Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/146 E. 2021/235 K. 20.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 13. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/146 – 2021/235
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
13. HUKUK DAİRESİ K A R A R

DOSYA NO : 2021/146
KARAR NO : 2021/235

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/919
KARAR NO : 2019/609
KARAR TARİHİ : 11/04/2019
İSTİNAF BAŞVURU TARİHİ : 25/04/2019

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
B.A.M. KARAR TARİHİ : 20/10/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 02/11/2021

Davacı tarafından, davalı aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemesince davanın kabulüne dair verilen karara süresi içinde davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonunda, incelemenin duruşma açılmadan karar verilmesi mümkün hallerden olduğu anlaşılmakla dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde, sürücü Sadık Sevim’in 14/04/2016 tarihinde, babası müvekkili davacı …’e ait olan … plakalı araç ile seyir halinde iken orta şerit üzerinde aynı istikamette i’ne ait 16 Lplakalı araç ile seyir halinde olan Oral Turan’ın aniden sinyal vermeden sol şeride geçmesi üzerine araca ve bariyerlere çarparak durduğunu ve aracın hasar meydana geldiğini, 16 L 4435 plakalı aracın davalı sigorta şirketi nezdinde sigortalı olduğunu beyanla aracın tespit edilen 2. el piyasa rayiç bedelinin sovtaj indirimi yapılmadan müvekkiline ödenmesi gerektiğini, sigorta ettirenin bu yöndeki seçimlik hakkını kullanması, sigorta şirketinin kabulüne muvafakatine bağlı olmadığını, davalı şirketin sigorta poliçesi limiti içerisinde ödeme yapmaması nedeniyle dava açılması zorunluluğunun hasıl olduğunu bildirerek müvekkilinin uğramış olduğu zarar nedeniyle şimdilik 5.000,00-TL’nin davalıdan tahsiline, 25/12/2018 tarihli ıslah dilekçesiyle de, talebini artırarak 9.350.-TLnin davalıdan temerrüt tarihinden ticari faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde, kazanın meydana gelişinde tüm kusurun davacıya ait olduğunu ve aracın tamir edilebilir nitelikte bulunduğunu, talebin zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre; 14/04/2016 günü davalı Halk Sigorta A.Ş.’ne ZMMS sigortası ile sigortalı ve dava dışı sürücü Oral Turan’ın yönetimindeki 16 L 4435 plakalı araç seyir halinde iken olay mahalline geldiğinde orta şeritten sol şeride geçmek istediği sırada yine aynı yönde seyreden sürücü Sadık Sevim’in yönetimindeki … plakalı otomobil ile çarpışması sonucu meydana gelen maddi hasarlı trafik kazasında dava dışı sürücü Oral Turan’ın %85 oranında kusurlu olduğunun bilirkişi raporuna göre sabit olduğu, 11/05/2017 tarihli tazminat hesaplanmasına dair raporun gerekçeli denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli olduğundan davanın kabulü ile 9.350,00 TL’nin 30/04/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Davalı vekili istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinde, davacı tarafından açılan davanın kısmi dava olması nedeniyle ıslaha karşı zaman aşımı itirazları olduğunu, gerçekleşen kazada sigortalısının kusuru bulunmadığını ve hasar raporunun hatalı olduğunu bildirerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava; trafik kazası nedeniyle araçta meydana gelen maddi zararın tahsili istemidir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davaya dayanak gerçekleşen kazada davalının kusuru bulunup bulunmadığı ile araçta meydana gelen zarar miktarı olduğu anlaşılmıştır.
… plakalı aracın davacı adına, 16 L 4435 plakalı aracın dava dışı Gümüş Unlu Mamülleri İnt. Kafe. Bilg. Tur.. San. Tic. Ltd. Şti. adına kayıtlı olduğu ve davalı sigorta şirketi nezdinde 17/01/2016 tarihi ile 17/01/2017 tarihleri arasında sigortalı olduğu ve poliçe limitinin 31.000,00 TL olduğu anlaşılmıştır.
Davalı vekilinin istinaf dilekçesi ile davacının ıslah talebine karşı zaman aşımı defiinde bulunduğu görülmekle öncelikle zaman aşımı itirazının değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Davacı, dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak aracında meydana gelen hasarın karşı tarafın sigorta şirketinden tahsilini istemiştir. Yargılamanın devamı sırasında düzenlenen tazminat bilirkişi raporunda araçtaki zararın dava dilekçesinde istenen miktardan daha fazla olduğunun belirlenmesi üzerine davacı, 25.12.2018 günlü ıslah dilekçesini vererek dava dilekçesindeki talep sonucunu artırmış ve bilirkişi raporunda belirlenen zarar miktarına göre bakiye zararını istemiştir.
