Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/2245 E. 2023/236 K. 26.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA BAM 13. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
13. HUKUK DAİRESİ K A R A R

DOSYA NO : 2021/2245
KARAR NO : 2023/236

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/1483
KARAR NO : 2021/446
KARAR TARİHİ : 09/06/2021
İSTİNAF BAŞVURU TARİHİ : 07/07/2021

B.A.M. KARAR TARİHİ : 26/01/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 07/02/2023

Davacı tarafından, davalılar aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemesince davanın reddine dair verilen karara süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonunda, incelemenin duruşma açılmadan karar verilmesi mümkün hallerden olduğu anlaşılmakla dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkili şirketin Kestel 2 numaralı Sanayi Bölgesinde bulunan 113 ada 125 parsel sayılı taşınmaz üzerinde ticari faaliyetini yürüttüğünü, Kestel 2 numaralı sanayi bölgesinin Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından Gürsu Organize Sanayi Bölgesiyle birleştirilerek …nin oluşturulduğunu, … Müteşebbis Heyeti’nin usule uygun şekilde oluşmadığını, Müteşebbis heyet tarafından alınan 24/10/2017 tarih, 140 sayılı karar ile katılımcılardan 14 USD/m²+KDV altyapı katılım bedeli alınmasına karar verildiğini, müvekkili için tahakkuk ettirilen bedelin 367.996 USD olduğunu, 21/11/2017 tarihinde müvekkiline bildirildiğini belirterek, … Müteşebbis Heyeti tarafından alınan 24/10/2017 tarih 140 sayılı tüm katılımcılardan 14 USD/m2+KDV alt yapı katılım bedeli alınmasına dair kararın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, açılan davayı kabul etmediğini, Uludağ OSB’nin sıfırdan kurulan bir OSB olmadığını, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın 12.09.2017 tarih ve 3680 sayılı kararı ile Kestel 2 Nolu Sanayi Bölgesinin Gürsu Organize Sanayi Bölgesine iltihakı ve genişletilmesi suretiyle oluşmuş bir ıslah OSB’si olduğunu, bu sebeple davacının 4562 sayılı yasanın 7. maddesine dayanamayacağını, kaldı ki müteşebbis heyetin oluşumuna ilişkin işlemin iptalini dava etmeden ve bu işlemi iptal ettirmeden doğrudan bu heyetin almış olduğu kararların iptalini talep edemeyeceğini, müteşebbis heyetin alt yapı katılım payı ile ilgili olarak almış olduğu kararda da yasaya aykırılık olmadığını, zira davacının da içerisinde bulunduğu alana alt yapı hizmetleri yapılacağını, katılımcı olan davacının da bu alt yapı hizmetleri giderlerini ödemesi gerektiğini, 14,00 USD/ m2 + KDV bedelin tüm katılımcılardan talep edildiğini belirterek haksız açılan davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde, eksik inceleme ile karar verildiğini, mahkemenin iptali talep edilen 140 sayılı Müteşebbis Heyet Kararı ile talep edilen meblağın altyapı katılım bedeli olarak nitelendirilmesinin hatalı olduğunu, altyapı katılım bedelinden sorumluluk için; faaliyet gösteren gerçek ya da tüzel kişinin katılımcı sıfatını taşıması, Organize Sanayi Bölgesi’ne ait imar planlarının kesinleşmiş olması ve istenilen bedelin OSB’ye ait imar planının kesinleşmesinden sonraki döneme ait olmasının gerektiğine ilişkin şartların sağlanıp sağlanmadığının araştırılmadığını, müvekkilinin ıslah OSB’de katılımcı sıfatı bulunmadığı için altyapı katılım bedelinden sorumlu olmadığını, müteşebbis heyet oluşumunun hukuka aykırı olduğunu, davalının imar planları kesinleşmeden katılımcılardan altyapı katılım bedelini talep edemeyeceğini, yerel mahkemenin imar planlarının kesinleşip kesinleşmediği ve talep edilen alacakların hangi döneme ait olduğu hususlarında araştırma yapmadığını, davalı tarafça talep edilen bedelin neye ilişkin olduğu, nerelere ne kadar harcama yapıldığının tek tek ispatlanması, ispat edilen ödemelerin ödeme tarihi itibariyle Türk Lirası değeri üzerinden hesaplama yapılarak katılımcıların Türk Lirası ile sorumlu tutulması gerekiğini, bilirkişin döviz cinsinden talebin davalının sebepsiz zenginleşmesin yol açacağını belirttiğini beyanla kararın kaldırılmasını talep etimşitir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava, müteşebbis heyet kararının iptaline ilişkindir.
