Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/1672 E. 2022/1691 K. 18.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA BAM 13. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
13. HUKUK DAİRESİ K A R A R

DOSYA NO : 2021/1672
KARAR NO : 2022/1691

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/760
KARAR NO : 2020/649
KARAR TARİHİ : 02/10/2020
İSTİNAF BAŞVURU TARİHİ : 01/12/2020
DAR YAZIM TARİHİ : 20/10/2022

Davacı tarafından, davalı aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemesince davanın reddine dair verilen karara süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonunda, incelemenin duruşma açılmadan karar verilmesi mümkün hallerden olduğu anlaşılmakla dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde, ihtiyati hacze konu edilen faturanın müvekkil ile davalı şirket arasında 29/12/2017 tarihinde imzalanan Taşeron Sözleşmesi kapsamında haksız olarak tanzim edildiğini ancak davalı şirketin sözleşme konusu işleri eksiksiz bir şekilde teslim etmediğini, bu kapsamda müvekkil ile karşı taraf arasında bir hakediş yapılmadığı gibi ne kadarlık bir işin yapıldığı da belli olmadığı için müvekkil tarafından sözleşme kapsamında devredilmesi gereken gayrimenkulun teslim edilmediğini, tarafların arasında muaccel bir alacaktan bahsetmenin mümkün olmadığını, ancak davalının eksik ve kusurlu işlerini tamamlayamadığı gibi hileye başvurarak ihtiyati haciz kararı aldığını, ihtiyati haciz kararı alındıktan sonra Bursa 14. İcra Müdürlüğünün 2019/4923 E. Sayılı dosyası ile icra takibine giriştiklerini, müvekkilin haciz tehdidi altında haciz günü protokol imzalayarak İnegöl’de bulunan 190 ada, 1 parselde bulunan 6 bloklu B blok D 9 nolu daireyi devretmeyi, avukat adına kesilen 05/06/2019 vadeli 25.000,00 TL ve 27/06/2019 tarihli 25.000,00 TL’lik senet verdiğini ayrıca 22.000,00 TL de peşin ödeme yaptığını, ancak davalının aldığı haciz ve sonrasında yapılan icra takibinin haksız olduğunu, müvekkilin bu hali menkul eşyalarının yedi emin deposundan taşınması için yapılan 200 TL masraf ile icra dosyasına ödemek zorunda kaldığı 13.000,00 TL tahsil harcı nedeniyle maddi kayba uğradığını beyanla 13.200,00 TL maddi, 50.000,00 TL manevi zararın uygulanabilecek en yüksek faiz ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, müvekkilinin davacıdan olan 283.030,00 TL fatura alacağına istinaden tarafımızca 25.04.2019 tarihinde Bursa 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/1172 D.iş sayılı dosyasından ihtiyati haciz kararı alınarak Bursa 14. İcra Müdürlüğü’nün 2019/4923 Esasa kaydı yapıldığını, davacı-borçlu şirket yetkilisi ile yapılan görüşmeler sonucunda 26/04/2019 tarihli protokol düzenlendiğini, bu protokol gereği alacaklarına mahsuben 22.000,00 TL nakit ödeme, Bursa ili İnegöl İlçesi 190 Ada 1 Parselde bulunan 6 bloklu sitedeki B Blok 9 numaralı dairenin 29/04/2019 tarihinde müvekkiline devri, kalan bakiye, masraflar ve avukatlık ücreti için de borçlu şirket yetkilisi Selim Taşköprü tarafından 26.04.2019 düzenleme tarihli 05.06.2019 vadeli 25.000,00 TL bedelli senet ve 26.04.2019 düzenleme tarihli 27.06.2019 vadeli 25.000,00 TL bedelli senetlerin ödenmesine istinaden müvekkili tarafından banka mevduat blokeleri ve araçlar üzerindeki yakalama şerhlerinin kaldırılacağı kararlaştırıldığını, mutabakata varılan anlaşma gereğince banka mevduat blokeleri ve yakalama şerhleri kaldırıldığını, ancak davacı-borçlu tarafça anlaşma şartları yerine getirilmediğini, davacının müvekkil ile arasındaki ticari ilişkiyi kabul etmekle birlikte alacağa konu fatura ve cari hesap mutabakatını sonrasında haksız yere inkar ettiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, Bursa 14. İcra Müdürlüğü’nün 2019/4923 sayılı icra dosyasında tanzim edilen 26/04/2019 tarihli haciz ve muhafaza tutanağında borçlu şirket yetkilisi Mehmet Selim Taşköprü’nün borcu ödeyecek durumunun olmadığını beyan ettiği, ihtiyati haciz amacıyla yatırılan teminatın da alacaklı tarafa iadesine muvafakat ettiğinin tespit edildiği, taraflarca 26/04/2019 tarihli