Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/445 E. 2021/551 K. 01.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA BAM 13. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
13. HUKUK DAİRESİ K A R A R

DOSYA NO :……
KARAR NO : …………….

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …

KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : ………
KARAR NO : ……………..
KARAR TARİHİ : 22/11/2019
İSTİNAF BAŞVURU TARİHİ : …………
DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … ……….
DAVALI : ……….
VEKİLİ : Av. … -……………….
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
B.A.M. KARAR TARİHİ : 01/12/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 17/12/2021

Davacı tarafından, davalı aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda mahal mahkemesince davanın kabulüne dair verilen karara süresi içinde taraf vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonunda, incelemenin duruşma açılmadan karar verilmesi mümkün hallerden olduğu anlaşılmakla dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı dava dilekçesinde, 15/06/2016 tarihinde davalı … şirketine……. nolu trafik sigorta poliçesi ile sigortalı olan ………….plaka sayılı motosiktelin dava dışı sürücüsü …………….’ın sevk ve idaresinde iken karşıdan karşıya geçmeye çalışan davacı müvekkile çarpması neticesindemeydana gelen trafik kazası neticesinde davacı müvekkilin yaralanmış olup, uzunca bir süre tedavi görmek zorunda kaldığını, tedavi görmesine rağmen vücudunda kazadan dolayı meydana gelen hasarın giderilemediğini, halen kazanın izlerini vücudunda taşımakta olup söz konusu kazanın davacı müvekkil de kalıcı hasara sebebiyet verdiğini, davacının sakat kaldığını, fazlaya ilişkin dava ve talep hakları sakla tutularak, müvekkilde oluşan cismani zarara ilişkin 100,00 TL sürekli sakatlık tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, davacı tarafın dava öncesi müvekkil şirkete başvurusu neticesinde 2017 T 48588/1 namaralı hasa dosaysı açıldığını ve bu dosyadan 01/08/2017 tarihinde 10.053,94 TL ödendiğini, müvekkil şirket yükümlülüğünü yerine getirdiğinden müvekkil şirketten bir alacağı kalmadığını, hesaplama yapılacak ise TRH 2010 tablosuna göre yapılması gerektiğini, bu nedenlerle açılan davanın reddine, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne, 11.906,68.-TL tazminatın temerrüt tarihi olan 01/08/2017 tarihininden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alırak davacıya verilmesine, karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf kanun yolu başvuru dilekçesinde, yerel mahkemece yargılama giderlerinin eksik hesaplandığı, Ege Üniversitesi tarafından kesilen fişlerin yargılama gideri olarak değerlendirilmesi talep edilmişse de bu talebin dikkate alınmadığı ve muayene masraflarının yargılama giderlerine eklenmediği, yerel mahkeme kararının istinaf incelemesi neticesinde yargılama giderleri hükmüne ilişkin kısımların itiraz doğrultusunda davacı lehine düzeltilerek onanması, yahut kaldırılması ve yeniden yapılacak yargılama / düzeltme sonucu dosya kapsamında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesine yapılan 380,00 TL ve 77,00 TL muayene ödemelerinin yargılama gideri olarak kabulü ve yargılama giderlerinin davalıdan alınıp davacıya verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf kanun yolu başvuru dilekçesinde, sigorta şirketi nezdinde 2017 T 48588/1 nolu hasar dosyası açıldığı, TRH-2010 yaşam tablosuna göre davacı yana 01.08.2017 tarihinde 10.053,94 TL tazminat ödemesi yapıldığı, şirketin üzerine düşen tüm hukuki sorumluluğu yerine getirdiği, bilirkişi raporunda sigortalı araç sürücüsüne izafe edilen kusur oranını kabul etmediği, kazanın meydana gelmesinde dikkatsiz ve tedbirsizliği ile kusurlu olanın; diğer araç sürücüsü ve yaya olduğu, sigortalı araç sürücüsüne atfedilen kusur oranının hakkaniyete aykırı olduğu, rapor hazırlanırken yönetmelik ekinde yer alan özür oranları cetveli ve özürlü sağlık kurulu raporu örneği dikkate alınmadığı, müvekkili şirket aleyhine hükmedilen geçici iş göremezlik gideri, geçici bakıcı gideri ile tedavi masraflarının sosyal güvenlik kurumu sorumluluğunda olduğundan trafik kazalarından kaynaklanan bu taleplerin SGK tarafından karşılanması gerektiği, bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili istinaf başvurusuna cevap dilekçesinde, davalının yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvuru yapmadığını, davalının