Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/2665 E. 2023/370 K. 16.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 13. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/2665 – 2023/370
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
13. HUKUK DAİRESİ K A R A R

DOSYA NO : 2021/2665
KARAR NO : 2023/370

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
B.A.M. KARAR TARİHİ : 16/02/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 27/02/2023

Davacılar tarafından, davalılar aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemesince davanın kısmen kabul kısmen reddine dair verilen karara süresi içinde taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonunda, incelemenin duruşma açılmadan karar verilmesi mümkün hallerden olduğu anlaşılmakla dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili asıl dava dilekçesi ile, davacıların murisi …’ın sürücüsü olduğu 59 YB 519 plakalı araca davalıların maliki, sürücüsü ve sigortacısı olduğu 16 STR 18 plakalı araca çarpması suretiyle meydana gelen trafik kazasında …’ın vefat ettiğini belirterek, meydana gelen trafik kazası nedeniyle her bir davacı için ayrı ayrı 1.000,00 TL.maddi, 200.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen 2018/1808 esas sayılı dava dosyasında davacı vekili dilekçesi ile, müteveffa …’ın sürücüsü olduğu 59 YB 519 plakalı araçla 09/10/2017 günü Nimetullah Dağkıran’ın sürdüğü 16 STR 18 plakalı aracın çarpıştığını ve trafik kazası meydana geldiğini, bu kaza sonucu davacıların babası …’ın hayatını kaybettiğini, olayda 16 STR 18 plakalı aracın sürücüsü Nimetullah Dağkıran’ın kusurlu olduğunu, müteveffa …’ın şef garson olarak çalıştığını, aylık 7.000,00-TL gelir elde ettiğini, evli ve iki çocuklu olduğunu, eş ve babalarını kaybeden davacıların destekten yoksun kaldıklarını, 16 STR 18 plakalı aracın Doğa Sigorta A.Ş. tarafından 24020193 sigorta poliçe numaralı zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, 28/05/2018 tarihli yazı ile Doğa Sigorta A.Ş’ye KTK 97. md gereği yazılı başvuruda bulunulduğunu belirterek 300,00-TL maddi tazminata, 50.000,00-TL manevi tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı Doğa Sigorta vekili cevap dilekçesinde; Mahkemenin yetkisine itirazlarının bulunduğunu, kazaya karışan 16 STR 18 plakalı sigortalı araçla ilgili sorumluluğun poliçe azami teminat limitleri ile sınırlı olmak üzere, poliçede yazılı özel şartlar ve trafik sigortası genel şartları kapsamı ile sınırlı olduğunu, söz konusu poliçeden dolayı sorumluluğun sigortalının kusuru oranında olmak üzere bedeni zararlarda 330.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, müvekkil şirket sigortalısı araç sürücüsünün dava konusu kazanın meydana gelmesinde kusuru bulunduğunun ispat edilmesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemek kaydı ile davacı tarafından destekten yoksun kalma tazminatı istenebilmesi için müteveffanın davacıların destek olduğunun ispatlanması gerektiğini beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, 2018/33 esas sayılı dosyada; davanın kısmen kabulü ile; davacı Süveyla Banbal için 82.704,85 TL, davacı Murat Efe Banbal için 28.829,67 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalılar Nimetullah ve Pembe’den kaza tarihinden itibaren, davalı sigorta şirketinden ise poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydıyla dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, davacıların manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile, davacı Süveyla için 12.000,00 TL; davacı Murat Efe için 8.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar Nimetullah ve Pembe’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, Birleşen 2018/1508 Esas sayılı dosyada: davanın kısmen kabulü ile; davacı Emin Banbal için 8.463,14-TL destekten yoksun kalma tazminatının davalılar Nimetullah ve Pembe ‘den kaza tarihinden itibaren, davalı sigorta şirketinden ise poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydıyla ve temerrüt tarihi olan 08/06/2018 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile, 8.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar Nimetullah ve Pembe’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacı Emin’e verilmesine karar verilmiştir.
