Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/432 E. 2021/488 K. 24.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 13. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
13. HUKUK DAİRESİ K A R A R

DOSYA NO : ,,,,,,,,,,
KARAR NO :,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …

KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : ,,,,,,,,,,
KARAR NO :…………….
KARAR TARİHİ : 08/11/2019
İSTİNAF BAŞVURU TARİHİ : 17/01/2020
DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … …………
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. … – ……………..
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
B.A.M. KARAR TARİHİ : 24/11/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 09/12/2021

Davacı tarafından, davalı aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda mahal mahkemesince davanın kabulüne dair verilen karara süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonunda, incelemenin duruşma açılmadan karar verilmesi mümkün hallerden olduğu anlaşılmakla dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde, 05/04/2016 tarihinde davalı … şirketine sigortalı olan…………. plaka sayılı aracın dava dışı sürücüsü … sevk ve idaresinde iken söz konusu sürücünün kural ihlali yaparak, davacı müvekkilin sevk ve idaresinde ki……………. plaka sayılı motosiklete çarpması neticesinde trafik kazası meydana geldiğini, kaza neticesinde davacı müvekkilin yaralanarak uzunca bir süre tedavi görmek zorunda kaldığını, vücudunda kazadan dolayı meydana gelen hasarın giderilemediğini, kazaya sebebiyle yaralanan davacı müvekkilin sakat kaldığını, söz konusu kazada müvekkile atfedilecek bir kusur durumu mevzubahis olmadığını, davacı müvekkil tarafından davalı yana başvuruda bulunulduğunu ve başvuru üzerine hasar dosyasının açıldığını, söz konusu başvuru dolayısıyla davalı tarafça müvekkile 5.779,47 TL ödeme yapıldığını, ancak davacı müvekkilin mağduriyetinin davalı … şirketi tarafından ödenen miktarın çok üzerinde olduğunu, müvekkil de oluşan cismani zarar ilişkin 100,00 TL sürekli sakatlık tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, davaya konu kazaya karışan ………..plaka sayılı aracın müvekkil şirkete sigortalı olduğunu, davacı tarafın dava öncesi başvurusu neticesinde 13/04/2017 tarihinde 5.779,47 TL ödendiğini, ödemenin belirtilen Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararında uygun şekilde mahkeme tarafından yaptırılacak olan bilirkişi incelemesinde dikkate alınması gerektiğini, kazaya sebep olan olayda öncelikle kusur durumunun tespitinin gerektiğini, özürlülük ölçütü sınıflandırılması ve özürlülüre verilecek sağlık kurulu raporları hakkındaki yönetmeliğe göre kişinin tüm tedavileri tamamlandıktan sonra sakatlığın 12 ay boyunca stabil ve kalıcı olması gerektiğini, bu nedenle davacının kalıcı bir sakatlığının olup olmadığının tespit edilmesi gerektiğini, davacı yanın müvekkil şirketten olay tarihinden itibaren avans faizi talebinin haksız olup kabul edilebilir nitelikte olmadığını, beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne, 25.617,72.-TL tazminat miktarının temerrüt tarihi olan 13/04/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiştir.
Davalı …Ş. vekili istinaf kanun yolu başvuru dilekçesinde, Ege Üniversitesinden alınan rapor hazırlanırken yönetmelik ekinde yer alan özür oranları cetveli ve özürlü sağlık kurulu raporu örneğinin dikkate alınmadığı ve 6. Maddede belirtilen uzmanlık alanlarının hepsinin bulunmamakta olup, sadece adli tıp uzmanlarının raporu hazırladığı, raporun usule aykırı olduğu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda TRH 2010 yaşam tablosunun ve %1,8 teknik faiz oranının esas alınması gerektiği, Trafik Sigortası Genel Şartlar hükümleri gereğince kazazedenin sürekli sakatlı raporu alana kadar tedavi sürecinde ortaya çıkan bakıcı giderlerinin tedavi gideri kapsamında olduğundan, geçici bakıcı ve geçici iş göremezlik giderlerinden SGK’ nın sorumlu olduğu, davada dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi gerektiği, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde, davalının istinaf kanun yolu başvuru dilekçesinde ileri sürdüğü beyanların aleyhe olan kısımlarını kabul etmediklerini, yerel mahkeme tarafından verilen kararın usule, yasaya, hukuka, hakkaniyete uygun olduğu gibi maddi gerçekle de bağdaşmakta olduğunu, bu cihetle yerel mahkeme kararının onanması ve davalı yanın istinaf kanun yoluna başvuru taleplerinin esastan reddini talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE :

