Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/2316 E. 2023/174 K. 19.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 13. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/2316 – 2023/174
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
13. HUKUK DAİRESİ K A R A R

DOSYA NO : 2021/2316
KARAR NO : 2023/174

DAVANIN KONUSU : Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı)
B.A.M. KARAR TARİHİ : 19/01/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 03/02/2023

Davacı tarafından, davalı aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemesince davanın kabulüne dair verilen karara süresi içinde davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonunda, incelemenin duruşma açılmadan karar verilmesi mümkün hallerden olduğu anlaşılmakla dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile, davalı sigorta şirketine kasko sigortası ile sigortalı 16 JZK 34 plakalı aracın trafik kazasında aracın bariyerlere çarparak hasar gördüğünü, kazaya aracı sıkıştıran ve plakası tespit edilemeyen meçhul bir aracın sebep olduğunu, sürücü hakkında alkollu araç kullandığı iddiasıyla kovuşturma başlatıldıysa da Bursa 13. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından beraatine karar verildiğini, aracın kaza sonrasında 21.000 TL ye satıldığını, alış fiyatlarına nazaran 27.110,25 TL zarar olduğunu, sigorta şirketine yapılan başvuruya rağmen hasarın karşılamadığını, arabuluculuk sürecinin de sonuç vermediğini ileri sürerek 27.110,25 TL zararın 29/11/2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmektedir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile, hasar tarihi itibariyle iki yıllık zaman aşımı süresinin dolduğunu, aracın hasarının ikinci el satış fiyatına göre belirlenemeyeceğini, başka hasarları olup olmadığının da araştırılması gerektiğini, ayrıca kazada meydana gelen riskin teminat dışı olduğunu, araç üzerinde yapılmış bir ekspertiz raporu olması halinde sunulması gerektiğini, sürücüsü alkollü olduğundan talep hakkı olmadığını, talep edilen faiz oranı ve başlangıcının da haksız olduğunu beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile 27.110,25-TL alacağın 07/12/2018 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Davalı Axa Sigorta A.Ş. vekili istinaf kanun yolu başvuru dilekçesi ile; dava konusu kazaya karışan aracın sürücüsü Atilla AYGUT’un Kasko Sigortası Poliçesi’nin tarafı olmadığını, Kasko Sigortası Poliçesi’nin sigorta ettiren olarak tarafın Gazioğlu Proje Danışmanlık Enerji Yat. Müh. Müş. İnş. Taş. Tic. A.Ş. olduğunu, Sigorta ettirenin sürücü olmaması durumunda rizikonun sigortacıya ihbar edildiği (alacağın muaccel olduğu) tarihin, sigorta ettirenin rizikoyu öğrendiği tarih olarak ele alınması gerektiğini, yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre, sigorta ettirenin söz konusu kazadan haberdar olduğu tarihin ön ekspertiz raporunun düzenlendiği tarih olarak kabul edildiğini, mahkeme tarafından alacağın muaccel olduğu tarihin hatalı olarak ele alındığını ve buna göre hüküm kurulduğunu, zarar tarihinden itibaren iki yıllık sürenin geçtiğini, bu nedenle zaman aşımı yönünden davanın reddi gerektiğini, tazminat talebini ve davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığını, rapora itirazlarının mahkemece değerlendirilmeden hüküm kurulduğunu, ek rapora itirazları le ilgili açıklama yapma hakları verilmediğinden hak arama özgürlüklerinin kısıtlandığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava, kasko sigorta sözleşmesi nedeniyle tazminat istemine ilişkindir.
Kazada sürücünün alkollü olduğu gerekçesi ile ödeme yapılmamış, Bursa 13.Asliye Ceza Mahkemesinin 2017/719 Esas 2018/791 Karar sayılı dosyasında alınan raporlarla sürücünün alkollü olmadığı tespit edilerek trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan beraat kararı verilmiş, karar istinaf edilmeksizin kesinleşmiştir.
Davacı, noter kayıtlarına göre 2013 yılında aracı 48.110,25 TL’ye aldığını, kazadan sonra da kazalı hali ile 2017 yılında 21.000,00 TL’ye sattığını belirterek aradaki farkı talep etmiş, Mahkemece talep doğrultusunda karar verilmiş, davalı tarafından talebin zamanaşımına uğradığı ve hesaplama yönteminin hatalı olduğu gerekçeleri ile istinaf talebinde bulunulmuştur.
Poliçe tanzim tarihi ve riziko tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1420/1. maddesinde “sigorta sözleşmesinden doğan bütün istemler, alacağın muaccel olduğu tarihten başlayarak iki yıl geçmekle zamanaşımına uğrar” düzenlemesine yer verilmiş olup; aynı yöndeki düzenleme, Kara Araçları Kasko Sigortası Genel Şartları’nın C.10. maddesinde de yapılmıştır. Davacının talebi, mal sigortalarının bir türü olan kasko sigorta poliçesine dayanmakta olup, anılan mevzuat hükümleri gereği 2 yıllık zamanaşımı süresine tabidir.
