Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/31 E. 2021/133 K. 06.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA BAM 13. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/31 – 2021/133
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
13. HUKUK DAİRESİ K A R A R

DOSYA NO : 2
KARAR NO : 2021/133

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

KARAR NO : 2019/848
KARAR TARİHİ : 11/07/2019
İSTİNAF BAŞVURU TARİHİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
B.A.M. KARAR TARİHİ : 06/10/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 13/10/2021

Davacı tarafından, davalılar aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemesince davanın kısmen kabul kısmen reddine dair verilen karara süresi içinde davalı Rafet Şamlı vekili ve davalı Axa Sigorta A.Ş. vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonunda, incelemenin duruşma açılmadan karar verilmesi mümkün hallerden olduğu anlaşılmakla dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının plaka sayılı motorlu aracın Yalova’dan Bursa’ya getirilmesi için 20/05/2015 günü arkadaşına ait plaka sayılı araçla Yalova’ya gittiklerini, dönüş yolunda plakalı araç önde 1 215 plakalı araç ise onun arkasında seyrettiği sırada yolun sağ tarafındaki tesisten başka bir aracın yola doğru çıkması üzerine her iki aracın da yavaşlamasıyla birlikte takip mesafesi kurallarını ihlal eden Rafet Şamlı kontrolündeki V 93 plakalı kamyonun, arkadan çarpması neticesinde plakalı aracın bir anda alev alarak yanmaya başladığını, meydana gelen olay sonrası davacının 21.05.2015-28.05.2015 ve 13.07.2015-24.07.2015 tarihleri arasında yatırıldığı hastanede yoğun bir tedevi süreci geçirmek zorunda kaldığını, kaza sonucunda müvekkilin kaburgasında kırıklar oluşmuş, bir ameliyat süreci geçirmiş, kazadan 1.5 ay sonra baş ağrısı şikayetiyle gittiği hastanede, kaza sebebiyle beyin kanaması geçirdiği farkedilerek acil olarak ameliyata alındığını, Orhangazi Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/1146 Es. sayılı dosyası ile açılmış bulunan ceza dava dosyasında halen derdest durumda olduğunu, müvekkilinin sağlıklı bir bireyken söz konusu trafik kazası sonucu iş hayatının olağan hali düşünüldüğünde müvekkilinin bedeni olarak güç kaybı yaşamış ve iş bulmasının güçlenmiş olduğunu, kusur raporu alınmasını talep ettiklerini ve söz konusu trafik kazası sebebiyle müvekkilinin sağlığına kavuşabilmek için tedavi istirahat süresince çalışma gücünün azalmış olması, ekonomik geleceğinin sarsılmış olması, kazanç kaybına uğramış olması sebebiyle fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100,00-TL belirsiz, alacağın davalılardan müştereken ve müteselsilen; ayrıca müvekkilinin yaşamış olduğu duygusal zararları bir nebze de olsa giderebilmek gayesiyle Rafet Şamlı’dan 20.000.00-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 21/05/2015 tarihinden itibaren işteyeeek yasal faizi ite birlikle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Axa Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; dava şartının yerine getirilmemesi nedeni ile davanın usulden reddine karar verilmesini, kusur tespitini Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi’nce yapılmasını, maluliyet oranı tespiti için davacının Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi’ne veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dair Bölümü’ne sevkini, kusurun ve maluliyet oranınm tespiti halinde, alanında uzman bilirkişilerce azami poliçe limitleri ve aktüeryal kurallar gözetilerek hesaplama yapılmasını, müvekkili şirket temerrüde düşmediğinden, dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesini ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalılara usulüne uygun olarak tebligat yapılmış ise de; dava dilekçesine karşı cevap dilekçesi ibraz etmedikleri gibi delillerini de bildirmemişlerdir.
