Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/2010 E. 2022/1936 K. 10.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 13. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
13. HUKUK DAİRESİ K A R A R

DOSYA NO : 2021/2010
KARAR NO : 2022/1936

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …
İNCELENEN KARARIN6/01/2021
İSTİNAF BAŞVURU TARİHİ : 16/02/2021
DAVACILAR : 1-… – …
2-… – …
3-… – …
VEKİLİ : Av. … – [16072-70741-94512] UETS
DAVALI : … -…
VEKİLİ : Av. … – [16785-87874-66700] UETS
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
B.A.M. KARAR TARİHİ : 10/11/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 28/11/2022

Davacı tarafından, davalı aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemesince davanın reddine dair verilen karara süresi içinde davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonunda, incelemenin duruşma açılmadan karar verilmesi mümkün hallerden olduğu anlaşılmakla dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesi ile, 19/11/2017 günü 16 CBZ 86 plakalı aracın sürücüsü …’ın yolda seyir halinde iken …’ye çarptığını, çarpma sonucu müvekkillerinin maddi ve manevi zarar gördüğünü, bu nedenle trafik kazasında yaralanarak beden gücü kaybına uğrayan davacı çocuk için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 100,00-TL maddi tazminat 30.000,00-TL manevi tazminat, anne Aynur Kurt için 20.000-TL manevi tazminat, baba Halil Kurt için 20.000-TL manevi tazminatın sürücü için olay tarihinden, sigorta şirketi için temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacılara ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davacıların kusurlu olduğunu beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, 2020/126 esas sayılı dosyada, bu davalı ile Halk Sigorta A.Ş. Aleyhine açılan davanın davalı … yönünden tefrik edilerek 2021/54 esasına kaydedildikten sonra, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmuş olmasının dava şartı olarak ön görüldüğünü, davanın arabuluculuğa tabi olduğunu, davalı … açısından arabuluculuk yoluna başvurulmaksızın dava açıldığı gerekçesi ile davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf kanun yolu başvuru dilekçesi ile, trafik kazalarının haksız fiil sorumluluğuna dayandığını, dava açılacak kişiler arasında zorunlu dava arkadaşlığının bulunmadığını, davalı sürücü ve araç sahibi … yönünden davanın ticari nitelik taşımadığı için zorunlu arabuluculuk şartının aranmadığını, zorunlu arabuluculuk şartının yalnızca sigorta şirketi yönünden geçerli olduğunu, sigorta şirketi yönünden de zorunlu arabuluculuk şartının yerine getirildiğini
beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebine yöneliktir.
Davacılar vekili tarafından kazaya karışan aracın sürücüsü ve ZMM sigortacısına karşı Ticaret Mahkemesinde dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi tarafından davalı gerçek kişi sürücü (işleten) hakkında açılan davanın tefriki ile ayrı esasa kaydına karar verildiği ve davalı gerçek kişi hakkında davacı tarafından dava açılmadan evvel zorunlu arabuluculuğa başvurulmaması nedeniyle dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verildiği görülmüştür.
Somut olayda, asıl davada davalılardan Halk Sigorta AŞ, kazaya sebebiyet veren aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısıdır. Sigorta hukuku; 6102 sayılı TTK’nın 6. kitabında, 1401 ve devamı maddelerinde, zorunlu mali sorumluluk sigortası ise 1483 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, bu durumda 6102 sayılı TTK’da düzenlenen hususlardan olması nedeniyle TTK 4/1-a ve 5/1 maddeleri gereği dava ticari niteliğinde ve asliye ticaret mahkemesi görev alanı içinde bulunmakta olup dava tarihi itibarıyla Bursa Adliyesi’nde müstakil Ticaret Mahkemesi bulunmakla, görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesidir.
6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununa “Dava Şartı Olarak Arabuluculuk” başlığı ile 18/A maddesi eklenmiş olup, 6325 sayılı HUAK 18/A-2 maddesinde”Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucuk tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” düzenlemesi bulunmaktadır.
Bu düzenlemelere göre, 01/01/2019 tarihinden sonra konusu bir miktar paranın ödenmesi talebi ile açılan ticari davalarda dava öncesi uyuşmazlıkla ilgili arabulucuya başvurulup, anlaşılamaması halinde son tutanağın aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin dava dilekçesine eklenmesi zorunludur. Arabulucuya başvurulmadan doğrudan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilecektir.
Davacılar tarafından, davalılar aleyhine açılan işbu davada davalılar arasındaki ilişki 6100 sayılı HMK 57/1-a maddesi uyarınca ihtiyari dava arkadaşlığı olup, HMK 58 maddesi uyarınca ihtiyari dava arkadaşlığında, davaların birbirinden bağımsız olduğu ve dava arkadaşlığından her birinin diğerinden bağımsız hareket ettiği düzenlenmiştir. Bu nedenle davalı sigorta şirketi hakkındaki tazminat istemli davanın mutlak ticari dava olması ve 6352 sayılı HUAK 18/ A-2 maddesi uyarınca ticari davalarda zorunlu arabuluculuğa başvuru şartının yerine getirilmesi gerekmektedir Ancak, diğer davalılar (gerçek kişi) hakkında açılan davanın ticari bir dava olmaması ve taraflar arasındaki uyuşmazlığın haksız fiilden kaynaklanması ile uyuşmazlıkta 6098 sayılı BK ve 2918 sayılı KTK hükümleri uygulanacak olması nedeniyle davalı … hakkında açılan maddi ve manevi tazminat davasında zorunlu arabuluculuk hükümlerinin uygulama alanı bulamayacağı gözetilmeksizin dosyanın davalı … yönünden tefriki ile davalı … hakkında ara buluculuk dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan davacılar vekilinin bu husustaki istinaf istemenin kabulü gerekmiştir.
Bu durumda mahkeme tarafından dava konusunun aynı olması ve aynı raporların alınacak olması nedeniyle aralarında bağlantı bulunduğu ve davacılar tarafından başlangıçta birlikte dava açılması nedeniyle iş bu dosyanın tefrik edilen ve yargılaması devam Bursa 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/126 esas sayılı dosyası ile birleştirilerek yargılamaya Bursa 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/126 esas sayılı dosyası üzerinden devam edilmesi doğru olacaktır.
6100 sayılı HMK 355.maddesi gereğince istinaf yoluna başvuranın sıfatına, kamu düzenine ve istinaf konusu yapılan nedenlerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda, dava şartı hususunun yanlış değerlendirilerek karar verilmesi nedeniyle karar usul ve yasaya aykırı olup davacılar vekilinin istinaf başvurusunun bu sebeplerle kabulü ile mahkeme kararının HMK 353/1-a-4 maddesi gereğince kaldırılmasına, Dairemiz kararı gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacılar vekilinin istinaf talebinin KABULÜ ile Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/01/2021 tarih, 2021/54 esas, 2021/69 sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Gerekçede yapılan açıklamalar göz önünde bulundurularak yargılama yapılmak üzere dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davacılar tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde ilk derece mahkemesince iadesine,
3-Karar tebliğ ve harç iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
4-İstinaf kanun yoluna başvuran davacılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda 6100 sayılı HMK 353/1-a hükmü uyarınca kesin olmak üzere 10/11/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


Başkan


Üye


Üye-…


Katip