Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/508 E. 2022/25 K. 12.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 13. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/508 – 2022/25
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
13. HUKUK DAİRESİ K A R A R

DOSYA NO : 2021/508
KARAR NO : 2022/25

B

B.A.M. KARAR TARİHİ : 12/01/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 19/01/2022

Davacılar tarafından, davalılar aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda mahal mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen karara süresi içinde davacılar vekili ile davalı Yöntem Kozmetik A.Ş. vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonunda, incelemenin duruşma açılmadan karar verilmesi mümkün hallerden olduğu anlaşılmakla dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde, 03.11.2016 tarihinde Bursa ili Osmangazi ilçesi Armutköy mahallesinde meydana gelen kazada, karşı yönden gelen ve şerit ihlali yapan Murat Soy idaresindeki 34 JK 3501 plakalı aracın müvekkilinin de içinde bulunduğu 16 HB 664 plakalı araca çarptığını, kazada her iki sürücüde vefat etmiş olup, müvekkili Bedriye Kayraklı yaralı kurtulduğunu, kaza sonucu tutulan trafik tespit tutanağında 34 JK 3501 plakalı araç sürücüsü Murat Soy’un kazanın meydana gelmesinde tamamen kusurlu olduğunun tespit edildiğini, Murat Soy’un kullanmış olduğu aracın davalılardan Otokoç Otomotiv Ticaret ve Sanayi Anonim Şirketi’ne ait olup yine davalılardan Yöntem Kozmetik A.Ş. tarafından bu firmadan kiralandığını, Murat Soy’un ise Yöntem Kozmetik A.Ş. firmasının çalışanı olduğunu, söz konusu 34 JK 3501 plakalı aracın 0001-0210-13203227 poliçe numarası ile davalılardan Allianz Sigorta A.Ş. isimli sigorta firmasından zorunlu trafik sigortası bulunduğunu, müteveffa Mustafa Kayraklı’nın mirasçıları olarak; Eşi Bedriye Kayraklı -Kızı Simge Kayraklı, Oğlu Ömer Faruk Kayraklı kaldıklarını, müteveffanın vefat etmeden önce Baya Tekstil Makina Otom. Yedek Parç. San. ve Tic. Ltd. Şti. ‘nde çalışmış olup son aldığı aylık maaşı brüt 3.017,99 TL olduğunu, kaza nedeniyle müvekkillerinin, müteveffa Mustafa Kayraklı’nın desteğinden mahrum kaldıklarını, müteveffa Mustafa Kayraklı’nın ölümü ve müvekkilinin eşinin bu duruma bizzat araç içerisinde şahit olması nedeniyle müvekkilini ve çocuklarında büyük bir elem ve ızdırap meydana getirdiğini, gerek maddi gerekse manevi olarak onarılamaz bir yara bıraktığını, ruhsal açıdan oldukça zor anlar yaşadıklarını, bu elem ve ızdırabı madden karşılamak mümkün olmasa da bir nebze olsun tatmin etmek amacıyla manevi tazminat talep etmek gerektiğini, davanın kabulü ile şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve milteselsilen alınarak davacılara verilmesine, davacı eş Bedriye Kayraklı lehine 100.000,00 TL ve çocuklar Simge Kayraklı için 50.000,00 TL, Ömer Faruk Kayraklı için 50.000,00 TL olmak üzere ceman 200.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar Otokoç Otomotiv Ticaret ve Sanayi A.Ş. ve Yöntem Kozmetik A.Ş’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Otokoç Otomotiv Tic. Ve San. A.Ş. vekili cevap dilekçesnde, öncelikle, dava konusu 34 JK 3501 plaka sayılı aracın müvekkili şirket adına kayıtlı olup, müvekkili şirketin AVIS Kiralama Firmasından 12.12.2012 tarihli 20121200205 sözleşme nosu ile “Otokoç Uzun Dönem Araç Kiralama Sözleşmesi” ile uzun süreli kiralama ile kiralandığını, işleten sıfatı aracı uzun süreliğine kiralayan Yöntem Kozmetik A.