracı kullanan sürücü …’nun tam kusurlu olduğunu, kazada davacıların murisi Cem Gökçe’nin hayatını kaybettiğini, kazadan sonra olay yerinden kaçan ve bir buçuk saat sonra teslim olan sürücünün alkollü olmasının muhtemel olduğunu, olay yerine yakın yaya geçidi bulunmaması sebebiyle yayanın kusuru bulunmadığını, davalı sürücünün süratli olduğunu, Cem Gökçe’nin vefatı ile davacıların destekten yoksun kaldıklarını, dava öncesinde sigorta şirketinin 17.504,54-TL ödeme yaptığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik davacı Şirin Gökçe ve … için ayrı ayrı 500,00-TL maddi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline, davacı … için 50.000,00-TL, davacı Şirin için 50.000,00-TL ve davacı … için 40.000,00-TL olmak üzere toplam 140.000,00-TL manevi tazminatın 21/07/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacılar vekili 18/01/2019 tarihli ıslah dilekçesi ile, davacı Şirin Gökçe için 500,00-TL maddi tazminat talebini ıslah ederek 12.054,22-TL’nin, davacı … için 500,00-TLmaddi tazminat talebini ıslah ederek 5.997,94-TL’nin toplam 18.052,16-TL destekten yoksun kalma tazminatının fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalı …Ş. vekili cevap dilekçesinde, maddi tazminattan poliçe limitiyle sınırlı sorumlu olduklarını, manevi tazminatın poliçeye dahil olmadığını, sigortalının kusuru nispetinde sorumlu olacaklarını, davacı tarafın asli kusurlu olduğunu, zaten olay sebebiyle aktüer hesabı yaptırılarak 17.504,54-TL tazminat ödemesi yapıldığını, sigorta şirketinin üzerine düşeni yerine getirdiğini, gerçek zararın uzman aktüer tarafından hesaplanmasını, kusurun adli tıptan alınacak rapor ile belirlenmesini, hesap yapılırken asgari ücretin esas alınmasını ve yasal faiz uygulanmasını talep etmiştir.
Davalılar Gökhan ve … vekili cevap dilekçesinde, kazada müteveffa yayanın kusurlu olduğunu, zira kaza sırasında davalı aracının hızının yasal sınırlar içinde bulunduğunu, kamera kayıtlarından durumun tespit edilebileceğini, davalı …’ın olay yerinden ayrılmasının kazanın şokundan kaynaklandığını, kısa süre içinde en yakın polis merkezine teslim olduğunu, kaza anında orta şeritten seyreden ve davalı aracının sol ön tarafında bulunan başka bir aracın perdelemesi sebebiyle görüşün kısıtlandığını, aydınlatma lambalarının çalışmadığını, yol kusuru söz konusu olduğunu, davanın ilgili idareye ihbarını istediklerini, yakında yaya geçidi olmadığını, davalı sürücünün davada kusursuz olduğunu, desteğin kendi kusuruyla ölümü sebebiyle tazminat istenemeyeceğini, zararın davacı tarafça ispatı gerektiğini, sigorta tarafından ödenen tazminattan daha fazla zarar söz konusu olmadığı gibi istenen manevi tazminatında fahiş olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, maddi tazminat talebinin kabulü ile anne Şirin Gökçe yönünden 12.054,22.-TL, baba … yönünden 5.997,94.-TL destekten yoksun kalma tazminatının davalılar … ile … yönünden kaza tarihi olan 21/07/2015 tarihinden itibaren, davalı …Ş yönünden dava tarihi olan 04/12/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile anne Şirin Gökçe yönünden 10.000,00.-TL, baba … yönünden 10.000,00.-TL, kardeş … yönünden 8.000,00.-TL manevi tazminatın davalılar … ile …’dan kaza tarihi olan 21/07/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Davacılar vekili istinafa başvuru dilekçesinde, davada davalı …’nun kusurunun tam olarak belirlenmediğini, keşif yapılmadığını, Ağır Ceza Mahkemesinde yapılan keşif ile yetinildiğini, yapılan kusur hesaplaması yerinde olmadığını, yine yapılan aktüerya hesabında da hata yapıldiğını, her ne kadar bilirkişi raporunda ve gerekçeli kararda asgari ücretin çok az bir miktar üzerinde bir hesaplama yapıldığı belirtilmiş ise de hesaplama asgari ücrete çok yakın bir rakamla yapılması göre doğru olmadığını, üniversite mezunu bir kişinin asgari ücrete yakın bir maaş alması hayatın olağan akışına uygun düşmediğini, hükmedilen miktarın az olduğunu savunarak kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmitşir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE :
