Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/2724 E. 2023/302 K. 08.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 13. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/2724 – 2023/302
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
13. HUKUK DAİRESİ K A R A R

DOSYA NO : 2021/2724
KARAR NO : 2023/302

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle)
B.A.M. KARAR TARİHİ : 08/02/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 13/02/2023

Davacı tarafından, davalı aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen karara süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonunda, incelemenin duruşma açılmadan karar verilmesi mümkün hallerden olduğu anlaşılmakla dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; 14.08.2018 tarihinde meydana gelen kazada dava dışı sürücü … idaresindeki 16 TBP 35 plaka sayılı otomobilin, seyir halinde iken aynı yönde seyreden sürücü Hacı Ali Eryiğit sevk ve idaresindeki 60 YC 910 plaka sayılı kamyon ile karıştığı kaza sonucu yaralanmalı ve ölümlü trafik kazası meydana geldiğini, 16 TBP 35 plaka sayılı aracın zorunlu trafik sigortasını tanzim eden şirket ise davalı Anadolu Anonim Türk Sigorta A.Ş.olduğunu, 14.08.2018 tarihinde yaşanan işbu ölümlü ve yaralanmalı trafik kazası neticesinde müvekkilinin yaralandığını, müvekkilinin annesi olan ve araçta yolcu olarak bulunan henüz 33 yaşında olan Gülfer AKbulut’ un vefat etmiş olduğunu, annesinin vefatı sebebiyle Müvekkil Elif Akbulut’un destekten yoksun kaldığını, müteveffa Gülfer’ in kaza tarihinde sigorta olarak çalışmakta olduğunu, sigortalı olarak çalışmakta iken hem aylık ücrete hak kazanmakta hem de satış primi adı altında ayrıca aylık gelir ettiğini, müteveffa Gülfer’ in, Kafkas Üniversitesi Kağızman Meslek Yüksek Okulu Muhasebe Bölümü mezunu olduğunu, poliçeye istinaden müteveffanın ölümü ile geride kalan kızı Elif Akbulut için; annesi Gülfer Akbulut’u kaybetmiş olması nedeniyle hesaplanacak destekten yoksun kalma tazminatının davalı sigorta şirketinden tahsili istemi ile fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak üzere şimdilik 5.000,00.-TL olarak, toplanacak delillere göre defin ve taziye giderleri de eklenecek şekilde belirlenecek destekten yoksun kalma tazminatının davalıdan poliçe limitleri ile sınırlı olmak üzere dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 14/07/2021 tarihli bedel arttırım dilekçesi ile maddi tazminat taleplerini toplam 109.077,72 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, davalı üçüncü kişilerin uğramış olduğu bedeni zararlardan, sigorta poliçesinde belirtilen azami limitlerle ve işletenin veya işletenin eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru oranında maddi tazminat ile sorumlu tutulabileceğini, araç sürücüsü …’ un kusuru ile vefat eden Gülfer Akbulut’un vefatı sebebiyle müvekkil sigorta şirketi nezdinde 713866317-0001 nolu hasar dosyası açılmış olduğunu, hazırlanan aktüeryal rapor sonucuna göre toplam 108.183,75- TL ödeme yapılmış olduğunu, hasar aşamasından yapılan ödemenin mevzuata uygun olarak hesaplanmış olduğunu, bakiye tazminat söz konusu olmadığını, müteveffanın vefatı sebebi ile işbu davada davacı olmadığı halde destekten yoksun kalan kimseler varsa mahkeme tarafından re’sen tespit edilmesi gerektiğini, hesap raporundan ilgili pay oranları dikkate alınması gerektiğini, gerçek defin giderlerinin belirlenmesi için davacı tarafından somut delillerle bu durumu ispatlaması gerekmesi gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte, uygulanacak faizin başlangıç tarihinin belirlenmesi ve konuyu değerlendirmek için öncelikle motorlu araç işleteninin, üçüncü kişilere karşı mali sorumluluğunu yüklenen sigortacının, rizikonun gerçekleşmesi halinde ne zaman temerrüde düşeceği, önem kazandığını, bu sebeple başvuru tarihinden itibaren talep edilmesinin hatalı olduğunu, bu sebeplerle yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, 92.855,77 TL destekten yoksun kalma tazminatı ile 431,45 TL cenaze gideri olmak üzere toplam 93.287,22 TL alacağın dava tarihi olan 26/12/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Davalı vekili istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinde, müvekkili şirket tarafından dava tarihinden önce yapılan tüm ödemenin davacı için hesaplanan tazminattan mahsup edilmesi gerekirken yarısının davacıdan mahsup edilerek davacı lehine fazla tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğunu, tazminat hesaplamasında genel şartlara göre TRH 2010 yaşam tablosu ve 1,8 teknik faizin uygulanması gerektiğini, cenaze ve defin giderlerinin sigorta teminat kapsamında olmadığından müvekkilinin sorumluluğu bulunmadığını beyanla kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava; trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık cenaze giderlerinin sigorta teminatı kapsamında olup olmadığı, tazminat hesabında genel şartlardaki hesaplama yönteminin uygulanıp uygulanmayacağı ile sigorta şirketi tarafından dava tarihinden evvel yapılan ödemenin tamamının davacının tazminatından mahsup edilip edilmeyeceği hususudur.
