Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/1359 E. 2022/1095 K. 22.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 13. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
13. HUKUK DAİRESİ K A R A R

DOSYA NO : 2021/1359
KARAR NO : 2022/1095

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/360
KARAR NO : 2020/516
KARAR TARİHİ : 21/09/2020
İSTİNAF BAŞVURU TARİHİ : 31/12/2020 (Davalı …),15/01/2021 (Davalı MNG Kargo)
DAVACILAR : 1-… – …
2-… – …
VEKİLİ : Av. … – [16957-59470-39629]UETS
DAVALI : 1 -… – …
VEKİLİ
Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle)
B.A.M. KARAR TARİHİ : 22/06/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 30/06/2022
Davacılar tarafından, davalılar aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemesince maddi tazminat davasının reddine, manevi tazminat davasının kısmen kabulüne dair verilen karara süresi içinde davalı MNG Kargo vekili ile davalı … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonunda, incelemenin duruşma açılmadan karar verilmesi mümkün hallerden olduğu anlaşılmakla dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde, davalı … tarafından kullanılan diğer davalı MNG Kargo A.Ş.’ye ait olan 34 US 9193 plakalı aracın tam kusurlu bir biçimde sebep olduğu trafik kazasında davacıların müşterek çocuğu Yağız Korkmaz’ın vefat ettiğini, olaydan sonra ZMMS sigortacısı olan diğer davalı … Şirketine yaptıkları müracaat sonrasında kısmi ödeme yapıldığını, ancak ödemenin gerçek zararı karşılamadığını belirterek her bir davacı için 75.000 TL olmak üzere 150.000 TL manevi tazminat ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde, davanın reddini istemiş, talep hakkının zaman aşımına uğradığını, kazanın 05/07/2012 tarihinde gerçekleştiğini, davanın 13/03/2018 tarihinde açıldığını, bu nedenle zaman aşımının dolduğunu, da vacının KTK 97. Maddesi gereğince sigorta şirketine başvurmadığı nazara alındığında davanın usulden reddi gerektiğini, davacıların çocuğunun aracın altına girmiş olması sebebiyle kazanın gerçekleştiğini, kusurun bilirkişi incelemesi ile tespitini istediklerini beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Davalı MNG Kargo A.Ş. vekili cevap dilekçesinde, davanın reddini istemiş, kusur oranlarını kabul etmediklerini, ceza dosyasında alınan kusur raporunun hukuk hakimini bağlayamayacağını, istenen tazminat miktarlarının fahiş olduğunu ve talep hakkının da zaman aşımına uğradığını, manevi tazminatın kazanç yöntemi olmadığını beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde, davanın reddini talep ettiğini, şirkete usulüne uygun başvuru yapılmadığını, delillerin süresinde dosyaya sunulmadığını, alacak hakkının zaman aşımına uğradığını, daha önce ödeme yapıldığından tazminat zorunlulukları kalmadığını, kusur oranını kabul etmediklerini, manevi tazminattan sorumlu olmadıklarını, tazminatın aktüer bilirkişi tarafından hesaplanmasını istediklerini, temerrüde düşürülmediklerinden faiz yargılama gideri ve vekalet ücreti istenilemeyeceğini beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davacı vekili tarafından maddi tazminat hesabı için bilirkişi masrafını yatırmak üzere verilen kesin süre içerisinde yatırılmaması nedeniyle maddi tazminat istemlerinin reddi ile her bir davacı yönünden ayrı ayrı 75.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesine karar verilmiştir.
Davalı … vekili istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinde, takdir edilen manevi tazminat miktarının yüksek olduğunu, kusur raporu alınmadan ceza yargılamasında alınan kusur raporu ile yetinilmesinin hatalı olduğunu, müvekkili aleyhine hükmedilen tazminat miktarının poliçe limitini aşması nedeniyle müvekkili şirket yönünden poliçe limiti ile sorumlu tutulması gerektiğini beyanla kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı MNG Kargo vekili istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinde, manevi tazminat miktarının yüksek olduğunu, diğer davalı … ile müvekkili arasında iş veren sorumluluk poliçesi olduğunu ve bu poliçe kapsamında tazminatın tamamının poliçe teminat limitinde kalması nedeniyle müvekkilinin sorumlu olmadığını, bu poliçenin dikkate alınmadan karar verildiğini beyanla kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, ceza mahkemesinde alınan kusur raporunun yeterli olup olmadığı ile davalı … şirketinin poliçe kapsamında tazminattan sorumlu olduğu miktarın ne kadar olduğu hususudur.
