Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/2272 E. 2023/205 K. 25.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 13. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/2272 – 2023/205
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
13. HUKUK DAİRESİ K A R A R

DOSYA NO : 2021/2272
KARAR NO : 2023/205

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
B.A.M. KARAR TARİHİ : 25/01/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 01/02/2023

Davacı tarafından, davalı aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen karara süresi içinde davacı vekili ve davalı … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonunda, incelemenin duruşma açılmadan karar verilmesi mümkün hallerden olduğu anlaşılmakla dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının maliki olduğu 16 LDR 33 plaka sayılı vinç kamyonunun park halindeyken, davalının eşi merhum Murat Çaybaşı’nın sürücüsü ve davalı adına kayıtlı 16 BL 429 plaka sayılı araç tarafından, davacının aracına çarparak arka sol vinç ayağına çarpmak suretiyle ölümlü maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, davalılardan …’nın 16 BL 429 plaka sayılı aracın kayıt maliki ve diğer davalı AK Sigorta A.Ş.’nin ise kazaya sebebiyet veren aracın zorunlu trafik sigorta şirketi olduğunu, kazaya sebebiyet veren araç sürücüsü …’nın 119 promil alkollü olduğunun tespit edildiğini, aracında değer kaybının meydana geldiğini, davacıya ait aracın ticari bir araç olduğunu, tamir sürecinde davacının kazanç kaybına uğradığını, kazanç kaybının tazmini amacıyla davacı tarafından Bursa 10.Noterliği’nin 19/07/2017 tarih 30305 yevmiye no’lu ihtarnamesi ile ihtarname çekildiğini, ancak davalı … tarafından herhangi bir cevap verilmediğini beyan etmiş, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 5.000,00-TL kazanç kaybı, 1.000,00-TL değer kaybının davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 25/02/2021 tarihli ıslah dilekçesi ile, 5.000,00-TL kazanç kaybı talebini ıslah ederek 8.845,00-TL, 1.000,00-TL değer kaybı talebini ıslah ederek 25.000,00-TL toplamı 33.845,00-TL’nin davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde, davacının yerleşim birimi için olan kaza mahallinde aracını park ettiği için kusurlu olduğunu, davalının eşi müteveffa Murat Çaybaşının alkollü olmadığını, bunun otopsi tutanağı ile sabit olduğunu, davacının iddia ettiği tamir değer kaybı ve kazanç kaybı meblağının gerçekliğin çok ötesinde olduğunu beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Ak Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde, davalı sigorta şirketi kayıtlarında yapılan inceleme sonucu kaza tarihini kapsayan bir poliçeye rastlanılmadığını, davaya ilişkin sorumluluklarının bulunmadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabul kısmen reddi ile, 25.000,00-TL değer kaybı tazminatı, 8.845,00-TL kazanç kaybı alacağı olmak üzere toplam 33.845,00-Tl alacağın (davalı Mapfre Sigorta A.Ş’nin 6.808,80 Tl değer kaybı tazminat alacağından sorumlu olmak üzere) davalı … yönünden kaza tarihi olan 12/05/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, davalı Mapfre Sigorta A.Ş. yönünden ise dava tarihi olan 25/12/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinafa başvuru dilekçesinde, 15/01/2021 tarihli bilirkişi raporu hatalı ve eksik olduğunu, hükmedilen tazminatın az olduğunu savunarak kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı … vekili istinafa başvuru dilekçesinde, davacının, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 62. maddesi hükmüne aykırı olarak kaza mahallinde aracını park ettiğini, bilirkişi raporları ve gerekçeli kararda bu hususlara dair bir açıklama/gerekçelendirme yapılmadığını, kazanç kaybının hesaplanması için bilirkişi marifetiyle davacının Ticari defterleri incelenerek geçmiş birkaç yıl için bu aracı kullanmasından kaynaklı ticari gelirinin çıkarılmasını ve afaki olarak belirlenecek rakamlara göre kazanç kaybı hesabı yapılması mahkemeden talep edildiğini, bu hususun dikkate alınmadan karar verildiğini savunarak kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE :
Davacı vekili aracın (vinç kamyın)kazada hasara uğraması nedeniyle davalı tarafça hasar ödemesi yapılmadığından aracı servisten teslim alamadığı süre içerisinde aracı kullanamadığından kaynaklı zararını talep etmiştir. İleri sürülüş şekline göre davacının talebi araçtan ötürü kazanç kayıp bedeldir. (Yargıtay 17.HD 2016/2072 E- 2018/11712 K sayılı ilam)
