Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/357 E. 2021/512 K. 25.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA BAM 13. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:………
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
13. HUKUK DAİRESİ K A R A R

DOSYA NO : ……
KARAR NO :…………..

BAŞKAN :……….
ÜYE : ………..
ÜYE : …………
KATİP : ………

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : …………
KARAR NO : …………….
KARAR TARİHİ : 29/11/2019
İSTİNAF BAŞVURU TARİHİ : ………………
DAVACILAR : 1…………
2-………..
3-…………
4-…………
VEKİLİ : Av. …….
DAVALI : 1 ………
VEKİLİ : Av………
DAVALI : 2 ……….
VEKİLİ : Av. …….
DAVALI : 3 ………
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
B.A.M. KARAR TARİHİ : 25/11/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 01/12/2021

Davacılar tarafından, davalılar aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemesince davanın kısmen kabul kısmen reddine dair verilen karara süresi içinde davalı… Sigorta A.Ş. vekili ve davalı … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonunda, incelemenin duruşma açılmadan karar verilmesi mümkün hallerden olduğu anlaşılmakla dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde, müvekkillerinin murisi …’ın 30/09/2014 tarihinde Yavuz Selim Mahallesinde … yönetimindeki……. adına… Sigorta A.Ş. tarafından … poliçe numarası ile sigorta ettirilen … Plakalı Fiat Doblo marka aracın sağ kalçasına çarpması sonucu yere düştüğünü, olayın akabinde aynı araçla Bursa Şevket Yılmaz Eğitim ve Araştırma hastanesi acil servisine götürüldüğünü, sonrasında Anadolu hastanesine sevk edildiğini, ancak ameliyat sonrası vefat ettiğini, olayla ilgili trafik kazası tespit tutanağı düzenlenmediğini, olayın oluş şekli ölende meydana gelen yaralanma biçimi kazada ölenin kusurunun olmadığını gösterdiğini, araç sürücüsünün kavşakta soluna bakmadan ani dönüş yaparken sol ön tamponu ile çarpmak suretiyle kazaya sebebiyet verdiğinden tam kusurlu olduğunu, müvekkilerin vefat edenin eşi ve çocukları olduğunu, geçimlerini müteveffanın kazancı ile sağladıklarını, ölümle birlikte bu destekten yoksun kaldıklarını, manevi açıdan çok büyük acı ve üzüntü yaşadıklarını, mali sorumluluk sigortası kapsamında sigorta şirketinin sorumluğunun bulunduğunu, 2918 sayılı KTK borçlar kanunu, TTK Sigorta Genel Şartları gereğince sigorta şirketinin olay tarihindeki sigorta poliçe limitini aşmamak üzere sorumluluk sınırları içinde meydana gelen maddi zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu ileri sürerek, fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla müteveffanın eşi … için 1.000,00-TL destekten yoksun kalmak tazminatının olay tarihinden itibaren işletilecek faiziyle birlikte tüm davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline, müteveffa’nın eşi … için 40.000,00-TL ölenin her bir çocuğu için 20.000,00-TL olmak üzere toplam 100.000,00-TL manevi tazminatın sigorta şirketi dışındaki davalılardan müşterek ve müteselsilen olay tarihinden itibaren faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini, 17/09/2019 tarihli ıslah dilekçesi ile, davacı … için maddi tazminat miktarını ıslah ile toplam 94.104,82-TL talep ve dava etmiştir.
Davalı… Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde, …………. plakalı aracın müvekkil şirkete 18/01/2014-18/01/2015 tarihleri arasnıda … numaralı zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, bu poliçeden dolayı doğan sorumluluğun sigortalının kusuru oranında olmak üzere bedeli zararlarda şahıs başına 268.000,00-TL sınırlı olduğunu, manevi tazminatın poliçe teminatına dahil olmadığını, kusur tespitini yapılması gerektiğini, talebin kabul edilmesi halinde destekten yoksun kalmak tazminatının hesaplanmasına, aleyhe hüküm kurulması halinde dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde, söz konusu olayın kaza olduğunu, kazada müvekkilin kusurunun bulunmadığını, paniğe kapılan müteveffanın kendini yola atması sonucu çarpmanın meydana geldiğini, müveteveffanın ölümünün gerçekleşen kaza ile bağlantılı olmayıp bizzat müteveffanın ve davacı tarafların kararları