Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/2365 E. 2023/76 K. 10.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 13. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
13. HUKUK DAİRESİ K A R A R

DOSYA NO : 2021/2365
KARAR NO : 2023/76

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/131
KARAR NO : 2021/497
KARAR TARİHİ : 08/06/2021
İSTİNAF BAŞVURU TARİHİ : 27/06/2021
DAVACI : ORIENT SİGORTA A.Ş.
VEKİLİ : Av. … – [16757-57168-98303] UETS
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … – [16486-84354-84313] UETS
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
B.A.M. KARAR TARİHİ : 10/01/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 27/01/2023

Davacı tarafından, davalı aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemesince davanın reddine dair verilen karara süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonunda, incelemenin duruşma açılmadan karar verilmesi mümkün hallerden olduğu anlaşılmakla dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde, 23/01/2018 tarihinde davalı … Tatlı’ya ait 34 JF 6483 plakalı vasıta ile seyir halindeyken, 06 GAC 50 plaka sayılı araç ile çarpıştığını ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, müvekkili şirketin sigortalısı … Tatlı’ya ait 34 JF 6483 plakalı aracın karışmış olduğu kaza sonucu araç sürücüsünün olay yerini terk ettiğini, sigorta şirketi tarafından kaza nedeniyle hasar gören 06 GAC 50 plakalı aracın maliki Mustafa Çelebi’ye hasar bedeli olarak 25.500,00.-TL ödeme yapıldığını, davacı tarafça ödenen bedelin rücuen tahsili amacı ile davalı aleyhinde Bursa 16 İcra Müdürlüğü’nün 2019/9184 esas sayılı dosyası üzerinden yapılan takibe davalı tarafından itiraz edilmesi üzerine icra takibinin durduğunu belirterek itirazın iptaline takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, müvekkili ile dava dışı 3.kişi olan Starmark İnşaat Oto Turizm Sanayi ve Ticaret Ltd.Şti ile uzun süreli kiralama anlaşması yapıldığını, bu sözleşmeye ilişkin müvekkilinin dava dışı 3.kişiden kira alacağının mevcut olduğunu ve Ankara 18.İcra Müdürlüğü’nün 2019/6061 esas sayılı dosyası ile takip açıldığını, müvekkilinin dava dışı 3.kişi ile olan sözleşmesi gereği üstüne kayıtlı olan 34 JF 6483 plakalı aracı 3.kişiye teslim ettiğini ve araç bu kişinin hakimiyeti altındayken kazaya karıştığını, işleten sıfatının müvekkiline ait olmadığını, müvekkili ile 3.kişi arasında yapılan sözleşme ile artık aracın fiili hakimiyetini ve ekonomik yararlanmasını dava dışı 3.kişiye geçirdiği için alacaklı gözüken sigorta şirketinin kendilerine rücu hakkı olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesi talep etmiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinafa başvuru dilekçesinde, kaza sonrasında davalıya ait araç sürücüsü, her basiretli sürücüden beklenen kazanın diğer araç sürücüsüne bildirilmesi, trafik ekiplerinin çağrılması, kaza tespit tutanağının tanzim edilmesi, kusur oranlarının belirlenmesi ve alkol raporunun temin edilmesi gibi gerekli, zorunlu vecibeleri yerine getirmemiş ve olay yerini terk etmiş olduğunu, kazanın derecesi ve hasarın miktarı göz önüne alındığında da kaza yerinin terkedilmesinin tamamen sorumluluktan kaçmaya yönelik bir hareket olduğunu, 2015 yılında değiştirilen Karayolları ZMMS Genel Şartlarının Rucu Hakkı başlıklı B.4 maddesine, önceki düzenlemeden farklı olarak olay yerini terk hali de eklenmiş olduğunu, davalının kendi beyanına göre can güvenliği nedeniyle değil, olayın şoku ile olay yerinden kaçtığını, dolayısıyla, ispat yükünün davalı sigortalıya geçtiğinin kabulünün zorunlu olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE :
Dava taraflar arasındaki ZMMS poliçesi ile genel şartlara aykırılık iddiasına dayalı rücuen tazminatın tahsiline ilişkin itirazın iptali talebine yöneliktir.
2918 sayılı KTK 95/2 maddesi gereği, ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene başvurabilecektir. Kanun gereği sigorta şirketi tarafından rücu talebi yalnızca kendi sigortalısına karşı ileri sürülebilecektir. (Yargıtay 17 HD 2018/695 E – 2020/251 K sayılı ilam)
