Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/2611 E. 2023/397 K. 16.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA BAM 13. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
13. HUKUK DAİRESİ K A R A R

DOSYA NO : 2021/2611
KARAR NO : 2023/397

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KÂTİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/1258
KARAR NO : 2019/974
KARAR TARİHİ : 27/09/2019
İSTİNAF BAŞVURU TARİHİ : 20/02/2020 (Davacı)
DAVACI : …
VEKİLİ : Av. … – [16243-42059-57970] UETS
DAVALI : 1 -… – … – …
DAVALI : 2 -… – … – …
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
B.A.M. KARAR TARİHİ : 16/02/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 27/02/2023

Davacı tarafından, davalılar aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda mahal mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen karara süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonunda, incelemenin duruşma açılmadan karar verilmesi mümkün hallerden olduğu anlaşılmakla dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde, davalı …’ya ait 16 ZN 236 plakalı aracın 03/01/2013-2014 tarihleri arasında 34010427 sayılı ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, davalıya ait 16 ZN 236 plakalı aracın 26/04/2013 tarihinde ehliyetsiz sürücü Osman Deveci idaresinde iken … idaresindeki elektrikli bisiklete çarparak …’un yararlanmasına ve sürekli sakat kalmasına sebebiyet verdiğini, … vekiline 27/03/2015 tarihinde 65.435,00.-TL tazminat ödediğini, sigortalı aracın kazadan 4 gün önce 22/04/2013 tarihinde diğer davalı …’a satıldığını, kazanın satış tarihinden itibaren 15 günlük süre içerisinde meydana gelmiş olmasından poliçeden doğan sorumluluğun müvekkili şirketçe ödenmiş olduğu, ödenmek zorunda kalınan bu bedelden davalı sigortalı … ile birlikte diğer davalı ve aracın kaza anındaki yeni maliki …’ın müştereken ve müteselsilen sorumlu bulunduklarını, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 65.435,00.-TL tazminatın 27/03/2015 ödeme tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde, sorumluluğun Osman Deveci isimli kişide olması gerektiğini, bu sebeple davanın ona da yöneltilerek taraf teşkilinin sağlanmasını, aracın kazadan bir ay önce Şaban Koyuncuoğlu isimli kişiye satıldığını, sorumluluğun ona ait olması gerektiğini, zira olay tarihindeki gerçek malikin Şaban Koyuncuoğlu olduğunu ileri sürmüştür.
Davalılardan … davaya cevap vermemiş ise de aşamalardaki beyanında, aracı sattığını ve sorumluluğunun bulunmadığını, beyan etmiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 6.253,21.-TL tazminatın 27/03/2015 ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınarak tahsiline, karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf kanun yolu başvuru dilekçesinde, ATK raporlarına ve bilirkişi raporlarına karşı itirazlarının değerlendirilmediğini, mağdur …’un kazadan 8 ay sonra Konya Numune Hastanesinden aldığı rapora göre maluliyetinin sürekli olduğu, bu raporun karara esas alınması gerektiği, bilirkişi raporunda hesaplamaların da yanlış yapıldığını, bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini, talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME ve GEREKÇE:
Dava, sigorta sözleşmesine aykırılık savıyla rücuen tazminat talebine yöneliktir.
Dava tarihi itibarıyla yürürlükte olan 6502 sayılı TKHK 3/1-k maddesinde tüketicinin; “ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi”, 3/1-l maddesinde ise tüketici işleminin; “mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi” ifade edeceği düzenlenmiş, aynı kanun 73/1 maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalara bakma görevinin tüketici mahkemelerine ait olduğu hüküm altına alınmıştır.
Taraflar arasında akdi bir ilişki olup davalının sorumluluğunun kaynağı zorunlu mali mesuliyet sigortası sözleşmesine aykırılıktır.
Görev, kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınmalıdır.
Davalı ile davacı arasındaki ilişki, 6502 sayılı TKHK 3/1 maddesi kapsamında kalan tüketici işlemlerinden kaynaklanmakta olup dava tarihi 02/06/2015’tir (yetkisiz mahkemeye başvuru tarihi).Bu nedenle davacının davada Tüketici Mahkemesinin görevli olması nedeniyle, davanın görüldüğü yerde tüketici mahkemesi varsa, görevsizlik kararı verilmesi, aksi takdirde davaya tüketici mahkemesi sıfatıyla bakması gerekir(Yargıtay 17 HD 2016/15724 E -2019/7574 K sayılı ilam)
Somut olayda, davalı … adına kayıtlı 16 ZN 236 plakalı aracın, davacı … şirketince zorunlu mali mesuliyet sigortası kapsamında sigortalı olduğu, aracın ruhsatının incelenmesinde kullanım şeklinin hususi olduğu, davacının aracı ticari amaçlarla kullanıldığı iddia edilmemiş olmakla, aracın hususi amaçla satın alındığının kabulü gerektiği (Yargıtay HGK 2012/13-1217 E-2013/555 K sayılı ilam), 28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı yasa değişikliği ile özel yasa kapsamında, sigortacı davacının hizmet veren, davalının hizmet alan konumunda olmaları nedeniyle Tüketici Mahkemesi davaya bakmaya görevlidir.
Davacı tarafından Asliye Ticaret Mahkemesinde açılan iş bu davada görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, davaya devamla esas hakkında karar verilmiş olması nedeniyle dava şartlarına aykırı hareket edildiği anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf talebinin kamu düzeni bakımından kabulü gerekmiştir.
6100 sayılı HMK 355 maddesi gereğince istinaf yoluna başvuranın sıfatına, kamu düzenine ve istinaf konusu yapılan nedenlerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda, mahkemece görev kurallarına aykırı şekilde karar verilmesi nedeniyle, karar usul ve yasaya aykırı olup davacı vekilinin istinaf başvurusunun bu sebeplerle esas bakımından kabulü ile mahkeme kararının HMK 353/1-a-3 maddesi gereğince kaldırılmasına, Dairemiz kararı gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜ ile Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/09/2019 tarih, 2015/1258-2019/974 sayılı kararının KALDIRILMASINA
Gerekçede yapılan açıklamalar göz önünde bulundurularak yargılama yapılmak üzere dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
2- İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde ilk derece mahkemesince iadesine,
3- Karar tebliğ ve harç iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
4- İstinaf kanun yoluna başvuran taraflarca yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
5- İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda 6100 sayılı HMK 353/1-a hükmü uyarınca kesin olmak üzere 16/02/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


Başkan

e-imza

Üye

e-imza

Üye

e-imza

Katip

e-imza