Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/343 E. 2021/526 K. 01.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 13. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
13. HUKUK DAİRESİ K A R A R

DOSYA NO : ……
KARAR NO : ……………..

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : ……….
KARAR NO : …………
KARAR TARİHİ : 03/12/2019
İSTİNAF BAŞVURU TARİHİ : 11/02/2020
DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. …………..
DAVALI : 1 -… -…
VEKİLİ : Av. … -………..
DAVALI : 2 -…………..
VEKİLİ : Av. ……………..
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
B.A.M. KARAR TARİHİ : 01/12/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 14/12/2021

Davacı tarafından, davalılar aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen karara süresi içinde davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonunda, incelemenin duruşma açılmadan karar verilmesi mümkün hallerden olduğu anlaşılmakla dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde, 13.02.2013 tarihinde kazanın … plakalı sürücü Yunanistan vatandaşı …’nun Gaziakdemir caddesinden Dr. Sadık Ahmet Caddesi’ne doğru seyretmekte iken Atatürk Kültür Merkezi Hayat Lokantası karşında yaya olarak yolun karşısına geçmeye çalışan müvekkili …’na çarpması neticesinde meydana geldiğini, kazada müvekkili …’nun yaralandığını ve epilepsi hastalığına yakalanmış olduğunu, müvekkilinin herhangi bir işte çalışmasa da gerek ev işlerinde ve gerekse hayatını idame ettirmede eski yaşam kalitesini yakalayamayacağı, zorlanarak, acı çekerek daha fazla efor sarf edeceğini, fazlaya dair hakları saklı tutarak şimdilik 2.000,00 TL talep ettiklerini, müvekkilinin tedavi giderleri her ne kadar SGK tarafından karşılanmış olsada evindeki iyileşme sürecinde yardımcı (bakıcı) gideri ödemek zorunda kalmış olup bunun ne kadar süre ile devam edeceği de bilinmediğini, bu nedenle şimdilik 500,00 TL bakıcı gideri ile 30.000.00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … ……… vekili cevap dilekçesinde, kaza sonrasında davacının epilepsi hastalığına yakalandığı yönündeki beyanlarının gerçek dışı olduğunu, davacının kaza öncesi tarihlerde de psikolojik rahatsızlıkları bulunduğunu, Bursa Devlet Hastanesi Psikiyatri Bölümünde 2010/Nisan ayında davacının Unipolar Depresyon teşhisi ile tedavi görmüş olduğunu, Kazanın 2013/Şubat ayında meydana geldiğini, 2013/Ağustos ayında davacının, Bursa Devlet Hastanesinde Yineleyen Depresif Bozukluk Teşhisi İle Tedavi görmüş olduğunu, 2013/Ekim ayında Epilepsi teşhisi konmuş olduğunu, kaza sonrasında epilepsi olduğu iddia edilen davacının 8 ay sonra epilepsi olduğunun ortaya çıkması davacı iddialarının gerçek olmadığını açıkça göstermekte olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde, davacı tarafın, sigortalılarının kusurunu ve zararını ispat etmesi gerektiğini, davacının kaza sebebiyle elde ettiği gelir ve tazminatların mahsubu gerektiğini, 6111 sayılı yasa uyarınca davacının tedavi masrafları talebinin reddi gerektiğini, yasa gereği davacının talep hakkı bulunmadığını, sigorta poliçesinde yazılı teminat tutarının, maluliyet halinde doğrudan doğruya hak sahiplerine ödenmediğini, davacı tarafın, sürekli maluliyet halinde zararını ispat etmesi gerektiğini, kaza tarihini kapsayan sigorta poliçesi tespit edilemediğinden haksız yere aleyhlerine açılan davanın reddini, tüm delillerin toplanması ve Adli Tıp Kurumu, Trafik İhtisas Dairesi tarafından kusur tespitinin yapılmasından sonra müvekkili şirkete sigortalı aracın kusurlu bulunması durumunda; maluliyet oranının tespiti için davacının tam teşekküllü bir devlet hastanesine sevk edilmesini, yine aktüer sıfatına sahip bir bilirkişi kanalı ile sakatlıktan kaynaklanan sürekli iş göremezlik tazminatının ve tıbbi konularda uzman bir bilirkişi kanalı ile bakıcı ücretinin hesaplanmasına, davacının davasının ispatı halinde; müvekkil şirketin öncelikle ferilerden sorumlu tutulmaması, olmaz ise, asıl alacak, yargılama giderleri ve avukatlık ücreti açısından ayrı ayrı poliçe limiti ile sorumlu tutulmasını, faizin en erken dava tarihinden başlatılmasını, davanın reddedilen kısmı açısından yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı tarafa yüklenmesini talep etmiştir.