neticesinde meydana geldiğini, davacının uğradığı herhangi bir zararın söz konusu olmayıp destekten yoksun kalmanın mevzubahis olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporları doğrultusunda dava konusu kazada davalı …’in asli kusurlu(%80) olduğu, vefat eden yaya …’ın ise tali kusurlu(%20) olduğu, vefat edenin trafik kazasına bağlı yaralanması ile 02.10.2014 tarihinde meydana gelen ölümü arasında tıbben illiyet bağı bulunduğu, davacı-eş …’ın 94.104,82-TL destek zararı oluştuğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 94.104,82-TL maddi tazminat bedelinin davalılar … ve … yönünden kaza tarihi olan 30/09/2014 tarihinden itibaren davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihi olan 29/01/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’a verilmesine, davacı … için 20.000,00-TL manevi tazminatın, davacılar …, …..ve ………… için 10.000,00’ar TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 30/09/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’tan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine karar verilmiştir.
Davalı … vekili istinafa başvuru dilekçesinde, müvekkilinin kusurunun söz konusu olmadığını, davaya konu olay ile müteveffanın ölümü arasında illiyet bağı bulunmadığını, bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı… Sigorta A.Ş. vekili istinafa başvuru dilekçesinde, dava konusu kaza ile ölüm arasında illiyet bağı olmadığını, bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, davacılar dışında destek alacaklılarının araştırılmadığını belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Davacılar vekili istinafa cevap dilekçesinde, davalı yan illiyet bağının olmadığından bahisle bir kısım istinaf gerekçeleri ileri sürmüş ise, dosyada mevcut olan ATK raporundan illiyet bağının mevcut olduğu tereddüte mahal vermeyecek şekilde ortada olduğunu, ölümün meydana gelmesinde müteveffanın kaza öncesi rahatsızlıkları, bünyesinden kaynaklanan sebepler ve davacıların riskli hareketi ile müteveffayı kaldırıldığı ilk hastaneden kendi rızaları ile çıkartmaları etkili olduğu iddiasıyla tazminatından indirim yapılmasını talebinin yerinde olmadığını, veraset ilamı uyarınca hak sahibi müvekkilleri adına işbu davanın ikame edildiğini, başkaca hak sahibi bulunmadığını belirterek davalılar istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE :
Dava, ölüm nedeni ile destekten yoksun kalmadan ötürü maddi tazminat ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davalı … vekili dava konusu kazada müvekkilinin kusuru olmadığını belirterek istinaf isteminde bulunmuşsa da, dava konusu olaya ilişkin ceza yargılamasının yapıldığı Bursa 19. Asliye Ceza Mahkemesinin …………..esas sayılı dosyasına Adli Tıp Kurumu İstanbul Trafik İhtisas Dairesinin gönderdiği 17/11/2017 tarihli raporda davalı …’in asli kusurlu, ölen …’ın tali kusurlu olduğu belirtildiği, mahkemenin hükme esas aldığı bilirkişi…’in 17/12/2018 havale tarihli raporunda ATK raporuyla uyumlu şekilde ölen …’ın %20, davalı …’in %80 kusurlu olduğunun belirtildiği, dosya kapsamı olaya ilişkin ceza dosyası ve belirtilen bilirkişi raporları dikkate alındığında dava konusu trafik kazasına ilişkin mahkemenin hükme esas aldığı kusur oranının yerinde olduğu anlaşılmış buna ilişkin istinaf istemi yerinde bulunmamıştır.
Davalı sigorta vekili ile davalı … vekilince, davacının desteği ile trafik kazası arasında uygun illiyet bağının bulunmadığı yönünde istinaf isteminde bulunmuştur.
Yerel Mahkemece ATK 1.İhtisas Dairesinden alınan 14/12/2016 tarihli raporda ölüm ile trafik kazasına bağlı yaralanma arasında tıbben illiyet bağı olduğu belirtilmiştir. Bu rapora göre davacılar desteğinin ölümü ile dava konusu kaza arasında illiyet bağının bulunduğunun sübut bulması karşısında davalı sigorta vekili ve davalı … vekilinin buna yönelik istinaf isteminin reddi gerekmiştir.
Davalı … vekili mahkemece hükmolunan manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu ileri sürmüşse de, tarafların ekonomik sosyal durumu, olayın meydana gelişi, kusur durumu, paranın satın alma gücü gözetilerek, mahkemenin takdir ettiği manevi tazminat miktarları yerinde bulunmuş buna yönelik istinaf isteminin reddi gerekmiştir.