Dava, trafik kazası sonucu meydana gelen ölüm nedeniyle manevi tazminat ve destekten yoksun kalmaya ilişkin maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacılar vekili takdir edilen manevi tazminatın düşük olduğu, keşif yapılmaksızın kusur hesaplaması yapılmasının doğru olmadığı, hesaplanan maddi tazminatıında aktüerya raporunun hatalı olduğunu, ölenin asgari ücretin en az iki katı veya bir buçuk katında geliri olduğunun kabulü gerekirken asgari ücrete yakın bir rakam üzerinden hesap yapılmasının doğru olmadığını belirterek yerel mahkeme kararını istinaf etmiştir.
Davacılar vekilinin, kusur tespitine ilişkin istinaf sebebi yönünden, kaza tespit tutanağı, dava dosyası ve dava konusu olaya ilişkin kesinleşen ceza mahkemesi kararı, olaya ilişkin CD görüntüleri ile, mahkemece alınan ATK’nun 24/04/2018 tarih ve 4081 sayılı raporu birbirini teyit eder nitelikte bulunduğundan, dava konusu kazada davacıların yakını Cem Gökçe’nin %80, davalı sürücünün ise %20 oranında kusurlu yönündeki yerel mahkeme kabulü somut uyuşmazlığa uygun olduğundan kusura yönelik davacı vekilinin istinaf isteminin reddi gerekmiştir.
Manevi tazminat isteminin temelinde, davalıların haksız eylemi yatmaktadır. Bilindiği üzere, haksız eylemin unsurları; kusur, zarar, fiil ile zarar arasında illiyet bağı fiilin hukuka aykırı olmasından ibarettir.
Öte yandan, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56. Maddesinde düzenlenen manevi tazminatta kusurun gerekmediği, ancak takdirde etkili olabileceği, 22/06/1966 tarihli ve 1966/7 Esas, 1966/7 Karar sayılı içtihadı birleştirme kararında açıkça vurgulanmıştır. Bu kararın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda taktir hakkını kullanırken, ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Yine Türk Borçlar Kanunu’nun 56. Maddesine göre; hakimin özel halleri göz önünde tutarak, manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği tutar adalete uygun olmalıdır. Bu para tutarı, aslında ne tazminat ne de cezadır. Çünkü mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını amaç edinmediği gibi, kusurlu olama yalnız hususun ihlalinden dolayı yapılan bir kötülük de değildir. Aksine, zarara uğrayanda bur huzur duygusu uyandırmayı, aynı zamanda ruhi ızdırabın dindirilmesini amaç edindiğinden, tazminata benzer bir fonksiyonu da vardır. O halde bu tazminatın sınırı, onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
Manevi tazminat, duyulan elem ve ızdırabın kısmen ve imkan nispetinde iadesini amaçladığından hakim, TMK’nın 4. Maddesi gereğince hak ve nesafete göre takdir hakkını kullanarak manevi tazminat miktarını tespit etmelidir.
Hakim belirlemeyi yaparken somut olayın özelliğini, zarar görenin ve zarara yol açanın ekonomik ve sosyal durumunu, paranın alım gücünü, maluliyet oranını, ölüm yada, beden gücü kaybı nedeniyle duyulan ve ileride duyulacak elem ve ızdırabı gözetmelidir. Nitekim aynı ilkeler Hukuk Genel Kurulunun 02/10/2018 tarihli ve 2017/17-1098 Esas, 2018/1384 K; 02/03/2021 tarihli ve 2021/17-43 E., 2021/182 Karar sayılı kararlarında da benimsenmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, tarafların kusur durumu, kaza tarihi 21/07/2015 itibariyle paranın alım gücü, tarafların ekonomik-sosyal durumu gözetildiğinde mahkemece takdir edilen manevi tazminat miktarına göre davacı vekilinin istinaf istemi yerinde değildir.
Ancak, İş göremezlik zararının hesabında gelirin belirlenmesi tazminatın doğru tespitinde önemli olup, müteveffa Cem Gökçe Turizm İşletmeciliği Fakültesi 1.sınıf öğrencisidir. Maddi tazminat bilirkişi raporunda, 9 derece 1. Kademe memur geliri üzerinden hesaplama yapıldığı ve bu hesaplamanın hatalı olduğu anlaşılmaktadır. Buna göre mahkemece yapılaması gereken müteveffanın mezun olacağı tarih araştırılarak, mezun olduğunda mesleğine göre emsal gelir araştırması yapılması, ilgili kamu kurumları ile meslek kuruluşlarından mezuniyetinden itibaren ne kadar sürede iş bulabileceği, emsal gelirin ne kadar olduğu, mesleğine göre yılın tamamında çalışıp çalışamayacağı gibi hususların sorulması ile gerektiğinde bu hususta bilirkişi incelemesi yapılarak ücretinin belirlenmesi ve bu doğrultuda iş görmezlik tazminatının belirlenmesi gerekecektir. Mahkemece, farazi ve memur gelirine göre yapılan hesaplamanın hükme esas alınması ve yetersiz araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. (Benzer uygulama, Yargıtay 17. D. 01/10/2019 tarih 2016/20094 esas 2019/8733 kara sayılı ilamı)