Ş.’ne ait olduğunu, dosyada işleten sıfatının farklı bir firma olması sebebi ile müvekkili şirketin hasım gösterilmesi ve kusur atfedilmesinin hatalı olduğunu, davacıların maddi tazminat istemlerini somutlaştırması gerektiğini, manevi tazminat talebi ise son derece fahiş olup, manevi tazminat sebepsiz zenginleşme aracı olamayacağından reddi gerektiğini, kazada müteveffanın ölüm sebebinin de netleştirilmesi gerektiğini, olay tarihinde emniyet kemerinin takılı olup olmadığı belirlenmesi gerektiğini, davanın, kazada 34 JK 3501 plaka sayılı aracı kullanan Murat Soy’un varislerine de davanın yönetilmesi gerektiğini, davaya Murat Soy’un veraseti çıkartılarak, varislerinin de dahil edilmesini, davacıların talepleri haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olup davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Yöntem Kozmetik A.Ş. Vekili cevap dilekçesinde, müteveffa Murat Soy’un müvekkili şirketin sigortalı çalışanı olduğunu, kaza sonrasında Murat Soy’un tamamen kusurlu olduğunun tespit edildiğini, sigorta şirketi tarafından yapılan ödemelerin tespiti gerektiğini, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından davacılara yapılan peşin sermaye değerinin araştırılması gerektiğini, tazminat taleplerinin zamanaşımına uğradığını, manevi tazminat taleplerinin fahiş olduğunu, maddi manevi tazminatlar yönünden şartları oluşmadığından davanın esastan reddine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı Allıanz Sigorta A.Ş. Vekili cevap dilekçesinde, müteveffa Mustafa Kayraklı’nın vefatı nedeniyle davacıların destekten yoksun kalma tazminatı talebiyle yapmış oldukları başvuru üzerine müvekkili şirket tarafından açılan hasar dosyasında uzmak aktüerler tarafından TRH tablosu kullanılarak hazırlanan rapora istinaden 10/02/2017 tarihinde Bedriye Kayraklı için 242.223,57 TL, Simge Kayraklı için 15.973,01 TL ve Ömer Faruk Kayraklı için 33.916,77 TL olmak üzere toplam 292.113,34 TL ödeme yapıldığını, müvekkilinin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirdiğini, 34 JK 3501 plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkilinin sorumluluğunun sigortalısının kusur oranında ve zarar nispetinde olduğunu, müvekkilinin faiz sorumluluğu olmadığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davacıların maddi tazminat talebinin davalı Otokoç Otomotiv Tic. ve San. A.Ş. yönünden reddine, Yöntem Kozmetik A.Ş. ve Allianz Sigorta A.Ş. yönünden kabulü ile 50.629,90 TL tazminatı(davalı sigorta şirketi bu tutarın 17.886,55 TL sinden poliçe limiti dahilinde sorumlu olması kaydıyla) davalı sigorta şirketi yönünden 10/02/2017 tarihinden, diğer davalı yönünden kaza tarihi olan 03/11/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, davacıların manevi tazminat talebinin davalı Otokoç Otomotiv A.Ş. yönünden reddine, davacıların manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile davacı Bedriye Kayraklı için 50.000,00 TL, davacı Ömer Faruk Kayraklı için 40.000,00 TL, davacı Simge Kayraklı için 40.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 03/11/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Yöntem Kozmetik A.Ş.’den alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Davalı Yöntem Kozmetik A.Ş vekili istinaf kanun yolu başvuru dilekçesinde, kaza sonrasında dava öncesinde Murat SOY’un kullandığı aracın sigortacısı diğer davalı Allianz Sigorta A.Ş. tarafından davacılara toplamda 292.113,35.