Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/2725 E. 2023/512 K. 02.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … BAM .. HUKUK DAİRESİ
T.C.

BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
. HUKUK DAİRESİ K A R A R

DOSYA NO :.
KARAR NO : .

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KÂTİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … …. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO :..
KARAR NO : .
KARAR TARİHİ : …
İSTİNAF BAŞVURU TARİHİ : …
DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … -.
VEKİLİ : Av. … – .
DAVANIN KONUSU : Sigorta (Kaza Sigortası Kaynaklı)
B.A.M. KARAR TARİHİ : .
KARAR YAZIM TARİHİ : .

Davacı tarafından, davalı aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda mahal mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen karara süresi içinde taraf vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonunda, incelemenin duruşma açılmadan karar verilmesi mümkün hallerden olduğu anlaşılmakla dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde, müvekkilin. tarihinde yaralamalı trafik kazası geçirip bu kazada ciddi düzeyde yaralandığını, . tarihli kaza tespit tutanağı düzenlendiğini, kaza nedeni ile davacının malul/sakat kaldığını, bu sebeple maddi ve manevi zararı doğduğunu, maluliyet oranı kesin olmadığu halde, davalı şirketçe %20 orana göre hesaplama yapıldığını ve müvekkiline . tarihinde …TL kısmi ve geçici ödeme yapıldığını, davalı tarafça dürüstlük kurallarına uygun davranılmadığı ve davacının bilgisizliğinden yararlanılarak hak ettiği tazminatın tam olarak ödenmediğini, bu nedenlerle sürekli iş gücü kaybı tazminatı ….TL’nin ileride kesin olarak belirlenecek ve talep artırım dilekçesi ile artırılacak tutar açısından işleyecek faizi de kapsamak üzere kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini, talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, davanın öncelikle davaya konu tazminat bedelinin ödenmiş olması sebebiyle reddi gerektiğini, şirket nezdinde .. numaralı hasar dosyası açıldığını, dosya kapsamında yapılan incelemeler sonucunda sigortalı aracın kusur oranı da dikkate alınarak …-TL tazminat tutarı … tarihinde davacıya ödendiğini, müvekkili şirketin sigortalısının kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunduğunun ispat edilmesi halinde, sigortalısı araç sürücüsünün kusuru oranında poliçe limitleri ile sınırlı olmak üzere sorumlu olacağını, dava konusu taşımanın hatır taşıması olduğunun kabulü ile hesaplanacak tazminattan Yargıtay 17. Hukuk dairesinin yerleşik uygulaması gereğince %20 oranında hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini, bu nedenlerle esasa ilişkin itirazlar kapsamında davanın reddine karar verilmesini, talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, buna göre .. TL nin davalı sigorta şirketinin temerrüde düşürülme tarihi olan .. tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiştir.
Davalı vekili istinaf kanun yolu başvuru dilekçesinde, sigortalı araç sürücüsüne atfedilmiş fahiş kusurun kabul edilemez olduğunu, davacının dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı hareket ederek kazaya sebep olduğunu, en doğru ve gerçek kusur oranlarının tespiti için ATK Trafik İhtisas Dairesi ve Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyeti’nden seçilecek kusur konusunda uzman bilirkişi heyetinden rapor alınması gerektiği, yeni Genel Şartlara tabi konu dosyada TRH-2010 tabloları ve %1.8 teknik faiz kullanımı gerekirken bilirkişi raporunun TRH ve progresif rant üzerinden yapılan hesaplamasının hatalı olduğu, başvuran tarafından dosyaya sunulan ve maluliyet oranlarını gösterdiği ileri sürülen raporların hükme esas teşkil