Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/1357 E. 2022/1324 K. 13.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA BAM 13. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: ………..
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
13. HUKUK DAİRESİ K A R A R

DOSYA NO :….
KARAR NO :…..

BAŞKAN : ……..
ÜYE : ……….
ÜYE : ……
KATİP : …………….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : …
KARAR NO : ……………..
KARAR TARİHİ : 14/07/2020
İSTİNAF BAŞVURU TARİHİ : 16/12/2020
DAVACI :……….
VEKİLLERİ : Av……..
DAVALI : 1 -………….
DAVALI : 2 ………….
VEKİLLERİ : Av. ……………
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan )
B.A.M. KARAR TARİHİ : 13/09/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 16/09/2022

Davacı tarafından, davalı aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen karara süresi içinde davalı … Sigorta A.Ş. vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonunda, incelemenin duruşma açılmadan karar verilmesi mümkün hallerden olduğu anlaşılmakla dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde, 08/12/2016 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davalılardan …’un kullandığı … plakalı aracın, davacının kullandığı araca tam kusurlu biçimde arkadan çarpması sonucunda davacının ağır yaralandığını, bir kaç ameliyat geçirdiğini, tedavi için ilave yol masrafı yaptığını ileri sürerek şimdilik 1.000,00-TL maddi tazminatın davalılardan müteselsilen 30.000,00-TL manevi tazminatın ise davalı …’tan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 27/01/2020 tarihli ıslah dilekçesi ile, 1.000,00-TL maddi tazminat talebini ıslah ederek 345.067,96-TL’nin davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalı … … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde, davacının bedensel kazanma gücü kaybının belirlenmesi için adli tıp kurumundan rapor alınmasını istediklerini, tazminat hesabını ise kayıtlı bir aktüerin yapması gerektiğini, davacının gelirinin resmi belgelerle kanıtlanmasını istediklerini, sigorta şirketinin tedavi giderleri ve geçici iş göremezlik tazminatından sorumlu olmadığını, kusuru, zararı ve illiyet bağını davacının ispat etmesi gerektiğini belirtmiş, davacının kaza sebebiyle elde ettiği gelirlerin tazminattan mahsup edilmesini talep ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 306.097,96-TL bedensel kazanma gücü kaybından kaynaklanan tazminatın davalılardan müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, davalı … … Sigorta A.Ş’nin tazminattan sorumluluğunun 210.425,04-TL ile sınırlı tutulmasına, hükmedilen bu tazminata davalı … yönünden kaza tarihi olan 08/12/2016 tarihinden, diğer davalı … … Sigorta A.Ş yönünden 11/08/2017 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, 2.800,00-TL ulaşım giderlerinden kaynaklanan tazminatın kaza tarihi olan 08/12/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı …’tan alınarak davacıya ödenmesine, özel hastane tedavi giderleri yönünden davanın reddine, manevi tazminata ilişkin davanın kabulü ile, 30.000,00-TL manevi tazminatın 08/12/2016 tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı … ‘tan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinafa başvuru dilekçesinde, başvuru şartını yerine getirmeksizin dava açıldığını davanın usulden reddi gerektiğini, hükme esas alınan maluliyet raporu ve aktüer bilirkişi raporu denetime elverişsiz olduğunu, hükmedilen vekalet ücreti ve yargılama giderinin hatalı olduğunu savunarak kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde, davalı tarafın bilirkişi raporu ve adli tıp raporuna karşı itiraz hakkı bulunmadığını, davalı sigorta şirketinin maluliyet oranının tespit edildiği adli tıp raporu ile kusur ve tazminat hesaplamasının yapıldığı bilirkişi heyet raporuna hiçbir itirazı bulunmadığını, her iki rapor da davalı sigorta şirketi yönünden kesinleştiğini savunarak davalının istinaf isteminin reddini talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE :
Dava,trafik kazası nedeni ile maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davalı sigorta şiketi vekili istinaf dilekçesinde, KTK 97. Maddesi uyarınca; dava öncesi başvuru yapılmadığından dava şartının yerine getirilmediğini, hükme dayanak maluliyet raporu ile aktüerya bilirkişi raporunun yeterli olmadığı ileri sürülerek istinaf isteminde bulunulmuştur.