-TL ödeme yapıldığı, mahkemenin özellikle davacılar murisinin yüksek alkollü olması sebebi ile kusura dair yapılan ısrarlı itirazları göz önüne almadığı, Adli Tıp İhtisas Kurumu’ndan alınan raporda trafik kaza tutanağının etkisi altında kalındığı, bu sebeple kusurun %70’inin Murat SOY’a verildiği, bu sebeple kusura ilişkin itirazlarının ısrarla ileri sürüp bir üniversite öğretim üyelerinden alınacak yeni bir kusur raporu ile yeniden kusur tespiti taleplerini mahkemenin reddetmesinin hatalı olduğu, davaya konu araç sürücülerinin neye göre ve hangi sebeple ne kadar kusuru olduğu gerekçesinin açıklanmadığı, Adli Tıp Kurumu raporunda, sadece kolluk kuvvetinin tuttuğu kaza tespit tutanağında çarpışma noktasının Mustafa KAYRAKLI’ya ait şeritte meydana geldiğini bu sebeple Murat SOY’un şerit ihlali yaptığının ifade edildiği, Mustafa KAYRAKLI’nın kullandığı araca ait 14 metre fren izi mevcut olduğu, Mustafa KAYRAKLI alkollü ve yüksek hızlı olmasaydı, aracını durdurabileceği, fren yapmasına gerek kalmayacağı, bu durumda da kazanın meydana gelmeyeceği, keşif esnasında da gözlemlendiği üzere kazanın meydana geldiği yerdeki yolun virajlı ve çok dar olduğu, böyle bir yolda alkollü olarak araç kullanan ve hız sınırının en az iki katı (saatte 60,8 km) üstünde seyreden araç sürücüsünün daha fazla kusurlu olduğu, davacılar murisinin kusurunun çok daha fazla olması ve hatta tüm kusurun onda olmasına rağmen manevi tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğu, bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacılar vekili istinaf kanun yolu başvuru dilekçesinde, bilirkişi raporunda Mustafa Kayraklı’nın salt alkollü olması nedeniyle kusur atfedildiği, murisin alkollü olması ile kazanın meydana gelmesi arasında herhangi bir illiyet bağı bulunmadığı, kazanın tek nedeninin Murat Soy’un şeridini ihlal ederek müvekkilin murisine ait şeride taşması olduğu, bilirkişi raporunda muris Mustafa Kayraklı’nın kullandığı aracın hızına ilişkin hesaplamanın hatalı yapıldığı, hesaplama yapılırken 14 m fren mesafesi üzerinden hız belirlenmesi gerekirken, buna 9.6 m intikal mesafesi de eklenerek 23.6 m üzerinden yapıldığı, Otokoç Otomotiv Ticaret ve Sanayi Anonim Şirketi kazaya karışan aracın işleteni konumunda olduğu, kaza sonucu meydana gelen hasar ve zararlardan sorumlu olduğu, olayın oluş şekli, tarafların sosyo-ekonomik durumu ve paranın değeri değerlendirildiğinde 6098 sayılı B.K.’nun 56. maddesindeki özel haller dikkate alınarak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılması gerektiği, yerel mahkeme kararın kaldırılarak davanın kabulüne, karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Otokoç Otom. A.Ş. vekili istinafa cevap dilekçesinde, kanun yolu başvuru dilekçesinde, dava konusu 34 JK 3501 plaka sayılı aracın müvekkili şirket adına kayıtlı olduğu, müvekkil şirketin AVIS Kiralama Firmasından 12.12.2012 tarihli 20121200205 sözleşme nosu ile Otokoç Uzun Dönem Araç Kiralama Sözleşmesi ile uzun süreli kiralama ile diğer davalı Yöntem Kozmetik A.Ş.’ne kiralandığı, işleten sıfatının aracı uzun süreliğine kiralayan Yöntem Kozmetik A.Ş.’de olduğu, 02.01.2020 Tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin m.13 hükümleri çerçevesinde Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için bu Tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla belirlenmesi gerektiği, davanın maddi tazminat istemli olup, maddi tazminat istemli davaların tamamının reddi durumunda avukatlık ücretinin, bu Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümüne göre hükmolunacağı, bu anlamda, müvekkil şirket yönünden davacı tarafça talep edilen tazminatın tamamı reddedilmiş olduğu için belirlenen vekalet ücreti usul ve yasaya uygun olup davacının istinaf taleplerinin hukuka aykırı olduğu, davacıların istinaf taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME ve GEREKÇE
Dava, haksız fiil nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebine yöneliktir.
