Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/429 E. 2021/611 K. 08.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 13. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: ……….
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
13. HUKUK DAİRESİ K A R A R

DOSYA NO : …………
KARAR NO : ……

BAŞKAN : ………..
ÜYE : ………
ÜYE : …………
KATİP : …………

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO :…….
KARAR NO : …………
KARAR TARİHİ : 10/07/2018
İSTİNAF BAŞVURU TARİHİ : 24/01/2020 (Davacı), 06/02/2020 (Davalı)
DAVACI : ………….
VEKİLİ : A…………….
DAVALILAR : 1 -…………..
VEKİLİ : Av. …………
2 -………….
VEKİLİ : Av. …………….
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
B.A.M. KARAR TARİHİ : 08/12/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 22/12/2021

Davacı tarafından, davalılar aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemesince davanın davalı Karayolları Genel Müdürlüğü yönünden dava şartı yoklu nedeniyle reddine, davalı …Sigorta A.Ş. yönünden yasal dayanak bulunmadığından reddine dair verilen karara süresi içinde davacı ve davalı Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonunda, incelemenin duruşma açılmadan karar verilmesi mümkün hallerden olduğu anlaşılmakla dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde, 02/10/2015 tarihinde Erzurum Aşkale istikametinde müvekkili…’nin sevk ve idaresindeki aracın yolun yağmurlu olması sebebiyle yolda oluşan çukurların içine yağmur dolmasından dolayı görüş alanı düşük olduğundan, aracın sol ön tekerleğinin çukura girdiğini ve aracın kontrolden çıkıp takla attığını, araçta yolcu olan müvekkilinin eşi …’nin vefat ettiğini, davacı…’nin olayda karayollarının kusurlu bulunması sebebiyle kusursuz olduğunu, bu nedenle destekten yoksun kalma tazminatı talep edildiğini, davalı …Sigorta Şirketi…poliçeye dayalı olarak davacı sürücünün kusursuzluğu nispetinde davacıya karşı sorumluluğu olduğunu, yasal düzenlemelere göre destek zararı ölenin değil üçüncü kişilerin üzerinde doğan dolaylı ve yansıma yolu ile meydana gelen zarar olduğunu, yakınlarının uğradıkları destek zararının trafik sigortacısının sorumluluğu kapsamı dışında kaldığını, destekten mahrum kalanların sigortacıdan destek tazminatı talebinde bulunabilecekleri ilke olarak benimsenmesi gerektiğini, davalı Karayolları Genel Müdürlüğünün yolda açılan çukuru zamanında tamir etmemesi nedeniyle kazaya sebebiyet vermesine ilişkin kusuru nedeniyle sorumluluğu olduğunu beyanla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla sigorta şirketine karşı poliçe limitleriyle sınırlı olmak üzere davacı eş için 100,00 TL ölümden kaynaklanan cismani zarar sebebiyle destekten yoksun kalma tazminatının olay tarihinden yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı …Sigorta A.Ş. cevap dilekçesinde, … eşi …’nin ölümünden sonra çocukları …, … ve …ile birlikte Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile dava açtığını, Bursa 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı 05/12/2016 tarihli dosya ile karara çıktığını, …’nin yeniden mahkeme nezdinde işbu davayı ikame etmesinin iyi niyet kuralları ile bağdaşmadığını, …’nin hem araç işleteni hemde araç sürücüsü olması yönünden üçüncü kişi sayılamayacağı ve sigorta şirketlerinin üçüncü kişilerin zararlarını karşıladığının açık olduğunu, bu sebeple hem işleten hem de sürücü olan…’nin talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının müvekkili şirketten tazminat talep etme hakkının bulunmadığını, ZMMS poliçesinin hiçbir koşul altında işletenin zararlarını karşılamamakta olduğunu, aksi yönde karar verilmesinin bozma sebebi olduğunu, davacı ve aynı zamanda sigortalı olan…’nin tazminat talebinin, trafik sigorta genel şartları uyarınca teminat dışında kaldığını, esasa ilişkin cevap hakkı saklı kalmak kaydıyla davacı…’nin araç işleteni olması sebebiyle talebinin ve davanın doğrudan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Karayolları Genel Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde, kaza mahallinde ve tarihinde tanzim edilen trafik kazası tespit tutanağının yol güvenlik ekipmanları ile çevre ve diğer özellikler başlıklı Bölüm D’de görüşe engel bir cismin bulunmadığı, yol yüzeyinin ıslak, nemli, hava durumunun yağışlı, gün durumunun gündüz, güzergahın düz yol, düşey güzergahın ise eğimsiz olduğunu, yol sorunlarının belirtildiği Bölüm G’de ise kazaya etken yol sorununun tekerler izinde oturma, şerit çökmesi, kısmi ve münferit çökme, düşük banket, yol sathında gevşek malzeme, yolda münferit çukur bulunmadığının açıkça belirttiğini, araç sürücüsünün kuralını ihlal ettiğini, satıh cinsinin bitümlü sıcak karışım BSK asfalt zemini karayolunda yolda oluşan çukurlar iddiası somut bilgi ve belgeye dayanmadığını bu nedenlerle müvekkiline kusur izafe edilmesinin mümkün olmadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davacı tarafından davalılar aleyhine açılan maddi tazminat istemli davanın yapılan yargılaması neticesinde mahkeme tarafından kara yollarına karşı açılan davanın davalının sorumluluğunun hizmet kusurundan kaynaklı olması nedeniyle idari yargının görev alanında kalması dolayısıyla yargı yolu bakımında reddi ile diğer davalıya karşı davacının aracın işleteni olduğundan sigorta şirketinden talep edemeyeceğinden reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinde, kazada kara yollarının da kusuru olmasına rağmen kara yollarının kazadaki kusur durumunun değerlendirilmediğini, müvekkilinin aracın sigortacısından tazminat talep etme hakkı bulunduğunu beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı Kara yolları vekili katılma yoluyla istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinde, haklarında ret karar verilmesine ve harçtan muaf olmalarına rağmen mahkeme tarafından harçtan sorumlu tutulmalarına karar verilmiş olması nedeniyle kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava; trafik kazasından kaynaklı maddi tazminat istemidir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık davalı Karayollarına karşı açılan davada idari yargının görev alanında olup olmadığı ile aracın işleteni bulunan davacının poliçe ilişkisi içerisinde bulunduğu davalı sigorta şirketinden tazminat talep edip etmeyeceği hususudur.