Davalı vekili cenaze ve defin giderlerinin teminat kapsamında olmadığını beyanla istinaf isteminde bulunmuştur. 6098 sayılı TBK’nun 53. maddesinde cenaze giderlerinin de ölüm nedeniyle meydana gelen zararlardan olduğu hüküm altına alınmıştır. Bu nedenle zarar sorumlusu, ölüm halinde yapılan cenaze giderlerinden de sorumludur. Cenaze giderleri; ölümle doğrudan doğruya ilgili bulunan ve ölenin dini ile sosyal ve ekonomik durumuna uygun giderlerden ibaret olup ölenin taşınması, yıkatılması, gömülmesi, mezarlık ücreti gibi giderleri kapsar. Bu zararlar, poliçe limiti kapsamında ve limit dahilinde TBK 54. Madde gereğince maddi tazminat kapsamında olduğundan davalı vekilinin cenaze ve defin giderlerinin sigorta teminat kapsamı dışında olduğuna ilişkin istinaf istemi yerinde değil ise de, müteveffaya ait cenaze giderlerinin dava dışı eş … tarafından yapıldığı anlaşılmakla davacı tarafından yapılmış bir cenaze gideri bulunmadığından davacı tarafından sigorta şirketinden bu masrafından talep edilmesinin mümkün olmadığı anlaşılmakla davalı sigorta vekilinin bu husustaki istinaf isteminin bu yönüyle kabulü gerekmiştir.
Anayasa Mahkemesi’nin 17.07.2020 tarih- 2019/40-2020/40 sayılı kararı ile; KTK’nun 90. maddesindeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir” bölümündeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir. Bu nedenle; tazminat hesabında, yeni ZMSS Genel Şartları ekindeki cetvellerin kullanılması mümkün olmadığından ve %1,8 teknik faiz ile devre başı ödemeli belirli süreli rant formülü uygulaması anılan cetvellerle getirildiğinden, artık uygulanması mümkün değildir.
Tazminat hesaplamasının, TRH 2010 yaşam tablosu Yargıtay uygulamaları ile kabul edilen progresif rant yöntemi kullanılarak, bilinmeyen devirdeki gelirlerin her yıl için %10 artırılıp, %10 iskonto edilmesi suretiyle, teknik faiz dikkate alınmaksızın, tazminatın hesaplanması gerekmekte olup bilirkişi tarafından yapılan hesaplamada bu yöntemin kullanılmış olması nedeniyle usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından davalı vekilinin bu husustaki istinaf isteminin reddi gerekmiştir. (Yargıtay 17 HD. 2019/3292 E. – 2021/1848 K. sayılı ilam).