12/03/2018 tarihli bilirkişi raporunda, 03/11/2016 tarihindeki kazanın meydana gelmesinde mütevveffa sürücü Murat’ın %70, davacılar murisi Mustafa’nın %30 oranında kusurlu olduğu bildrilmiş, ATK Trafik İhtisas Dairesi 13/03/2019 tarihli raporunda da benzer değerlendirme yapıldığı, sürücü Murat’ın karşı şeride geçtiği, sürücü Mustafa’nın da yeterince tedbir almadığı yolundaki değerlendirmenin olay yeri krokisi ile örtüştüğü göz önüne alındığında, ATK raporunun hükme esas alınmasında isabetsizlik yoktur. Davacılar vekili ve davalı Yöntem Kozmetik A.Ş. vekilinin bu yoldaki istinaf sebebi ayrı ayrı yerinde değildir.
Davacıların maddi tazminat talebi, destekten yoksun kalma alacağından oluşmaktadır. Destekten yoksun kalma tazminatı, maddi tazminat türü olup, hukuka aykırı fiil sonucunda ölen kişinin destek verdiği kişilerin; ölen kişinin yokluğunda alacağı destekten mahrum kalması ve sonucunda hayat kalitelerinin düşmesi vs. sebeplerle, bu ölümden kusurlu olarak sorumlu olan kişiden alacakları tazminattır.
Desteğin çocuksuz olması durumunda desteğin gelirini eşi ile ortak paylaşacağı varsayımına dayalı olarak, gelirden desteğin %50 ve eşin %50 pay alacağı kabul edilmektedir. Çocukların, eş ile birlikte destek payı alacağı durumda ise destek gelirden eşi ile birlikte 2’şer pay alırken çocuklara birer pay verileceği, yine eş, çocuklar ile ana babanın pay alacağı durumlarda desteğe 2 pay, eşe 2 pay, çocukların her birine 1’er pay, ana ve babaya 1’er pay ayrılarak böylece gelirin tamamının dağıtılacağı esasına dayalıdır. Çocukların sayısı arttıkça hem desteğe ayrılan pay, hem de eş ve çocuklar ile ana ve babaya ayrılacak paylar düşecektir. Çocukların destekten çıkması ile birlikte destekten çıkan çocuğun payları destek, eş ve diğer çocuklara dağıtılacak, anne ve babaya verilmeyecektir. Böylece geriye kalan eş ve çocukların payları ile desteğin payı artacaktır. Ana ve babadan birinin destekten çıkması ile payı diğerine aktarılacak, ana ve baba ile çocukların tamamının destekten çıkması durumunda ise yine çocuksuz eş gibi desteğe 2 pay, eşe 2 pay esasına göre %50 pay desteğe, %50 pay eşe verilerek varsayımsal olarak gelir paylaştırılarak tazminat bu ilkelere göre hesaplanmalıdır (Yargıtay 17. HD 2020/3231 E.- 2021/2851 K. sayılı ilam). Mütevveffa Mustafa ‘nın, UYAP tan celbedilen nüfus kaydının incelenmesinde kaza tarihi itibarıyla babası Nihat’ın sağ olduğu, böylelikle davacılar lehine daha yüksek miktarda destek tazminatı hesaplandığı anlaşılmaktadır. Ancak bu yolda istinaf talebi bulunmamakla yanlışlığa değinilmekle yetinilmiştir.