2918 sayılı Kanun’un 6099 sayılı Kanun’un 14. maddesiyle değiştirilen 110. maddesinde “İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dâhil, bu Kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür. Zarar görenin kamu görevlisi olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını önlemez. Hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafik kazalarında da bu Kanun hükümleri uygulanır.” şeklinde düzenleme mevcuttur.
Bahse konu düzenleme, Anayasa’ya aykırı olduğu iddiası ile somut norm denetimi yoluyla Anayasa Mahkemesi (AYM) önüne taşınmış, Anayasa’nın 2, 125 ve 155. maddeleri bağlamında inceleme yapan mahkeme, düzenlemeyi Anayasa’ya aykırı bulmayarak iptal istemini reddetmiştir. (AYM’nin 26/12/2013 tarihli ve 2013/68-165 E-K sayılı kararı)
Anayasa’nın 158. maddesi uyarınca adli ve idari yargı mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözmeye yetkili kılınan Uyuşmazlık Mahkemesi (UYM) de önüne gelen benzer uyuşmazlıklarda 2918 sayılı Kanun’un 110. maddesiyle, yargı yolu uyuşmazlıklarına ve bu nedenle de yargılamaların uzamasına neden olan anılan Kanun’dan kaynaklanan tüm sorumluluk davalarında, kamu yararı gözetilerek adli yargı yerlerinin görevli kılındığını tespit etmektedir. (UYM’nin 11/04/2016 tarihli ve 2016/163-210 E-K sayılı; 24/09/2018 tarihli ve 2018/530-467 E-K sayılı kararları)
2918 sayılı Kanun’un 110. maddesinin gerekçesiyle AYM ve UYM’nin kararları birlikte değerlendirildiğinde, Yargıtayın son içtihatları da dikkate alınarak 2918 sayılı Kanun’dan kaynaklanan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görülmesi gerekmekte olup, mahkeme tarafından davalıya karşı yargı yolu nedeniyle verilen ret kararında isabet bulunmadığından davacı vekilinin bu husustaki istinaf isteminin yerinde olduğu anlaşılmıştır. (Yargıtay 4 HD 16/06/2021 tarih 2021/576 E 2021/3236 K)
Davacı vekili davalı sigorta şirketine karşı müvekkilinin üçüncü kişi sıfatıyla destekten yoksun kalma tazminatı talep edebileceğinin beyanla davalı sigorta şirketi hakkında açılan davanın reddine dair verilen kararın kaldırılması isteminde bulunmuş ise, TTK ve KTK uyarınca zorunlu mali mesuliyet sigortası işletenin 3.kişilere olan sorumluluğunu üstlendiğinden ve davacının aracın işleteni olması nedeniyle hem talep eden ve hem sorumlu olan sıfatında bulunamayacak olmasından dolayı davalı sigorta şirketinden tazminat talep etmekte hakkı bulunmadığından mahkemenin bu husustaki değerlendirmesinin isabetli olup, davacı vekilinin bu husustaki istinaf istemi yerinde değildir.
Mahkeme tarafından yapılan yargılama ile gerekçesi farklı olmakla birlikte, her iki davalıya karşı açılan davanın reddine karar verildiği ve davanın reddi halinde yapılan yargılama giderlerinden davacının sorumlu olması gerektiği ile davalı Kara yolları kurumu harçtan muaf olmasına rağmen bakiye harçtan sorumlu tutulduğu anlaşılmakla davalılar hakkında harca hükmedilmesi nedeniyle kararın usul ve yasaya aykırıdır.
Bu durumda mahkeme tarafından davalı Karayolları Genel Müdürlüğü’nün kazada kusuru bulunup bulunmadığının araştırılması ile kusuru bulunduğunun tespit edilmesi halinde davacının talep edebileceği destekten yoksun kalma tazminatının belirlenerek yargılamaya devam edilmesi gerekmektedir.
6100 sayılı HMK 355 maddesi gereğince istinafa başvuranın sıfatı, istinaf konusu yapılan nedenler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda, davacı vekili ile davalı Karayolları Genel Müdürlüğü vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1. fıkrası (a-6) bendi gereğince kaldırılmasına, Dairemiz kararı gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı ve davalı Karayolları Genel Müdürlüğü vekilinin istinaf talebinin KABULÜ ile Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/07/2018 tarih ve ……… sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Gerekçede yapılan açıklamalar göz önünde bulundurularak yargılama yapılmak üzere dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
a)Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL maktu istinaf karar harcının talep halinde iadesine;
b)Davalı Karayolları Genel Müdürlüğü harçtan muaf olduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
2-Karar tebliğ ve harç iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
3-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yargılama sonunda verilecek gerekçeli kararda dikkate alınmasına,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 6100 sayılı HMK’nun 353/1-a hükmü uyarınca kesin olmak üzere 08/12/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

…………..
Başkan
………..
e-imzalıdır
………..
Üye
………
e-imzalıdır
………
Üye
……..
e-imzalıdır
………….
Katip
…………….
e-imzalıdır