Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/249 E. 2021/356 K. 03.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 13. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
13. HUKUK DAİRESİ K A R A R

DOSYA NO : …….
KARAR NO : …………….

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : ………..
KARAR NO :…………….
KARAR TARİHİ : 01/02/2019
İSTİNAF BAŞVURU TARİHİ : ……………
DAVACILAR : 1-… – …
2-… – …
3-… – …
VEKİLİ : Av. … – …………
DAVALILAR : 1-… -…
VEKİLİ : Av. … -……………….
2 -…
VEKİLİ : Av. … – …………………
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Maddi- Manevi)
B.A.M. KARAR TARİHİ : 03/11/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 26/11/2021

Davacılar tarafından, davalılar aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemesince davanın kısmen kabul kısmen reddine dair verilen karara süresi içinde davacılar ve davalı … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonunda, incelemenin duruşma açılmadan karar verilmesi mümkün hallerden olduğu anlaşılmakla dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde, 26/06/2015 tarihinde müvekkili …’nun, ………………….. nolu binaların önünde sabah yürüyüşünden evine dönerken davalı …’ın kullandığı …………….. plakalı Doblo marka araç ile geriye doğru manevra yaparken müvekkiline arkasından çarptığını ve ağır şekilde yaraladığını, bir kısmı yoğun bakımda olmak üzere uzun süren tedavigördüğünü, davacı …’nın beynindeki ödem nedeniyle şuuru dalgalı olduğu, davalı …’in trafik kazasının üzerinden bir ay gibi kısa bir süre dahi geçmeden facebook hesabından kaza yaptığı araç ile hız videosunu paylaştığını ve ağır kusurlu olduğunu, maddi tazminat talebi yönünden HMK 107. Maddesi gereği belirsiz alacak davası olarak yargılamanın icrası ile davacı … için şimdilik 1.000,00 TL maddi, 50.000,00 TL manevi davacı … için şimdilik 1.000,00 TL maddi 30.000,00 TL manevi, davacı … için şimdilik 1.000,00 TL, maddi 20.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 26/06/2015 tarihinden itibaren yasal faizi ile ve davalı … şirketin poliçedeki sorumlulukları ile sınırlı olmak üzere davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde, dava dilekçesinde bahsi geçen ………………. Plakalı aracın müvekkil şirket nezdinde 07/08/2014 ile 07/08/2015 tarihlerini kapsamak üzere Karayolları Motorlu Araçların Zorunlu Trafik sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, kişi başına toplam 268.000,00 TL’lik sakatlanma va ölüm zararı teminatı sağlandığını, her koşulda müvekkil şirketin bu limitle sorumluluğunun olduğunu, yalnızca kazazedenin maddi zararları teminat altına alındığını, manevi tazminat taleplerinin ZMSS teminat kapsamında olmadığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …’ın cevap dilekçesi ibraz etmediği görülmüştür.
Mahkemece, Gemlik 2.Asliye Ceza Mahkemesince aldırılan kusur raporuna göre, sürücü …’ın asli kusurlu olduğu, yaya …’nun ise kusursuz olduğunun belirlendiği, meydana gelen zarardan davalı …’ın haksız fiil sorumluluğu gereği, …………plakalı aracın sigortacısı davalı … şirketinin ise ZMMS poliçesi kapsamında poliçe limiti dahilinde sorumlu tutmak gerektiği, davacı tarafından talep edilen maddi tazminat kalemleri hakkında bir değerlendirme yapılabilmesi için dosya aktüerya bilirkişiye tevdii edildiği, yeterli bulunan bilimsel denetlenebilir ve gerekçeli bilirkişi raporuna göre, 54.155,72 TL iş gücü kaybı tazminatı, evine hemşire çağırıp yara pansuman, iğne vb hizmetler sebebi ile talep edebileceği tazminat miktarının 1.597,95 TL olduğu, evinden hastaneye özel araç ile ulaşım bedelinin 1.597,95 TL olacağı, davacının 9 aylık iyileşme süresinde bakıcı gideri zararının 12.692,40 TL olduğu, 350 TL ambulans masrafı, 1250 TL hasta karyolası, 230 TL hasta yatağı ve 250 TL yürüteç gideri zararının olduğunun tespit edildiği, bu şekilde davacı …’nın maddi tazminat taleplerinin bu miktarlar üzerinden ıslah dilekçesi doğrultusunda talep edilen miktarlar dikkate alınarak davanın kabulüne, bakıcı giderlerinden Yargıtay son uygulamalarında aile içi yardımlaşma gereği hakkaniyet indirimi yapılmasını kabul etmediği anlaşılmakla mahkemece bakıcı giderinde indirim uygulanmadığı diğer davacılar yönünden işbu kaza sebebi ile illiyet bağı çerçevesinde maddi zararların oluştuğu hususunu ispat edemediklerinden davacılar Hüseyin ve Müşerref’in maddi tazminat istemlerinin reddi ile manevi tazminat istemi yönünden yapılan değerlendirmede; olayın özelliği, kazaya karışan sürücünün ve yayanın kusur durumları, sosyo-ekonomik durum araştırmaları, hak ve nesafet kuralları doğrultusunda davacı-kazalı Semiha’nın manevi tazminat talebinin hakkaniyet ölçüsünde takdiren kısmen kabulü ile davacı … için 15.000,00 TL davacı … için 10.000,00 TL ve davacı … için 7.000,00 TL manevi tazminata karar verilmiştir.