Davalı Sigorta Şirketi tarafından dava tarihinden evvel destekten yoksun kalma tazminatı adı altında 21/12/2018 tarihinde 108.183,75 TL ödeme yapıldığı görülmüştür. Davacı tarafça ödemenin müvekkilinin babası … adına ve hesabına yapıldığından dolayı müvekkilinin tazminat alacağından mahsup edilmemesi gerektiği savunmuş, davalı sigorta şirketi ise müteveffanın eşinin kazanın oluşumunda % 100 kusuru olması nedeniyle genel şartlara göre destekten yoksun kalma tazminatı talep etme hakkı bulunmadığını bu nedenle ödemenin davacı çocuk için yapıldığını beyanla tamamının davacının tazminat alacağından mahsup edilmesi gerektiğini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesi tarafından davacı ile dava dış … adına davalı sigorta şirketine müracaat ile hem eş hem de çocuk için destekten yoksun kalma tazminatının talep edilmesi ve ödeme dekontunda ödemenin kim adına yapıldığının açıkça belirtilmemesi nedeniyle ödemenin % 50 ‘sinin davacının hesaplanan tazminat miktarından mahsup edilmesine karar verildiği görülmüştür.
Davalı sigorta şirketine yazılan müzekkereye verilen cevap ekinde ibraz edilen ödemeye dayanak evrak ve belgelerin incelenmesinde; söz konusu destekten yoksun kalma tazminatı ile ilgili dava dışı …’un davacı kızı ve kendisi adına yaptığı müracaat neticesinde davalı sigorta şirketi tarafından aktüerya bilirkişisinden alınan raporda, davacı çocuk için belirlenen destekten yoksun kalma tazminatının ödeme dekontundaki miktarla aynı olduğu anlaşılmakla hem genel şartların yürürlük tarihinden sonra meydana gelen kazada kazaya kusuru ile neden olan sürücünün kazada vefat eden kişiden tazminat talep etme hakkı bulunmadığı hem de ödenen miktarın davacı için hesaplanan miktarla aynı olması nedeniyle her ne kadar davacı ve dava dışı … tarafından her iki kişi için de tazminat talebinde bulunulmuş ve ödeme dekontunda ödemenin kim için yapıldığı açıkça yazılmamış ise de ödemeye dayanak belgeler kapsamında ödemenin davacı çocuk adına yapıldığının kabulü ile 26/03/2021 tarihli aktüerya bilirkişisi ek raporunda tespit edildiği üzere davacı için hesaplanan tazminattan mahsup edilmesi gerektiği anlaşılmakla davalı vekilinin bu husustaki istinaf isteminin kabulü gerekmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinafa başvuranların sıfatı, istinaf nedenleri ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda, davalı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda belirtilen nedenlerle kabulü ile yanlışlığın yeniden yargılamayı gerektirmemesi nedeniyle 6100 Sayılı HMK’nun 353/1. fıkrası (b-2) bendi gereğince kararının düzeltilerek esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf talebinin KABULÜ ile Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/10/2021 tarih ve 2018/1706 – 2021/851 sayılı kararının HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince DÜZELTİLEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMASINA,
a)Davacının davasının kısmen kabulü ile, 73.150,35 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihi olan 26/12/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
b)Alınması gereken 4.996,90 TL nispi karar ve ilam harcının peşin ve ıslah ile alınan 1.813,29 TL’den mahsubu ile bakiye 3.183,61 TL ‘nin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
c)Davacı tarafından karşılanan 1.813,29 TL peşin ve ıslah harcı ile 35,90 TL başvurma harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
d)Davacı tarafından yapılan; davetiye gideri 179,5 TL, bilirkişi gideri 750,00 TL, ATK rapor ücreti 300 TL, posta ve müzekkere gideri 211,5 TL olmak üzere toplam 1.441,00 TL yargılama giderinden kabul ve red oranlarına göre hesaplanan 966,37 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye miktarın davacı üzerinde bırakılmasına,
e)Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
f)Davacı vekil ile temsil edildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 10.309,54 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
g)Davalı vekil ile temsil edildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 5.389,10 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
h)Artan gider avansı olması halinde karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
2-Davalı tarafından yatırılan 1.594,00 TL istinaf karar harcının talep halinde iadesine,
3-Karar tebliğ, harç iade ve harç tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
4-İstinaf aşamasında yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 6100 sayılı HMK’nun 362/1-a hükmü uyarınca kesin olmak üzere 08/02/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.