Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/2325 E. 2023/58 K. 10.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 13. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/2325 – 2023/58
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
13. HUKUK DAİRESİ K A R A R

DOSYA NO : 2021/2325
KARAR NO : 2023/58

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle)
B.A.M. KARAR TARİHİ : 10/01/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 13/01/2023

Davacı tarafından, davalılar aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemesince davanın maddi tazminat yönünden reddine manevi tazminat yönünden kısmen kabulüne dair verilen karara süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonunda, incelemenin duruşma açılmadan karar verilmesi mümkün hallerden olduğu anlaşılmakla dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının sevk ve idaresindeki 16 DT 363 plakalı araca davalı Necati Sakarya’nın arkadan çarpması sonucu yaralamalı, maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, davalı Necati Sakarya’nın tam kusurlu olduğunu, davacının kaza sonucu vücudunda kırıklar meydana geldiğini, ve uzun süre tedavi gördüğünü, %48 malul kaldığını, daha sonra sürekli maluliyet oranının %24 olduğunu, davalı sigorta şirketine başvuru yapıldığını ve müvekkiline maddi tazminata karşılık 116.867,84 TL ödeme yapıldığını, bu ödemenin davacının gerçek zararını karşılamadığını ve kalan maddi-maluliyet zararını talep ettiklerini, davacının yürüme kabiliyetini kaybettiğini ve koltuk değneğine bağlı hale geldiğini, bu durumun büyük bir elem ve ızdırap meydana getirdiğini, bunları madden karşılamanın mümkün olmadığını dolayısıyla bir nebze karşılamak için davalı sürücüden 50.000,00 TL manevi tazminat ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 1.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmişlerdir.

