Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2022/1043 E. 2023/1668 K. 21.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 13. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/1043 – 2023/1668
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
13. HUKUK DAİRESİ K A R A R

DOSYA NO : 2022/1043
KARAR NO : 2023/1668

B KONUSU : Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
B.A.M. KARAR TARİHİ : 21/09/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 22/09/2023

Davacı tarafından, davalı aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda mahal mahkemesince davanın reddine dair verilen karara süresi içinde davalı Doğa Sigorta A.Ş. vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonunda, incelemenin duruşma açılmadan karar verilmesi mümkün hallerden olduğu anlaşılmakla dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde, 11/09/2018 günü meydana gelen trafik kazasında davacının yaralandığını, yaralanmak sebebiyle tedavi görmüş olmasına rağmen tamamen iyileşemediğini, olayla ilgili ceza soruşturması da başlatıldığını, kazaya sebep olan 16 S 0507 plakalı aracın davalı şirkete ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, sigorta şirketine yapılan başvuruya rağmen tazminat ödemesi yapılmadığını ileri sürerek şimdilik 4.400 TL maluliyet ve 100TL geçici iş göremezlik bedeli olmak üzere toplam 4.500TL nin şirkete başvuru tarihi olan 05/12/2018 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasını talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, davanın belirsiz alacak davası biçiminde açılamayacağını, davacının hastane raporuyla sakatlandığını belgelemesi gerektiğini, yapılan başvuru sırasında belgelerin tam olarak sunulmadığnı,kazayla yaralanma arasındaki illiyet bağının kurulmadığını, emniyet kemeri takmayan davacının tazminat alacağının tenzili gerektiğini, faizin de ancak dava tarihinden itibaren istenebileceğini ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davacının daimi maluliyet tazminat talebinin reddine, davacının geçici iş göremezlik tazminatı talebi konusuz kaldığından buna ilişkin davada esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, karar verilmiştir.
Davalı Doğa Sigorta A.Ş. vekili istinaf kanun yolu başvuru dilekçesinde, davacı ile dava dışı sigortalı araç sürücüsünün soruşturma aşamasında uzlaşma kapsamında anlaştıkları, edimli ve edimsiz uzlaşma arasında fark gözetmeden uzlaşma yapıldı ise tazminat taleplerinden feragat edildiği kabul edilmesi gerektiği, bu hususta Yargıtay’ın yerleşik kararlarında sadece tazminat alacağı için sigorta şirketine başvuru hakkı saklı tutulması istisna kabul edilmekte ise de huzurdaki dosyada yer alan uzlaşma tutanağında görüleceği üzere davacının bu hakkını saklı tutmadığı, bu nedenle huzurdaki davanın CMK m. 253/ f. 19 hükmü uyarınca reddi gerektiği, geçici iş göremezlik ödemesi yönünden davanın konusuz kalmasına müvekkili şirketçe sebebiyet verilmediğinden ilk derece mahkemesinin yargılama gideri ve vekalet ücreti yönündeki kararının hatalı olduğu, diğer müteselsil borçlu olan Anadolu Anonim Türk Sigorta Şirketi tarafından davacının zararının Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/369 E. Sayılı dosyada sulh kapsamında ödeme yaparak giderilmiş ve söz konusu tazminata ilişkin vekalet ücreti zaten ödenmiş olduğundan müvekkili sigorta şirketine yöneltilen yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden hükmedilen yerel mahkeme kararının kaldırılarak, CMK m. 253/f. 19 uyarınca uzlaşma sağlandığından tazminat davasından feragat edilmiş sayılması nedeniyle davanın reddine, aksi kanaatte olunması halinde Bursa 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18.05.2021 tarih 2019/840 E. 2021/491 K. sayılı ilamının davacı lehine vekalet ücretine hükmeden, arabuluculuk ücretinin müvekkili şirketten tahsiline hükmeden ve yargılama giderlerini müvekkili üzerinde bırakan tüm hükümlerin kaldırılmasına, davanın reddine, karar verilmesini, talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME ve GEREKÇE:
Dava, haksız fiil sebebiyle maddi tazminat talebine yöneliktir.
5271 sayılı CMK 253/17 maddesinde ”Cumhuriyet savcısı, uzlaşmanın, tarafların özgür iradelerine dayandığını ve edimin hukuka uygun olduğunu belirlerse raporu veya belgeyi mühür ve imza altına alarak soruşturma dosyasında muhafaza eder.” ve CMK 253/19 maddesinde”…Uzlaşmanın sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz; açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılır. Şüphelinin, edimini yerine getirmemesi halinde uzlaşma raporu veya belgesi, 2004 sayılı İİK 38 maddesinde yazılı ilam mahiyetini haiz belgelerden sayılır.” şeklinde düzenlemeler yapılmıştır. Bu düzenlemelere göre uzlaşmanın sağlanması halinde soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz, açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılır ve uzlaşma tutanağı düzenlenmekle davacının tazminat davası açma hakkı ortadan kalkar. Uzlaşma tutanağı da ilam mahiyetinde olacağından aksinin aynı kuvvetteki belge ile ispatlanması gerekir (Yargıtay 4 HD 2022/10867 E-2022/14816 K sayılı ilam).