Davacı tarafça Uludağ OSB Müteşebbis Heyeti tarafından alınan 24/10/2017 tarih 140 sayılı kararı ile, Gürsu OSB’ye katılımı sağlanan Kestel 2 numaralı OSB’nin bağlantı gerçekleştirilmesi ve tüm katılımcılardan 14 USD/m2+KDV alt yapı katılım bedeli alınmasına dair kararın iptalini talep etmiş, yerel mahkeme tarafından talebin reddine karar verilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık müteşebbis heyetinin usulüne uygun teşekkül edip etmediği ile yabancı para cinsinden alt yapı katılım bedeli belirlenip belirlenemeyeceği noktasındadır.
4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu’nun (4562 sayılı Kanun) 4 üncü maddesinde; “ …OSB sınırları içerisinde yapılacak imar ve parselasyon planları ve değişiklikleri, OSB tarafından yönetmeliğe uygun olarak hazırlanır ve Bakanlıkça onaylanır. Onaylı imar planları valilikçe tespit edilen ilan yerlerinde, Bakanlığın internet sayfasında bir hafta süre ile ilan edilir. Askı süresinin sonunda Bakanlıkça yürürlüğe konulur ve ilgili kurumlara bilgi için gönderilir. Bir haftalık ilan süresi içinde planlara itiraz edilebilir. İtirazlar Bakanlığa veya valiliğe yapılır. Bakanlık itirazları ve planları on beş gün içerisinde inceleyerek kesin karara bağlar…” hükmüne yer verilmiştir.
Kesinleşen ve yürürlüğe giren mevzi imar planına göre; arazi kullanımı, yapı ve tesislerin projelendirilmesi, inşası ve kullanımıyla ilgili ruhsat ve izinler ile iş yeri açma ve çalışma ruhsatları OSB tarafından verilir ve denetlenir.
Anılan Kanunun 20 inci maddesi uyarınca; OSB’lerin ihtiyacı olan elektrik, su, kanalizasyon, doğal gaz, arıtma tesisi, yol, haberleşme, spor tesisleri gibi alt yapı ve genel hizmet tesislerini kurma ve işletme, kamu ve özel kuruluşlardan satın alarak dağıtım ve satışını yapma, üretim tesisleri kurma ve işletme hakkı sadece OSB’nin yetki ve sorumluluğundadır. OSB’de yer alan kuruluşlar, alt yapı ihtiyaçlarını OSB’nin tesislerinden karşılamak zorundadır. OSB’nin izni olmaksızın alt yapı ihtiyaçları başka bir yerden karşılanamaz ve bu amaçla münferiden tesis kurulamaz. Bu kuruluşlar kendilerine tahsis edilen alt yapı kullanma hakkını başka kuruluşlara devir ve temlik edemez ve başkalarının istifadesine tahsis edemez.
4562 sayılı Kanun’a göre altyapı aidatı; katılımcıların ödemek zorunda oldukları altyapı hizmetlerinin; yol, su, elektrik, doğal gaz, iletişim, kanalizasyon, arıtma ve benzeri gibi ortak tesislerin yapımı ve işletilmesinin karşılığıdır.
Altyapı katılım paylarının (altyapı hizmetlerinin karşılığı olarak ödenmesi gereken) belirlenebilmesi için de, Kanun’un 4 üncü maddesinde açıklandığı üzere, mevzi imar ve parselasyon planları ve değişikliklerinin yönetmeliğe uygun olarak hazırlanmış ve kesinleşmiş olması gerekmektedir. İmar ve parselasyon planları kesinleşmeden, katılımcıların altyapı aidatlarından sorumlu tutulmaları olanağı yoktur.
Bu bağlamda, katılımcı sıfatının da açıklığa kavuşturulması gerekmektedir. 4562 sayılı Kanun’un “Tanımlar ve kısaltmalar” başlığı altında düzenlenen 3 üncü maddesinde katılımcı; OSB’lerde, bir işletmenin kurulması için parsel tahsisi veya satışı yapılanlar ile maliki bulunduğu parselde üretimde bulunan veya bulunmayı taahhüt eden ve bu Kanunun amacına uygun faaliyet gösteren gerçek veya tüzel kişi ile finansal kiracı olarak tanımlanmıştır.
4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanununun 7. maddesinde Müteşebbis Heyetin nasıl oluşacağı ve görevleri belirtilmiştir. Davalının Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın 12.09.2017 tarih ve 3680 sayılı kararı ile Kestel 2 Nolu Sanayi Bölgesinin Gürsu Organize Sanayi Bölgesine iltihakı ve genişletilmesi suretiyle oluşturmuş bir ıslah OSB’si olduğu ve gerekli işlemler tamamlandığı için ıslah ibaresinin kaldırıldığı, 4562 sayılı yasanın 3. maddesi gereği OSB de bulunan 113 ada 125 parsel sayılı taşınmazda faaliyet gösteren davacının katılımcı sıfatını taşıdığı anlaşılmaktadır.