Davacılar vekili istinaf kanun yolu başvuru dilekçesi ile; manevi tazminat miktarının az olduğunu, muris 7.000,00-TL maaş almasına rağmen 3.100,00-TL üzerinden maddi tazminat hesaplaması yapılmasının hatalı olduğunu, kusur oranını kabul etmediklerini, davalı Nimetullah’ın tam kusurlu olduğunu beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı Doğa Sigorta vekili istinaf kanun yolu başvuru dilekçesi ile; davalı Nimetullah kusursuz olduğu için sorumluluklarının bulunmadığını, kazanın müteveffa …’ın ehliyetsiz şekilde ve yasal sınırın üzerinde alkollü iken araç kullanması sonucu meydana geldiği için % 40 oranında müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, maddi tazminat hesabının Sigorta genel şartları ekinde yer alan TRH-2010 kadın/erkek tablosu ve %1,8 teknik faiz kullanılarak asgari ücret üzerinden yapılması gerektiğini beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava, ölümlü trafik kazasından kaynaklı maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
Kaza tespit tutanağına göre her iki tarafın kusurlu olduğu, Bursa 17. Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/850 Esas sayılı dosyasında düzenlenen rapora göre 0,89 promil alkollü olan murisin asli, davalı Nimetullah’ın tali kusurlu olduğu, 22.10.2018 tarihli rapora göre murisin % 85, davalı Nimetullah’ın % 15 oranında kusurlu, Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin 29.04.2019 tarih ve 1049 sayılı raporuna göre müteveffa sürücü …’ın %65 , davalı sürücü Nimetullah DAĞKIRAN’ın %35 oranında kusurlu olduğu, çelişki üzerine Karayolları Fen heyetinden alınan rapora göre murisin %85, davalı Nimetullah’ın %15 oranında kusurlu olduğunun belirtildiği ve mahkemece murisin %85 davalının %15 kusurlu bulunduğu rapora itibar edilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığından tarafların kusura yönelik istinaf istemlerinin reddi gerekmiştir.
Destekten yoksun kalma tazminatında müteveffanın gelirinin belirlenmesi tazminatın doğru tespitinde önemli bir yer tutmaktadır. Müteveffanın vefat tarihi itibariyle mesleği ve geliri tespit edilmelidir. Kişinin herhangi bir işi yoksa, zarar görenin geliri asgari ücret kabul edilerek, raporun hazırlandığı tarihteki net asgari ücret üzerinden hesaplama yapılacaktır. Eğer gelirin asgari ücret üzerinde olduğu, bir başka anlatımla herhangi bir işyerinde çalıştığı ya da bir meslek icra ettiği ve asgari ücret üzerinde bir gelir elde edildiği iddia ediliyorsa bunun ispat edilmesi gerekir. Ancak mahkeme destekten yoksun kalma davalarında zararı resen belirlemek durumundadır. Bu nedenle mahkeme, müteveffanın asgari ücret üzerinde bir gelir elde ettiği iddia edilmiş ise SGK’dan vefat ettiği tarihteki vefat edenin ücret ve tüm gelirlerini gösterir ücretlerini getirtmelidir. Kişi belirli bir iş yerine bağlı olmaksızın, örneğin duvar ustası, sıvacı gibi belirli bir meslek icra eden kişilerden ise ekonomik ve sosyal durumu ile ilgili zabıta araştırması yanında o meslek odasından o mesleği icra edenlerin kaza tarihi itibarı ile ortalama ücretleri sorulmalıdır. (Y. 17 HD. 23/10/2019 tarih ve 2017/3052 – 2019/9891 sayılı ilamı)
Somut uyuşmazlıkta; her ne kadar iki ayrı sendikadan gönderilen ortalama ücret esas alınmış ise de, müteveffanın sendikalı olup olmadığı belli olmadığı gibi, yapılan araştırma da yetersizdir. Bu durumda mahkemece desteğin en son çalıştığının bildirildiği Haliç Hatay Sofrası Restoran Tur. Emlak Ltd. Şti’nden desteğin son maaş bordrosu, varsa ikramiye ve fazla çalışma ücretleri olup olmadığı ve bunlara ilişkin bordroların istenmesi, UYAP üzerinden desteğin SGK hizmet cetvelleri bilirkişi incelemesine esas olarak dosya arasına alınarak desteğin aylık gelir durumunun tam olarak belirlenmesinden destek tazminatı belirlenmesi gerektiğinden taraf vekillerinin tazminata esas gelir miktarına yönelik istinaf istemleri kabul edilmiştir.