etmesinin hukuken mümkün olmadığı, maluliyet oranının tespitinin ATK 3. İhtisas Kurulu marifetiyle muayene edilmek suretiyle yapılması gerektiği, poliçe genel şartları uyarınca geçici iş göremezliklerden ve geçici bakıcı giderinden müvekkilinin sorumlu olmadığı, bunun hesaplanmasının da hatalı olduğu, araçta yolcu konumunda olan davacının emniyet kemeri takıp takmadığının belirlenmediği, bu durumun tespiti ile müterafik kusur hususunun bu duruma göre belirlenmesi gerektiği, hükümde hatır taşıması indirimi hususunun değerlendirilmediği, müvekkili şirketin faizden sorumluluğunun sınırlı olduğu ve ancak ıslah tarihinden itibaren yasal faiz işletilebileceği, olayın haksız fiilden kaynaklanmasına, taraflara ait araçların hususi otomobil olmasına göre davalı şirketin yasal faizle sorumluluğuna karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde ticari faize hükmedilmesinin de doğru olmadığı, bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini, talep etmiştir.
Davacı vekili istinaf kanun yolu başvuru dilekçesinde, maluliyet raporunun net, açık ve anlaşılır olmadığı, dosyada alınan raporlarda çelişki bulunduğu, raporlar arasındaki çelişkilerin giderilmediği, takdiri indirim olması halinde bu oranı kabul etmeyeceklerini, bu durumun objektif kriterlere ve hayatın olağan akışına uygun olmadığı, ayrıca takdiri indirim yapılmaksızın maluliyet oranın bildirilmesi gerektiği, ATK tarafından davacının mesleği gözetilmediği için yeniden bir değerlendirme yapılması gerektiği, asıl alacağa yürütülen faiz için faiz başlangıç tarihi olarak temerrüt tarihi …’un baz alınmasının hatalı olduğu, asıl alacak için kaza tarihinin faiz başlangıç tarihi olarak alınması ya da davalı sigorta şirketine ilk ihbar tarihi olan … tarihinin faiz başlangıç tarihi olarak baz alınması gerektiği, bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME ve GEREKÇE:
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi zararın ZMMS sigortacısından tazmini talebine yöneliktir.
Davacı maddi tazminat talebi kapsamında, maluliyet alacağı talep etmektedir.
Davacının, davalı tarafça zorunlu mali mesuliyet sigortası (ZMMS) kapsamında,… tarihleri arasında sigortalanan, dava dışı (sürücü ve sigortalı) .. sevk ve idaresindeki … plakalı araçta yolcu olarak seyahat ederken … tarihinde meydana gelen tek taraflı kazada yaralandığı, davalı tarafça davacıya 04/03/2014 tarihinde 34.329,40 TL ödeme yapıldığı uyuşmazlık konusu değildir.
Maluliyete ilişkin alınacak raporlar .. tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile … tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, …tarihi ile …tarihleri arasında Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, … tarihi ile 20/02/2019 tarihleri arasında Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine, 20/02/2019 tarihinden sonra da Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir (Yargıtay . HD …sayılı ilam).
Somut uyuşmazlıkta, davacının 05/09/2011 tarihinde meydana gelen yaralanmasına yönelik, ATK … İhtisas Kurulu …. tarihli maluliyet raporunda, davacının maluliyetinin yöntemince belirlendiği anlaşılmakla maluliyet raporuna itibar edilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır.
Davacının, davalı tarafça sigortalanan araçta yolcu olarak seyahat ederken tek taraflı kaza neticesinde yaralandığı, kazanın meydana gelmesinde etkisinin bulunmadığı anlaşılmakla dava dışı sürücünün %100 kusurlu olarak değerlendirilmesinde isabetsizlik yoktur.