Davacılar vekili istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinde, bilirkişi raporuna itirazlarının tam karşılamadığını, bakıcı gideri olarak bir bakıcı üzerinden hesaplama yapıldığını, ancak müvekkilin 24 saat bakıcıya ihtiyacı bulunduğunun bu nedenle en az 4 bakıcı gerektiği, davacı …’in kaza nedeniyle 4 aya yakın annesinin yanında kaldığını, daha sonra da anne ve babasının ihtiyaçları için 25 km mesafedeki evinden özel aracı ile annesinin evine gittiğini, bu masraflara ilişkin asgari bir hesaplama dahi yapılmadığını, maddi tazminatın davalı … şirketi yönünden dava tarihinden itibaren faizin başlatıldığını ancak haksız fiil olması nedeniyle kaza tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiğini ve davacılar için takdir edilen manevi tazminat miktarının az olduğundan bahisle kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı … vekili istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinde, kazanın meydana geldiği yerin trafiğe kapalı alan olmadığını, yaya kaldırımı bulunmasına rağmen davacının kaldırımda değil yolda olduğunu bu nedenle kusurlu olduğunu, itirazlarına rağmen bilirkişilerin bu durumu değerlendirmediğini, sadece yaralanan Semiha için manevi tazminat takdir edilmesi gerekirken diğer davacılar için de manevi tazminat takdir edildiğini ve takdir edilen manevi tazminat miktarının yüksek olduğunu beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava; trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık trafik kazası nedeniyle davalının kusur oranı ile davacıların kaza nedeniyle maddi manevi tazminat talep edip etmeyecekleri ile takdir edilen tazminat miktarıdır.
Davacılar vekili, davacı müvekkilinin 24 saat bakıcı ihtiyacı bulunması nedeniyle en az 4 bakıcı olarak hesaplama yapılması gerekirken sadece tek bir kişi üzerinden hesaplama yapılmasının yasal olmadığını ileri sürmüş, mahkemece tarafından tazminat ile ilgili alınan bilirkişi raporunda bakıcı gideri ile ilgili tek bakıcı üzerinden hesaplama yapıldığı ve davacılar vekilinin bu konuda itirazda bulunduğu ve diğer itirazları ile birlikte bilirkişiden ek rapor aldırıldığı ve alınan ek raporda da bakıcı gideri olarak adli tıp bilirkişilik uzmanlık alanına girdiğini bildirdiği görülmüştür. Davacı vekilinin 08/10/2018 tarihli celsede itirazları doğrultusunda yeni bir ek rapor aldırılmasını talep ettiği ve mahkeme ara kararı ile yeni bir ek rapor aldırılmasının dosyaya fayda sağlamayacağı anlaşıldığından talebin reddine karar verilerek davacı vekiline ıslah dilekçesini sunmak üzere süre verilmiştir.
Davacı vekili tarafından mahkemenin verdiği süreye istinaden 11/10/2018 tarihinde ıslah dilekçesinin ibraz edildiği ve ıslah dilekçesi ile davalılar aleyhine HMK 107 maddesine göre açtıkları davalarını mahkeme dosyasında alınan rapor ve ek raporda belirlenen miktar üzerinden rapora itirazları geçerli olmak ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere dava değerini arttırdıklarını bildirdikleri ve mahkeme tarafında da bilirkişi rapor ve ek raporu ile belirlenen ve ıslah edilen tutar üzerinden maddi tazminat talebinin kabulüne karar verilmiştir
Davacı vekili ıslah dilekçesi ile bilirkişi raporu ile belirlenen miktar üzerinden dava değerini arttırmış ve mahkeme tarafından maddi tazminat davasının tam kabulüne karar verilmiş ise de, ıslah dilekçesi ile rapora karşı itirazları geçerli olmak üzere dava değerini arttırmış olduğundan bu yönüyle davası tamamen kabul edilen davacıların istinaf isteminde bulunmada hukuki yararı bulunduğu anlaşılmıştır.
Bilirkişi rapor ve ek raporu ile davacının bakımı nedeniyle bakıcı gideri olarak tek bir bakıcı üzerinden hesaplama yapıldığı görülmekle her ne kadar davacılar tarafından bir işçinin günlük çalışma saati dikkate alınarak 24 saat için 4 bakıcı üzerinden hesaplama yapılmasını talep edilmiş ise de, hasta birinin bakıma ihtiyacı bulunması halinde 24 saatlik bir bakım için 4 bakıcının çalışmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu ve hastanın sürekli bakıma ihtiyacı olması halinde yatılı bakıcı temin edilmesi söz konusu olduğu, ayrıca somut olayda davacılar tarafından tek bakıcıdan fazla bakıcı hizmetinden faydalanıldığı hususunda dosyaya somut bir delil de ibraz edilmediği anlaşıldığından bilirkişi raporunda tek bir bakıcı üzerinden yapılan hesaplamada ve mahkeme tarafından bu hesaplamaya göre yapılan değerlendirmede isabetsizlik bulunmamaktadır