protokol düzenlendiği, protokolün de alacaklı vekili ve borçlu şirket yetkilisi tarafından imzalandığının tespit edildiği, ilgili icra dosyasında alacaklı vekilinin 30/04/2019 tarihinde borçlu şirket adına kayıtlı aracın trafik kaydı üzerindeki yakalamanın kaldırılmasını talep ettiği, 03/05/2019 tarihinde borçlu şirketin Vakıfbank Uluyol Şubesindeki hesabına konulan hacizlerin ve blokenin kaldırılmasına ilişkin talepte bulunduğu anlaşılmakla yapılan inceleme neticesinde ihtiyati hacze ilişkin işlemlerin usul ve yasaya uygun olduğu kanaatine varıldığından davacının davasının reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinde, mahkeme tarafından toplanması gereken delillerin toplanmadan karar verildiğini, müvekkilinin haciz tehdidi altında imzalamak zorunda kaldığı protokol kapsamında borçlu olmadığının tespiti için Bursa 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/259 esas sayılı dosyası ile açılan menfi tespit davası, ihtiyati hacze istinaden Bursa 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/164 esas sayılı dosyası ile açtıkları menfi tespit davası ile Bursa Cumhuriyet Başsavcılığına yapılan şikayetle ilgili 2019/13605 sayılı soruşturma dosyasının incelenmeden karar verildiğini, davalı ile aralarındaki sözleşme gereği davalının edimini tam olarak yerine getirmediğini ve eksik işlerin değişik iş dosyası ile tespit edildiğini bu nedenle fatura alacağına dayalı talep ettiği ihtiyati haczin haksız olduğunu, davalı tarafından müvekkilinin iş yerinde iki kez haciz yapılarak eşyaların yedi emin deposuna kaldırıldığını, müvekkili tarafından 200 TL ödenerek eşyaların geri getirildiğini, 14.İcra Müdürlüğününü 2019/4923 takip sayılı dosyasına müvekkili tarafından 13.000,00 TL tahsil harcı yatırılmak zorunda kalındığını, teminatın iadesine muvafakat da etmediklerini beyanla kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava; haksız haciz nedeniyle maddi manevi tazminat davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık davalının davacı hakkında ihtiyati haciz kararın istinaden yapılan hacizlerin haksız olup olmadığı ve haksız haciz nedeniyle tazminat talep etme hakkı bulunup bulunmadığı hususudur.
Davalı tarafından davacı aleyhine Bursa 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/1172 değişik iş sayılı dosyası ile 283.030,00 TL alacak için ihtiyati haciz talep edildiği ve mahkeme tarafından talebin kabulü ile % 15 teminat karşılığına alacak miktarı ile sınırlı olmak üzere davacının taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü kişiler üzerindeki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verildiği görülmüştür.
İhtiyati haciz kararın istinaden Bursa 14.İcra Müdürlüğünün 2019/4923 takip sayılı dosya ile davacı borçlunun aleyhine ihtiyati haciz kararının icraya konulduğu ve davacının mal varlığı üzerine haciz konularak iş yerinde menkul haczi yapıldığı daha sonra hesapları üzerine konulan hacizlerin davalı alacaklının talebi üzerine kaldırıldığı görülmüştür.
Davacı vekili davalı ile müvekkilli arasında tanzim edilen sözleşme kapsamında davalının üzerine düşen edimi eksik yerine getirmesine rağmen alacağı bulunduğu gerekçesi ile hakkında haksız ihtiyati haciz kararı alarak müvekkilinin menkul malları üzerine haczi konulduğu ve müvekkili tarafından menkul malların yedi emin deposundan alınması için 200 TL masraf yapıldığı ayrıca icra dosyasına 13.000,00 TL tahsil harcı ödemek zorunda kaldığı beyanla haksız haciz nedeniyle ödediği bu bedellerin davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davacı vekili tarafından davalı aleyhine Bursa 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/259 esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine icra tehdidi altında imzalanan protokol gereği davalı tarafın avukatına verilen senetlerle ilgili borçlu olmadığının tespiti davacı açıldığı ve yargılamasının devam ettiği görülmüştür.