2918 sayılı KTK 97. maddesi ile, zorunlu mali sorumluk sigortasından faydalanmak isteyen hak sahiplerinin dava yoluna gitmeden önce sigortacıya yazılı başvuru yapması gerektiği düzenlenmiştir. Dava şartları, davanın esası hakkındaki yargılamanın devamı için gerekli olan şartlar olup, davanın açılabilmesi için değil mahkemenin davanın esasına girebilmesi için aranan kamu düzeni ile ilgili zorunlu koşullardır. Bu nitelikleri gereği de eksiklik bulunması halinde tamamlanabilir olup olmadıklarına göre ve 6100 sayılı HMK 114 ile 115. maddelerindeki düzenlemeler kapsamında ele alınmaları gerekir. Davanın esasına girilmesine engel olacak nitelikteki dava şartı eksiğinin giderilmesinin her zaman mümkün olduğu durumlarda, HMK’nın 115/2. maddesi gereği eksikliğin giderilmesi için kesin süre verilip sonucuna göre karar verilmelidir (Yargıtay 4 HD, 2021/2461 E-2021/3316 K sayılı ilam). Dava dilekçesinde, zararın giderilmesi amacıyla davalıya başvurulduğu ileri sürülmüş ise de, dosya kapsamından davalı şirkete davadan önce 03/08/2017 tarihinde davacı tarafça başvurulduğu anlaşılmakla, davalı vekilinin, dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddi gerektiği yolundaki istinaf sebebi yerinde değildir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 281. maddesinde, “Taraflar, bilirkişi raporunun, kendilerine tebliği tarihinden itibaren iki hafta içinde, raporda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilirler. (Ek cümle:22/7/2020-7251/24 md.) Bilirkişi raporuna karşı talebin bu süre içinde hazırlanmasının çok zor veya imkânsız olması ya da özel yahut teknik bir çalışmayı gerektirmesi hâlinde yine bu süre içinde mahkemeye başvuran tarafa, sürenin bitiminden itibaren işlemeye başlamak, bir defaya mahsus olmak ve iki haftayı geçmemek üzere ek süre verilebilir.” hükmü yer almaktadır. Yargıtay ilamlarında, “Usulüne uygun biçimde raporun tebliği üzerine, rapora itiraz hakkı bulunan tarafların bu haklarını kullanmamış olması halinde ise, karşı taraf lehine usuli kazanılmış hak oluşacağı düşünülmelidir…” denilmiştir. (Y 17. HD’nin 23/10/2017 gün ve 2015/3253 E.-2017/9419 K. 2015/8676 E, 2018/2775 K; 2013/11884 E, 2015/835 K; 2015/8056 E, 2017/2988 K sayılı kararları)
Doktrin de aynı yönde, bir tarafın bilirkişi raporuna itiraz etmemesiyle, diğer (bilirkişi raporuna itiraz eden) taraf lehine usulî kazanılmış hak doğar. Yani, bir taraf bilirkişi raporuna itiraz etmez, diğerinin itirazı (veya mahkemenin kendiliğinden gerekli görmesi) üzerine yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırılır (veya aynı bilirkişiden ek rapor alınır) ve ikinci bilirkişi raporu (veya ek rapor) birinci rapora itiraz edenin daha da aleyhine olursa, ilk rapora itiraz etmeyen taraf bakımından ilk bilirkişi raporu kesinleştiğinden ve bununla diğer (itiraz eden) taraf lehine usulî kazanılmış hak doğduğundan, mahkemenin ilk bilirkişi raporuna göre karar vermesi gerekir (Kuru, B., Hukuk Muhakemeleri Usulü, İstanbul 2001, Cilt:3, s. 2753)
Hükme dayanak ATK’nun hazırladığı maluliyet raporu ile aktüerya bilirkişi raporlarının davalı sigorta şirketi vekiline ayrı ayrı tebliğ olduğu ancak, yasal süresinde raporlara karşı herhangi bir itirazda bulunulmadığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
Bu halde HMK 281.madde hükmü ve bu konudaki Yargıtayın yerleşik uygulaması uyarınca davacı lehine usuli kazanılmış hak doğduğunun ve bilirkişi raporuna itiraz edilmek sureti ile ileri sürülmeyen hususların istinaf aşamasında ileri sürülmemesinin mümkün olmayacağının kabulü ile buna bağlı istinaf istemlerinin reddi zorunludur.
Davalı sigorta şirketinin faiz başlangıç tarihine ilişkin istinaf istemi bakımından ise, 2918 sayılı KTK.nun 99/1. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi Genel Şartları’nın B 2/a maddesi uyarınca, rizikonun bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortacının tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmakta, bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüt gerçekleşmektedir bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüt gerçekleşmektedir. Sigortaya başvurulmadan dava açılması veya icra takibi başlatılması halinde ise bu tarihlerde temerrüt gerçekleşir.
Trafik kazaları esas niteliği itibariyle haksız eylemden sayılan hallerden olduğu halde, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasını yapan sigorta şirketi bakımından temerrüdün kaza tarihinde veya sigortacının sigortalısına ödeme yaptığı tarihte oluştuğunun kabulü mümkün değildir. Zira, sigortacının zarar giderim yükümlülüğünü düzenleyen 2918 sayılı KTK’nun 98/1 ve 99/1 maddeleri hükümlerinde sigortacının gerek bedensel, gerekse mala gelen zararları ödeme yükümlülüğünün durumun sigortacıya ihbarından başlayarak 8 iş günü içinde olduğu hükme bağlanmıştır.