Belirsiz alacak davası niteliği gereği istisnai bir dava türü olmakla davasını belirsiz alacak davası olarak açan kişi bunu açıkça dilekçesinde belirtmelidir. (Hukuk Genel Kurulunun 07/07/2021 tarih 2021/485 E,2021/971 K )
Davacı vekili dava dilekçesinde “fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak üzere” şeklinde beyanda bulunarak 5.000TL maddi tazminat talebinde bulunmuştur. Dava dilekçesinde davanın belirsiz alacak davası şeklinde açıldığına dair bir beyan bulunmadığından sonuç itibariyle davanın kısmi dava şeklinde açıldığı anlaşılmıştır.
2918 sayılı KTK’nun 109/1. maddesinde; motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler için, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve herhalde kaza gününden başlayarak 10 yıllık zamanaşımı süresi öngörülmüştür. Maddenin özellikle 2. fıkrasında “dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğarsa” ifadesi ile kanun koyucu taraf ayrımı yapmaksızın (davacı, davalı veya dava dışı 3. kişi), fiil cezayı gerektiriyor ise uzamış ceza zamanaşımının uygulanacağını kabul etmiştir.
Somut olayda; davaya konu trafik kazası sonucu davacının aracı zarar görmüştür. Davacı taraf açtığı davada fazlaya ilişkin haklarını saklı tuttuğunu belirterek, kısmi dava şeklinde davasını açmış; daha sonra alınan bilirkişi raporuyla saptanan miktara göre, davacı için talep edilen maddi tazminat miktarını artırmıştır. Davacı tarafın ıslah yoluyla, talep edilen maddi tazminat miktarını artırdığı tarih 25/12/2018 olup, davalılar vekilleri tarafından, yasal sürede ıslah edilen kısma ilişkin olarak, zamanaşımı def’inin ileri sürüldüğü görülmektedir.
Bu durumda, 14.04.2016 tarihinde meydana gelen kaza nedeniyle, davacı vekili tarafından 8 yıllık ceza zaman aşımı süresinin dolmasından önce ıslah ile talep miktarının artırıldığı görülmekle zaman aşımı süresi içerisinde ıslah talebinde bulunulduğundan davalı tarafların ıslaha karşı zaman aşımı defiilerinin yerinde olmadığı ve mahkemenin bu husustaki takdirinde isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmıştır.
Mahkemece, yapılan keşif ve alınan bilirkişi raporuna, itiraz üzerine Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesinden alınan rapor ile çelişki çıkması üzerine, çelişkinin giderilmesi için karayolları fen heyetinden alınan raporda belirlenen kusur oranı ile adli tıp trafik ihtisas dairesinden alının kusur oranlarının aynı olduğu ve çelişkinin giderildiği, davalının sigortalısının olayda kusurlu olmadığına ilişkin itirazın yerinde değildir.
Araç değer ve hasar miktarının tespiti bakımından da, alınan bilirkişi raporu ile hasarlı aracın hasarsız ikinci el rayiç değeri tespit edilmiş ve hasarlı aracın tamir bedeli belirlendikten sonra tamir bedelinin aracın ikinci değerinin yarısından fazlasını aştığı anlaşıldığından aracın rayiç bedelinden hurda bedeli düşüldükten sonra belirlenen bedelden davalının kusuruna denk gelen kısmın davalıdan talep edilebilir olduğu, alınan raporun hüküm kurmaya yeterli olduğundan ilk derece mahkemesi kararın usul ve yasaya uygundur.
6100 sayılı HMK’nın 355 maddesi gereğince istinaf yoluna başvuranın sıfatına ve istinaf konusu yapılan nedenlere ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesin kararı usul ve yasaya uygun olması nedeniyle davalının istinaf kanun yolu başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 11/04/2019 tarih ve 2016/919 – 2019/609 sayılı kararında usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 hükmü gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli 638,68-TL ilam harcının peşin alınan 159,67-TL’den mahsubu ile bakiye 479,01 -TL harcın davalıdan tahsil edilerek hazineye irat kaydına,
3-İstinaf yargılama giderinin gideri yapan taraf üzerinde bırakılmasına
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Karar tebliği ve harç tahsil işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 6100 sayılı HMK’nun 362/1-a. hükmü uyarınca kesin olmak üzere 20/10/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.