Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/239 E. 2021/411 K. 10.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 13. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
13. HUKUK DAİRESİ K A R A R

DOSYA NO :…….
KARAR NO : ……………

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : ………..
KARAR NO : ………..
KARAR TARİHİ : 01/02/2019
İSTİNAF BAŞVURU TARİHİ : 20/05/2019
DAVACI : … -…
VEKİLİ : Av. …………
DAVALI : ………….
VEKİLİ : Av. … -………………….
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
B.A.M. KARAR TARİHİ : 10/11/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 01/12/2021

Davacı tarafından, davalı aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemesince davanın kısmen kabul kısmen reddine dair verilen karara süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonunda, incelemenin duruşma açılmadan karar verilmesi mümkün hallerden olduğu anlaşılmakla dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkilinin …………..plakalı araç ile ilgili davalı … ile kasko sigorta poliçesi akdedildiğini, buna ilişkin olarak müvekkile davalı şirket tarafından poliçe verilmediği gibi, aydınlatma yükümlülüğü kapsamında da müvekkilin aydınlatılmadığını, müvekkilin iyi niyetli olmasından dolayı sigortacı müvekkile ait aracın tam hasar kaydı ve kasko poliçesi düzenlediğinin dile getirildiğini, sonrasında müvekkil adına kayıtlı aracın kaza geçirmesi sonucunda tam hasar kaydı ile düzenlendiğini düşündüğü sigorta şirketine başvurduğunu zararın karşılanmasını talep ettiğini, ancak davalı … şirketince müvekkilin aracının kargo aracı olması sebebiyle teminat dışı olduğundan bahisle bu istemin reddedildiğini, sigortacı tarafından bir kısım ödeme yapıldığını ama zararın tam anlamıyla giderilemediğini, sigorta şirketinin aydınlatma yükümlüğünü yerine getirmediğini, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davanın kabulü ile, yapılacak yargılama ile müvekkil adına kayıtlı araçta oluşan zarar bedeli olan 7.900 TL’nin zararlandırıcı olayın meydana geldiği tarihten itibaren işletilecek reeskont avans faizi ile birlikte davalı … tarafından tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, davacıya ait …………plakalı mercedes marka ticari kamyonun 22/04/2017-22/04/2018 vadeleri arası davalı şirkete kasko sigortalı olduğunu, poliçede yer alan “faaliyet konusu klozu” gereğince kurye/kargo aracı olarak kullanılan araçların sigorta teminatı dışında bırakıldığını ve sigortalı aracın bu tarz bir kullanımı tespit edildiği durumlarda, hasar berdeli üzerindren %80 oranında muafiyet tenzili yapılacağının belirtildiğini, davacıya ait ticari kamyon sürücü ……… sevk ve idaresindeyken 13/06/2017 tarihinde karıştığı tek taraflı trafik kazasında hasara uğradığını, hasar ihbarını müteakip yapılan incelemelerde …………… plakalı sigortalı kamyonun kargo aracı olarak kullanıdığının tespit edildiğini, bu durumun …….Yurt İçi ve Yurt Dışı Taşımacılık A.ş’ye ait taşıma irsaliyeleri ile sabit olduğunu, sigortalı aracın kargo aracı olarak kullanıldığının tespit edildiğinden poliçede yer alan “faaliyet konusu klozu” uyarınca %80 muafiyet tenzili yapılarak araç hasar için 05/07/2017 tarihiden 1.955,73 TL tazminat ödendiğini, davalı şirketin poliçeden doğan yükümlülüğü yerine getirdiğini davacı tarafa başkaca borcunun kalmadığını, bu nedenlerle haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, TTK 1423 maddesi hükmüne göre, davacının 14 günlük itirz süresinin poliçenin tesliminden sonra başlayacağı ve poliçenin teslimini ispat külfetinin sigortacıda olduğu, davalı … poliçenin teslim edildiğini ispata yarar yazılı bir delil sunamadığından sigorta ettirenin 14 gün içinde itiraz etmediği savunması artık dinlenemeyeceğini her ne kadar teslim konusunda davalı tanık dinletmiş ise de tanığın davalı … şirketin acentesi olduğu bir nev’i taraf konumunda olduğundan bu tanığın beyanlarına itibar edilmediğini, poliçede bulunan faaliyet konusu klozunun uygulanmayarak bilirkişi tarafından hesaplanan 7.822,93 TL hasar bedelinin temerrüt tarihi olan 05/07/2017 tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte davalı tarafından davacıya ödenmesine dair karar verilmiştir.
Davalı vekili istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinde, sigorta poliçesinin faaliyet konusu klozu gereği kurye kargo aracı olarak kullanılan araçların teminat dışı bırakıldığını ve böyle bir kullanım tarzının tespit edildiği durumlarda hasar bedeli üzerinden % 80 oranında muafiyet tenzili yapılacağının poliçede belirtildiğini, bu nedende davacıya ait aracın kargo aracı olarak kullanılması sırasında gerçekleşen hasar nedeniyle indirimli ödeme yapıldığını, poliçenin davacı tarafa teslim edildiğini ve TTK 1423 maddesindeki 14 günlük süre içerisinde itiraz edilmediğinden dolayı itiraz hakkı bulunmadığını, poliçenin teslim hususunun her türlü delille ispat edilebileceğini, dinlenen tanık beyanı ile teslim edildiğinin ispatlandığını beyanla davanın reddi yerine kabulüne karar verilmiş olması nedeniyle kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava; kasko sözleşmesi gereği tek taraflı trafik kazası nedeniyle araçta meydana gelen zararın sigorta şirketinden tahsili istemidir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık kasko sözleşmesinde aracın faaliyet klozu hakkında sigorta şirketinin aydınlatma yükümlülüğünü yerine getirip getirmediği ile oluşan hasardan muafiyet indirimi yapılıp yapılamayacağı hususudur.
