Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/2583 E. 2023/457 K. 23.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA BAM 13. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/2583 – 2023/457
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
13. HUKUK DAİRESİ K A R A R

DOSYA NO : 2021/2583
KARAR NO : 2023/457

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
B.A.M. KARAR TARİHİ : 23/02/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 08/03/2023

Davacılar tarafından, davalılar aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen karara süresi içinde davacılar vekili ve davalı … A.Ş. vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonunda, incelemenin duruşma açılmadan karar verilmesi mümkün hallerden olduğu anlaşılmakla dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde, davacılardan Mümin Kuşçu’nun sevk ve idaresinde olan 06/04/2018 tarihinde 16 FK 943 plakalı araç ile emniyet şeridinin cep kısmında park halinde iken, davalı Kutlu Uluslararası Nak. Tic. Ltd. Şti.’ye ait davalı Sıddık Aksoy’un sevk ve idaresinde bulunan 34 JC 8377 plakalı çekici ve buna bağlı 34 JC 8382 plakalı yarı römork vasfında bulunan aracın arkadan çarpması neticesinde davacıların yaralandığını, 34 JC 8877 plakalı aracın kazada tam kusurlu olduğunu ileri sürerek şimdilik 200,00-TL geçici iş göremezlik tazminatı, 200,00-TL bakıcı gideri, 200,00-TL daimi maluliyet tazminatı ve 200,00-TL eksik ödenen araç hasar bedeli olmak üzere toplam 1.000,00-TL maddi tazminatın davalılardan faiziyle birlikte tahsiline, müvekkili Mümin Kuşçu için 400.000,00 TL, davacılardan Zülbiye ve Defne için ayrı ayrı 50.000,00-TL manevi tazminatın faiziyle davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Kutlu Nakliyat Ltd Şti. vekili cevap dilekçesinde, şirket merkezinin adresi Mersin olduğunu, yetkili mahkemenin Mersin Mahkemeleri olduğunu, kaza yerinin İstanbul olduğunu, görevli mahkemenin Ticaret mahkemesi olduğunu, yetkili mahkemenin Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, kusuru kabul etmediklerini, davacılardan Mümin Kuşçu’nun maluliyet oranının tespiti gerektiğini, manevi tazminat talebi yönünden davacılardan Defne ve Zülbiye davada taraf olamayacağını, manevi tazminat yönünden Neova Sigortaya davanın ihbarını istediklerini, maluliyetin ve tazminat miktarının mahkemece tespit edilmesini, istenen manevi tazminatın fahiş olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davacı Mümin KUŞÇU’nun davalı … A.Ş’ye yönelik daimi maluliyet tazminat isteminin feragat nedeniyle reddine,
– 17.027,39-TL geçici iş göremezlik, 6.156,15-TL bakıcı gideri, 1.404,00-TL tedavi gideri, 2.160,00-TL araç zararı olmak üzere toplam 26.747,54-TL maddi tazminat alacağının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı Mümin KUŞÇU’ya ödenmesine, davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun poliçe limitiyle sınırlı tutulmasına, tazminat alacaklarına davalılar Sıddık AKSOY ile Kutlu Nakliyat … San. Tic. Ltd. Şti. bakımından kaza tarihi olan 12/04/2018 tarihinden, davalı sigorta şirketi bakımından 26/06/2018 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına,
– 953.931,75-TL daimi iş görememezlik tazminatı alacağının davalılar Sıddık AKSOY ile Kutlu Nakliyat … San. Tic. Ltd. Şti. bakımından kaza tarihi olan 12/04/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı Mümin KUŞÇU’ya ödenmesine,
-Davacıların manevi tazminat istemlerinin kısmın kabul kısmen reddi ile davacı Mümin KUŞÇU için 80.000,00 TL davacı Zülbiye KUŞÇU için 10.000,00 TL, davacı Defne KUŞÇU için 10.000,00 TL olmak üzere toplam 100.000,00 TL manevi tazminat alacağının davalılar Sıddık AKSOY ile Kutlu Nakliyat … San. Tic. Ltd. Şti. bakımından kaza tarihi olan 12/04/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile adı geçen davacılara belirtilen miktarlarla ödenmesine, fazlaya ilişkin taleplerin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
Davacılar vekili istinafa başvuru dilekçesinde, bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, aktürerya bilirkişi raporunda bir kısım maddi hatalar mevcut olup bu rapora göre verilen maddi tazminat miktarlarının hatalı olduğunu, hükmedilen manevi tazminat miktarının düşük olduğunu savunarak kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı … A.Ş. vekili istinafa başvuru dilekçesinde, yerel mahkemece maddi tazminat takdirinde hata yapıldığını ve eksik incelemeye dayalı olarak hüküm kurulduğunu, davacı tarafından 18/12/2018 tarihli ibraname ile müvekkili şirketi ve poliçe limitine kadar olan tutar yönünden sigortalısını 06/04/2018 tarihinde meydana gelen kazaya müteallik her türlü hak dava ve alacaktan tamamen ve kesin olarak ibra edildiğini, davacının maddi tazminat talebinden feragati mevcut iken, bilirkişiye hesaplama yaptırılarak geçici iş göremezlik, tedavi gideri ve bakıcı gideri yönünden davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, davanın feragat nedeniyle reddi gerektiğini, savunarak kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE :
Dava, trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, alınan 15/03/2021 tarihli aktüerya ve tıp doktoru bilirkişi raporuna göre, davacı Mümin’in tazminat alacakları hesaplanmış, davalı sigorta şirketinin poliçe limiti dahilinde yaptığı ödeme tenzili ile bakiye tazminat ile sair talepler yönünden kabul kararı verilmiştir.