Aktüerya bilirkişice yapılan hesaplama hukuka aykırıdır. Zira, mahkemece hükme esas alınan aktüerya raporunda; kaza tarihinden sonraki muhtemel yaşam süresinin belirlenmesinde TRH 2010 yaşam tablosu dikkate alınarak hesaplama yapılmış ise de, Anayasa Mahkemesi’nin 17.07.2020 tarih- 2019/40-2020/40 sayılı kararı ile; 2918 sayılı KTK 90. maddesindeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir” bölümündeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir. Bu nedenle; işgücü kaybı tazminatı hesabında, yeni ZMSS Genel Şartları ekindeki cetvellerin kullanılması mümkün olmadığından ve %1,8 teknik faiz ile devre başı ödemeli belirli süreli rant formülü uygulaması anılan cetvellerle getirildiğinden, artık uygulanması mümkün değildir. Tazminat hesaplamasının, %1,8 teknik faiz uygulanmadan ve Yargıtay uygulamaları ile kabul edilen, Tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 tablosu esas alınarak, progresif rant yöntemi kullanılarak, bilinmeyen devirdeki gelirlerin her yıl için %10 artırılıp, %10 iskonto edilmesi suretiyle, teknik faiz dikkate alınmaksızın, tazminatın hesaplanması gerekecektir (Yargıtay 17 HD 2019/3292 E.- 2021/1848 K. Sayılı ilam). Ancak bu yolda istinaf talebi bulunmamakla yanlışlığa değinilmekle yetinilmiştir.
2918 sayılı KTK hükümlerine göre, trafik kaydı “işleteni” kesin olarak gösteren bir karine değilse de, onun kim olduğunu belirleyen güçlü bir kanıt niteliğindedir. Ancak, trafik kaydına rağmen işletenliğin 3. kişi üzerinde bulunmasını engelleyen bir yasa hükmü yoktur. (Yargıtay 17 HD 2019/4255 E-2020/3307 K sayılı ilam). Aynı yasanın 3. maddesinde, “İşleten: Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak, ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır.” şeklinde tanımlanmıştır. Aynı kanunun 85. maddesinde ise, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen bilet ile işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmüne yer verilmiştir.
2918 sayılı KTK 3. maddesinde işleten sıfatının belirlenmesinde şekli ve maddi ölçüt olmak üzere iki ayrı ölçüden yararlanılmıştır. Şekli ölçüye göre trafik sicilinde malik görülen kişi işletendir. Maddi ölçüye göre ise, trafik sicilinde adı geçen kişinin önemi bulunmamakta olup önemli olan araç üzerindeki fiili hakimiyet, araçtan ekonomik yarar sağlama, masraf ve rizikolara katlanma gibi ölçütlerdir. Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, bu araçların sahipleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılmasının bir başka kimseye devir edilmesi halinde (çok kısa bir süre olmaması kaydıyla), artık üzerindeki fiili hakimiyetin kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o aracı kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekip, bunun sonucu olarak da araç malikinin sorumlu tutulmaması gerekecektir. Gerek öğretide, gerekse Yargıtay uygulamalarında,işleten sıfatının belirlenmesinde araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması ve fiili hakimiyetin uzun süreli olması gerekmektedir. Ancak bu konuda, getirilecek delillerin üçüncü kişileri bağlayabilecek nitelikte ve güçte olması, özellikle zarara uğrayanların haklarını halele uğratacak bir sonuç yaratmaması şarttır. (Yargıtay 17 HD. 2020/8228 E-2021/190 K sayılı ilam).
Somut olayda, 34 JK 3501 plakalı araca yönelik, 12/12/2012 tarihinden geçerli olmak üzere, davalı Yöntem Kozmetik A.Ş.’ye 39 ay süreyle kiralandığı, kiralama olgusunun Yöntem A.Ş.’nin de kabulünde olduğu, maddi ölçüte göre davalı Otokoç A.Ş.’nin işletenlik sıfatının kalmadığı, fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının davalı Yöntem Kozmetik A.Ş.’ye geçtiğinin kabulünün gerektiği, bu sebeple davalı Otokoç A.Ş. yönünden davanın reddedilmesinde isabetsizlik yoktur. Davacılar vekilinin bu yoldaki istinaf sebebi yerinde değildir.
Dava dilekçesinde 1.000,00.-TL maddi, 200.000,00.-TL manevi tazminat talebinde bulunulduğu, 28/10/2019 tarihli ıslah dilekçesinde davalı Otokoç A.Ş. dışındaki davalılar bakımından davanın ıslah edildiği, davalı Otokoç A.Ş. yönünden maddi ve manevi tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verildiği, maddi tazminat yönünden davalı Otokoç A.Ş. lehine AAÜT 13 maddesi gereği 1.000,00.-TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, 2.725,00.-TL vekalet ücretine hükmedilmesi isabetsiz olmuştur. Davacılar vekilinin bu yoldaki istinaf sebebi yerindedir.
