Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/1322 E. 2022/1160 K. 29.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 13. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/1322 – 2022/1160
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
13. HUKUK DAİRESİ K A R A R

DOSYA NO : 2021/1322
KARAR NO : 2022/1160

B

Davacı tarafından, davalılar aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sırasında mahal mahkemesince davanın açılmamış sayılmasına dair verilen karara süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonunda, incelemenin duruşma açılmadan karar verilmesi mümkün hallerden olduğu anlaşılmakla dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde, 22/06/2016 tarihinde, araç sahibi davalı Didem Kiriş olan 16 GP 025 araç sürücüsü Batuhan Kiriş, 16 NTU 52 plakalı araç sürücüsü Mustafa Taner Güney, sigorta şirketlerine sigortalı bulunan araçların çarpışması sonucu meydana gelen trafik kazasında müvekkilinin yaralanması nedeniyle müvekkilinin uğramış olduğu fazlaya ait hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL maddi zarar ile 300.000,00 TL manevi zararın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir .
Davalılar Batuhan ve Didem vekili cevap dilekçesinde, olaya ilişkin kamera görüntülerinden ve alınan ATK Trafik İhtisas dairesi raporundan da anlaşılacağı üzere kazaya ters istikametten bisikletle gelen davacının sebebiyet verdiğini, bir diğer sebebin de diğer davalı Mustafa Taner Güney’in müvekkilini sıkıştırması olduğu, davacının maluliyet oranının ATK veya Uludağ Üniversitesi ATK Ana Bilim Dalı Başkanlığı kanalı ile tespiti gerektiği, yine davalının SGK hizmet dökümünün celbi gerektiği, davacıya diğer davalı Mapfre Sigorta tarafından ödeme yapıldığı, manevi tazminatın fahiş olduğu, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini, talep etmiştir.
Davalı Mustafa Taner Güney vekili cevap dilekçesinde, davacının taleplerinin zaman aşımına uğradığı, kazaya davacı ve diğer davalının kusurlu davranışlarının sebebiyet verdiği, müvekkilinin kusurunun bulunmadığı, ceza mahkemesinden alınan ATK raporunda davacının asli kusurlu, diğer davalı Batuhan’ın da tali kusurlu olduğunun bildirildiği, müvekkilinin kaza anında ve sonrasında davacıya madden ve manen yardımcı olduğunu, manevi tazminatın fahiş miktarda olduğunu, maddi tazminat yönünden sigorta şirketlerinin yaptıkları ödemeler bulunduğunu, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini, talep etmiştir.
Davalı Mapfre Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde, davacının taleplerinin zaman aşımına uğradığı, davacının dava dilekçesini açıklaması gerektiği, 1.000,00.-TL’lik maddi tazminat talebinin ne tür maddi tazminata ilişkin olduğunun açıklanmadığı, müvekkili şirketin poliçe kapsamında sorumlu olduğu, poliçe üzerinde yazılı azami teminat limitleri ile sınırlı olmak üzere, poliçede yazılı özel şartlar ve trafik sigortası genel şartları kapsamı ile sınırlı olduğu, dava konusu kaza nedeniyle davacıya 15/08/2017 tarihinde 30.650,97-TL tutarında ödeme yapıldığı, kusur oranlarının tespiti için hem ATK Trafik İhtisas Dairesinden hem de Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyetinden seçilecek kusur konusunda uzman bilirkişi heyetinden rapor alınması gerektiği, müvekkili şirketin geçici iş görmezliğe ilişkin tazminat talebi ile sair tedavi giderleri ve bakıcı gideri taleplerinden sorumlu olmadığı, aktüer bilirkişiden rapor alınması gerektiği, rapor ile tespit edilecek meblağın fazla olması durumunda davacıya yapılan ödemenin tenzil edilmesi gerektiği, faizin dava tarihinden itibaren hesaplanması gerektiği, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini, talep etmiştir.
Mahkemece, davanın HMK 320/4 maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf kanun yolu başvuru dilekçesinde, davacı vekilinin 10/02/2021 tarihli mazeret dilekçesi mahkemeye intikal etmiş olması, mazerette sebep belirtilmemiş ise de, yargılamaya devam edilmesi konusunda muvaffakat içerir, gerekli işlemlerin yapılmasına dair beyanların ve mazeretin birlikte sunulduğu görülebileceği ve böylelikle hak kaybına yol açılmayacağı anlaşıldığından mazeret dilekçesi geçerli kabul edilerek, yargılamaya devam edilmesi gerekirken HMK 150. maddesi gereğince davanın 2.defa takipsiz bırakılması nedeniyle açılmamış sayılmasına karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğunu savunarak kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME ve GEREKÇE :
Dava, haksız fiil nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebine yöneliktir.
21/10/2020 tarihli, 7 nolu celsede taraflarca takip edilmeyen dosyanın 6100 sayılı HMK 150 maddesi gereği yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına karar verildiği, 25/11/2020 tarihli yenileme dilekçesine istinaden yenileme tensip tutanağı düzenlendiği, duruşmanın 10/02/2021 tarihine bırakıldığı, davacı vekilinin 10/02/2021 tarihli mazeret dilekçesi sunduğu, mahkemece, davacı vekilinin mazeretini somutlaştırmadığı ve belgelendirmediğinden bahisle 6100 sayılı HMK 320/4 maddesi gereği davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Dava tarihinin 24/04/2018 olup, dava değerinin 301.000,00 TL olduğu, 6102 sayılı TTK 4/2 ( 28/02/2018 tarihinde yürürlüğü giren 7101 sayılı kanun 61 maddesi ile değişik), miktar ve değeri 100.000,00 TL’yi geçmeyen ticari davalarda basit yargılama usulü uygulanacağı, dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK 4 maddesi gereği, dava değeri itibarıyla uyuşmazlığı basit yargılama usulünün uygulanmayacağı, 21/10/2020 tarihli celsede dosyanın ilk kez işlemden kaldırıldığı ve sonrasında yenilendiği , 6100 sayılı HMK 150/6 maddesi gereği işlemden kaldırılmasına karar verilen sonradan yenilenen davanın, ilk yenilemeden sonra bir defadan fazla takipsiz bırakılamayacağı, 10/02/2021 tarihli duruşmada, mazeretin geçerli sayılmaması halinde 6100 sayılı HMK 150/6 maddesi gereği dosyanın ikinci kez işlemden kaldırılması gerekirken, somut olayda uygulama alanı bulamayacak olan 6100 sayılı HMK 320/4 maddesi gereği davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi isabetsiz olmuştur. Davacı vekilinin istinaf sebebi yerindedir.
6100 sayılı HMK 355.maddesi gereğince istinaf yoluna başvuranın sıfatına, kamu düzenine ve istinaf konusu yapılan nedenlerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda, hükmün esasını etkileyecek tüm deliller toplanmadan karar verilmesi nedeniyle karar usul ve yasaya aykırı olup davacı vekilinin istinaf başvurusunun bu sebeplerle kabulü ile mahkeme kararının HMK’nun 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına, Dairemiz kararı gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜ ile Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/02/2021 tarih, 2018/550-2021/112 sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Gerekçede yapılan açıklamalar göz önünde bulundurularak yargılama yapılmak üzere dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde ilk derece mahkemesince iadesine,
3-Karar tebliğ ve harç iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
4-İstinaf kanun yoluna başvuran taraflarca yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda 6100 sayılı HMK’nun 353/1-a hükmü uyarınca kesin olmak üzere 29/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Mu