4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanununun 16. maddesi; “Yönetim aidatları ve hizmetlerin karşılıkları, müteşebbis heyet tarafından arıtma tesisi işletme masrafları hariç parsel büyüklüğüne göre belirlenir. Arıtma tesisi işletme masraflarına katılım payları ise debi ve kirletme parametreleri esas alınarak yönetim kurulunca tespit edilir. Yönetim kurulunun yıllık bütçesinde belirtilen, bölgenin alt yapı ve müşterek hizmetlerine ait tüm masraflar önceki yıla ait kesinhesap da dikkate alınarak katılımcılar tarafından karşılanır. Belirtilen hizmetlerden yararlanmadıkları gerekçesi ile yönetim aidatlarının ödenmesinden kaçınılamaz.
Müteşebbis heyetin yönetim aidatı ile ilgili kararları ilam hükmünde olup, ilamların icrasına ilişkin yolla takip edilirler.”
Organize Sanayi Bölgeleri Uygulama Yönetmeliği 56. Maddesi; ” …(3) Parsel metrekare birim maliyeti; altyapısı tamamlanmış ve işletmeye geçmiş OSB’lerde her yeni, ilave yatırım gideri ve cari giderin muhasebe kayıtlarına yansıtıldığı tarihten itibaren her bir gider kaleminin harcama tarihi dikkate alınarak arsa satış bedelinin kesinleştiği tarihe kadar geçen süre için, 213 sayılı Kanun uyarınca belirlenen yeniden değerleme oranı ile güncellenerek elde edilen toplam tutarın, toplam sanayi alanına bölünmesiyle hesaplanır. Arsa satış işlemini içine alan yılın ilk günü ile satış tarihi arasındaki kıst dönem için yapılacak yeniden değerleme işleminde, 213 sayılı Kanun uyarınca belirlenen cari yıl yeniden değerleme oranı kullanılır. Yeniden değerleme oranının yürürlüğe girdiği 1986 yılına kadar olan yıllara ait hesaplamalarda ise müteahhitlik karne katsayısı esas alınır. Bulunan metrekare birim maliyetinin %25 fazlasını geçmemek üzere parsel metrekare birim satış fiyatı belirlenir ve arsa tahsisi veya satışı bu bedeli geçmemek üzere yapılır. Altyapı yatırımları devam eden OSB’lerde, yatırım tutarları ve diğer masraflar tahmini olarak hesaplanır ve kalan harcamalar için taahhütname alınır. Bu şekilde hesaplanan parsel metrekare birim maliyeti, yeniden değerleme oranlarına göre güncellenir. Parsel metrekare birim maliyetinin döviz cinsinden belirlenmesi halinde yeniden değerleme oranlarına göre güncelleme yapılmaz. OSB’nin yapımı tamamlandığında kesinleşen arsa bedeli ile tahmini bedel arasında oluşan fark, arsa satış bedeline ilave edilir.
(4) Döviz cinsinden metrekare birim maliyeti belirlenen OSB’lerde, parsel metrekare birim satış fiyatı; parsel metrekare birim maliyetinin Türk Lirası karşılığı tutarının %25 fazlasını geçmemek üzere belirlenir. Döviz kuru için baz alınacak tarih, parsel satışının gerçekleştiği yıldaki T.C. Merkez Bankasının ilk işlem günüdür…” şeklinde düzenlenmiştir.
İlk derece mahkemesince alınan 20/09/2020 tarihli bilirkişi raporunda, Alt Yapı Katılım Payı Hesaplama tablosunun ıslaha konu toplam arazi alanı üzerinden düzenlenmesinin hukuka uygun olduğu, Alt Yapı Katılım Payı Açıklama tablosuna göre yapılan örnekseme bütçe toplamının sanayi alanına bölümünün davacıya ait parsel miktarı ile çarpımı neticesinde elde edilen sonucun 3,9 TL/ USD dolar kuru üzerinden yapılan davalı müteşebbis heyeti kararındaki rakamlara çok yakın olduğu, bu sebeple de müteşebbis heyeti kararında davacı parseli için talep edilen bedelin uygun olduğu, ancak 3,9 TL/ USD üzerinden yapılan ilk hesaplamanın raporun yazıldığı tarihteki Dolar / TL kuru gözetildiğinde; Yaklaşık 2 katı bir rakama ulaştığı, TL üzerinden alım yapılan, TL üzerinden yatırım masrafları yapılan OSB işletmesinin USD kuru üzerinden katılımcılardan para talep etmesinin hukuka uygun olmadığı, dolar kurunda mevcut olan dalgalanma sebebiyle OSB’nin öngördüğü maliyetin üzerinde ( yaklaşık 2 katı ) bir bedel tahsil etme olasılığının bulunduğu, bu sebeple doğru hesaplamanın Türk Lirası üzerinden olması gerektiği , aksi durumunda katılımcılar aleyhine OSB lehine sebepsiz zenginleşmenin ortaya çıkacağı