Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/375 E. 2021/407 K. 10.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 13. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:……
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
13. HUKUK DAİRESİ K A R A R

DOSYA NO : …….
KARAR NO : …..

BAŞKAN : ………
ÜYE : …..
ÜYE : …………

KATİP : ……..

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : …………
KARAR NO :……………..
KARAR TARİHİ : 25/02/2020
İSTİNAF BAŞVURU TARİHİ : 30/06/2020
DAVACI : ………
VEKİLİ : Av………..
……….. …………Av. ……….
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
B.A.M. KARAR TARİHİ : 10/11/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 30/11/2021

Davacı tarafından, davalı aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda mahal mahkemesince davanın kabulüne dair verilen karara süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonunda, incelemenin duruşma açılmadan karar verilmesi mümkün hallerden olduğu anlaşılmakla dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde, 21/01/2016 günü saat gece 02:00-02:30 sıralarında yol kenarında durmakta olan …….. plakalı aracın buzlu yolda kayarak geri geri gelmesi sonucu önce, müvekkiline sonra da kaza anında yakınında bulunan ……… plakalı tıra çarpması sonucu meydana gelen kazada, müvekkilinin ağır yaralandığını, kazanın meydana gelmesinde müvekkiline yüklenebilecek herhangi bir kusurunun bulunmadığını, davalı sigorta şirketinin kazaya sebebiyet veren ……… plakalı aracın zorunlu trafik sigortacısı olduğunu, davalı… Sigorta A.Ş.’de müvekkilinin zararlarından sorumlu olduklarını, KTK’nun 97. maddesi gereğince, yapılan müracaat üzerine davalı… Sigorta A.Ş tarafından tazminattan mahsup edilmek üzere 26/09/2017 tarihinde 20.171,00 TL ödeme yapıldığını, söz konusu kaza nedeniyle maddi zararın doğduğunu, müvekkilinin kaza sonucu vücudunun çeşitli yerlerinde kırıklar meydana geldiğini, ağır yaralandığını, vücudunun birçok bölgesinde platinler bulunduğunu, bu olay sebebiyle maddi anlamda oldukça kayıpları bulunduğunu, bunun sonucunda müvekkilinin 21/01/2016-03/02/2016 tarihleri arasında Çekirge Devlet Hastanesinde yatarak tedavi gördüğünü ve halen tedavisinin devam ettiğini, dava konusu kaza nedeniyle müvekkilinin ağır biçimde yaralandığını, bu kazadan ötürü müvekkilinin hayatının endişeye girdiğini ve müvekkilindeki yaralanmaların basit bir tıbbi müdahaleyle giderilemeyecek kadar ağır nitelikte ve yaşanan kaza sonrasında müvekkilinin vücut bütünlüğünün bozulduğunu ve önceki haliyle kaza sonrasındaki hali arasında bedensel bir kayıp bulunduğunun tartışmasız olduğunu, izah edilen nedenlerle müvekkilinin fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100,00 TL olmak üzere maddi tazminatın temerrüt tarihi olan 10/08/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, davadan önce açılan Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin ….. esas,…… karar sayılı ilamının henüz tebligatları yapılmadığından kesinleşmediğini, açılan davanın derdestlik yönünden reddi gerektiğini, trafik kaza kusur tespit raporunu kabul etmediklerini, müvekkilinin sigorta şirketine başvurduğunu ve davacıya 26/09/2017 tarihinde 20.171,00 TL tazminat ödendiğini, davacının……… plakalı kaza yapan araçta ücretsiz hatır taşıması kapsamında yolcu olarak bulunduğunu, sosyal sigortalar sağlık işlemleri tüzüğüne uygun hazırlanmayan özürlüler için sağlık raporunu kabul etmediklerini, usul ve esas yönünden kanun ve mevzuata aykırı tazminat taleplerine dayalı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile, 10.396,96 TL maddi tazminatın 19/08/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf kanun yolu başvuru dilekçesinde, mahkemece aldırılan bilirkişi raporlarına göre olayda müvekkilinin tamamen kusursuz olduğu, ancak müvekkilin maluliyetini gösteren raporlar ile bu doğrultuda alınan aktüer raporlarda hatalar mevcut olduğu, davacının Çekirge Devlet Hastanesi’nden alınan Engelli Sağlık Kurulu Raporunda %8 çıkan maluliyetin, İstanbul Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulunda %6 olarak tespitinin oldukça düşük olduğu, ancak İstanbul ATK malüliyet incelemesi yaparken, davacının psikolojik, işitme kaybı, beyin cerrahisi, ortopedid ve travmatoloji yönünden incelemesi yapılmamış olup bu nedenle raporun eksik hazırlandığı, bu oran doğrultusunda hazırlanan aktüer raporun tazminat rakamları da oldukça düşük çıktığı, dosyaya sunulan ve davacının gelir durumunu gösterir belgelerin eksik incelendiği, aktif ve pasif dönem kazançlarının eksik hesaplandığı, yerel mahkeme kararının müvekkili lehine kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde, sürücü …ı’ya kusur atfedilemeyeceğini, kazanın oluşumunda davacının kusurlu olduğunu, hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini, ıslah talebinin zamanaşımına uğradığını beyanla, istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME ve GEREKÇE