İlk Derece Mahkemesi tarafından kusura ilişkin rapor alınmamış, ceza mahkemesinde alınan raporla yetinilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Ceza yargılamasında ATK’ dan alınan bilirkişi raporunda davalı sürücünün kazanın oluşumunda asli kusurlu olduğu, müteveffanın ise tali kusurlu olduğunun tespit edildiği görülmüştür.
Orhaneli Asliye Ceza Mahkemesi’nin 18/01/2017 tarih ve 2016/65 – 2017/18 sayılı kararı dosyasında ATK raporu esas alınarak davalı/sanık hakkında asli kusur ile taksirle ölüme sebebiyet verme suçundan 18.200 TL para cezası ile cezalandırılması karar verilmiş, Yargıtay 12. CD 10/05/2018 tarih ve 2017/11219- 2018/5267 sayılı kararı ile onarak kesinleşmiştir.
TBK’nın 74. maddesine göre Hakim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı konusunda karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hakimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir.
Hukuk Genel Kurulunun 17.06.1998 gün 1998/19-523 E., 1998/508 K. sayılı; 06.02.2002 gün 2002/19-16 E. 2002/47 K. sayılı ve 01.05.2002 gün 2002/10-345 E. 2002/342 K. sayılı kararlarında da; “hukuk davasına konu olay sebebiyle açılan ceza davasında, ceza mahkemesince saptanan maddi olguların hukuk hakimini bağlayacağı” hususuna işaret olunmuştur.
Açıklamalardan da anlaşıldığı üzere, Yargıtay’ın yerleşik uygulamasına ve öğretideki genel kabule göre, maddi olgunun tespitine ilişkin ceza mahkemesi kararı hukuk hâkimini bağlar. Bu nedenle ceza mahkemesince bir maddi olayın varlığı ya da yokluğu konusundaki kesinleşmiş kabule rağmen, aynı konunun hukuk mahkemesinde yeniden tartışılması olanaklı değildir.
Diğer yandan, ceza davasında belirlenen kusur oranı hukuk hakimi için bağlayıcı değilse de, kusur durumunun, manevi tazminat takdirinde salt matematiksel olarak dikkate alınmayacağı, kusur durumunun ceza davasında kesinleşen hükme dayanak kusur raporu ile aydınlanmış olduğu gözetildiğinde; kusur raporu alınmaksızın ceza davasındaki kusur raporu ile yetinilmesi kaldırma nedeni olarak görülmediğinden davalı … vekilinin bu husustaki istinaf isteminin reddi gerekmiştir.
Mahkemece verilen hükümde, davalı … şirketinin diğer davalılar ile birlikte müteselsil sorumlu tutulmasına karar verilmiş ise de; manevi tazminat miktarının 100.000,00 TL poliçe limitini aştığı anlaşılmakla, davalının poliçe tazminatını aşan tazminattan sorumlu tutulması doğru olmadığı gibi her bir davacı yönünden poliçeyi aşan tazminattan poliçe kapsamında ödenmesi gereken miktarın belirtilmemesi davalının sorumlu olduğu miktarın tespiti açısından sorun oluşturacağından doğru görülmemiş olup bu hususta davalılar vekillerinin istinaf istemlerinin kabulü gerekmiştir. (Yargıtay 17.HD 30/06/2020 tarih 2018/5104 E 2020/4170 K)
İşveren Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının sigortanın teminatının kapsamı başlıklı 1. Maddesinde ”Bu poliçe, işyerinde meydana gelebilecek iş kazaları sonucunda işverene terettüp edecek hukuki sorumluluk nedeniyle işverene bir hizmet akdi ile bağlı ve Sosyal Sigortalar Kanununa tabi işçiler veya bunların hak sahipleri tarafından işverenden talep edilecek ve Sosyal Sigortalar Kurumu’nun sağladığı yardımların üstündeki ve dışındaki tazminat talepleri ile yine aynı Kurum tarafından işverene karşı iş kazalarından dolayı ikame edilecek rücu davaları sonunda ödenecek tazminat miktarlarını, poliçede yazılı meblağlara kadar temin eder.” hükmü mevcut olup söz konusu poliçenin kapsamının iş kazaları sonucundan iş verene düşen hukuki sorumluluğu teminat altına aldığından dava konusu trafik kazası nedeniyle üçüncü kişinin zararlarının bu poliçe kapsamında bulunmaması nedeniyle davalı MNG Kargo vekilinin bu husustaki istinaf isteminin reddi gerekmiştir.
