Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/1377 E. 2022/1194 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 13. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/1377 – 2022/1194
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
13. HUKUK DAİRESİ K A R A R

DOSYA NO : 2021/1377
KARAR NO : 2022/1194

B.A.M. KARAR TARİHİ : 30/06/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 07/07/2022

Davacı tarafından, davalılar aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen karara süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonunda, incelemenin duruşma açılmadan karar verilmesi mümkün hallerden olduğu anlaşılmakla dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde, davacı, davalılardan Bütünler İnşaat Day. Tük. Mal. Tic. San. Ltd. Şti. işyerinde inşaat kalıpçısı olarak çalışmakta iken 03/01/2015 günü bir trafik/iş kazası geçirdiği ve sağ ayağı diz altından pek çok yerden kırılıp açık yaralanarak malul kaldığını, kaza günü müvekkilinin davalı işverenin Ertuğrulkent’deki işyerinden kalıp keresteleri yüklenen, davalılardan İsmail Sarı’nın işleten, Turan Sarı’nın da sürücüsü olduğu diğer davalı sigorta şirketine ZMSS ile sigortalı bulunan 16 K 55191 plaka sayılı kamyonla Mudanya’ya, davalı firmanın yeni başlayacağı bir inşaat şantiyesine kereste götürmekle görevlendirildiğini ve davalı Turan Sarı’nın sevk ve idaresi ile yola çıktığı müvekillinin de şoför mahalline davalı Turan’ın yanına oturduğunu, yolda meydana gelen kaza nedeni ile müvekkilinin araç içinde sıkıştığını ve sağ bacağının diz altından parçalandığını ve pek çok parçalı kırık ve açık yara oluştuğunu, çevredekilerin çağırdığı ambulansla U.Ü. Tıp Fakültesi Hastanesine getirildiğini, burada 40 gün kadar yatarak tedavi olduğunu, müvekkilin çalışma gücünün kaybından doğan ve doğacak zararlarının karşılanması için fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00-TL maddi tazminat ve müvekkilinin ruhen çökmüş, elem ve ızdıraba düçar olmuş olması gözönüne alınarak çektiği ızdırabın bir nebze olsun telafisi için 70.000,00-TL manevi tazminat talep etmiştir.
Davacı vekili 11/12/2020 tarihli ıslah dilekçesi ile, 1.000,00-TL maddi tazminat talebini ıslah ederek 141.050,73-TL’nin davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Bütünler İnşaat Day. Tük. Mal. Nak. ve Tur. Tic. Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde, kaza tarihinin 03.01.2015 olduğunu, davacının, davalı şirketten 28.12.2014 tarihinde iş akdi sona ererek ayrılmış olduğunu, kaza tarihi olan 03.01.2015 tarihinde taraflar arasında işçi-işveren ilişkisi olmadığını, nitekim SGK kayıtları incelendiğinde bu hususun açıkça ortaya çıkacağını, iddia edilen kerestelerin taşınması işinin de davalı Bütünler Şirketi ile bir ilgi ve alakası bulunmadığı gibi bu kerestelerin nakil olduğu iddia edilen inşaatın da Bütünler şirketi ile bir ilgi ve alakası bulunmadığını, davanın iş hukuku kapsamında olmadığını, davalı şirketin yapılan iş ve trafik kazası ile hiçbir bağlantısı olmadığını, davanın davalının sorumluluğu kapsamında olmadığından, mahkemenin işbu davada görevli mahkeme olmadığını, yine, dava konusu olayın trafik kazası olduğunu, trafik kazasının gerçekleştiği yerin Mudanya olduğunu, dolayısı ile görev ile yetki itirazlarının birlikte değerlendirildiğinde, işbu davada yetkili mahkemenin Mudanya Asliye Hukuk Mahkemeleri olacağını, yetkisizlik kararı verilerek dosyanın yetkili Mudanya Asliye Hukuk Mahkemesi Hakimliğine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı Axa Sigorta A.Ş cevap dilekçesinde, dava konusu kazaya karışan 16 K 55191 plakalı aracın, 88165800 poliçe numarası ile 16.10.2014 – 18.09.2015 tarihleri arasında geçerli olmak üzere müvekkili şirket nezdinde Karayolları Trafik Kanunu Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçesi ile teminat altına alındığını, müvekkili şirketin poliçe kapsamında sorumluluğunun, poliçe üzerinde yazılı azami teminat limitleri ile sınırlı olmak üzere, poliçede yazılı özel şartlar ve trafik sigortası genel şartları kapsamı ile sınırlı olduğunu, bu poliçeden dolayı sorumluluklar, sigortalının kusuru oranında olmak üzere, bedeni zararlarda azami 290.000,00-TL ile sınırlı olduğunu, diğer yandan her ne kadar, sigortalı araç sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybederek kazaya yol açtığı belirtilmiş ise de, gerek sigortalı araç sürücüsünün çarptığı iddia edilen öndeki aracın gerekse de karayollarının bu kazanın meydana gelmesinde kusuru olup olmadığı incelenmeden gerçek kusur oranlarının tespiti mümkün olamayacağından, dava konusu kaza meydana geldiği esnada sigortalı araç sürücüsünün alkollü olması ya da geçerli sürücü belgesinin bulunup bulunmadığının tespiti halinde var ise ödenecek tazminattan birlikte kusur indirimi uygulanmasını, söz konusu kazada davacının işverenin talimatı ile taşınmadığı ihtimalinde ise hatır taşıması kapsamında taşındığının kabulü gerektiği, hatır taşımasının, taşıyanın yakını olsun olmasın herhangi bir kimseyi taşıtına bindirip, ücret almaksızın bir yerden bir yere götürmesi olduğundan var ise, ödenecek tazminat üzerinden Yargıtay’ın yerleşik uygulamaları kapsamında hatır indirimi uygulanması gerektiğini, haksız, maddi ve hukuki gerekçeleri mesnetsiz bulunan davanın tamamen reddini talep etmiştir.