Davalı vekili tarafından davacı aleyhine davacı ile aralarındaki sözleşme uyarınca ödenmeyen bedelin tahsili ile için Bursa 10.İcra Müdürlüğünün 2019/14596 takip sayılı dosyası ile yapılan takibe davacı tarafça itiraz edilmesi nedeniyle Bursa 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/164 esas sayılı dosyası itirazın iptali davası açıldığı görülmüştür.
2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 259. maddesinin 1. fıkrasında; ihtiyati haczin haksız çıkması halinde, borçlunun ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğradıkları bütün zararlardan alacaklının sorumlu olduğu düzenlenmiştir. Haksız ihtiyati hacizden dolayı alacaklının maddi tazminat ile sorumlu tutulabilmesi için; borçlunun malları için ihtiyati haciz kararı alınmış ve bu karar yerine getirilmiş olmalı, ihtiyati haciz koydurmuş olan alacaklı haksız çıkmış olmalı, borçlu (veya üçüncü kişi) malları üzerine ihtiyati haciz konulmuş olmasından bir zarar görmüş olmalı ve zarar ile haksız ihtiyati haciz arasında uygun illiyet bağı bulunmalıdır. İhtiyati haciz haksız ve bundan maddi zarar doğmuşsa, alacaklı kusurlu olmasa dahi, zarar görene maddi tazminat ödemekle yükümlüdür.
Haksız ihtiyati haciz nedeniyle maddi tazminat talep edilmesi için davalı alacaklının kusuru gerekli olmayıp sadece haksız haciz nedeniyle borçlunun zarar görmesi yeterli olacaktır. Haczin kötü niyetle yapılmış olması manevi tazminat talep etme şartı olarak öngörülmüştür. Ancak her iki durumda tazminat talep edebilmek için haciz koyduranın haczinin haksız olduğunun kesin olarak tespit edilmesi gerekmektedir.
Somut olayda davacı vekili, müvekkili ile davalının aralarındaki anlaşma gereği davalının edimini yerine getirmediğini ve bu nedenle talep ettiği ihtiyati haczin haksız olduğunu iddia etmiş ise de, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında ihtiyati hacze dayanak alacakla ilgili davacının davalıya borçlu olup olmadığının tespitinin yargılamayı gerektirdiği açıktır. Yukarıda yazılı bulunan dosyalardan biri davacı tarafından haciz sırasında tanzim edilen protokol ile verilen senetlerden dolayı borçlu olmadığının tespiti davası olduğu, diğerinin ise taraflar arasındaki sözleşme kapsamında ödenmeyen bedelin tahsili için davalı tarafça yapılan takibe itiraz üzerine açılan itirazın iptali davası olduğu anlaşılmıştır. Bursa 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2010/164 esas sayılı dosyası ile açılan itirazın iptaline konu alacak ile ihtiyati hacze konu alacağın aynı olması karşısında itirazın iptali davası sonunda davalının davacıdan alacaklı olup olmadığı kesin olarak tespit edilecek olduğundan iş bu davanın sonucunun ve kesinleşmesinin beklenmesi gerekirken mahkeme tarafından davacı şirket yetkilisinin haciz esnasında borcu ödeyecek durumu olmadığını beyan etmesi ile teminatın iadesine muvafakat etmesi ve taraflarca 26/04/2019 tarihli protokolün imzalanması karşısında ihtiyati hacze ilişkin işlemlerin usul yasaya uygun olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmesi yerinde olmadığından davacı vekilinin istinaf isteminin bu yönüyle kabulü gerekmiştir.
6100 sayılı HMK 355 maddesi gereğince istinafa başvuranın sıfatı, istinaf konusu yapılan nedenler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1. fıkrası (a-6) bendi gereğince kaldırılmasına, Dairemiz kararı gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜ ile Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02/10/2020 tarih ve 2019/760 – 2020/649 sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Gerekçede yapılan açıklamalar göz önünde bulundurularak yargılama yapılmak üzere dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
2-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL maktu istinaf karar harcının talep halinde iadesine,
3-Karar tebliğ ve harç iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
4-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yargılama sonunda verilecek gerekçeli kararda dikkate alınmasına,
5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 6100 sayılı HMK’nun 353/1-a hükmü uyarınca kesin olmak üzere 18/10/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


Başkan


Üye


Üye


Katip