Trafik kazası nedeniyle üçüncü kişilerin uğradığı zarardan sürücü TBK 49 maddesi uyarınca haksız fiil hükümlerine göre, işleten KTK 85 maddesine göre tehlike sorumluluğuna göre ve sigorta şirketi de KTK 91 maddelerine göre sözleşme hükümlerine göre sürücünün kusuru oranında müteselsilen sorumlu olduğu ve müteselsil sorumlulukta TBK 162 maddesi uyarınca borçlulardan her biri alacaklıya karşı borcun tamamından sorumlu olup 163.maddesine göre alacaklı borcun tamamını ya da bir kısmının ifasını dilerse borçluların hepsinden dilerse yalnız birinden isteyebileceğinden bu hususta seçimlik hak alacaklıya ait olduğundan ve rücu davasında alacaklı konumunda bulunan davacının davalı aracın sigorta şirketi yerine işleten ve sürücüye karşı dava açmasında engel bulunmadığından davalı vekilinin tazminatın sigorta teminat limitinde kalması nedeniyle kendilerine yöneltilmeyeceğine ilişkin istinaf isteminin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Manevi tazminat isteminin temelinde, davalıların haksız eylemi yatmaktadır. Bilindiği üzere, haksız eylemin unsurları; kusur, zarar, fiil ile zarar arasında illiyet bağı fiilin hukuka aykırı olmasından ibarettir.
Öte yandan, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 56.] maddesinde düzenlenen manevi tazminatta kusurun gerekmediği, ancak takdirde etkili olabileceği, 22.6.1966 tarihli ve 1966/7 E., 1966/7 K. sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıkça vurgulanmıştır. Bu kararın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hâl ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar, her olaya göre değişebileceğinden, hâkim bu konuda takdir hakkını kullanırken, ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Yine Türk Borçlar Kanunu’nun 56. maddesine göre; hâkimin özel hâlleri göz önünde tutarak, manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği tutar adalete uygun olmalıdır. Bu para tutarı, aslında ne tazminat ne de cezadır. Çünkü mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını amaç edinmediği gibi, kusurlu olana yalnız hukukun ihlalinden dolayı yapılan bir kötülük de değildir. Aksine, zarara uğrayanda bir huzur duygusu uyandırmayı, aynı zamanda ruhi ızdırabın dindirilmesini amaç edindiğinden, tazminata benzer bir fonksiyonu da vardır. O hâlde bu tazminatın sınırı, onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut hâlde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
Manevi tazminat, duyulan elem ve ızdırabın kısmen ve imkân nispetinde iadesini amaçladığından hâkim, TMK’nın 4. maddesi gereğince hak ve nesafete göre takdir hakkını kullanarak, manevi tazminat miktarını tespit etmelidir.
Hâkim belirlemeyi yaparken somut olayın özelliğini, zarar görenin ve zarara yol açanın ekonomik ve sosyal durumunu, paranın alım gücünü, maluliyet oranını, ölüm ya da beden gücü kaybı nedeniyle duyulan ve ileride duyulacak elem ve ızdırabı gözetmelidir. Nitekim aynı ilkeler Hukuk Genel Kurulunun 02.10.2018 tarihli ve 2017/17-1098 E., 2018/1384 K.; 02.03.2021 tarihli ve 2020/17-41 E., 2021/182 K. sayılı kararlarında da benimsenmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, davacıların ve davacılar murisinin kaza tarihindeki yaşı, davalının kusur durumu, paranın alım gücü, tarafların ekonomik sosyal durumu gözetildiğinde, ilk derece mahkemesince, davacılar lehine uğranılan zarar nedeniyle, tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olandan bir miktar fazla manevi tazminata hükmedilmiş olup, istinafa gelen davalı şirketlerinin istinaf istemlerinin ayrı ayrı kabulü davacıların her biri lehine ayrı ayrı 50.000,00 ‘er TL manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği kabul edilmiştir.