Trafik kazasında bedensel zarara uğrayan ve buna dayalı olarak işgücü kaybı tazminatı isteminde bulunan hak sahiplerinin bakiye ömürleri daha önceki yıllarda Fransa’dan alınan 1931 tarihli “PMF” cetvellerine göre saptanmakta ise de; Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmalarıyla “TRH 2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmıştır. Gerçek zarar hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu durumda; Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve yine bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği göz önüne alındığında, tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosu’na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına karar verilmiştir. (Y. 4. HD. 18/10/2021 tarih ve 2021/5505 – 2021/6939 sayılı ilam)
Anayasa Mahkemesi’nin 17.07.2020 tarih- 2019/40-2020/40 sayılı kararı ile; KTK’nun 90. maddesindeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir” bölümündeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir. Bu nedenle; işgücü kaybı tazminatı hesabında, yeni ZMSS Genel Şartları ekindeki cetvellerin kullanılması mümkün olmadığından ve %1,8 teknik faiz ile devre başı ödemeli belirli süreli rant formülü uygulaması anılan cetvellerle getirildiğinden, artık uygulanması mümkün değildir. Tazminat hesaplamasının, %1,8 teknik faiz uygulanmadan ve Yargıtay uygulamaları ile kabul edilen progresif rant yöntemi kullanılarak yapılması yönündeki istikrarlı uygulamaları da dikkate alındığında, her iki yaşam tablosunun kullanılması halinde de, progresif rant yöntemi kullanılarak işleyecek dönem zararı belirlenmektedir.
Ancak somut uyuşmazlıkta, tazminat hesabı, 1931 tarihli “PMF” cetvellerine göre, hesaplama yapılmış, mahkemece de bu rapor esas alınarak hüküm kurulmuştur. Verilen hüküm yalnızca davalılar tarafından istinaf başvuru konusu edilmiş olup, istinafa cevap veren davacı vekili yerel mahkeme kararına yönelik istinaf başvuru taleplerinin reddini istemiştir. Davacı istinafa cevap dilekçesinde, PMF 1931 Tablosu’nun kullanılması suretiyle yapılan hesaplamaya itirazının bulunmaması, müteveffanın yaşına göre, PMF Tablosuna göre bakiye ömür 11 yıl iki ay iken, TRH 2010 tablosunda 14 yıl dört ay olduğuna göre, tazminat hesabında PMF 1931 Tablosu’nun (TRH 2010 Tablosu’ndan daha kısa ömür süresi belirlediği ve davalı lehine olduğundan), salt TRH 2010 tablosuna göre rapor alınması ve istinafa gelenin kazanılmış haklarının korunması gerekçesiyle hükmün kaldırılması usul ekonomisine uygun değildir.
6100 sayılı HMK 355 maddesi uyarınca, istinafa başvuranın sıfatı, istinaf nedeni ve kamu düzeni açısından yapılan inceleme sonucunda, mahkemece verilen karar usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından davalı …ve… Sigorta A. Ş. vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Bursa 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29/11/2019 tarih ve …sayılı kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından HMK 353/1-b-1 hükmü gereğince davalı… Sigorta A.Ş. vekili ve davalı … vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-a)İstinaf kanun yoluna başvuran davalı ……’in yatırdığı harcın mahsubu ile bakiye 7.383,00.-TL bakiye karar ilam harcının bu davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
b)İstinaf kanun yoluna başvuran davalı… Sigorta A.Ş’nin yatırdığı harcın mahsubu ile bakiye 5.041,00.-TL bakiye karar ilam harcının bu davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Karar tebliğ işlemlerinin Dairemizce yapılmasına,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-İstinaf yargılama giderlerinin, istinaf kanun yoluna başvuranlar üzerinde bırakılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK 362/1 maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 25/11/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

…….
Başkan
…….
E-imzalıdır.
……
Üye
……..
E-imzalıdır.
………
Üye
………….
E-imzalıdır.
…….
Katip
………..
E-imzalıdır.