2918 sayılı KTK 87/1 maddesi; “Yaralanan veya ölen kişi, hatır için karşılıksız taşınmakta ise veya motorlu araç, yaralanan veya ölen kişiye hatır için karşılıksız verilmiş bulunuyorsa, işletenin veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibinin sorumluluğu ve motorlu aracın maliki ile işleteni arasındaki ilişkide araca gelen zararlardan dolayı sorumluluk, genel hükümlere tabidir” şeklinde düzenlenmiştir. Aracın hatır için verildiği ya da hatır için taşıma yapılan durumda oluşacak zararlarla ilgili değerlendirmenin genel hükümlere tabi olduğu belirtilmiştir. Hatır taşıması; bir kimseyi ücretsiz olarak, bir karşılık almadan ve bir yararı bulunmadan taşıma halidir. Başka bir ifadeyle hatır için taşımada, taşımanın karşılıksız olması veya alınan karşılığın önemsiz olması gerekir. Hatır taşıması, sigorta teminatı kapsamında ise de, hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığından, bu gibi taşımalarda 6098 sayılı TBK 51 maddesi (818 sayılı BK 43 maddesi) uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay içtihatlarında benimsenmiştir. Kanun koyucu, indirim imkânını hatır için taşıyan işleten ve sürücüye bahşetmiştir. İşleten yönünden hatır taşıması indirim imkanından doğal olarak onun halefi konumundaki diğer müteselsil sorumlu sigorta şirketi de yararlanacaktır (Yargıtay 17 HD 2020/2968 E- 2020/6285 K sayılı ilam)
Somut olayda, davalı vekilince cevap dilekçesinde hatır taşıması indirimi yapılması gerektiği gündeme getirilmiş ise de, davacının ile dava dışı sürücü ve işleten konumundaki Sertaç Sedat Zeren’in yengesi (görümcesinin çocuğu) olduğu, hatır taşımasından söz edebilmek için, taşımanın menfaat karşılığı olmaması gerektiği, yakın aile bireylerinde olduğu gibi maddi ve manevi menfaatin bulunduğu akrabalar arasındaki ücretsiz taşıma ahlaki bir ödev niteliğinde olduğundan, belirlenen tazminat miktarından hatır taşıması indirimi yapılamayacağı (Yargıtay 17 HD 2016/19530 E-2019/9799 K sayılı ilam) gözetildiğinde hatır taşıması indirimi yapılmamasında isabetsizlik bulunmamaktadır.
6098 sayılı TBK 52 maddesi gereği, zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmışsa hakim, tazminatı indirebilecek veya tamamen kaldırabilecektir. Zarar görenin kendi menfaatlerini korumak için makul bir insanda beklenen davranışta bulunmayarak, zararın meydana gelmesinde veya artmasında etkili olmasına müterafik (bölüşük) kusur olarak adlandırılır. Zarar görenin müterafik kusurunun tespiti halinde 6098 sayılı TBK 52 maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, öğreti ve Yargıtay uygulamalarıyla da benimsenmiştir. Müterafik kusura ilişkin savunma, bir defi olmadığından mahkemece bu yönde bir savunma olmasa dahi resen araştırılması ve tartışılması gerekmektedir (Yargıtay 4 HD ilam).
Somut olayda, araçta yolcu olarak seyahat eden davacının emniyet kemeri kullanıp kullanmadığı araştırılarak, kullanmadığının tespit edilmesi halinde, yaralandığı bölgeler göz önüne alınarak, davacının zararın doğmasında veya artmasında müterafik kusurlu olup olmadığı tartışılmalıdır. Bu yöndeki istinaf sebebi yerindedir.
Aktüerya bilirkişice kaza tarihinden sonraki muhtemel yaşam süresinin belirlenmesinde isabetli şekilde … yaşam tablosu dikkate alınarak (porogresif yöntem) hesaplama yapılmış olup, Anayasa Mahkemesi’nin 17/07/2020 tarih- 2019/40-2020/40 sayılı kararı ile; 2918 sayılı KTK’nun 90. maddesindeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir” bölümündeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir. Bu nedenle; tazminat hesabında, yeni ZMSS Genel Şartları ekindeki cetvellerin kullanılması mümkün olmadığından ve %1,8 teknik faiz ile devre başı ödemeli belirli süreli rant formülü uygulaması anılan cetvellerle getirildiğinden, artık uygulanması mümkün değildir. Tazminat hesaplamasının, TRH 2010 yaşam tablosu, progresif rant yöntemi kullanılarak, bilinmeyen devirdeki gelirlerin her yıl için %10 artırılıp, %10 iskonto edilmesi suretiyle, teknik faiz dikkate alınmaksızın, aktüerya bilirkişiden rapor alınmak suretiyle hesaplanması gerekeceği, hükme esas alınan 18/06/2021 tarihli aktüerya raporu bu ilkelere göre yapıldığından, bu yöndeki istinaf sebebi yerinde değildir.