Ancak ilk derece mahkemesince davacılar lehine ayrı ayrı takdir edilen 75.000,00 TL manevi tazminata ilişkin davalılardan … istinaf isteminde bulunmadığından davacıların bu davalı yönünden kazanılmış hakları korunarak karar verilmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinafa başvuranların sıfatı, istinaf nedenleri ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda, davalı … vekili ile davalı MNG Kargo vekilinin istinaf başvurularının yukarıda belirtilen nedenlerle kabulü ile yanlışlığın yeniden yargılamayı gerektirmemesi nedeniyle 6100 Sayılı HMK’nun 353/1. fıkrası (b-2) bendi gereğince kararının düzeltilerek esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı … vekili ile davalı MNG Kargo vekilinin istinaf taleplerinin KABULÜ ile Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/09/2020 tarih ve 2018/360 – 2020/516 sayılı kararının HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince DÜZELTİLEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMASINA,
a)Davacının maddi tazminat davasının REDDİNE,
b)Davacıların manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile,
-Davacı … lehine 75.000,00 TL Manevi tazminatın 50.000,00 TL’nin tüm davalılardan müteselsilen, bakiye 25.000.-TL nin sadece davalı …’dan tahsili ile davalı … A.Ş yönünden dava tarihi olan 13/03/2018 tarihinden, diğer davalılar … ve MNG Kargo.. A.Ş yönünden kaza tarihi olan 05/07/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacılara verilmesine,
-Davacı … lehine 75.000,00 TL Manevi tazminatın 50.000,00 TL’nin tüm davalılardan müteselsilen, bakiye 25.000.-TL nin sadece davalı …’dan tahsili ile davalı … A.Ş yönünden dava tarihi olan 13/03/2018 tarihinden, diğer davalılar … ve MNG Kargo.. A.Ş yönünden kaza tarihi olan 05/07/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacılara verilmesine,
c)Kabul olunan manevi tazminat davası yönünden alınması gerekli 10.246,5 TL harçtan peşin yatırılan 51,58 TL harcın mahsubu ile, 6.696,62 TL sinin tüm davalılardan müteselsilen, bakiye 3.398,30 TL sinin sadece davalı …’dan tahsili ile hazineye irat kaydına,
e)Davacı tarafça yapılan 298 TL davetiye gideri ve 23,9 TL posta masrafı olmak üzere toplam 321,9 TL yargılama giderinden davanın kabul ret oranına göre 319,77 TL sinden 213,15 TL sinin tüm davalılardan müteselsilen, bakiye 106,58 TL sinin sadece davalı …’dan tahsili ile davacılara ödenmesine, bakiyesinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
f)Davalılar tarafından yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
g)Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre reddolunan maddi tazminat yönünden belirlenen 1.000,00 TL maktu vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davalılara ödenmesine,
h)Davacılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen her bir davacı için ayrı ayrı 10.550,00 er TL nispi vekalet ücretinin 7.300,00 er TL sinin tüm davalılardan müteselsilen, bakiye 3.250,00 er TL sinin sadece davalı …’dan tahsili ile davacılara ödenmesine,
I)Davalılar Anadolu Anonim Türk Sigorta A.Ş ve MNG Kargo.. A.Ş kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca reddolunan manevi tazminat yönünden belirlenen 7.300,00 TL nisbi vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalılara verilmesine,
i)Artan gider avansı olması halinde karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
2-a)Davalı … tarafından yatırılan 54,40- TL maktu ve 2.562,00 TL nisbi istinaf karar harcının talep halinde iadesine,
b)Davalı MNG Kargo … A.Ş. tarafından yatırılan 59,30 TL maktu ve 2.502,33 TL nisbi istinaf karar harcının talep halinde iadesine,
3-Karar tebliğ, harç iade ve harç tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
4-Davalılar tarafından yapılan istinaf yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 6100 sayılı HMK’nun 362/1-a hükmü uyarınca kesin olmak üzere 22/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


Başkan

e-imzalıdır

Üye

e-imzalıdır

Üye

e-imzalıdır

Katip

e-imzalıdır