Yine somut olayda, aktüerya bilirkişi raporunda, PMF 1931 Yaşam Tablosu ve prograsif rant yöntemi uygulanarak düzenlenen rapor doğrultusunda hüküm kurulmuş, davacı taraf tazminat hesabının doğru olmadığı, 20 yaşında ölen bir genç için hesaplanan tazminatın yetersiz olduğunu ileri sürmüştür.
Esasen, tarafların bilirkişi raporunda kullanılan yaşam tablosuna ve tatbik edilen esaslara açık itirazları olmasa dahi TBK 51. maddesi uyarınca tazminatın kapsamının hakim tarafından belirlenmesi zaruridir. Gerçek zarar miktarının, hak sahibi davacının olay tarihindeki bakiye ömrü esas alınarak hesaplanması gerekmektedir. Gerçek zarar hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Hak sahiplerinin bakiye ömürleri önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvellerine göre saptanmakta iken, Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmaları ile “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmış olup, Sosyal Güvenlik Kurumunca’da ilk peşin sermaye değerinin hesaplanmasında anılan tabloların uygulanmasına geçilmiştir.
Gerek diğer kurumlar ile Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve gerekse bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği de göz önüne alınarak, ülkemizce de tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nce de karar verilmekle görüş değişikliğine gidilmiştir. (Yargıtay 17.HD 22/12/2020 tarih, 2019/5206 E. – 2020/8874 K. sayılı ilamı, 14/01/2021 tarih 2020/2598 E. – 2021/34 K. sayılı ilamı) Bu itibarla, TRH 2010 Yaşam Tablosu kullanılarak hak sahibi davacının bakiye muhtemel yaşam süresinin belirlenmesi ve buna göre tazminat hesabı yapılması gerekirken, yazılı olduğu gibi davacılar murisinin 1931 tarihli “PMF” cetveline göre bakiye ömür süresinin tespiti ile tazminat hesabı yapılması doğru olmadığından, denetime elverişli olmayan tazminat raporuna itibar edilerek karar verilmesi de doğru değildir.
Mahkemece yapılacak iş, destekten yoksun kalma tazminatı bakımından murisin kazancının belirlenmesinden sonra, TRH 2010 tablosu ve progresif rant yöntemi esas alınarak, davacılar dışında murisin muhtemel destek alacaklarınında payı dikkate alınarak tazminat hesabı yapmaktan ibarettir.
HMK’nun 355.maddesi gereğince istinaf yoluna başvuranın sıfatına, kamu düzenine ve istinaf konusu yapılan nedenlerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda, hükmün esasını etkileyecek tüm deliller toplanmadan karar verilmesi nedeniyle karar usul ve yasaya aykırı olup davacılar vekilinin istinaf başvurusunun bu sebeplerle kabulü ile mahkeme kararının HMK’nun 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına, Dairemiz kararı gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacılar vekilinin istinaf talebinin KABULÜ ile Bursa 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/02/2019 tarih ve 2015/1348-2019/89 sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Gerekçede yapılan açıklamalar göz önünde bulundurularak yargılama yapılmak üzere dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davacılar tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde ilk derece mahkemesince yatırana iadesine,
3-Karar tebliğ ve harç iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
4-İstinaf kanun yoluna başvuran taraflarca yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 6100 sayılı HMK’nun 353/1-a hükmü uyarınca kesin olmak üzere 16/03/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


Başkan

E-imzalıdır.

Üye

E-imzalıdır.

Üye

E-imzalıdır.

Katip

E-imzalıdır.