Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. BURSA BAM 13. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
13. HUKUK DAİRESİ K A R A R
DOSYA NO : ……
KARAR NO : ………..
BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : ……….
KARAR NO : ………..
KARAR TARİHİ : 22/10/2019
İSTİNAF BAŞVURU TARİHİ : 30/12/2019
DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … – …………
DAVALI : 2 -…
VEKİLİ : Av. … -……..
DAVALI : 1 -… – … -……………..
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
B.A.M. KARAR TARİHİ : 10/11/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 30/11/2021
Davacı tarafından, davalılar aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda mahal mahkemesince davanın reddine dair verilen karara süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonunda, incelemenin duruşma açılmadan karar verilmesi mümkün hallerden olduğu anlaşılmakla dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde, 10/06/2018 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle davacıya ait ………. plakalı araçta hasar meydana geldiğini, kazanın oluşumunda davalı ………….. plakalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğunu, davalı … şirketine 09/07/2018 tarihinde başvuru yapıldığını, sigorta şirketi tarafından davacıya 2.419,00 TL ödeme yapıldığını, ancak bu ödemenin değer kaybını karşılamadığını belirterek değer kaybına ilişkin bakiye alacağın tahsilini talep etmiştir.
Davalı … cevabında, olay tarihinde davacı araç şoförünün sağından kendisini geçmek isterken kazaya sebebiyet verdiğini, bu kazanın oluşumunda kendisine ait bir kusurunun bulunmadığını, tüm kusurun davacı tarafta olduğunu, aracına ait Trafik Sigortasının bulunduğunu, ayrıca davacı aracının daha önce iki kez kazaya karıştığını ve TRAMER kaydının bulunduğunu bu sebeple davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ………. Sigorta A.Ş vekili cevap dilekçesinde, 10/06/2018 tarihli trafik kazasından dolayısıyla davacıya 2.419,00.-TL tazminat ödemesi yapıldığını, değer kaybı hesabının güncel ZMMS Genel Şartlarına göre hesaplanması gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince, davanın reddine, karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf kanun yolu başvuru dilekçesinde, dosyaya sunulan kusura ilişkin bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli bir rapor olmadığı, gerekçeli kararda kaza mahallinde keşif yapıldığı belirtilmiş ise de, kaza mahallinde herhangi bir keşif yapılmadığı, yapılan keşfin aracın adliye otoparkında hazır edilmesi ile müvekkilin aracında meydana gelen değer kaybına ilişkin olduğu, bu nedenle gerekçeli kararda “yolun tek şeritli gidişli gelişli yol olduğu keşif esnasında görülmüştür” diye belirtilmesinin hatalı olduğu, kaza tespit tutanağına istinaden komisyon tarafından davalı tarafın %100 kusurlu olduğu tespit edildiği, bu nedenle davalının tamamen kusursuz kabul edilmesinin doğru olmadığı, kusur tespiti hususunda komisyonun tespiti ile bilirkişinin tespiti arasında farklılık olduğundan mahkemece mahallinde keşif yapılarak kusurun tespiti gerektiği, kaza tespit tutanağından da anlaşılacağı üzere davalının ilk önce sola sinyal verdiği ve yolun sağına yanaştığı, bilirkişi tarafından bu hususun da dikkate alınmadığı, müvekkilinin davalının aracını geçmeye çalışmadığı, sadece yolun sağına dönmek istediği, davalının da aniden sağa doğru yönelmesiyle kazanın meydana geldiği, açıklanan nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME ve GEREKÇE
Dava, trafik kazası sebebiyle araçta oluşan değer kaybından kaynaklı tazminat talebine yöneliktir.
Yargılama sırasında yanlardan birinin bilirkişi raporuna itiraz etmemesi, itiraz eden taraf lehine usuli kazanılmış hak oluşturur. Taraflardan biri bilirkişi raporuna itiraz etmez, diğer tarafın itirazı üzerine ya da mahkemece kendiliğinden yeni bir bilirkişi raporu alınır ve sonuncu rapor, önceki rapora itiraz edenin daha da aleyhine olursa, önceki rapor itirazda bulunmayan yönünden kesinleşeceğinden itiraz eden taraf lehine oluşan usuli kazanılmış hak gereği, mahkemece itiraz edenin lehine olan bilirkişi raporuna göre karar verilir. (Yargıtay 17 HD. 2014/17879 E.- 2017/2082 K. sayılı ilam).
Somut uyuşmazlıkta, 10/06/2018 tarihinde meydana gelen kazada taraflara izafe edilecek kusur oranının tespiti bakımından düzenlenen 08/04/2019 tarihli bilirkişi raporunda, kazanın oluşumunda davacının %100 kusurlu olduğu belirtilmiş olup, 04/03/2018 tarihli bilirkişi raporunda ise, davacının aracında meydana gelen değer kaybının 7.875,00 TL olduğu tespit edilmiştir. Her iki bilirkişi raporu da taraflara tebliğ edilmiş, davacı vekilinin 25/04/2021 tarihli bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde, münhasıran araçta değer kaybı yönünden yapılan hesaplamalar itiraz ettiği, kusur belirlemesine ilişkin tespitlere itiraz etmediği, takip eden 14/05/2019 tarihli ve 27/06/2019 tarihli celselere mazeret dilekçesi verildiği, davacı vekilinin hazır bulunduğu 02/07/2019 tarihli celsede de, davacı vekilince rapora itirazın tekrar edilip, kusura yönelik açıkça itiraz edilmediği, meydana gelen kazada kusur yönünden usuli kazanılmış hak doğduğu, bu sebeple yeniden rapor alınmasına yönelik talebin reddedilmesinde isabetsizlik yoktur. Zira dava, niteliği itibarıyla, kamu düzeninden olmayan ve dava malzemesinin taraflarca getirilmesi ilkesinin uygulandığı davalardandır.
Kusur değerlendirmesinin 2918 sayılı KTK ve buna bağlı yönetmelik kapsamında mahkemece değerlendirileceği, gerekçeli kararda kusur durumunun tartışıldığı, davacının kazanın oluşumunda tam kusurlu olduğu, bu sebeple davanın reddedilmesinde isabetsizlik yoktur.
HMK 355. maddesi gereğince istinaf yoluna başvuranın sıfatına ve istinaf konusu yapılan nedenlere ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesin kararı usul ve yasaya uygun olması nedeniyle davacı vekilinin istinaf taleplerinin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin, …… tarih ve …… sayılı kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından HMK 353/1-b-1 hükmü gereğince davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı tarafından istinaf karar harcı yatırılmış olduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
3-Karar tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-İstinaf yargılama giderinin istinafa başvuran taraflar üzerinde bırakılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 6100 sayılı HMK 362/1-a. hükmü uyarınca kesin olmak üzere 10/11/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
…
Başkan
…
e-imza
…
Üye
…
e-imza
…
Üye
…
e-imza
…
Katip
…
e-imza