Dava, haksız fiil sebebiyle sürekli sakatlık tazminatı talebine yöneliktir.
Mahkemece alınan bilirkişi raporunda, kazanın meydana gelmesinde davacının %70, dava dışı sürücü Nazım Akman’ın %30 oranında kusurlu olduğu belirtilmiş, kusur raporu hükme esas alınmış, mahkemenin kusura yönelik değerlendirmesi istinaf konusu yapılmamıştır.
Ege Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı 22/11//2018 tarihli raporunda özetle, davacını, Balthazard formülü formülü uygulandığında sakatlık oranının %12,7 ,iyileşme süresinin 18 aya kadar uzayabileceği mütalaa edilmiş, sağlık kurulu raporu hükme esas alınmış ise de, usulüne uygun rapor alındığından söz edilme olanağı bulunmamaktadır (Yargıtay 17 HD. 2020/7786 E. – 2021/2556 K. sayılı ilam). Kazanın 04/02/2016 tarihinde meydana geldiği göz önüne alındığında, 30/03/2013 tarihli Özürlülük Ölçütü,Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümleri kapsamında, davacının maluliyet oranının ve iyileşme süresinin tespiti bakımından Üniversite Hastaneleri Adli Tıp Anabilimdalı’ndan veya ATK 3 İhtisas Dairesi’nden rapor alınmalıdır. Davalı vekilinin bu yoldaki istinaf sebebi yerindedir.
Aktüerya bilirkişice kaza tarihinden sonraki muhtemel yaşam süresinin belirlenmesinde PMF 1931 yaşam tablosu dikkate alınarak hesaplama yapılmış olup, Anayasa Mahkemesi’nin 17.07.2020 tarih- 2019/40-2020/40 sayılı kararı ile;2918 sayılı KTK’nun 90. maddesindeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir” bölümündeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir. Bu nedenle; tazminat hesabında, yeni ZMSS Genel Şartları ekindeki cetvellerin kullanılması mümkün olmadığından ve %1,8 teknik faiz ile devre başı ödemeli belirli süreli rant formülü uygulaması anılan cetvellerle getirildiğinden, artık uygulanması mümkün değildir. Tazminat hesaplamasının, TRH 2010 yaşam tablosu, Yargıtay uygulamaları ile kabul edilen progresif rant yöntemi kullanılarak, bilinmeyen devirdeki gelirlerin her yıl için %10 artırılıp, %10 iskonto edilmesi suretiyle, teknik faiz dikkate alınmaksızın, tazminatın, aktüerya bilirkişiden ek rapor alınmak suretiyle ve davacının istinaf talebi bulunmadığından usuli kazanılmış hak gözetilerek belirlenmesi gerekecektir. (Yargıtay 17 HD 2019/3292 E.-2021/1848 K. sayılı ilam). Davalı vekilinin bu yoldaki istinaf sebebi yerindedir.
6100 sayılı HMK 355 maddesi gereğince istinaf yoluna başvuranın sıfatına, kamu düzenine ve istinaf konusu yapılan nedenlerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda, hükmün esasını etkileyecek tüm deliller toplanmadan karar verilmesi nedeniyle karar usul ve yasaya aykırı olup taraf vekillerinin istinaf başvurusunun bu sebeplerle kabulü ile mahkeme kararının HMK’nun 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına, Dairemiz kararı gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf talebinin KABULÜ ile Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 08/11/2019 tarih…………. sayılı kararının KALDIRILMASINA
Gerekçede yapılan açıklamalar göz önünde bulundurularak yargılama yapılmak üzere dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde ilk derece mahkemesince iadesine,
3-Karar tebliğ ve harç iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
4-İstinaf kanun yoluna başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 6100 sayılı HMK 353/1-a hükmü uyarınca kesin olmak üzere 24/11/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


Başkan

e-imza

Üye

e-imza

Üye

e-imza

Katip

e-imza