Davalı sigorta şirketi, ibranın dikkate alınmadığı, kusur ve maluliyet tespiti, geçici iş göremezlik alacağından sorumsuzluk ve aktüerya bilirkişisinin fahiş hesaplamalar yaptığı hususlarını istinaf konusu etmiştir.
Davacı vekili ise, araç zararına ilişkin ve aktüer hesaplama ve manevi tazminat miktarı bakımından istinafa başvurmuştur.
Davacılar vekilinin imzası bulunan 18.12.2018 tarihli sulh ve ibra sözleşmesinde ise, davalı sigorta şirketi ve sigortalısı bakımından davacı Mümin Kuşçu’nun bedensel zararları bakımından davadan feragat edeceklerini, davalı sigorta şirketini ve sigortalısını ibra ettiklerini belirtildiği görülmüştür.
6098 Sayılı TBK’nun 54.maddesinde tedavi giderleri ile çalışma gücünün azalmasından veya yitirilmesinden doğan kayıplar, bedensel zararlar kapsamında sayılmıştır.
“Davadan feragat” müessesesi, HMK.nın 307 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Söz konusu düzenlemeye göre, davadan feragat, davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. Davadan feragat eden davacı, bununla dava dilekçesinin talep sonucu bölümünde istemiş olduğu haktan (talepten) vazgeçer. Davadan feragat, davacının yapacağı tek taraflı açık bir irade beyanıyla olur. Feragatın geçerliliği için, bunun, davalı ve mahkeme tarafından kabulüne gerek yoktur. Feragat, bir usul işlemidir. Çünkü, feragat, davayı (uyuşmazlığı) sona erdirmektedir. Bir usul işlemi olduğundan feragatın şartları ve etkileri de usul hukuku tarafından düzenlenir.
HMK.nın 310. maddesinde, feragat ve kabulün hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabileceği hüküm altına alınmıştır. HMK.nın 311. maddesine göre de, feragat kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur.
Yukarıda belirtildiği gibi, davacının kısmi olarak feragati mümkün ise de, davalı sigorta şirketinin sunduğu ve davacının kabul ettiği 18.12.2018 tarihli sulh ve ibra sözleşmesi ile davacının tüm bedeni zararlarından feragat edeceğini ve davalı sigort şirketi ile sigortalısını bedensel zararlar bakımından ibra etmiş olduğuna göre, feragat edilen kalıcı maluliyet nedeni ile tazminat bakımından davalı sigorta şirketi hakkında feragat, diğer bedensel zararlar nedeni ile ise, ibra söz konusu olduğundan davalı sigorta şirketi ve sigortalısı davalı bakımından poliçe limiti tavan miktarı kadar alacak için davanın konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına dair karar vermek gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırılık oluşturmuştur. Bu nedenle diğer davalılar istinaf yoluna başvurmadığından yalnızca davalı sigorta şirketi bakımından kararın kaldırılması gerekmiştir.
Davacılar vekilinin maddi tazminata ilişkin istinaf istemi bakımından, davacı vekili, geçici ve daimi iş görmezlik ve bakıcı giderine ilişkin hükme esas alınan rapor öncesinde, aynı bilirkişi heyetince hazırlanan 20.11.2020 tarihli raporun hesaplama yöntemine ilişkin itirazlarının olmadığını, sadece güncel asgari ücret üzerinden yeniden hesaplama yapılmasını 01.12.2020 tarihli dilekçesi ile talep etmiş olup, buna göre hesaplama yöntemine ileri sürülmeyen itirazın istinaf aşamasında ileri sürülmesi mümkün olmadığı gibi, bunun yanında anılan karar tarihine yakın olarak güncel asgari ücret üzerinden hesaplama yapılmak sureti ile hazırlanan 15.03.2021 tarihli rapora göre, yerinde olarak hüküm kurulduğu gözetildiğinde, davacının bu hususa yönelik istinaf isteminin reddi gerekir.