Davaya konu 21.07.2017 tarihli kazadan kaynaklı kasko tazminat bedelinin tahsili için davacının davalıya 29.11.2018 tarihinde başvuru yaptığı, TTK’nın 1420/1. maddesi ve Kasko Sigortası Genel Şartları’nın C.10. maddesinde alacağın muaccel olmasından sonra zamanaşımının işlemeye başlayacağı düzenlemesinin yapıldığı; KSGŞ’nın B.3.3.4.1-son cümlesi gereği de, hasar ihbarından sonraki 45. günün sonunda davacı alacağının muaccel olacağı ve muacceliyetten sonraki 2 yıl içinde davaya konu edilen alacak için zamanaşımından bahsedilemeyeceği için 23.08.2019 dava tarihi itibari ile davanın zamanaşımına uğramadığına ilişkin yerel mahkeme kararı yerinde olup, davalının bu yöndeki istinaf istemi kabul edilmemiştir. (Yargıtay 4 HD.2021/15168 E. 2021/9250 K)
Kasko Sigortası Genel Şartlarınım Tazminat Hesabı ve Ödenmesi başlıklı 3.3.2.2 düzenlemesi ile tam ziya olduğu kabul edilen araçlar için ödenecek tazminat belirlenirken araç için öngörülen rayiç değerden sovtaj miktarının mahsup edilmesi yahut araç mülkiyetinin hurda hali ile sigorta şirketlerine devredilmesi öngörülmektedir.
Bilirkişi ek raporunda 16 JZK 34 plakalı aracın kaza tarihindeki 2.el hasarsız piyasa değerinin
58.000 TL, sovtaj bedelinin davacının beyanı doğrultusunda 21.000 TL olduğu ve aradaki fark olan 37.000 TL’nin davacının zararı olduğunu tespit etmiş ise de, alınan rapor ve hesaplama usul ve yasaya uygun değildir.
Aracın perte ayrıldığının kabulü için kaza tarihindeki ikinci el rayiç değeri belirlenip, tamir masraflarının belli bir orana ulaşması ve aracın kaza tarihindeki ikinci el değerinden, sovtaj değeri düşülerek davacının zararının belirlenmesi gerekir. (Yargıtay 17 HD, 2018/1089 E.- 2018/5070 K. sayılı ilam).
Makine mühendisi bilirkişiden kazalı aracın markası, yaşı, daha önce kazaya karışıp karışmadığı, hasar boyutu irdelenmek suretiyle kaza tarihinde hasarlı aracın tamirinin ekonomik olup olmadığı, ekonomik ise hasar bedeli, ekonomik değilse kaza tarihindeki ikinci el satış bedeli ile kazadan sonraki sovtaj değeri tespit edilip aracın ikinci el değerinden sovtaj bedeli düşülerek tazminata hükmedilmesi için gerçek zararın belirlenmesi gerekmektedir. (Yargıtay 17 HD 18/04/2018 tarih 2017/4360 E 2018/4291 K)
Mahkeme tarafından yapılması gereken; farklı bir makine mühendisi bilirkişiden kazalı aracın markası, yaşı, daha önce kazaya karışıp karışmadığı, hasar boyutu irdelenmek suretiyle kaza tarihinde hasarlı aracın tamirinin ekonomik olup olmadığı, ekonomik ise hasar bedeli, ekonomik değilse kaza tarihindeki ikinci el satış bedelinin emsal satış ilanları eklenmek suretiyle tespitine ve davacının beyanı dikkate alınmaksızın aracın sovtaj bedelinin belirlenmesine ilişkin denetime açık rapor aldırılması ile sonucuna göre aracın hasarsız ikinci el değerinden sovtaj bedelinin mahsubu ile bakiye miktarın davacı lehine tazminat olarak hükmedilmesi gerekmekte olup, davalı vekilinin bu yöndeki istinaf isteminin kabulüyle kazanılmış haklarda korunmak kaydıyla toplanacak delililere göre karar verilmesi için ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması gerekmiştir.
6100 sayılı HMK 355.maddesi gereğince istinaf yoluna başvuranın sıfatına, kamu düzenine ve istinaf konusu yapılan nedenlerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda, hükmün esasını etkileyecek tüm deliller toplanmadan karar verilmesi nedeniyle karar usul ve yasaya aykırı olup davalı vekilinin istinaf başvurusunun bu sebeplerle kabulü ile mahkeme kararının HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına, Dairemiz kararı gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davalı vekilinin istinaf talebinin KABULÜ ile Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/05/2021 tarih, 2019/840 esas, 2021/491 sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Gerekçede yapılan açıklamalar göz önünde bulundurularak yargılama yapılmak üzere dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde ilk derece mahkemesince iadesine,
3-Karar tebliğ ve harç iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
4-İstinaf kanun yoluna başvuran taraflarca yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda 6100 sayılı HMK 353/1-a hükmü uyarınca kesin olmak üzere 19/01/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.