Mahkemece, maddi tazminat talebi konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, manevi tazminat talebinin Bütünler İnşaat yönünden reddine, manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 25.000,00-TL manevi tazminatın 03/01/2015 kaza tarihinden itibaren işleyek yasal faizi ile birlikte davalılardan Turan Sarı ile İsmail Sarı’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinafa başvuru dilekçesinde, davacı müvekkilin, olay bakımından herhangi bir kusuru bulunmamasına rağmen, manevi tazminat miktarının takdirinde kusur durumu dikkate alınmadan karar verildiğini, hükmedilen manevi tazminat miktarının düşük olduğunu savunarak kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE :
Dava, trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı taraf yerel mahkeme kararına karşı, hükmolunan manevi tazminat miktarının az olduğunu ileri sürerek istinaf isteminde bulunmuştur.
6098 sayılı TBK’nın 56. maddesi hükmüne göre hâkimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hâkim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Bu kapsamda manevi tazminatın miktarı belirlenirken tarafların kusur oranı, sıfatı, statüsü, sosyal ve ekonomik durumları ile eylemin işleniş biçimi ve yöntemi dikkate alınmalıdır. Miktarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel hal ve şartların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenler karar gerekçesinde objektif olarak gösterilmelidir.
Manevi tazminat adı altında hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek nitelikte olmalı fakat bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmediği unutulmamalıdır. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
Davaya konu olayda; olay tarihi, tarafların sıfatı, statüsü, sosyal ve ekonomik durumları ile eylemin işleniş biçimi ve yöntemi ile manevi tazminat adı altında hükmedilecek bu paranın, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek nitelikte olması fakat bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmediği ilkesi gözetildiğinde, davacının , kazada kusurunun olmaması ve dava konusu kaza nedeniyle %23 oranında maluliyete uğradığının ve iyileşme süresinin 9 ay süreceğinin belirtilmiş olması karşısında, hükmedilen manevi tazminat miktarının somut olayın özelliklerine göre bir miktar az olduğu kanaatine varıldığından davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile 35.000,00-TL manevi tazminatın 03/01/2015 kaza tarihinden itibaren işleyek yasal faizi ile birlikte davalılardan Turan SARI ile İsmail SARI’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine gerekmiştir.
6100 sayılı HMK 355.maddesi gereğince istinafa başvuranın sıfatı, istinaf konusu yapılan nedenler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda, takdir edilen manevi tazminat miktarı az olduğundan ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya aykırı olup davacı vekilinin istinaf başvurusunun bu sebeplerle esas bakımından kabulü ile bu durum yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince mahkeme kararının düzeltilerek ve kazanılmış haklar da gözetilerek yeniden hüküm kurulmasına dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Bursa 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 23/02/2021 tarih ve 2019/833-2021/201 sayılı kararı hakkındaki davacı vekilinin manevi tazminat miktarına ilişkin istinaf talebinin KABULÜNE,
2- HMK’nun 353/1-b-2 maddesi gereğince KARARIN DÜZELTİLEREK ESAS HAKKINDA YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA,
-Maddi tazminat talebi konusuz kaldığından KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
-Manevi tazminat talebinin Bütünler İnşaat yönünden REDDİNE KARAR VERİLMESİNE,
-Manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile 35.000,00-TL manevi tazminatın 03/01/2015 kaza tarihinden itibaren işleyek yasal faizi ile birlikte davalılardan Turan SARI ile İsmail SARI’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
b)Maddi tazminat davası açısından alınması gereken 59,30 TL harcın başlangıçta alınan 480,00 TL ıslah harcından mahsubu ile 420,70 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
c)Manevi tazminat davası açısından alınması gereken 2.390,85-TL harcın başlangıçta alınan 242,00-TL peşin harcın mahsubu ile eksik kalan 2.148,85-TL harcın davalılar Turan Sarı ve İsmail Sarı’dan alınarak Hazineye Gelir Kaydına,
d)Davacı tarafından yapılan 270,20 TL harç ve 1.036,35 TL yargılama gideri toplamı 1.306,55 TL’nin davanın kabul ret oranına göre 653,28-TL’sinin davalılar Turan Sarı ve İsmail Sarı’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
e)Davalı AXA Sigorta A.Ş vekilinin yargılama gideri ve harç talebi olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
f)Davacı kendisini vekil ile temsil ettirmekle hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 5.250,00-TL vekalet ücretinin davalılar Turan Sarı ve İsmail Sarı’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
g)Davalı Bütünler İnşaat kendisini vekil ile temsil ettirmekle hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
h)Davalılar Turan Sarı ve İsmail Sarı kendilerini vekil ile temsil ettirmekle hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 5.250,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalılara verilmesine,
ı) Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde yatıranlara iadesine,
3- İstinaf kanun yoluna başvuru harcı olarak alınması gereken 80,70.-TL’den davacı tarafça peşin olarak yatırılan 59,30.-TL’nin mahsubu ile bakiye 21,40.-TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4- İstinaf başvuru aşamasında davacı tarafça yapılan 16,50.-TL yargılama giderinin davalı Turan Sarı ve İsmail Sarı’dan alınarak davalıya verilmesine,
5- Karar tebliğ, harç tahsil, harç iade ve gider avansı iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
6- İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda 6100 sayılı HMK’ 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile 30/06/2022 tarihinde karar verildi.