30145 sayılı Ceza Muhakemesinde Uzlaştırma Yönetmeliğinin Edimin Konusu başlıklı 33 maddesinde “Taraflar uzlaştırma sonunda belli bir edimin yerine getirilmesi hususunda anlaşmaya vardıkları takdirde aşağıdaki edimlerden bir ya da birkaçını veya bunların dışında belirlenen hukuka ve ahlaka uygun başka bir edimi kararlaştırabilirler: edimin konusu olarak sayılanlar: fiilden kaynaklanan maddî veya manevî zararın tamamen ya da kısmen tazmin edilmesi veya eski hâle getirilmesi, mağdurun veya suçtan zarar görenin haklarına halef olan üçüncü kişi ya da kişilerin maddî veya manevî zararlarının tamamen ya da kısmen tazmin edilmesi veya eski hâle getirilmesi, bir kamu kurumu veya kamu yararına hizmet veren özel bir kuruluş ile yardıma muhtaç kişi ya da kişilere bağış yapmak gibi edimlerde bulunulması, mağdur, suçtan zarar gören, bunların gösterecekleri üçüncü şahıs veya bir kamu kurumu ya da kamu yararına hizmet veren özel bir kuruluşun belirli hizmetlerinin geçici süreyle yerine getirilmesi, topluma faydalı birey olmayı sağlayacak bir programa katılımın sağlanması, mağdurdan veya suçtan zarar görenden özür dilenmesi ve ayrıca taraflar uzlaştırma süreci sonunda edimsiz olarak da uzlaşabilirler.” denilmek suretiyle uzlaşmanın hüküm ve mahiyeti açıklanmıştır.
Uzlaşmanın maddi ve manevi tazminat davası açılmasına engel olması veya açılmış davada feragat edilmiş sayılabilmesi için, davacının maddi ve manevi talep olmaksızın dava dışı sürücü ile uzlaşmış olması nedeni ile bu kaza sebebiyle tazminat davası açamayacağını kabul etmiş olması, Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan uzlaşmanın usulüne uygun olması, uzlaşmanın anlam ve sonuçlarının uzlaşma teklif formu ile usulünce davacıya açıklanması, davacının da bunu okuyup imzalayarak kabul etmesi gerekmektedir.
6098 sayılı TBK 166/3 maddesi gereği alacaklının, borçlulardan biriyle yaptığı ibra sözleşmesinin diğer borçluları da ibra edilen iç ilişkideki borca katılma payı oranında borçtan kurtaracağı düzenlenmiştir. İbranın diğer müteselsil borçlulara etkisine ilişkin bu özel hükümle alacaklının sadece bir borçluyu ibra etmesi üzerine, ibra ettiği borçlunun iç ilişkideki payı kadar, diğer borçlulara karşı da alacak hakkını kaybedeceği hükme bağlanmıştır.
Somut olayda, davacının seyahat ettiği 16 S 1861 plakalı araçla davalı sigorta şirketi tarafından zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalanmış 16 S 0507 plakalı aracın çarpışması sonucu meydana gelen kazada davacının yaralandığı, olaya ilişkin olarak açılan Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı 2018/87829 sayılı soruşturma dosyasında, savcılık tarafından CMK 253 maddesi kapsamında uzlaştırma faaliyetlerinde bulunulduğu, kazadaki yaralanma nedeniyle uzlaşma teklif formunun davacı tarafından kabul edildiği, tarafların her hangi bir maddi ve manevi edim talebinde bulunmadan uzlaştıklarına ilişkin 16/01/2019 tarihli uzlaşma raporunun Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 05/02/2019 tarihinde imzalandığı ve 06/02/2019 tarihinde taraflar arasında uzlaşma sağlandığı belirtilerek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği anlaşılmış olup, davacının maddi ve manevi tazminat talebi olmaksızın dava dışı sürücü ile uzlaşmış olması, Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan uzlaşmanın usulüne uygun olması, uzlaşmanın anlam ve sonuçlarının uzlaşma teklif formu ile usulünce davacıya açıklanması, davacının da bunu okuyup imzalayarak kabul etmesi karşısında, davalı sigorta şirketi hakkında tazminat davası açamayacağı gözetilmeksizin açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken (Yargıtay 4 HD 2022/12108 E- 2022/13329 K sayılı ilam), yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olmuştur. Davalı vekilinin istinaf talebi yerindedir.

6100 sayılı HMK 355. Madde gereğince, istinaf sebep ve gerekçeleri ile kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucunda, açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmesi gerekirken karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nun 353/1. fıkrası (b-3) bendi gereğince kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, bu durum yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf talebinin KABULÜ ile Bursa 1 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 01/03/2022 tarih, 2019/140 esas, 2022/190 sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-HMK’nın 353/1-b-3 maddesi gereğince YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMASINA,
a)Davanın REDDİNE,
b)Alınması gerekli 269,85-TL harçtan peşin alınan 44,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 225,45-TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
c)Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
d)Davalı tarafından yapılan 36,10-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
e)Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT gereği 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
f)Dava şartı arabuluculuk kapsamında hazine tarafından ödenen 1.320,00 TL’nin davacıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
g)Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avanslarının kararın kesinleşmesine müteakip ilgili tarafa iadesine,
4-İstinaf eden davalı tarafından yatırılan istinaf harçlarının talebi halinde ilk derece mahkemesince davalı tarafa iadesine,
5-İstinaf aşamasında yapılan gider bulunmadığından, bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Karar tebliği, harç tahsil, harç iade ve gider avansı iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
7-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, 6100 sayılı HMK 362/1.a maddesi gereğince kesin olmak üzere 21/09/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.