Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/279 E. 2021/350 K. 03.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 13. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
13. HUKUK DAİRESİ K A R A R

DOSYA NO : …..
KARAR NO : ……………….

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : …….
KARAR NO : ………………
KARAR TARİHİ : 19/10/2018
İSTİNAF BAŞVURU TARİHİ : 18/01/2019
DAVACI : …
…………..
VEKİLİ : Av. … -………..
DAVALI : … -…
VEKİLİ : Av. ………………….
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
B.A.M. KARAR TARİHİ : 03/11/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 23/11/2021

Davacı tarafından, davalı aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemesince davanın reddine dair verilen karara süresi içinde davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonunda, incelemenin duruşma açılmadan karar verilmesi mümkün hallerden olduğu anlaşılmakla dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde, davalıya ait “…………………..” adresindeki mecurun 30.09.2007 tarihli kira sözleşmesiyle …………… Ltd. Şti tarafından kiralandığını, 03.03.2017 tarih ve 9276 sayılı Ticaret Sicil Gazetesinde tescil edildiği gibi …………. A.Ş’nin tüm aktif ve pasifleriyle birlikte müvekkili …’ye devir olunarak … ile birleştiğini, … A.Ş nin bu şekilde sicilden terkin edilmiş olmakla aktif ve pasifleriyle birlikte devir olunan … tarfından alacak ve borçların takip edildiğini, davalıdan kiralanan mecurun kira sözleşmesinin karşılıklı olarak feshedilerek 14.05.2014 tarihinde tahliye edilerek kapatıldığını, mecurun tahliye edildiğini ve boşaltılarak teslim edilmiş olmasına karşın 11 aylık fazladan kira bedeli ödenmiş olduğunun 2016 yılı sonunda yapılan hesap incelemeleri esnasında ortaya çıktığını, 31.12.2016 tarihi itibariyle hesabın revize edildiğini, cari hesabın revize edilmesiyle birlikte davalının 13.112,00 TL borçlu olduğunun anlaşılması üzerine görüşmeler yapıldığını, görüşme aşamasında davalı tarafından fazladan alınan kira bedellerinin iade edileceği taahhüt edilmiş ise de, herhangi bir ödeme yapılmadığından icra takibine girişildiğini, Bursa 11.İcra Müdürlüğünün ……….sayılı dosyası üzerinden yapıla icra takibine davalı tarafça herhangi bir borcu olmadığından ve varsa da bu borcun zamanaşımına uğradığından bahisle itiraz edildiğini ve icra takibinin durdurulduğunu, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hak ve alacakları saklı kalmak kaydıyla davalı borçlunun Bursa 11.İcra Müdürlüğünün ………sayılı dosyasına yapmış olduğu haksız ve dayanaksız itirazın iptaline ve haksız yere borcunu inkar eden davalı aleyhine alacak mikratının en az %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, davacı tarafın kira sözleşmesi sona erdirildikten sonra müvekkili hesabına fazladan ödeme yapıldığı iddiasında olduğunu, davacı tarafın şirket statüsüne sahip olduğundan tüm işlerinin ticari olduğunu, bu nedenle tacir olan davacının davasının ticaret mahkemesinde görülmesi gerektiğini, davanın görev yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı tarafın taşınmazı 15.04.2014 tarihinde tahliye ettiklerini belirtmekle bu tarihten sonra da müvekkilline borçları olmadığı halde fazladan ödeme yaptıklarını iddia ettiklerini, bu durumda davacı tarafın fazladan ödemeyi 15.04.2014 tarihinde yaptıklarını, bu tarihin baz alındığında davacı tarafın müvekkiline yaptığı iddia edilen fazla ödemenin zamanaaşımına uğradığını olduğunu, davanın sebepsiz zenginleşmeye dayalı açılan bir dava olduğunu, icra takibinin 25.07.2017 tarihinde başlatıldığından zamanaşımı süresinin çoktan dolduğunu, tacir olan davacının kendisini borçlu sanarak ödeme yapmasının mümkün olmadığını, dava dilekçesinde de bu yönde bir ima dahi bulunmadığını, bu nedenlerle davanın görev yönünden reddini, süresinde açılmadığından davanın zamanaşımı nedeni ile reddini, görev ve zamanaşımı itirazları