Mahkemece, davalının kusur ve davacının %16 maluliyet oranı ve 3 aya kadar uzayabilecek iyileşme süresi göz önüne alınarak mevcut gelir durumuna göre alınan aktüerya bilirkişi raporundan 75.228,05-TL tutarında maddi tazminat davasının kabulü ile yine kusur durumları ve yaralanma ve maluliyet durumu göz önüne alınarak mahkememizce takdir edilen 10.000,00-TL manevi tazminatın davalı Rafet Şamlı’dan 21/05/2015 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınıp davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Davalı Rafet Şamlı istinafa başvuru dilekçesinde, trafik kazasının en büyük sebebinin 3. kişi olan Bayram Orhan’ın kullandığı araçtaki arıza olduğunu, 3. kişilerin kusuru ile meydana gelen kazanın bu kadar yüksek tazminata hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek istinaf taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Axa Sigorta A.Ş vekili istinafa başvuru dilekçesinde, davacı taraf, huzurdaki davadan önce müvekkil şirkete başvuruda bulunmadığını ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu m. 97 hükmü ile getirilen emredici düzenlemeye aykırı gelerek özel dava şartını yerine getirmediğini, yargılama sırasında yapılan başvurunun dava şartı eksikliğini gidermediğini ve işbu dava şartı yokuluğunun sonradan giderilemeyecek bir dava şartı olduğunu tekrarla, yargılama sırasında yapılan başvuru da usule uygun bir başvuru olmadığını, bununla birlikte, davacı yan kaza tarihinde çalışmadığından geçici iş göremezlik zararına uğradığından söz edilemeyeceğini belirterek yerel mahkeme kararını istinaf etmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE :
Dava, trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davalı Rafet Şamlı vekili dava konusu kazada 3. kişi sürücü Bayram Orhan’ın kusurunun yerel mahkemece göz ardı edildiğini belirterek, mahkemenin hükme esas aldığı kusur oranlarının gerçeği yansıtmadığını istinaf konusu yapmış ise de, dava konusu olaya ilişkin Orhangazi 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/1146 esas sayılı dosyasınnda, Adli Tıp Kurumundan alınan raporda, davalı Rafet Şamlı’nın asli kusurlu olduğu, davacının ise kusurunun bulunmadığının tespit edildiği gibi, istinaf istemine konu eldeki dava dosyasından aldırılan makine mühendisi kusur/trafik uzmanı bilirkişi raporunda davacının kusurunun bulunmadığı, davalı Rafet Şamlı’nın %100 kusurlu olduğunun tespit edildiği görülmüştür.
Davacı taraf, dava konusu kazada yolcu olup kendisinin kazada herhangi bir kusuru söz konusu değildir, esasen istinaf isteminde bulunan Rafet Şamlı vekili de bu yönüyle bir savunma ileri sürmemektedir.
Karayolları Trafik Kanunu’nun 88. maddesinde “Bir motorlu aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur” düzenlemesine yer verilmiş olup; motorlu araçların işletilmesi neticesi üçüncü kişinin zarar görmesi durumunda o aracın işleteni, aracın sürücüsü ve varsa teşebbüs sahibinin müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu; ayrıca, birden fazla kişinin zararı tazmin ile yükümlü olması durumunda, zarar görene karşı müteselsil sorumlu oldukları belirtilmiştir. Bu haliyle Karayolları Trafik Kanunu, trafik kazaları neticesi doğacak zarar sorumluluğunda müteselsillik esasını benimsemiştir.
Yine 6098 sayılı TBK’nun 61. maddesinde “Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır” demekle birden çok kişinin zarardan aynı sebeple ya da çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu olabileceği vurgulanmıştır (818 sayılı BK’nun 51. maddesinde de paralel düzenleme mevcuttur). Bu durum iki veya daha çok kişinin şahsında sorumluluğun ya da herhangi bir tazminat yükümlülüğü şartlarının gerçekleşmesi halinde söz konusu olur. İşte bu tür durumlarda sorumlular hakkında müteselsil sorumluluk hükümleri uygulanacaktır.
Müteselsil borçluluk niteliği itibariyle bölünebilen bir edimin birden fazla borçlusundan her birinin edimin tamamını ifa etmekle yükümlü olduğu bir borçluluk türü olup borçlulardan birinin edimin tümünü ifa ederek alacaklıyı tatmin etmesi halinde, evvelce mevcut olmasa dahi ifayı gerçekleştiren borçlu ile diğer borçlular arasında bir hukuki ilişki doğacaktır. Haksız fiilden ötürü müteselsil sorumlu bulunanların yasadan kaynaklanan müteselsil sorumluluk olup; Müteselsil borçluluk niteliği itibariyle bölünebilen bir edimin birden fazla borçlusundan her birinin edimin tamamını ifa etmekle yükümlü olduğu bir borçluluk türü olup borçlulardan birinin edimin tümünü ifa ederek alacaklıyı tatmin etmesi halinde, evvelce mevcut olmasa dahi ifayı gerçekleştiren borçlu ile diğer borçlular arasında bir hukuki ilişki doğacaktır.
Dolayısıyla davalı Rafet Şamlı ileri sürdüğü 3. kişinin kusur iddiası davacıya karşı ileri sürülemeyecek bir iddia olup bu davada kusurlu olduğu anlaşılan davalının bu savunması dinlenmeyecektir. Bu nedenle davalının kusura yönelik istinaf istemi yerinde bulunmamıştır.
Davalı Rafet Şamlı vekilinin, davacı lehine takdir edilen manevi tazminatın yüksek olduğu istinaf sebebi bakımından da, davacının maruz kaldığı maluliyet oranı kazanın meydana geliş şekli, davacının kusurlu olmaması, tarafların ekonomik sosyal durumu birlikte değerlendirildiğinde yerel mahkemece davacı lehine takdir edilen manevi tazminat miktarında bir isabetsizlik bulunmadığından buna yönelik davalının istinaf isteminin reddi gerekmiştir.