Diğer taraftan 6111 sayılı yasa öncesi, Sigorta şirketleri, motorlu aracın işletilmesinden kaynaklanan kaza nedeniyle zarar görenlerin tedavisi için ödenen giderleri zorunlu olarak teminat altına altına almaktaydılar. Sigorta şirketieri, işleten ve sürücünün yasadan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü, 6111 sayılı Yasa ile getirilen düzenleme ile sona erdirilmiş bulunmaktadır. 2918 sayılı Yasa’nın 98. maddesinde belirtilen tedavi giderleri yönünden sorumluluğun dava dışı Sosyal Güvenlik Kurumu’na geçmiştir. Bu nedenle davacının tedavi giderine ilişkin talebinin reddi yerinde olup, bu hususa yönelik istinaf isteminin de reddine karar verilmiştir.
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde ayrıca, sovtaj bedeli ile değer kaybının yanlış hesaplanan rapora göre karar verilmesinin doğru olmadığını, mahkemenin sovtaj bedelini 6.000 TL olarak hükme esas aldığı halde, davalı Sigorta Şirketinin 5.720 TL olarak dava öncesi hesapladığını,buna göre en fazla 5.720 TL olarak sovtaj bedelinin kabul edilmesi gerektiğibi ileri sürmüşse de ; hükme esas alınan bilirkişi raporunda, raporun denetlenebilir şekilde emsal araç değerlerine dayalı olduğu, değer kaybının doğru olarak aracın kaza öncesi değerinden, kazalı hali ile değeri arasındaki fark olarak tespit edildiği anlaşılmış, ayrıca bilirkişinin hesapladığı sovtaj bedelinin, bağımsız sigorta eksperinin belirlediğinden az olarak hesaplamasının davacı lehine kazanılmış hak, ya da davalı sigorta şirketi için ikrar sayılamayacağı, zira sigorta eksperlerinin bağımsız olup, davalı sigorta şirketinin çalışanı ya da temsilcisi olmadığı, yine iki hesaplama arasında sovtaj bedeli bakımından çok cüz’i fark bulunmakla, esasen birbirlerini hemen hemen teyit ettikleri görülmekle, davacılar vekilinin bu istinaf isteminin yerinde olmadığının kabulü gerekmiştir.
Davacılar vekilinin manevi tazminata ilişkin istinaf istemi bakımından ise, 6098 sayılı TBK 56/1 maddesi gereği, haksız fiil sebebiyle bedensel bütünlüğü zarar gören, manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesini isteyebilir. Manevi tazminat, kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın manevi dengesindeki bozulmanın giderilmesi için yasanın öngördüğü telafi şeklidir.
Somut uyuşmazlıkta, meydana gelen kazada taraflara izafe edilen kusur oranı, davacının belirlenen maluliyet durumu, kazanın gerçekleştiği tarih ile tarafların sosyal- ekonomik koşulları dikkate alınarak takdir edilen manevi tazminat yeterli bulunduğundan davacının bu yöndeki istinaf isteminin reddi gerekmiştir.
Mahkemece yapılacak iş, davalı sigorta şirketi bakımından, taraflarca düzenlenen 18/12/2018 tarihli feragat ve ibra sözleşmesi kapsamında davacının davalı sigorta şirketini dava devam ederken ibra ederek dava ve taleplerinden vazgeçtiği dikkate alınarak, bu davalı bakımından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığını, diğer işleten ve sürücü bakımından da poliçe tavan limiti ödendiğinden poliçe limitini aşan tazminat alacaklarından sorumlu tutmak suretiyle karar vermekten ibarettir.
HMK’nun 355.maddesi gereğince istinaf yoluna başvuranın sıfatına, kamu düzenine ve istinaf konusu yapılan nedenlerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda, davacılar vekilinin istinaf isteminin reddine, yargılama sırasındaki feragat kapsamının yeniden değerlendirilmesi için davalı … A.Ş. vekillerinin istinaf başvurusunun bu sebeplerle kabulü ile mahkeme kararının HMK’nun 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına, Dairemiz kararı gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A)1-Bursa 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/05/2021 tarih ve 2018/1139- 2021/534 sayılı kararına yönelik davacılar vekilinin istinaf başvurusunun REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davacılar tarafından yatırılması gereken 179,90.-TL istinaf karar harcından peşin alınan 59,30.-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 120,60.-TL istinaf karar harcının davacılardan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf başvurusunda bulunan davacıların yaptığı istinaf yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına
B)1-Davalı … A.Ş. vekillerinin istinaf talebinin KABULÜ ile Bursa 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/05/2021 tarih ve 2018/1139-2021/534 sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Gerekçede yapılan açıklamalar göz önünde bulundurularak yargılama yapılmak üzere dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran sigorta şirketi tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde ilk derece mahkemesince yatırana iadesine,
3-Karar tebliğ ve harç iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
4-İstinaf kanun yoluna başvuran başvuran sigorta şirketi tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 6100 sayılı HMK’nun 353/1-a hükmü uyarınca kesin olmak üzere 23/02/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.