Zararın meydana gelmesinde veya artmasında mağdurun da kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur 6098 sayılı TBK’nın 52.maddesinde düzenlenmiştir. Mağdurun kusurunun zararın meydana gelmesinde başlıca etken olması halinde zarar verenin sorumluluğunun kalkması söz konusu olabileceği gibi belirlenen kusura göre zarar ve ziyandan indirim yapılmasını da gerektirebilir. Müterafik kusura ilişkin savunma bir defi olmadığından bu yönde bir savunma olmasa dahi resen araştırılması ve tartışılması gerekmektedir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 78. maddesinde “belirli sürücülerin ve yolcuların, araçların sürülmesi sırasında koruyucu tertibat kullanmaları zorunludur… kullanma ve yolların özelliği gözetilerek hangi tip araçlarda sürücülerinin ve yolcularının şehiriçi ve şehirlerarası yollarda hangi şartlarda hangi koruyucu tertibatı kullanacakları ve koruyucuların nitelikleri ve nicelikleri ile emniyet kemerlerinin hangi araçlarda hangi tarihten itibaren kullanılacağı yönetmelikte belirtilir” düzenlemesi yapılmıştır.
Somut olayda, hükmedilen tazminatlarda davacılar murisinin müterafik kusuru nedeniyle % 20 oranında indirim yapılması yerinde olup, davalı Doğa Sigorta vekilinin müterafik kusur nedeniyle % 40 oranında indirim yapılması gerektiğine yönelik istinaf isteminin reddi gerekmiştir.
Aktüer bilirkişi tarafından asıl raporda TRH 2010 yaşam tablosu dikkate alınsa da; 1,8 teknik faiz hesabı ile, ek raporda ise PMF 1931 hesap tablosu kullanılarak tazminat miktarı belirlenmiştir.
Anayasa Mahkemesi’nin 17.07.2020 tarih- 2019/40-2020/40 sayılı kararı ile; KTK’nun 90. maddesindeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir” bölümündeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir. Bu nedenle; tazminat hesabında, yeni ZMSS Genel Şartları ekindeki cetvellerin kullanılması mümkün olmadığından ve %1,8 teknik faiz ile devre başı ödemeli belirli süreli rant formülü uygulaması anılan cetvellerle getirildiğinden, artık uygulanması mümkün değildir.
Tazminat hesaplamasının, TRH 2010 yaşam tablosu, Yargıtay uygulamaları ile kabul edilen progresif rant yöntemi kullanılarak, bilinmeyen devirdeki gelirlerin her yıl için %10 artırılıp, %10 iskonto edilmesi suretiyle, teknik faiz dikkate alınmaksızın, tazminatın hesaplanması gerekmekte olup mahkeme tarafından hükme esas alınan bilirkişi raporunda hesaplamanın bu yönteme göre yapılmadığı anlaşılmakla davalı Sigorta vekilinin bu husustaki istinaf istemi kabul edilmiştir. (Yargıtay 17 HD. 2019/3292 E. – 2021/1848 K. sayılı ilam).
Kabule göre de; tarafların kusur ve ekonomik durumları gözetildiğinde hükmedilen manevi tazminat miktarı uygun olup davacılar vekilinin bu yöndeki istinaf isteminin reddi gerekmiştir.
6100 sayılı HMK 355.maddesi gereğince istinaf yoluna başvuranın sıfatına, kamu düzenine ve istinaf konusu yapılan nedenlerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda, istinafa konu kararda dosya kapsamına, yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine, davalılar vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun değerlendirilmesinde, hükmün esasını etkileyecek tüm deliller toplanmadan karar verilmesi nedeniyle karar usul ve yasaya aykırı olup davalılar vekilinin istinaf başvurusunun bu sebeplerle kabulü ile mahkeme kararının HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına, Dairemiz kararı gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/09/2021 tarih ve 2018/33 – 2021/658 sayılı kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından HMK 353/1-b-1 hükmü gereğince davacılar vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli 179,90-TL harçtan peşin alınan 118,60-TL harcın mahsubu ile bakiye 61.30-TL harcın davacılardan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davalılar vekilinin istinaf talebinin KABULÜ ile 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/09/2021 tarih ve 2018/33-2021/658 sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Gerekçede yapılan açıklamalar göz önünde bulundurularak yargılama yapılmak üzere dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4- İstinaf kanun yoluna başvuran davalılar tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde ilk derece mahkemesince iadesine,
5- Karar tebliğ ve harç iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
6- İstinaf kanun yoluna başvuran taraflarca yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
7- İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda 6100 sayılı HMK 353/1-a hükmü uyarınca kesin olmak üzere 16/02/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.