Mahkemece, 3.02.2013 tarihinde meydana gelen trafik kazasında, davalı sürücü …’nun olayda % 60, …’nun olayda % 40 oranında kusurlu bulunduğu, davacının E cetveline göre %71.0 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, İyileşme ( iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 12 (oniki) aya kadar uzayabileceğinin bildirildiği, alınan aktüer raporuna göre talep tavanının 127.317,40 TL tazminat hesaplanmasına dair raporların gerekçeli denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli olduğundan davacının maddi tazminat yönünden talebinin kabulü tüm davalılardan, 18.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 13/02/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … …………’dan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Davalı ……………. vekili istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinde, hükme esas alınan kusur raporunun hatalı olduğunu, davacıda kaza nedeniyle oluştuğu iddia edilen epilepsi hastalığının kazadan evvel var olduğunu, bu hususta davacının kazadan evvel gittiği hastanelerdeki teşhis ve reçete bilgilerinin mevcut olduğunu, bu nedenle öncelikle kaza ile hastalık arasındaki illiyet bağının tespit edilmesi gerektiğini ve bakıcı gideri ile ilgili her hangi bir belge ibraz edilmemesine rağmen bakıcı giderine hükmedilmesi nedeniyle kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maluliyet nedeniyle cismani tazminat (sürekli iş göremezlik tazminatı ile bakıcı gideri) ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davalı vekili istinaf dilekçesi ile hükme esas alınan kusur raporunun hatalı olduğunu kazaya davacının sebebiyet verdiğini beyan etmiştir.
Mahkeme tarafından yapılan yargılama ile önce ATK’dan kusur oranlarının tespiti için rapor alındığı ve alınan raporda davacının kazadaki kusurunun % 40, davalının ise % 60 olduğunu tespit etmiş olup kusur raporuna davalı tarafından itiraz edilmesi üzerine kaza tespit tutanağı ile ATK raporundaki kusur oranları arasında çelişki bulunması dolayısıyla itirazın kabulü ile Karayolları fen heyetinden üçlü bilirkişiden rapor aldırılmak üzere talimat yazıldığı ve talimat ile alınan raporda davacının % 40, davalının da % 60 kusurlu olduğunun bildirildiği görülmekle alınan ikinci raporda ATK raporu ile aynı kusur oranlarını tespit edildiği ve kusur durumunun kesinleştiği görülmekle davalının kusura ilişkin istinaf isteminin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin dava dilekçesi ile geçici ve sürekli maluliyeti ile bakıcı giderini talep ettiği ve maluliyetin tespiti için ATK 3.İhtisas Dairesinden alınan raporda davacının 12 ay geçici maluliyeti ve % 71 sürekli maluliyeti bulunduğunun tespit edildiği ancak davacının kaza sonucu yaralanması ve maluliyeti nedeniyle bir başkasının bakımına ihtiyacı olup olmadığı yönünde bir değerlendirme yapılmadığı ve aktüerya bilirkişisi tarafından tanzim edilen raporda 12 ay geçici iş görmezlik süresi kapsamında bakıcı giderinin hesaplandığı ve mahkeme tarafından raporun hükme esas alındığı görülmüştür.
Davacının bakıcı giderine ilişkin olarak talebi bulunmakta olup, uğranılan cismani zarar nedeniyle doğan bakım ihtiyacı ve yapılacak bakıcı giderinin doğru tespiti açısından, bakım ihtiyacının boyutunun belirlenmesi önem arz etmektedir.
Mahkemece davacının, işgöremezlik döneminde bakıcıya ihtiyacı olup olmayacağı, bakıcıya ihtiyaç olması halinde bakıcı ihtiyacının süresi (tam zamanlı/yarı zamanlı/süreli) ile ilgili ATK’dan ek rapor aldırılarak davacının kaza sonucu yaralanması ve maluliyeti nedeniyle geçici süreli yada sürekli olarak bir başkasının bakımına ihtiyacı olup olmadığının tespit edilmesi ile oluşan sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile bakıcı gideri ile ilgili hüküm kurulmuş olması nedeniyle ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu ve davalı vekilinin bu husustaki istinaf isteminin yerinde olduğu anlaşılmıştır.
Davalı vekili davacıda kaza nedeniyle oluştuğu iddia edilen epilepsi rahatsızlığı ile psikolojik rahatsızlıkların kaza nedeniyle oluşmadığı ve davacının daha evvelki hastane kayıtları ve kullandığı reçete bilgileri kapsamında kazadan evvel var olduğunu beyanla kaza ile rahatsızlık arasında illiyet bağının bulunup bulunmadığını tespiti için bilirkişiden ek rapor aldırılmasını talep ettiği görülmüştür.