6098 sayılı TBK 52 maddesi gereği, zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmışsa hakim, tazminatı indirebilecek veya tamamen kaldırabilecektir. Zarar görenin kendi menfaatlerini korumak için makul bir insanda beklenen davranışta bulunmayarak, zararın meydana gelmesinde veya artmasında etkili olmasına müterafik (bölüşük) kusur olarak adlandırılır. Zarar görenin müterafik kusurunun tespiti halinde 6098 sayılı TBK 52. maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, öğreti ve Yargıtay uygulamalarıyla da benimsenmiştir. Davacı Bedriye’nin, müteveffa Mustafa’nın eşi olduğu, müteveffanın alkollü araç kullandığı bildiğinin kabulünün gerektiği, bu sebeple hükmedilecek tazminatta bu durumun dikkate alınması gerekecektir.
6098 sayılı TBK 56/2 maddesi gereği, haksız fiil sebebiyle bedensel zarar ya da ölüm halinde, zarar gören veya ölenin yakınları da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesini isteyebilir. Manevi tazminat, kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın manevi dengesindeki bozulmanın giderilmesi için yasanın öngördüğü telafi şeklidir. Ayrıca kırgınlık, kızgınlık hatta intikam duygusunu da tatmin etmeye yarar (Yargıtay HGK 2001/4-1016 E-2001/757 K sayılı ilam). Olay sebebi ile duyulan acı, ızdırap ve elemi kısmen de olsa dindirmeye yardımcı olur. Manevi tazminatın belirlenmesinde ölçüt; ne faili ekonomik olarak yıkacak ne de mağdur için manevi zararı özlenebilir hale getirecek yükseklikte olmasıdır. (Prof.Dr.Mustafa Dural,Doç.Dr.Tufan Öğüz;Türk Özel Hukuku Cilt:2,Filiz Yayınevi). Başka bir ifadeyle manevi tazminat, ruhsal durumu düzeltecek nitelikte ve miktarda olup, mağdur tarafından bu durumu özlenir hale getirecek veya sebepsiz zenginleşme yaratabilecek miktara hükmedilmeyecektir. Bir ceza niteliğinde olmadığı gibi mal varlığına ilişkin zararın giderilmesini de amaç edinmez (Yargıtay 1966/7 E.1966/7 K. sayılı İBK). Olay sebebi ile eşini kaybeden davacı Bedriye, babalarını kaybeden davacılar Ömer Faruk ve Simge lehine, kazanın meydana geliş şekli, kusur durumu, kaza tarihinde paranın alım gücü, tarafların sosyal ve ekonomik durumları birlikte değerlendirildiğinde, takdir edilen manevi tazminat fazla olmuştur. Davalı Yöntem Kozmetik A.Ş. vekilinin bu yoldaki istinaf sebebi yerindedir.