dikkate alınmaz ise haksız ve hukuka aykırı davanın esastan reddini, davacı tarafın kötüniyetli müvekkili aleyhine icra takibi ve dava açtığından alacağın %20′ sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davacı tarafça yapılan son kira ödemesinin 04/06/2015 tarihli olduğu, zamanaşımı süresinin bu tarihten itibaren başlatıldığı, zira davacı tarafın tacir olduğu ve her işinde basiretli davaranmakla yükümlü olduğu, bu itibarla yaptığı ödemenin daha sonra farkedilmesinin basiretli tacir bakımından geçerli bir mazeret olmadığı, takip tarihinin 25/07/2017, dava tarihinin ise 31/10/2017 olduğu, takip tarihine kadar TBK 82.maddelerinde düzenlenen zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşılmakla alacak zaman aşımına uğradığından davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinde, yerel mahkeme tarafından zaman aşımının başlangıç tarihinin 04/06/2015 tarihi olarak kabulünün doğru olduğunu, ancak davalı tarafça fazla ödemenin iadesi için ödemeler yapıldığını ve TBK 154 maddesi uyarınca yapılan kısmi ödemelerin zaman aşımını kestiğini, son ödeme tarihinden itibaren zaman aşımı süresinin yeniden işlemeye başladığını ve son ödeme tarihinin 15/02/2016 tarihi olduğunu, son ödemeden itibaren 2 yıllık zaman aşımı süresi dolmadan davalı hakkında takip yaptıklarını bildirerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava; sebepsiz zenginleşmeye dayalı bedelin iadesi davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık kira sözleşmesi bittikten sonra davacının davalıya yaptığı ödemelerin sebepsiz zenginleşme kapsamında iadesi talebinde zaman aşımı süresinin dolup dolmadığı hususudur.
Davacı tarafından davalı aleyhine kira sözleşmesinin bittiği tarihten sonra yapılan fazla ödemelerin iadesi istemi ile icra müdürlüğü aracılığı ile takip yapıldığı ve davalının takibe itiraz etmesi üzerine davacı vekili tarafından Bursa 1.Sulh Hukuk Mahkemesinde itirazın iptali davası açıldığı ve mahkeme tarafından dava konusu uyuşmazlığın tahliye sonrasında yapılan ödemelerin iadesine yönelik olması nedeniyle taraflar arasında kira sözleşmesi bulunmadığından asliye ticaret mahkemesinin görevli olduğundan bahisle dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verildiği görülmüştür
Davacı tarafça süresi içerisinde görevli mahkemeye gönderme talebi üzerine Bursa 1.Asliye Ticaret Mahkemesine tevzi edilen dosyanın yapılan yargılamasında taraflar arasındaki temel ilişkinin kira sözleşmesi sebebiyle yapılan ödemeler olması nedeniyle sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğundan bahisle karşı görevsizlik kararı verildiği ve görev uyuşmazlığının çözümü için Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 4.Hukuk Dairesine gönderildiği ve yapılan inceleme neticesinde taraflar arasındaki kira sözleşmesi feshedildikten sonra sehven yapılan ödemelerin iadesi talep edildiğinden yargı yeri olarak Bursa 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin belirlendiği görülmüştür.
Mahkeme tarafından yapılan yargılama ile davacı tarafın son kira ödeme tarihi ile takip tarihi arasında TBK 82.maddesindeki iki yıllık zaman aşımı süresinin dolduğundan davanın zaman aşımı nedeniyle reddine karar verildiği görülmüştür.
Sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacaklarda zaman aşımı süresi TBK 82.maddesinde düzenlenmiştir. İlgili madde uyarınca hak sahibinin geri isteme hakkını öğrendiği tarihten iki yıl ve her halde zenginleşmenin gerçekleştiği tarihten itibaren 10 yılda zaman aşımına uğrayacağı kabul edilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesi ile mahkeme tarafından son kira ödeme tarihi olan 04/06/2015 tarihinin zaman aşımının başlangıç süresi olarak kabul edilmesinin yerinde olduğu ancak davalı tarafça yapılan kısmi ödemeler nedeniyle zaman aşımı süresinin kesildiğini ve kesilme tarihinden itibaren 2 yıllık süre içerisinde takip yapıldığından bahisle zaman aşımı süresinin dolmadığını beyan etmiştir. Dava dilekçesi ekinde sunulan muavin defter çıktısına göre de, davalının son geri ödemesi olarak 09/08/2015 tarihi olarak görülmekte olup, sonrasında bir ödeme yapıldığı sunulan delillerden tespit edilemediğinden, bu tarih itibariyle de, zaman aşımının dolduğu anlaşılmaktadır.