Ancak, dava dilekçesinde açıkça sürekli iş gücü kaybı (maluliyet) tazminatı talep edildiği halde, HMK 26 maddesindeki taleple bağlılık kuralına aykırı olacak şekilde geçici iş görmezlik ve maluliyet tazminatını hesaplayan bilirkişi raporuna itibar edilmesi isabetsiz olmuştur. Bu yöndeki istinaf sebebi yerindedir.
Kabule göre de, davalı sigorta şirketince ödeme yapıldığı gözetildiğinde ödenen tazminatın, ödeme tarihine göre yeterli olup olmadığı araştırılmalıdır.
Yine kabule göre de, dava dilekçesinde kaza tarihinden itibaren faize hükmedilmesi talep edilmiş, mahkemece, sigorta şirketinin temerrüt tarihi olarak belirlenen 03/06/2019 tarihinden itibaren fazie hükmedilmesi isabetsiz olmuştur. 2918 sayılı KTK 99/1 maddesi ve Karayolları Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartları B…. maddesi gereği, sigortacının zarar giderim yükümlülüğü, zararın ihbarı ve gerekli belgelerin sigortacıya bildirildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde zorunlu mali mesuliyet sigortasının poliçe limiti dahilindedir. Başka bir ifade ile sigortacının temerrüdü, bu süre içinde ödeme yapılmaması halinde başlayacaktır. Hasar dosyası celbedilerek davalının temerrüt tarihi belirlenerek faiz başlangıcı tereddüde yer vermeyecek şekilde tespit edilmelidir.
Mahkemece yapılacak iş, öncelikle hasar dosyası celbedilip, davanın yalnızca maluliyet tazminatı talebine yönelik olduğu, davacının maluliyet oranının E cetveline göre %4,3 oranında olduğu gözetilerek, davacının koruyucu emniyet kemeri kullanıp kullanmadığı, kullanmadıysa yaralandığı bölgeler göz önüne alınarak, davacının zararın doğmasında veya artmasında müterafik kusurlu olup olmadığı tartışılıp, davalı tarafça yapılan ödemenin, ödeme tarihi itibarıyla yeterli olup olmadığı tartışıldıktan sonra, yeterli olmadığının tespiti halinde davacının düçar olduğu maluliyet tazminatına temerrüt tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte hükmetmekten ibarettir.
6100 sayılı HMK 355 maddesi gereğince istinaf yoluna başvuranın sıfatına, kamu düzenine ve istinaf konusu yapılan nedenlerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda, hükmün esasını etkileyecek tüm deliller toplanmadan karar verilmesi nedeniyle karar usul ve yasaya aykırı olup taraf vekillerinin istinaf başvurularının bu sebeplerle ayrı ayrı kabulü ile mahkeme kararının HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına, Dairemiz kararı gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Taraf vekillerinin istinaf taleplerinin ayrı ayrı KABULÜ ile … …. Asliye Ticaret Mahkemesi … tarih ve..-.. sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Gerekçede yapılan açıklamalar göz önünde bulundurularak yargılama yapılmak üzere dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
…- İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde ilk derece mahkemesince iadesine,
3- İstinaf kanun yoluna başvuran davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde ilk derece mahkemesince yatırana iadesine,
4- Karar tebliğ ve harç iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
5- İstinaf kanun yoluna başvuran taraflarca yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6- İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda 6100 sayılı HMK 353/1-a hükmü uyarınca kesin olmak üzere 02/03/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


Başkan

e-imza

Üye

e-imza

Üye

e-imza

Katip

e-imza