6100 sayılı HMK 355.maddesi gereğince istinafa başvuranın sıfatı, istinaf konusu yapılan nedenler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda, mahkemece gerekçe yönünden verilen karar usul ve yasaya aykırı olup davacılar vekili ile davalı Yöntem A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun bu sebeplerle esas bakımından kabulü ile bu durum yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince mahkeme kararının düzeltilerek ve kazanılmış haklarda gözetilerek yeniden hüküm kurulmasına dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/12/2019 tarih ve 2017/460 – 2019/1648 sayılı kararı hakkındaki davacılar vekili ile davalı Yöntem A.Ş. vekilinin istinaf taleplerinin ayrı ayrı KABULÜNE,
2-HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince KARARIN DÜZELTİLEREK ESAS HAKKINDA YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA,
a)Davacıların maddi tazminat talebinin davalı Otokoç Otomotiv Tic. ve San. A.Ş. yönünden REDDİNE,
b) Davacıların maddi tazminat taleplerinin Yöntem Kozmetik A.Ş. ve Allianz Sigorta A.Ş. yönünden KABULÜ ile 50.629,90.-TL tazminatı (davalı sigorta şirketi bu tutarın 17.886,55.-TL’sinden poliçe limiti dahilinde sorumlu olması kaydıyla) davalı sigorta şirketi yönünden 10/02/2017 tarihinden, diğer davalı yönünden kaza tarihi olan 03/11/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
c) Davacıların manevi tazminat talebinin davalı Otokoç Otomotiv A.Ş. yönünden REDDİNE,
d) Davacıların manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile davacı Bedriye Kayraklı için 40.000,00.-TL, davacı Ömer Faruk Kayraklı için 30.000,00.-TL, davacı Simge Kayraklı için 30.000,00.-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 03/11/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Yöntem Kozmetik A.Ş.’den alınarak davacılara verilmesine,fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
e) Alınması gereken 10.289,53 TL harçtan peşin alınan 856,04.-TL (ıslah + peşin harç) harcın mahsubu ile bakiye 9.433,49 TL harcın davalılar Yöntem Kozmetik A.Ş. ve Allianz Sigorta A.Ş.’nden tahsiline, (davalı sigorta şirketi bu tutarın 3.065,88 TL’sinden sorumlu olması kaydıyla),
f) Davacılar tarafından yapılan aşağıda dökümü yazılı 2.101,00-TL yargılama gideri üzerinden kabul red oranına göre hesaplanan 1.514,20-TL ile peşin alınan 856,04-TL ( ıslah + peşin harç ) harcın davalılar Yöntem Kozmetik A.Ş. ve Allianz Sigorta A.Ş.’nden müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, ( davalı sigorta şirketi bu tutarın 770,32 TL sinden sorumlu olması kaydıyla) bakiye giderlerin davacı üzerinde bırakılmasına,
g) Maddi tazminat yönünden; AAÜT gereği 5.919,29 -TL vekalet ücretinin davalılardan Yöntem Kozmetik A.Ş. ve Allianz Sigorta A.Ş.’nden( davalı Allianz Sigorta A.Ş’ nin vekalet ücretinin 2725 TL kısmından sorumlu olmak üzere) müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
h) Maddi tazminat yönünden; Davalı Otokoç Otomotiv Tic. ve San. A.Ş. kendini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince 1.000,00.-TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak bu davalıya verilmesine,
ı) Manevi tazminat yönünden, davacıların ihtiyari dava arkadaşı olduğundan ve yargılama sırasında kendisinin vekil ile temsil edildiğinden AAÜT’ye göre belirlenen davacı Bedriye Kayraklı için 4.750,00 TL vekalet ücreti, davacı Simge Kayraklı için 3.600,00.-TL vekalet ücreti, davacı Ömer Faruk Kayraklı için 3.600,00.- TL vekalet ücretinin davalı Yöntem Kozmetik A.Ş’ den alınarak davacılara verilmesine,
i) Manevi tazminat yönünden; Davalı Otokoç Otomotiv Tic. Ve San. A.Ş. yararına ölçümlenen 2.725,00 -TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak bu davalıya verilmesine,
j) Davanın reddedilen manevi tazminat talebi yönünden davalı Yöntem Kozmetik A.Ş nin yargılama sırasında kendisinin vekil ile temsil edildiğinden AAÜT 10. Maddesine göre belirlenen davacı Bedriye Bayraklı yönünden, 4.750,00.-TL vekalet ücreti, davacı Simge Kayraklı için 2.725,00.-TL vekalet ücreti, davacı Ömer Faruk Kayraklı için 2.725,00.-TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak bu davalıya verilmesine,
k) Hükmün kesinleşmesinden sonra gider avansının kullanılmayan kısmının HMK 333.md.uyarınca yatıranlarına iadesine
3-İstinaf kanun yoluna başvuran tarafların istinaf başvurusu nedeniyle yatırdığı karar ve ilam harcının istem halinde yatıranlara iadesine,
4-İstinaf başvuru aşamasında taraflarca yapılan yargılama giderlerinin gideri yapan taraf üzerinde bırakılmasına,
5-Karar tebliğ, harç tahsil, harç iade ve gider avansı iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda 6100 sayılı HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile 12/01/2022 tarihinde karar verildi.