Mahkeme tarafından ATK’dan alınan raporda sadece kaza nedeniyle davacıda var olan maluliyetin tespit edildiği ancak bunun kaza öncesi mi sonrası mı olduğu hususunda değerlendirme yapılmadığı görülmüştür. Davalı vekilinin kazadan evvel davacının hastane kayıtları ile tedavi ve kullandığı ilaçlara ait bilgilerin celbi ile bilirkişiden bu hususta rapor aldırılması talebi üzerine içlerinde sigorta, aktüerya ve nöroloji bilirkişisinin bulunduğu heyetten bu hususta ek rapor alındığı ancak raporun hükme esas alınacak nitelikte bulunmadığı anlaşılmıştır.
Davalı vekili itiraz dilekçesi ile davacı için celbini talep ettiği hastane kayıtlarının kaza tarihinden önceki dönem olan 2007 ile 2011 yıllarına ilişkin olduğu ve celp edilen evrakların da bu tarihleri kapsar şekilde gönderilmesine ve davacının kullandığı ilaçlara ilişkin reçete bilgileri bulunmasına rağmen bilirkişi tarafından kaza tarihi sonrası hastane kayıtlarının dikkate alınarak değerlendirme yapıldığı ve davacının kaza tarihinden evvel epilepsi hastalığı bulunduğuna ilişkin tespit bulunmadığının bildirildiği ve mahkeme tarafından bu rapor hükme esas alınarak karar verildiği anlaşılmakla davalı vekilinin bu husustaki istinaf isteminin yerinde olduğu görülmüştür.
Maddi tazminat hesabı yönünden Yargıtay en son içtihatları kapsamında tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 tablosunun esas alınarak hesaplamalarda progresif rant yönteminin kullanılması ile bilinmeyen (işleyecek) devredeki gelirlerin her yıl için % 10 artırılıp % 10 iskonto edilmesi suretiyle tazminatın hesaplanması gerekmektedir.(Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 24/02/2021 tarih 2019/3292 esas 2021/1848 karar sayılı ilamı)
Somut olayda alınan raporun ise PMF 1931 tablosuna göre yapıldığı anlaşılmıştır. Yaşam tablosu olarak PMF 1931 tablosuna göre hesaplama yapılmış olması davalının lehine olduğundan kararın sadece davalı tarafça istinaf edilmesi nedeniyle bu husus kaldırma nedeni yapılmamıştır
Bu durumda mahkemece öncelikle davacının kazadan dolayı yaralanması ve maluliyeti nedeniyle bir başkasının bakımına ihtiyacı olup olmadığı, varsa bakıcı ihtiyaç süresi konusu ile davacıda kaza nedeniyle oluştuğu tespit edilen epilepsi rahatsızlığının kazadan evvel var olup olmadığı ve kaza ile hastalık arasında celp edilen hastane kayıtları dikkate alınarak illiyet bağının bulunup bulunmadığı hususunda maluliyet raporunu düzenleyen sağlık kurumundan ek rapor alınması ile bir başkasının bakımına ihtiyacı olduğunun ve süresinin tespiti halinde bu süre yönünden bakıcı gideri hesaplanması için aktüerya bilirkişisinden ek rapor alınması ve taraflar lehine oluşan usulü kazanılmış haklar da gözetilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir.
6100 sayılı HMK 355 maddesi gereğince istinafa başvuranın sıfatı, istinaf konusu yapılan nedenler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda, davalının istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1. fıkrası (a-6) bendi gereğince kaldırılmasına, Dairemiz kararı gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalının istinaf talebinin KABULÜ ile Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/12/2019 tarih ve …. sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Gerekçede yapılan açıklamalar göz önünde bulundurularak yargılama yapılmak üzere dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
2-Davalı tarafından yatırılan 2.481,65 TL nisbi istinaf karar harcının talep halinde iadesine,
3-Karar tebliğ ve harç iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
4-İstinaf kanun yoluna başvuran davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yargılama sonunda verilecek gerekçeli kararda dikkate alınmasına,
5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 6100 sayılı HMK’nun 353/1-a hükmü uyarınca kesin olmak üzere 01/12/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


Başkan

e-imzalıdır

Üye

e-imzalıdır

Üye

e-imzalıdır

Katip

e-imzalıdır