Davacı, rücu sebebi olarak davalının kaza sonrası olay yerini terk ettiği iddiasındadır.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartları A.6 maddesinde teminat dışı haller sayılmış olup, 6102 sayılı TTK 1409/2 maddesi gereği rizikonun ya da rizikoların sigorta teminatı dışında kaldığının iddia edilmesi hususunda ispat külfeti sigortacıya aittir. İlke bu olmakla birlikte, 6102 sayılı TTK 1446 maddesi uyarınca sigortalı, rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar külfetini kasten yerine getirmez ve iyi niyet kurallarına açıkça aykırı olacak şekilde sigorta teminatı dışında kalan hususu, bu oluşan rizikonun teminat içindeymiş gibi ihbar ederse, ispat külfeti yer değiştirip, oluşan rizikonun teminat içinde kaldığını ispat külfeti sigortalıya geçecektir (Yargıtay HGK 2017/17-2190 E – 2020/205 K sayılı ilam).
Taraflar arasında, 34 JF 6483 plakalı araca yönelik 11/01/2018-11/01/2019 tarihleri arasında geçerli, zorunlu mali mesuliyet sigortası düzenlendiği hususunda ihtilaf bulunmamaktadır.
01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları B.4.f maddesi gereği, tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu haller hariç olmak üzere sürücünün olay yerini terk etmesi tek başına teminat dışı durum ve rücu sebebi olarak kabul edilmiş olup, kaza tutanağı, alkol raporu vb. kazanın oluş koşullarına ilişkin gereken belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranılması hali de sigortalıya başlıca rücu nedenleri arasında sayılmıştır. Olay yerini terk etmenin zorunlu hal nedeniyle olduğunu somut şekilde ispat külfeti, sigorta şirketine değil, 4721 sayılı MK 6 ve 6100 sayılı HMK 190 maddeleri kapsamında sigortalıya aittir.
23/01/2018 tarihli kaza tespit tutanağına göre, sigortalı aracın sürücüsünün kaza yerini terk ettiği sabit olup, olay yerinden ayrılma için aranan zorunlu haller olarak ifade edilen, tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme ve/veya can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu halin gerçekleştiğinin ispat edilemediği, davalı tarafça bu kapsamda delil de bildirilmediği göz önüne alındığında, davanın reddine karar verilmesi isabetsiz olmuştur. Davacı vekilinin bu yoldaki istinaf sebebi yerindedir.
Rücuen tazminat davaları; gerçek zararın giderilmesi amacına yöneliktir. Zarar sorumlusundan halefiyet ilkelerine dayalı olarak talepte bulunan davacı, ödediği meblağın tamamını değil ancak zarar görenin uğradığı gerçek zararı, zarar sorumlusundan isteyebilir. Zarar görene yapılması gereken gerçek ödeme miktarı tespit edilerek davacı tarafça yapılan ödeme miktarı daha fazla olsa da davalının gerçek zarar miktarıyla sorumluluğuna karar verilmesi gerekir.(Yargıtay 17 HD 2020/2303 E-2021/3171 K sayılı ilam). Başka bir ifade ile rücuen tazminat davaları, ödenmesi gerekenin tespiti amacı güder.
Dosya kapsamında, kusur raporu alınmakla beraber hasara ilişkin bilirkşi raporu alınmadığı anlaşılmaktadır. Buna göre, davacının, davalı sigortalısından talep edebileceği gerçek zararın miktarının tespitine ilişkin hasar hususunda makine mühendisinden bilirkişi raporu alınarak, sonucuna göre karar vermek üzere yerel mahkeme kararının kaldırılması gerekmiştir.
HMK’nun 355.maddesi gereğince istinaf yoluna başvuranın sıfatına, kamu düzenine ve istinaf konusu yapılan nedenlerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda, hükmün esasını etkileyecek tüm deliller toplanmadan karar verilmesi nedeniyle karar usul ve yasaya aykırı olup davacı vekilinin istinaf başvurusunun bu sebeplerle kabulü ile mahkeme kararının HMK’nun 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına, Dairemiz kararı gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜ ile Bursa 3.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/06/2021 tarih ve 2021/131-2021/497 sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Gerekçede yapılan açıklamalar göz önünde bulundurularak yargılama yapılmak üzere dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde ilk derece mahkemesince yatırana iadesine,
3-Karar tebliğ ve harç iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
4-İstinaf kanun yoluna başvuran taraflarca yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 6100 sayılı HMK’nun 353/1-a hükmü uyarınca kesin olmak üzere 10/01/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


Başkan


Üye


Üye


Katip