Davalı vekilinin icra dosyasındaki itiraz dilekçesi ile zaman aşımı savunmasında bulunduğu, dava dilekçesinin tebliği tarihi olan 06/11/2017 tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde 20/11/2017 tarihinde cevap dilekçesi ile de zaman aşımı itirazında bulunulduğu ve basit yargılama usulüne tabi sulh hukuk mahkemesinde ön inceleme duruşması olan 16/01/2018 tarihli celsede davalı vekilinin zaman aşımı itirazını tekrar ettiği ve davacı vekilinin hazır bulunduğu duruşmada davalı vekilinin zaman aşımı itirazı ile ilgili beyanda bulunmadığı görülmüştür.
Görev uyuşmazlığının Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Dairesince çözümünden sonra görevli Bursa 1.Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından yapılan 19/10/2018 tarihli celsede davalı vekilinin zaman aşımı itirazlarını tekrar ettiğini beyan ettiği ve mahkeme tarafından tahkikatın sona erdirilmesine karar verilerek taraf vekillerinden tekrar beyanlarının sorulduğu ve davacı vekilinin davanın kabulüne karar verilmesini talep ettiği ve mahkeme tarafından davanın zaman aşımı nedeniyle reddine karar verildiği görülmüştür.
Davacı vekilinin davalı vekilinin zaman aşımı itirazı hakkında görevsiz mahkeme tarafından yapılan duruşmadan itibaren haberdar olduğu ancak zaman aşımı itirazı hakkında beyanda bulunmadığı ve görevli mahkeme tarafından yapılan duruşmada da davalı vekilinin zaman aşımı itirazını tekrar ettiği ve bunun üzerine de davacının her hangi bir karşı beyanda bulunmadığı ve mahkeme tarafından tahkikatın bitirildiği bildirilmesine rağmen zaman aşımı süresinin dolmadığı hususunda her hangi bir savunma ileri sürülmediği görülmüştür.
HMK 357. maddesinde bölge adliye mahkemesince resen göz önünde tutulacaklar dışında, ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmaların dinlenemeyeceği ve yeni delillere dayanılmayacağı düzenlenmiştir.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında davacı vekili tarafından dava dilekçesinde müvekkili tarafından yapılan fazla ödemenin iadesi hususunda davalı ile görüşülmesine ve davalının ödeyeceğini taahhüt etmesine rağmen her hangi bir ödeme yapılmadığını beyan ettiği, bu beyanı ile davalı tarafından yapıldığı iddia edilen kısmi ödemeden bahsedilmediği gibi ilk derece mahkemesinde davalının zaman aşımı itirazı ile ilgili olarak zaman aşımını kesen kısmi ödeme iddiası ileri sürülmediği anlaşılmakla ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen savunmanın istinaf aşamasında ileri sürülmesi mümkün olmadığından davacının istinaf isteminin yerinde olmadığı görülmüştür.
6100 sayılı HMK 355. maddesi gereğince istinaf yoluna başvuranın sıfatına ve istinaf konusu yapılan nedenlere ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesin kararı usul ve yasaya uygun olması nedeniyle davacı vekilinin istinaf talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 19/10/2018 tarih ve …… – ……sayılı kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından HMK 353/1-b-1 hükmü gereğince davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli 59,30-TL ilam harcının peşin alınan 44,40 TL’den mahsubu ile bakiye 14,90-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına
3-İstinaf yargılama giderinin gideri yapan taraf üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Karar tebliği ve harç tahsil işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a hükmü uyarınca kesin olmak üzere 03/11/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


Başkan


Üye


Üye


Katip