Davalı Axa Sigorta A.Ş.’nin vekili davacının müvekkili şirkete eldeki davayı açmadan önce 2918 sayılı karayolları trafik kanununun 97. maddesi gereğince dava şartı olarak düzenlenen başvuruyu yapmadan davayı açtığını, bu eksikliğin sonradan giderilemeyeceğini buna rağmen davadan sonra yapılan müracaatı yeterli görerek karar verilmesinin doğru olmadığını ileri sürmüş ise de;
Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2021/2461-2021/3316 karar sayılı kararında belirtildiği üzere: ”Dava şartları, davanın esası hakkındaki yargılamanın devamı için gerekli olan şartlar olup, davanın açılabilmesi için değil mahkemenin davanın esasına girebilmesi için aranan kamu düzeni ile ilgili zorunlu koşullardır. Bu nitelikleri gereği de eksiklik bulunması halinde tamamlanabilir olup olmadıklarına göre ve 6100 sayılı HMK’nın 114 ile 115. maddelerindeki düzenlemeler kapsamında ele alınmaları gerekir. Davanın esasına girilmesine engel olacak nitelikteki dava şartı eksiğinin giderilmesinin her zaman mümkün olduğu durumlarda, HMK’nın 115/2. maddesi gereği eksikliğin giderilmesi için kesin süre verilip sonucuna göre karar verilmelidir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. maddesi ile, zorunlu mali sorumluk sigortasından faydalanmak isteyen hak sahiplerinin dava yoluna gitmeden önce sigortacıya yazılı başvuru yapması gerektiği düzenlenmiş olmakla birlikte, bu başvuru yapılmadan dava yoluna gidilmesi halinin dahi HMK’nın 115/2.maddesi gereği tamamlanabilir dava şartı olduğu ”açıktır. Buna yönelik davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf istemi yerinde görülmemiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili, davanın önce görevsiz mahkemede açılıp görevsizlik kararı üzerine yerel mahkemece yargılamaya devam edilip esas hakkında karar verilmesine rağmen lehlerine vekalet ücretine hükmedilmediği gerekçesi ile istinaf isteminde de bulunmuşsa da; 6100 sayılı HMK’nın 331. maddesinin 2. fıkrası, “Görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi hâlinde, yargılama giderlerine o mahkeme hükmeder. Görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine davanın açıldığı mahkeme dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkûm eder.” hükmünü amir olup, “Yargılama giderlerinin kapsamı” başlıklı 323. maddesinin 1/ğ bendinde vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekâlet ücreti, yargılama giderleri arasında sayılmıştır.
6100 sayılı HMK’nın “Esastan Sonuçlanmayan Davada Yargılama Gideri” başlığı altında düzenlenen 331. maddesinin 2. fıkrası ile yargılamanın tekliği esası benimsenmiş ve görevsiz/yetkisiz mahkemece yargılama giderlerine hükmedilmeyeceği kabul edilmiştir. Görevsizlik ya da yetkisizlik hâlinde verilecek karar “usulden ret” kararıdır (HMK m.115/2). Diğer bir anlatımla görevsizlik ve yetkisizlik kararları ile mahkeme davadan elini çekmiş olsa da, söz konusu kararlar davanın esasını çözmeyip, davacı bu kararların kesinleşmesinden itibaren iki hafta içinde görevli veya yetkili mahkemeye başvurarak davaya kaldığı yerden devam olunmasını sağlayabilmektedir (HMK m. 20)( YHGK nun 28.2.2019 T, 2017/2-3004 E, 2019/217 K. sayılı ilamı; Y.3. HD. 27.3.2019 T, 2017/6542-2019/2620 sy.k). Verilen kararın niteliği ve bu husustaki yasal düzenleme dikkate alındığında, mahkemece vekalet ücreti ile ilgili bir karar verilmemesinde bir usulsüzlük bulunmadığından davalının istinaf nedeni yerinde görülmemiştir.
HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf yoluna başvuranın sıfatına ve istinaf konusu yapılan nedenlere ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesin kararı usul ve yasaya uygun olması nedeniyle davalı Rafet Şamlı vekili ve davalı Axa Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf taleplerinin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/07/2019 tarih ve 2017/446 Esas- 2019/848 Karar sayılı kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından HMK 353/1-b-1 hükmü gereğince davalı Rafet Şamlı vekili ve davalı Axa Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davalı Axa Sigorta A.Ş. tarafından yatırılması gereken 5.138,80.-TL istinaf karar harcından peşin alınan 946,80-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 4.192,00-TL istinaf karar harcının davalı sigorta şirketinden alınarak hazineye irat kaydına,
-İstinaf kanun yoluna başvuran davalı Rafet Şamlı tarafından yatırılması gereken 5.821,90.-TL istinaf karar harcından peşin alınan 1.455,50-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 4.366,40-TL istinaf karar harcının davalı Rafet Şamlı’dan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Karar tebliğ işlemlerinin Dairemizce yapılmasına,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-İstinaf yargılama giderinin istinafa başvuran taraflar üzerinde bırakılmasına,
Dair, duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, 6100 sayılı HMK’nın 361/1 maddesi gereğince, davalı AXA Sigorta A.Ş yönünden kesin, davalı Rafet Şamlı yönünden, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 06/10/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.