Mahkemece davalı sigortacının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu çerçevesinde poliçenin kapsamına dair davacı sigortalıyı bilgilendirmediği gerekçesiyle taraflar arasındaki tazminat davasının kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar arasındaki kasko poliçesi 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun yürürlükte olduğu tarihte düzenlemiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1423 maddesinde ‘‘sigortacı ve acentesi, sigorta sözleşmesinin kurulmasından önce, gerekli inceleme süresi de tanınmak şartıyla kurulacak sigorta sözleşmesine ilişkin tüm bilgileri, sigortalının haklarını, sigortalının özel olarak dikkat etmesi gereken hükümleri, gelişmelere bağlı bildirim yükümlülüklerini sigorta ettirene yazılı olarak bildirir. Ayrıca, poliçeden bağımsız olarak sözleşme süresince sigorta ilişkisi bakımından önemli sayılabilecek olayları ve gelişmeleri sigortalıya yazılı olarak açıklar.Aydınlatma açıklamasının verilmemesi halinde, sigorta ettiren, sözleşmenin yapılmasına ondört gün içinde itiraz etmemişse, sözleşme poliçede yazılı şartlarla yapılmış olur. Aydınlatma açıklamasının verildiğinin ispatı sigortacıya aittir.’’düzenlemesine yer verilmiştir.
Somut olayda; davacı tarafından ıslak imzalı poliçenin ve poliçeye dair bilgilendirme formunun dosya kapsamında yer almadığı, davalı tarafça bu iddiayı kanıtlar herhangi bir delilin mahkemeye sunulmadığı ve tanık olarak dinlenen …’nın ise poliçeyi düzenleyen acente olması nedeniyle tanığın beyanlarına itibar edilmediği, bu haliyle davalı … tarafından davacı şirketin bilgilendirilmediği anlaşılmakla mahkemenin bu husustaki değerlendirmesinde isabetsizlik bulunmadığı görülmüştür.
Şu halde (davacı) sigortalının poliçe ve teminatları konusunda aydınlatma yükümlülüğünün yapılmadığı durumda 14 gün içerisinde sigorta poliçesine itiraz etme hakkı bulunmaktadır. Ancak TTK’nın 1423/2. maddesi uyarınca sigorta şirketinin aydınlatma açıklamasını vermemesi halinde sigorta ettiren davacının sigorta sözleşmesinin yapılmasına 14 gün içerisinde itiraz hakkı olduğu, itiraz etmediği takdirde sigorta sözleşmesinin poliçe de yazılmış şartlarda yapılmış sayılacağı, davacının 14 gün içinde itiraz ettiğine dair herhangi bir iddia ya da belge ileri sürülmediği, bu durumda sigorta poliçesinin mevcut şartlarda davacı yönünden bağlayıcı olduğu aydınlatma yükümlülüğünü ihlal etmesinden dolayı davalıdan talep hakkı bulunmadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile davanın kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır.
6100 sayılı HMK 355 maddesi gereğince istinafa başvuranın sıfatı, istinaf konusu yapılan nedenler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda mahkemece, davanın reddi gerekirken, davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esas bakımından kabulü ile bu durum yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı HMK 353/1-b-3 maddesi gereğince mahkeme kararının kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf talebinin KABULÜ ile Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin, 01/02/2019 tarih, ……….sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-6100 sayılı HMK 353/1-b-3 maddesi gereğince YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMASINA,
a)Davanın REDDİNE,
b)Alınması gereken 59,30.-TL harcın peşin alınan 134,92.-TL harçtan mahsubu ile 75,62.- TL harcın talep halinde davacıya iadesine,
c)Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
d)Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereği 4.080,00- TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-İstinaf kanun yoluna başvuran davalı tarafından yatırılan 133,59 TL nisbi istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
4-İstinaf kanun yolu başvuran davalı tarafından yapılan 23,63.-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Artan gider avansının talep halinde ilk derece mahkemesince iadesine,
6-Karar tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
7-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, 6100 sayılı HMK 362/1.a maddesi gereğince kesin olmak üzere 10/11/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


Başkan

e-imzalıdır

Üye

e-imzalıdır

Üye

e-imzalıdır

Katip

e-imzalıdır