Bu durumda davacının aracı hasar bedeli ödemediği için servisten alamadığı süre ne olursa olsun talep edebileceği maksimum süre onarım için tamirde kalması süresi gereken makul süre olacaktır. Bu nedenle bilirkişi tarafından aracın onarımı için tamirde kalacağı makul sürenin belirlenmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Bilirkişi raporundan araçta kaza nedeniyle mevcut hasarın onarım süresi 10 gün olarak ve yük taşımada kullanıldığı anlaşılan vinç kamyonun , yaşı ve özelliğine göre , hesaplanan bedeli günlük net 845,00 TL olarak belirlenmiş olup bu süre içerisinde yapılacak masraflar (işçilik dahil ) düşülerek piayasa şartlarına göre ortalama olarak kazanç kaybı bedeli belirlenmiş olmakla ,gerek onarım süresi, gerekse emsal kanaçca göre kazanç kaybı bedeli hasarın niteliğine ve piyasa şartlarına uygun düşmekle, bilirkişi raporuna itibar edilmesinde ve davacının ticari defterlerinin imcelenmemesinin sonuca etkisinin bulunmadığından, isabetsizlik bulunmadığından davacı vekilinin ve davalı Serap vekilinin bu husustaki istinaf isteminin ayrı ayrı reddedilmiştir.
Kusura ilişkin davalı Serap vekilinin istinaf istemi değerlendirildiğinde; dosyadaki kusura ilişkin 3 ayrı raporda birbiri ile uyumlu ve dosyaya uygun şekilde davalıya ait araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğunu belirtmesi , kazanın trafik yoğunluğunun en az olduğu gece yarısı civarında olduğu, davalı araç sürücüsünün alkollü olarak seyrettiğnini anlaşılması karşısında, yerinde bulunmayan kusura ilişkin istinaf isteminin reddi gerekir.
Araçta kaza sebebiyle oluşacak değer kaybı, aracın kaza sonrası onarımından sonraki değeri ile hasarsız değeri arasındaki farkı ifade eder. Anayasa Mahkemesi’nin 09/10/2020 tarihli 2019/40 E.,2020/40 K. sayılı ilamıyla, 2918 sayılı KTK 90 maddesinin 1. cümlesindeki ‘…ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…’ ibaresi ve 2. Cümlesindeki ”…ve genel şartlarda…” ibaresi iptal edilip, yürürlüğü durdurulmuş olduğu, 7327 sayılı Kanun 18. Maddesi ile 09/06/2021 tarihinde, 2918 sayılı KTK 90/1 maddesi 1. Cümlesinden sonra eklenen ”a)Değer kaybı tazminatı, aracın; piyasa değeri, kullanılmışlık düzeyi, hasara uğrayan parçaları ile hasar tutarı dikkate alınarak” ibaresi de göz önüne alındığında değer kaybının bu kriterlere göre hesaplanacağı, başka bir ifade ile aracın kaza öncesi rayiç değeri ile onarım sonrası rayiç değeri arasındaki fark, kaza sonucu oluşan değer kaybıdır.
Davalı Serap vekili, davacıya ait araçta değer kaybı olmadığına ilişkin 30.03.2020 tarihli raporunda Zorunlu Mali Sorumluluk Genel Şartlarına göre, değer kaybı olmayacağı belirtildiği halde, yerel mahkemenin 01.08.2019 tarihli kök ve 17.04.2019 tarihli ek raporu hazırlayan bilirkişilerin raporu doğrultusunda, değer kaybına hükmetmesinin doğru olmadığını savunmuşsa da, hükme esas alınan 15/01/2021 tarihli ek bilirkişi raporunda ayrıntılı ve denetime açık olarak izah edildiği üzere, davacıya ait aracın trafikte kayıtlı niteliği ile, kamyona bağlı vinçte değer kaybının oluştuğunun gerekçeleri açıklanmak sureti ile belirtildiği anlaşılmakla buna ilişkin istinaf isteminin reddi gerekmiştir.
Diğer yönden, davacı vekili değer kaybı hesaplamasının doğru olmadığını, eksik değer kaybı hesaplandığını ileri sürmüşse de, izah edildiği üzere ek bilirkişi raporundaki tespit ve değerlendirmeler denetime açık olup davacı vekilinin de istinafisteminin reddi gerekmiştir.
HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf yoluna başvuranın sıfatına ve istinaf konusu yapılan nedenlere ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesin kararı usul ve yasaya uygun olması nedeniyle davacı vekili ve davalı … vekilinin istinaf taleplerinin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/05/2021 tarih ve 2018/465-2021/374 Karar sayılı kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından HMK 353/1-b-1 hükmü gereğince davacı vekili ve davalı … vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli 179,90-TL istinaf karar harcından peşin alınan 59,30.-TL’nin mahsubu ile bakiye 120,60.-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf kanun yoluna başvuran davalı tarafından yatırılması gereken 2.311,95.-TL istinaf karar harcından peşin alınan 578,30-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 1.733,65-TL istinaf karar harcının davalı …’ndan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Karar tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-İstinaf yargılama giderinin istinafa başvuran taraflar üzerinde bırakılmasına,
Dair, duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 6100 sayılı HMK’nun 362/1-a. hükmü uyarınca kesin olmak üzere 25/01/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.