Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/2723 E. 2023/315 K. 09.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 13. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/2723 – 2023/315
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
13. HUKUK DAİRESİ K A R A R

DOSYA NO : 2021/2723
KARAR NO : 2023/315

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
B.A.M. KARAR TARİHİ : 09/02/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 17/02/2023

Davacı tarafından, davalılar aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemesince davanın reddine dair verilen karara süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonunda, incelemenin duruşma açılmadan karar verilmesi mümkün hallerden olduğu anlaşılmakla dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile, davalılardan …’in kullandığı 35 AD 3151 plakalı aracın kırmızı ışıkta geçerek müvekkiline ait 16 BYY 57 plakalı Mercedes Benz CLS 350 marka araca çarptığını, davalı …’in araç maliki olarak sorumlu olduğu kazada sürücü …’in % 100 kusurlu olduğunu, davalı Axa Sigortanın 25/07/2017 tarihinde 3.792,00 TL değer kaybı bedeli ödediğini, ancak bu bedelin değer kaybını karşılamadığını, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 1.000 TL’nin olay tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı Axa Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesi ile, kaza ile ilgili müvekkili şirket nezdinde 9527171 numaralı hasar dosyası açıldığını, hasar dosyası kapsamında davacının kasko sigortacısı olan Sompo Japan Sigorta A.ş’ye 24/02/2017 tarihinde rücuen 4.537,51 TL hasar ödemesi yaptığını, ayrıca davacının başvurusu üzerine davacıya 3.792,00 TL değer kaybı ödemesi yapıldığını, davacının avans faizi isteminin yasaya aykırı olduğunu, davacının bakiye değer kaybı alacağı bulunmadığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davacıya ait 16 BYY 57 plakalı araç üzerinde yapılan inceleme sonucu değer kaybı çıkmadığından davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf kanun yolu başvuru dilekçesi ile, 01 Haziran 2015 tarihinde yürürlüğe giren Genel şartlar doğrultusunda hesaplama yapılmasının hatalı olduğunu, değer kaybının aracın serbest piyasadaki kazadan önceki ve kazadan sonraki fiyatı arasındaki farktan ibaret olduğunu, hükme esas alınan bilirkişi raporunda; formülle değer kaybı çıkmadığı ancak serbest piyasada 25.000,00 TL değer kaybı olacağı ile değer kaybı olarak ödenen 3.792,00 TL. nin makul ve uygun olmadığı, eksik ödeme yapıldığının belirtildiğini, Anayasa Mahkemesi kararıyla değer kaybı tazminatının hesaplanmasında genel şartlara göre yapılan formül hesabı anayasaya aykırı bulunduğunu
beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava; kazadan kaynaklı araçta oluşan değer kaybı alacağına ilişkindir.
Davacının trafik kazası sonrası araçta oluşan değer kaybı tazminatının eksik ödendiği iddiasıyla açtığı davada, mahkemece alınan bilirkişi raporuna göre, değer kaybı tazminatının oluşmadığından reddine karar verilmiştir.
Davacı taraf istinaf dilekçesinde, değer kaybı hesaplamasının Karayolları Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartları Ek-1 ‘e göre yapılmasının hatalı olduğunu belirtilerek kararın kaldırılması isteminde bulunmuştur.
Anayasa Mahkemesi’nin 09/10/2020 tarihli resmi gazetede yayınlanan 17/07/2020 tarihli 2019/40 Esas 2019/40 sayılı iptal kararı ile 2918 sayılı KTK nun 90. Maddesinin 1. Cümlesinde yer alan “… ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlede yeralan “… ve genel şartlarda…” ibaresinin anayasaya aykırı olduğundan bahisle iptaline karar verilmiş, bu iptal kararı 09/10/2020 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir.
Anayasanın 153. maddesinde “iptal kararları geriye yürümez” hükmü, iptal kararlarının kesinleşen işlemlere etki etmeyeceği anlamında olup, elde bulunan uyuşmazlığın devam ettiği davalarda “geriye yürümeme kuralı” uygulanamaz. Diğer bir anlatımla bir davada uygulanması gereken kanun maddesi başka bir dava vesilesi ile iptal edilmiş ise bu madde artık eldeki davada da uygulanamaz. Zira davanın yasal dayanağı kalkmıştır ve Anayasa’ya aykırı olduğu tespit edilmiştir. Davacının iptal edilen maddeden dolayı sağlayacağı hukuki yararı da kalmamış olur. (Hukuk Genel Kurulunun 17.05.1989 tarihli ve 1989/10-250 E., 1989/361 K. sayılı kararı, Hukuk Genel Kurulunun 25.02.2020 Tarih 2017/8-1863 E. 2020/206 K sayılı kararı ) Bu itibarla Anayasanın 153. maddesi gereğince bu iptal kararı bağlayıcı olup derdest davalara ve kesinleşmemiş hükümlere de etki edecektir. Bu durumda usuli kazanılmış haktan bahsetmek mümkün değildir.
2918 Sayılı Yasanın Anayasa Mahkemesinin iptal kararından sonraki son hali “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanunda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” şeklindedir.
Anayasa Mahkemesi İptal kararından sonra genel şartlar ile ekindeki formüllere göre yapılan tazminat hesabının yasal dayanağı kalmamıştır. Bu durumda Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nin yerleşik içtihatları kapsamında değer kaybı ; aracın trafik kazası sonucu hasarlanıp, onarılmasından sonraki değeri ile hiç hasarlanmamış haldeki değeri arasındaki farka ilişkin olup, araçtaki değer kaybı belirlenirken, aracın markası, yaşı, modeli ve hasar gördüğü kısımları dikkate alınarak aracın kaza tarihinden önceki 2. el satış değerinin tespiti ile aracın tamir edildikten sonra ikinci el satış değerinin tespiti ve arasındaki fark göz önüne alınmakta olup bilirkişi heyeti tarafından belirlemenin bu şekilde yapıldığı anlaşılmakla davalının bu husustaki istinaf isteminin de reddi gerekmiştir. (Yargıtay 17 HD 2016/966 E – 2016/5728 K sayılı ilam).
Mahkemece, hükme esas alınan makine mühehdisi bilirkişi raporundaki değer kaybı hesaplamasının sigorta genel şartlarına göre yaptığı hesaplama açıklandığı üzere kabulü mümkün olmadığı gibi. Yargıtay uygulamalarına göre de 25.000,00.-TL değer kaybı belirlemesi denetimden uzak soyut nitelikte olup, mahkemece, davacıya ait aracın daha evvel kazaya karışıp karışmadığı araştırılarak, kazanın bulunduğu tespit edilmesi halinde ilgili evrak ve belgelerin celbi için Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi Müdürlüğüne ve sigorta şirketine müzekkere yazılarak belgeler temin edildikten sonra bilirkişiden yukarıdaki Yargıtay uygulaması dikkate alınarak aracın hasarsız ikinci el değeri tespit edilerek hasarlı ikinci el değerinden mahsup edilmek suretiyle denetime açık olacak şekilde davacının değer kaybı alacağı belirlenerek bu miktar üzerinden kabul edilmesi gerekmektedir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nun 353/1. fıkrası (a-6) bendi gereğince kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, Dairemiz kararı gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29/04/2019 tarih ve 2017/1657 esas- 2019/696 sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Gerekçede yapılan açıklamalar göz önünde bulundurularak yargılama yapılmak üzere dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde iadesine,
4-Karar tebliğ ve harç iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
5-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yargılama sonunda verilecek gerekçeli kararda dikkate alınmasına,
6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 6100 sayılı HMK’nun 353/1-a hükmü uyarınca kesin olmak üzere 09/02/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.