TBK 49 maddesinde haksız ve hukuka aykırı bir fiil ile başkasına zarar verenin bu zararı gidermekle yükümlü olduğunun düzenlendiği ve TBK 54. Maddesinde ise bedensel zararların tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından yada yitirilmesinden doğan kayıplar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar olarak sayıldığı görülmüştür. İlgili maddeler kapsamında ancak hukuka aykırı bir fille bedensel zarara uğrayan kişinin bu zararın tazminini talep etmesi mümkün olup yakınlarının zarar görenin uğradığı bedensel zararlar nedeniyle maddi tazminat talep etmeleri mümkün olmadığı, somut olayda davacı … ve ……’nun kazada yaralanan …’nun eşi ve kızı oldukları ve maddi tazminat talep etme hakları bulunmadığı bu nedenle davanın reddine dair mahkeme kararında isabetsizlik yoktur.
2918 sayılı KTK.’nun 99/1. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.2.b. maddesi uyarınca, rizikonun bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortanın tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmakta, bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüt gerçekleşmektedir. Sigortaya başvurulmadan dava açılması veya icra takibi başlatılması halinde ise bu tarihlerde temerrüt gerçekleşmektedir. Somut olayda yukarıda bahsedildiği üzere davalı … şirketi hakkında dava tarihinden evvel yapılmış bu müracaat bulunduğuna dair delil ibraz edilmediği görülmekle, davalı … şirketi yönünden temerrütün dava tarihi itibariyle gerçekleştiği anlaşılmakla davacı vekilinin bu yöndeki istinaf isteminin yerinde değildir.
Olay tarihinde yürürlükte olan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56. maddesi hükmüne göre hakim bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumda olayın özelliklerini göz önünde bulundurarak zarar gören ve yakınlarına manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği husus düzenleme altına alınmış olup takdir edilecek para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 tarihli ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hâkim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Somut olayda gerçekleşen trafik kazası nedeniyle yaralanan müteveffanın vücut bütünlüğünün bozulması nedeniyle manevi zarara uğradığı kabul edilerek kusur durumları, tarafların sosyal ekonomik durumları ve müteveffanın yaralanma derecesi dikkate alınarak davacılar için takdir edilen tazminat miktarının yeterli olduğu anlaşılmakla davacılar vekilinin ve davalı vekilinin istinaf istemleri kabul edilmemiştir.
Davalı istinaf dilekçesi ile kusur durumuna itiraz etmiş ise de 12/02/2018 tarihli celsede, davalı vekili de hazır iken davacı vekili tarafından Gemlik 2.Asliye Ceza Mahkemesinin gerekçeli kararı ve bilirkişi raporunun ibraz edildiğinin duruşma tutanağına yazıldığı ve davalı vekilinin duruşmada dosyanın hesap bilirkişisine gönderilmesini talep ettiği ve ibraz edilen kusur raporuna bir itirazda bulunmadığı ayrıca mahkeme tarafından bu kusur oranları üzerinden aktüerya bilirkişisinden tazminat hesabı için rapor aldırılmasına karar verildiği ve raporda davalının tam kusurlu kabul edilerek tazminat hesabı yapıldığı görülmüştür. Bilirkişi raporunun davalı vekiline tebliğ edildiği ancak süresi içerisinde rapora karşı beyanda bulunmadığı bu yönüyle artık kusur durumunun taraflar açısında kesinleştiği görülmekle davalının yargılama sırasında kusura itirazda bulunmaması nedeniyle istinaf aşamasında bu hususta itirazda bulunması mümkün olmadığından istinaf isteminin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
6100 sayılı HMK 355. maddesi gereğince istinaf yoluna başvuranın sıfatına ve istinaf konusu yapılan nedenlere ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olması nedeniyle davacılar vekili ile davalı vekilinin istinaf talebinin ayrı ayrı reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 01/02/2019 tarih ve……… sayılı kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından HMK 353/1-b-1 hükmü gereğince davacılar vekili ve davalı … vekilinin istinaf kanun yolu başvurularının ESASTAN REDDİNE,
2-a)Davacıdan istinaf başvurusu nedeniyle alınması gerekli 59,30.-TL ilam harcından peşin alınan 44,40.-TL’nin mahsubu ile bakiye 14,90.-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
b)Davalı …’tan alınması gerekli 7.112,71.-TL ilam harcının peşin alınan 1.778,18.- TL’den mahsubu ile bakiye 5.334,53.-TL harcın bu davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf yargılama giderinin gideri yapan taraf üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Karar tebliği ve harç tahsil işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 6100 sayılı HMK’nun 362/1-a. hükmü uyarınca kesin olmak üzere 03/11/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


Başkan


Üye


Üye


Katip