Davalı Axa Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde, dava konusu kaza sebebiyle davacı tarafın işbu davadan önce müvekkillerine dava konusu talep nedeniyle başvuruda bulunduğunu, bu kapsamda hasar dosyası açılarak toplam 116.867,84 TL ödeme yaptıklarını, bu zararın karşılanması nedeniyle açılan işbu davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Necati Sakarya vekili cevap dilekçesinde, dava konusu trafik kazasında kusurun tamamının davacı Hüseyin Pilavcı’da olduğunu, kendi eylemleri ile kazaya sebebiyet verdiğini beyanla açılan bu haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, kazada davalı araç sürücüsü %60 oranında kusurlu olduğu, davacının maluliyet oranın %21.2 ve iyileşme süresinin 9 ay olduğu bilirkişi tarafından ödeme tarihindeki verilere göre yapılan hesaplamada ödemenin tazminat miktarından fazla olması nedeniyle maddi tazminat isteminin reddi ile 15.000,00 TL manevi tazminat alacağının kaza tarihi olan 21/03/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı Necati Sakarya’dan tahsiline karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinde, takdir edilen manevi tazminat miktarının düşük olduğunu, davalı Necati lehine manevi tazminat ile ilgili takdir edilen vekalet ücretinin yüksek olduğunu, maluliyet oranının hatalı olduğunu, maddi hesaplamanın hatalı olduğunu, müvekkili lehine maddi tazminat takdir edilmesi gerektiğini, müvekkilinin kazanın oluşumunda kusuru bulunmadığını beyanla kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava; yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; kazadaki kusur oranı, maluliyet oranı, maddi ve manevi tazminat miktarı ile davalı gerçek kişi lehine manevi tazminat ile ilgili takdir edilen vekalet ücretinin fazla olup olmadığı hususudur.
Davacı vekili istinaf dilekçesi ile müvekkilinin kazanın oluşumunda kusuru bulunmadığını beyanla istinaf isteminde bulunmuştur. Kaza tespit tutanağında davalı araç sürücüsünün arkadan çarpma ve hızını yol durumuna göre ayarlamadığından, davacının ise kavşaklarda geçiş üstünlüğü kuralına aykırı davrandığından kusurlu olduklarının tespit edildiği görülmüştür. Mahkeme tarafından trafik bilirkişisinden alınan raporda davacının kavşaklarda geçiş kuralına aykırı hareket etmesi nedeniyle kazanın oluşumunda % 40, davalının ise arkadan çarpmak ve hızını ayarlamak kuralına aykırı davrandığından kazanın oluşumunda % 60 kusurlu olduğunun tespit edildiği görülmüştür.
Davacı tarafında itirazı üzerine ATK Trafik İhtisas Dairesinden kusur oranlarının tespiti için rapor aldırılmasına karar verildiği ve ATK tarafından yapılan değerlendirme ile davacının kazanın oluşumunda % 60, davalının ise % 40 kusurlu olduğunun tespit edildiği görülmüştür. Trafik bilirkişisinde alınan rapor ile ATK’ dan alınan rapor arasında kusur oranları bakımından çelişki bulunması nedeniyle İTÜ trafik kürsüsünden üçlü bilirkişiden rapor aldırılmasına karar verildiği görülmüştür. Alınan raporda davacının kazanın oluşumunda % 40, davalının ise % 60 kusurlu olduğunun tespit edildiği görülmekle raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi ilişkin alınan raporda belirlenen kusur oranı ile trafik bilirkişisinden alınan rapordaki kusur oranın aynı olması nedeniyle alınan son kusur raporuna itibar edilerek karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığından davacı vekilinin kusura ilişkin istinaf isteminin reddi gerekmiştir.
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının usulüne uygun şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlarının çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden kaza tarihi 11.10.2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013-01.06.2015 tarihleri arası Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01.06.2015-20.02.2019 tarihleri arası Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik, 20.02.2019 tarihinden sonra Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Somut olayda davacı ile ilgili Bursa Uludağ Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre rapor alındığı ve alınan raporda kaza nedeniyle davacıda % 21,2 oranında kalıcı maluliyet bulunduğunun tespit edildiği anlaşılmakla raporun kaza tarihinde yürürlükte bulunan Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği hükümleri dikkate alınarak tanzim edilmediğinden dolayı davacı vekilinin bu husustaki istinaf isteminin kabulü gerekmiştir.
Anayasa Mahkemesi’nin 17.07.2020 tarih- 2019/40-2020/40 sayılı kararı ile; KTK’nun 90. maddesindeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir” bölümündeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir. Bu nedenle; tazminat hesabında, yeni ZMSS Genel Şartları ekindeki cetvellerin kullanılması mümkün olmadığından ve %1,8 teknik faiz ile devre başı ödemeli belirli süreli rant formülü uygulaması anılan cetvellerle getirildiğinden, artık uygulanması mümkün değildir.
Tazminat hesaplamasının, TRH 2010 yaşam tablosu, Yargıtay uygulamaları ile kabul edilen progresif rant yöntemi kullanılarak, bilinmeyen devirdeki gelirlerin her yıl için %10 artırılıp, %10 iskonto edilmesi suretiyle, teknik faiz dikkate alınmaksızın, tazminatın hesaplanması gerekecek olduğundan ve somut olayda PMF 1931 yaşam tablosu ve progresif rant yönteme göre hesaplama yapıldığından davacı vekilinin bu husustaki istinaf isteminin de kabulü gerekmiştir. (Yargıtay 17 HD. 2019/3292 E. – 2021/1848 K. sayılı ilam).
Manevi tazminat bakımından hâkim belirlemeyi yaparken somut olayın özelliğini, zarar görenin ve zarara yol açanın ekonomik ve sosyal durumunu, paranın alım gücünü, maluliyet oranını, ölüm ya da beden gücü kaybı nedeniyle duyulan ve ileride duyulacak elem ve ızdırabı gözetmelidir. Nitekim aynı ilkeler Hukuk Genel Kurulunun 02.10.2018 tarihli ve 2017/17-1098 E., 2018/1384 K.; 02.03.2021 tarihli ve 2020/17-41 E., 2021/182 K. sayılı kararlarında da benimsenmiştir.
Yukarıdaki açıklamalar ışığından alınacak maluliyet raporu ile davacının kazadaki maluliyet oranının değişmesi ihtimali bulunduğundan şu aşamada davacı vekilinin manevi tazminata ilişkin istinaf istemlerinin incelenmemesi gerektiği anlaşılmıştır.
02/01/2020 tarih ve 30996 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan ve karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 10. maddesinin 2. fıkrasına göre manevi tazminat davasının kısmen reddi durumunda karşı taraf vekili yararına bu tarifenin üçüncü kısmına göre hükmedilecek ücret, davacı vekilinin yararına belirlenen ücreti geçemeyeceğinden, davalı Necati Sakarya yönünden reddedilen manevi tazminat ile ilgili davacı lehine takdir edilen vekalet ücretinden fazla vekalet ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan davacı vekilinin bu husustaki istinaf isteminin de kabulü gerekmiştir.
6100 sayılı HMK 355 maddesi gereğince istinafa başvuranın sıfatı, istinaf konusu yapılan nedenler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1. fıkrası (a-6) bendi gereğince kaldırılmasına, Dairemiz kararı gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜ ile Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/06/2021 tarih ve 2018/1044 – 2021/650 sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Gerekçede yapılan açıklamalar göz önünde bulundurularak yargılama yapılmak üzere dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
2-Davacı tarafından yatırılan 59,30 TL maktu istinaf karar harcının talep halinde iadesine,
3-Karar tebliğ ve harç iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
4-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yargılama sonunda verilecek gerekçeli kararda dikkate alınmasına,
5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 6100 sayılı HMK’nun 353/1-a hükmü uyarınca kesin olmak üzere 10/01/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.