belirtilmiş ise de, yasada alt yapı katılım bedelinin Türk Lirası cinsinden belirleneceğine yönelik hüküm olmadığı, müteşebbis heyetin idare yetkisi kapsamında takdir hakkını kullandığı, OSB yönetmeliğinin 56. maddesinde döviz cinsinden arsa bedelinin belirlenebileceğinin belirtildiği dikkate alındığında alt yapı katılım bayı bedelinin de, yapılacak yatırımların niteliği ile kredi geri ödeme vadesi dikkate alındığında, döviz cinsinden belirlenmesinde açık hukuka aykırılık bulunmadığından davanın reddine ilişkin yerel mahkeme kararına yönelik davacının istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
Türk Medeni Usul Hukukuna yön veren en önemli ilkelerden biri teksif ilkesidir. Teksif ilkesi tarafların bütün iddia ve savunma sebeplerini belli bir usul kesitine kadar mahkemeye sunmalarını öngörmektedir. Bu ilke uyarınca taraflar dava malzemelerini yargılamanın herhangi bir aşamasında değil, ancak kanunca öngörülen süre dahilinde mahkemeye hasredeceklerdir. Teksif ilkesiyle davaların gereksiz ve kötü niyetli olarak uzamasının önlenmesi ve yargılamanın sürüncemede bırakılmasının önüne geçilmesi amaçlanmaktadır. Teksif ilkesi hem tarafları hem de Hâkimleri kanunda belirtilen süreye uymaya zorlayarak yargılanmanın hızlanmasını sağladığından usul ekonomisi ilkesinin gerçekleşmesine de hizmet etmektedir. Teksif ilkesinin yargılamadaki en önemli yansıması iddia ve savunmanın değiştirilmesi ve genişletilmesi yasağıdır. 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 141/1. maddesinde tarafların yargılamada iddia ve savunmalarını ne zamana kadar değiştirebilecekleri düzenlenmiştir. Buna göre, taraflar cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe iddia veya savunmalarını genişletebilir yahut değiştirebilirler. Bu düzenleme ile kural olarak dilekçeler aşamasında tarafların iddia ve savunmalarını sunmaları istenmektedir. İddia ve savunmanın genişletilip değiştirilmesi yasağının ancak ıslah ve karşı tarafın açık muvafakati ile aşılabileceği yine HMK’nın 144/2. maddesinde belirtilmiştir. Karşı tarafın rızasının olmadığı durumlarda ıslah, yasağın başladığı andan itibaren iddia ve savunmaları değiştirme noktasında taraflar için tek enstrüman olacaktır.
Islah, iddia ve savunma yasağının kapsamına giren taraf usul işlemlerini tamamen veya kısmen düzeltmeye yarayan bir hukukî imkândır.
Somut olayda; davacı yargılama sırasında 14.10.2020 tarihli bilirkişi raporuna itirazları sırasında iddiasını genişleterek katılımcı sıfatlarının bulunmadığını, imar planları kesinleşmeden alt yapı katılım payı alınamayacağı ve imar planlarının kesinleştiği dönem sonrası için alt yapı katılım payı alınabileceğini ileri sürmüş ve itirazları ile ilgili ek rapor alınmışsa da iddianın genişletilmesi mahiyetindeki bu taleplere davalının açıkça muvafakati olmadığı için ve bilirkişi raporuna itirazlar ıslah olarak kabul edilemeyeceği için bu yöndeki itirazları inceleme dışı bırakılmıştır.
HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf yoluna başvuranın sıfatına ve istinaf konusu yapılan nedenlere ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olması nedeniyle davacı vekilinin istinaf taleplerinin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09/06/2021 tarih, 2017/1483 esas, 2021/446 sayılı kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından HMK 353/1-b-1 hükmü gereğince davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli 179,90-TL istinaf karar harcından peşin alınan 59,30-TL’nin mahsubu ile bakiye 120,60 -TL harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
3-Karar tebliğ işlemlerinin Dairemizce, harç tahsil, gider avansı iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-İstinaf yargılama giderinin istinafa başvuran taraflar üzerinde bırakılmasına,
Dair, duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, 6100 sayılı HMK’nın 361/1 maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 26/01/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


Başkan


Üye-…


Üye-…


Katip