Dava, haksız fiil sebebiyle maddi tazminat talebine yöneliktir.
Mahkemece, meydana gelen kazada kusura yönelik alınan bilirkişi raporunda, kazanın meydana gelmesinde, davalı şirketçe sigortalanan, … plakalı araç sürücüsü dava dışı ………..ı’nın %100 kusurlu olduğu belirtilmiş, kusur raporu hükme esas alınmış olup, mahkemece yapılan kusur belirlemesi istinaf konusu yapılmamıştır.
ATK 2. İhtisas Kurulu 11/01/2019 tarihli raporunda, davacının 2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazate’de yayımlanan Çalışma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşleri Yönetmeliği gereği E cetveline göre %6 oranında meslekte kazanma gücünü kaybetmiş sayılacağı ve iyileşme süresinin kaza tarihinden itibaren 3 aya kadar uzayabileceği belirtilmiş, mahkemece bu kapsamdaki maluliyet ve iyileşme süresi dikkate alınarak göz önüne alınarak hazırlanan aktüerya bilirkişi raporuna göre hüküm kurulmuş olup, kazanın 21/01/2016 tarihinde meydana geldiği göz önüne alındığında, davacının maluliyet oranın ve iyileşme süresi tespitinin, kaza tarihinde yürürlükte olan 30/03/2013 tarihli Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre yapılması gerekir.
Aktüerya bilirkişice yapılan hesaplamada hem tazminata esas maluliyet raporunun kaza tarihini kapsayan yönetmeliğe göre belirlenmemesi, hemde, hesaplama yöntemi bakımından hukuka aykırıdır. Zira, mahkemece hükme esas alınan aktüerya raporunda; kaza tarihinden sonraki muhtemel yaşam süresinin belirlenmesinde PMF yaşam tablosu dikkate alınarak hesaplama yapılmış ise de, Anayasa Mahkemesi’nin 17.07.2020 tarih- 2019/40-2020/40 sayılı kararı ile; KTK’nun 90. maddesindeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir” bölümündeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir. Bu nedenle; tazminat hesabında, yeni ZMSS Genel Şartları ekindeki cetvellerin kullanılması mümkün olmadığından ve %1,8 teknik faiz ile devre başı ödemeli belirli süreli rant formülü uygulaması anılan cetvellerle getirildiğinden, artık uygulanması mümkün değildir. Tazminat hesaplamasının, TRH 2010 yaşam tablosu, Yargıtay uygulamaları ile kabul edilen progresif rant yöntemi kullanılarak, bilinmeyen devirdeki gelirlerin her yıl için %10 artırılıp, %10 iskonto edilmesi suretiyle, teknik faiz dikkate alınmaksızın, tazminatın hesaplanması gerekecektir. (Yargıtay 17 HD. 2019/3292 E.- 2021/1848 K. sayılı ilam).
Mahkemece yapılacak iş, ATK 2. İhtisas Kurulu’ndan 30/03/2013 tarihli Özürlülük Ölçütü,Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümleri kapsamında, davacının maluliyet oranın ve iyileşme süresinin belirlenmesi bakımından rapor almak, akabinde dosyanın aktüerya bilirkişiye tevdi edilerek, belirlenen maluliyet oranı ve iyileşme süresi dahilinde, TRH 2010 tablosu esas alınarak, hesaplamalarda progresif rant yönteminin kullanılması ile bilinmeyen devirdeki gelirlerin her yıl için %10 artırılıp, %10 iskonto edilmesi suretiyle ve teknik faiz dikkate alınmaksızın tazminatın hesaplanması yolunda ek rapor alındıktan hüküm vermekten ibarettir. İstinaf yoluna yalnızca davacı tarafça başvurulmuş olmakla, davacı lehine oluşan usuli kazanılmış hak gözetilmelidir.
HMK 355.maddesi gereğince istinaf yoluna başvuranın sıfatına, kamu düzenine ve istinaf konusu yapılan nedenlerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda, hükmün esasını etkileyecek tüm deliller toplanmadan karar verilmesi nedeniyle karar usul ve yasaya aykırı olup davacı vekilinin istinaf başvurusunun bu sebeplerle kabulü ile mahkeme kararının HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına, Dairemiz kararı gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜ ile Bursa 2 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin,29/01/2020 tarih ve……….. sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Gerekçede yapılan açıklamalar göz önünde bulundurularak yargılama yapılmak üzere dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde ilk derece mahkemesince yatırana iadesine,
3-Karar tebliğ ve harç iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
4-İstinaf kanun yoluna başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda 6100 sayılı HMK 353/1-a hükmü uyarınca kesin olmak üzere 03/11/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

…..
Başkan
..
e-imza
…….
Üye
….
e-imza
…..
Üye
……
e-imza
……
Katip
…………..
e-imza