Davacının 03.08.2017 tarihinde davalı sigorta şirketine başvurduğu dosya kapsamından anlaşılmasına göre, davalı sigorta şirket aleyhine fazi başlangıcının 15/08/2017 olacağı gözetilmeksizin 11.08.2017 tarihinden itibaren faize hükmedilmesi doğru olmamış bun yönelik istina isteminin kabulü gerekmiştir.
Diğer yandan, davalı sigorta şirketinin 210.425,04-TL ile sınırlı olarak sorumluluğuna hükmedildiği halde, diğe davalılar aleyhine hükmedilen 306.097,96-TL üzerinden aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesi doğru olmamış bu hususu yönelik istinaf isteminin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılarak faiz başlangıç tarihi ve davalı sigorta şirketi aleyhine hükmedilecek yargılama gideri ve vekalet ücreti bakımından düzeltilerek hüküm kurulması gerekmiştir.
Ancak, takdir edilen manevi tazminat içinde AAÜT gereğince ayrıca davacı lehine ücreti vekalet takdiri gerekirken vekalet ücreti verilmemesi de usule aykırı olup istinaf konusu yapılmadığından hataya değinilmiştir
6100 sayılı HMK 355.maddesi gereğince istinafa başvuranın sıfatı, istinaf konusu yapılan nedenler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda, mahkemece gerekçe yönünden verilen karar usul ve yasaya aykırı olup davalı … Sigorta A.Ş. vekili istinaf başvurularının bu sebeplerle esas bakımından ayrı ayrı kabulü ile bu durum yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HMK’nun 353/1-b-2 maddesi gereğince mahkeme kararının düzeltilerek ve kazanılmış haklar da gözetilerek yeniden hüküm kurulmasına dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/07/2020 tarih ve 2017/1409-2020/444 sayılı kararı hakkındaki davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE,
2-HMK’nun 353/1-b-2 maddesi gereğince KARARIN DÜZELTİLEREK ESAS HAKKINDA YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA,
Davanın kısmen kabulü ile 306.097,96-TL bedensel kazanma gücü kaybından kaynaklanan tazminatın davalılardan müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
Davalı … … Sigorta A.Ş ‘nin tazminattan sorumluluğunun 210.425,04-TL ile sınırlı tutulmasına,
Hükmedilen bu tazminata davalı … yönünden kaza tarihi olan 08/12/2016 tarihinden, diğer davalı … … Sigorta A.Ş yönünden 15/08/2017 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına,
2.800,00-TL ulaşım giderlerinden kaynaklanan tazminatın kaza tarihi olan 08/12/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı … ‘tan alınarak davacıya ödenmesine,
Özel hastane tedavi giderleri yönünden davanın reddine,
Manevi tazminata ilişkin davanın kabulü ile, 30.000,00-TL manevi tazminatın 08/12/2016 tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı … ‘tan alınarak davacıya ödenmesine,
a) Alınması gereken 23.095,41- TL harçtan, peşin yatırılan 105,89-TL harç ile ıslah anında yatırılan 5.363,50-TL harcın mahsubu ile bakiye 17.626,02-TL harcın davalılardan müteselsilen tahsiline, (davalı … … Sigorta AŞ ‘nin 13.141,65-TL ile sınırlı tutulmasına)
b)Davacı tarafça yapılan toplam 1.944,30-TL muhakeme masrafının (1.210,13-TL’lik kısmından … Sigorta A.Ş.’nin sorumluluğunda olmak kaydıyla) davalılardan müteselsilen tahsiline,
c) Davacı vekili lehine takdir edilen 29.876,86-TL (20.537,35-TL’sinin … Sigorta A.Ş.’nin sorumluluğunda olmak kaydıyla) vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen alınarak davacılara verilmesine,
d)Davacının yatırdığı peşin olarak yatırdığı 105,89-TL ile ıslah anında yatırılan 5.363,50-TL toplamı 5.469,39‬-TL (3.759,66-TL … Sigorta A.Ş.’nin sorumluluğunda olmak kaydıyla) harcın davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
e)Hükmedilen manevi tazminat yönünden alınması gereken 2.049,30.TL harcın davalı …’tan tahsiline,
3-İstinaf kanun yoluna başvuran davalı … …Sigorta A.Ş.’nin istinaf başvurusu nedeniyle yatırdıkları istinaf karar harçlarının talep halinde kendilerine iadesine,
4-Karar tebliğ, harç tahsil, harç iade ve gider avansı iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda 6100 sayılı HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile 13/09/2022 tarihinde karar verildi.

…..
Başkan
…………
E-imzalıdır.
………
Üye
………..
E-imzalıdır.
……..
Üye
……..
E-imzalıdır.
…..
Katip
…………….
E-imzalıdır.