beyanlarının tümünün Hukuka, Hakkaniyete ve Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına aykırı olduğu, maddi gerçekle de bağdaşmadığı ve tamamen kötü niyetli olduğu, dosya kapsamında alınan kusur bilirkişi raporunun Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi tarafından hazırlanmış olup gerekli incelemeler yapılmak suretiyle usul ve yasaya uygun olarak hazırlandığı, davalı yanın iddialarının aksine dosya kapsamında alınan kusur raporunun usul ve yasaya uygun şekilde hazırlandığı, davalı yanın istinaf kanun yoluna başvurusunun ve tüm taleplerinin esastan reddine, karar verilmesini talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME ve GEREKÇE
Dava,haksız fiilden kaynaklı maddi tazminat talebine yöneliktir.
ATK Trafik İhtisas Dairesi 21/02/2019 tarihli raporunda, kazanın meydana gelmesinde dava dışı sürücü……….i’nin %85, davacı …’in %15 oranında kusurlu olduğu beliritlmiş olup, kusur raporunun, kaza tespit tutanağına uygun düştüğü göz önüne alındığında, mahkemece hükme esas alınmasında isabetsizlik yoktur.
Maluliyete ilişkin alınacak raporların 11/10/2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü’ne, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği’ne, 01/09/2013 tarihinden sonra Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği’ne,01/06/2015 tarihinden sonra da Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğine uygun olarak düzenlenmesi gerekir(Yargıtay 17 HD.,2020/11750 E.-2021/3283 K. Sayılı,25/03/2021 tarihli ilam). Kazanın 12/01/2017 tarihinde meydana geldiği göz önüne alındığında, davacının kaza sebebi ile maluliyeti bulunup bulunmadığı, bulunuyorsa maluliyet oranı ve iyileşme süresinin Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliği’ne göre belirlenmesi gerekmekte olup, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı, 10/08/2018 tarihli raporunda, Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliği’ne göre davacının %5,9 oranında maluliyeti bulunup, iyileşme süresinin 9 ayı bulacağının belirtildiği göz önüne alındığında, rapora itibar edilmesinde isabetsizlik yoktur.
Aktüerya bilirkişice kaza tarihinden sonraki muhtemel yaşam süresinin belirlenmesinde TRH 2010 yaşam tablosu dikkate alınarak hesaplama yapılmış ise de, Anayasa Mahkemesi’nin 17.07.2020 tarih- 2019/40-2020/40 sayılı kararı ile;2918 sayılı KTK’nun 90. maddesindeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir” bölümündeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir. Bu nedenle; tazminat hesabında, yeni ZMSS Genel Şartları ekindeki cetvellerin kullanılması mümkün olmadığından ve %1,8 teknik faiz ile devre başı ödemeli belirli süreli rant formülü uygulaması anılan cetvellerle getirildiğinden, artık uygulanması mümkün değildir. Tazminat hesaplamasının, TRH 2010 yaşam tablosu, Yargıtay uygulamaları ile kabul edilen progresif rant yöntemi kullanılarak, bilinmeyen devirdeki gelirlerin her yıl için %10 artırılıp, %10 iskonto edilmesi suretiyle, teknik faiz dikkate alınmaksızın, tazminatın hesaplanması gerekecektir (Yargıtay 17 HD, 2019/3292 E.,2021/1848 K. sayılı ilam). Taraflarca bu sebeple istinaf yoluna başvurulmadığından istinaf incelemesine konu edilmemiştir.
HMK 355. maddesi gereğince istinaf yoluna başvuranın sıfatına ve istinaf konusu yapılan nedenlere ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesin kararı usul ve yasaya uygun olması nedeniyle taraf vekillerinin istinaf taleplerinin ayrı ayrı reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 22/11/2019 tarih, ………. sayılı kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından HMK 353/1-b-1 hükmü gereğince taraf vekillerinin istinaf kanun yolu başvurularının ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafından harç peşin olarak yatırıldığından ayrıca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf kanun yoluna başvuran davalı tarafından yatırılması gereken 813,35.-TL istinaf karar harcından peşin alınan 203,33.-TL harcın mahsubu ile 610,02.-TL istinaf karar harcının davalı …Ş.’den alınarak hazineye irat kaydına,
4-Karar tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-İstinaf yargılama giderinin istinafa başvuran taraflar üzerinde bırakılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 6100 sayılı HMK 362/1-a. hükmü uyarınca kesin olmak üzere 01/12/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


Başkan

e-imza

Üye

e-imza

Üye

e-imza

Katip

e-imza