Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/1320 E. 2022/1419 K. 22.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA BAM 13. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
13. HUKUK DAİRESİ K A R A R

DOSYA NO : ……..
KARAR NO :…………

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : ……
KARAR NO :…………..
KARAR TARİHİ : 26/11/2019
İSTİNAF BAŞVURU TARİHİ : 29/12/2020 (Davacı)
DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … – ……….
DAVALI : 1 -… – … – …
DAVALI : 2 -… – …
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
B.A.M. KARAR TARİHİ : 22/09/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 26/09/2022

Davacı tarafından, davalılar aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda mahal mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen karara süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonunda, incelemenin duruşma açılmadan karar verilmesi mümkün hallerden olduğu anlaşılmakla dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde, müvekkilinin yaya geçidinde karşıdan karşıya geçerken davalı …’in kendisine çarparak yaralanmasına sebebiyet verdiğini, yapılan ceza yargılaması sonucunda davalı hakkında mahkumiyet kararı verildiğini, yaralanması sonucu kolu ve bacağı kırılan davacının iş ve güçten kaldığını, bu nedenlerle fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 2.000,00 TL.maddi tazminatın müvekkili lehine davalı sigorta şirketi bakımından dava tarihinden itibaren, davalı … bakımından kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini, 15.000,00.-TL manevi tazminatın davalı …’tan dava tarihinden itibaren başlayacak yasal faiziyle tahsiline karar verilmesini, talep etmiştir.
Davalı……… Sigorta AŞ vekili cevap dilekçesinde, tedavi ve bakıcı giderlerinden müvekkili şirketin sorumluluğunun bulunmadığını, davacının kaza sebebiyle elde ettiği gelir ve tazminatların mahsubu gerektiğini, tazminatın denkleştirilmesi kuralı gereğince haksız eylem sonucu gerçekleşen gerçek zarar belirlenerek ona hükmedilmesi gerektiğini, davalı şirketin ancak dava tarihinden itibaren faizden sorumlu olabileceğini beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabul-kısmen reddi ile;
5.430,00 TL.geçiçi iş göremezlik sebebiyle maddi tazminatın davalı ………Sigorta AŞ yönünden dava tarihi olan 12/01/2015 tarihi itibari ile yasal faiziyle birlikte, davalı … yönünden kaza tarihi olan 23/02/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,(……. AŞ’nin poliçe limiti ile sorumlu tutulmasına), 3.000,00 TL.manevi tazminatın dava tarihi olan 12/01/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı …’tan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf kanun yolu başvuru dilekçesinde, ceza mahkemesince yapılan yargılamada davalı …’ın asli kusurlu bulunduğu ve mahkumiyet kararı verildiği, bu sebeple kesinleşen durumun kabulüyle yargılama yapılması gerektiği, kusur durumunda belirsizliğe göre verilen bir kararın hakkaniyete aykırı bir durum yarattığı, bu sebeple davalıların tam kusurlu olduğunun kabulü ile karar verilmesi gerektiği, müvekkilinin fırın ustası olduğu, kaza sonucu oluşan kolundaki kırığın meslekte kazanma gücünü etkilediği, mesleği açıkça belirtilen davacının meslek grubuyla alakalı olarak bir değerlendirmeye tabi tutulmadığı raporlara göre karar verildiği, kazanın 24/02/2014 tarihinde gerçekleşmiş olması nedeniyle ATK raporlarında Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği’nin esas alınması gerektiği, müvekkili lehine kusur durumuna göre hükmedilen maddi tazminatın davacı zararının çok altında bir tutar olduğu, manevi tazminatın da düşük olduğunu, 15.000,00.-TL manevi tazminatın davalı …’tan tahsil edilmesini talep ettiklerini, tüm bu sebeplerle yerel mahkeme kararının kaldırılarak, davanın kabulüne karar verilmesini, talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME ve GEREKÇE:
Dava, haksız fiil sebebiyle maddi ve manevi tazminat talebine yöneliktir.
Bursa 24 Asliye Ceza Mahkemesi …………. K sayılı dosyasında davalı (sanık) Tamer hakkında 5237 sayılı TCK 89/1 ve 62 maddeleri ceza tayin edildiği, mahkemece alınan 12/12/2014 tarihli bilirkişi raporunda kazanın meydana gelmesinde davalı …’in asli, davacı …’in tali kusurlu olduğunun belirtildiği anlaşılmıştır.
6098 sayılı TBK 74 maddesi gereği hakim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hakimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir. Hukuk hakimi ancak ceza mahkemesinde tespit edilen maddi vakıa ile bağlı olup, zarar verenin kusurunun bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken ceza hakiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı hukuk hakimini bağlamaz.
ATK Trafik İhtisas Dairesi’nce düzenlenen 14/03/2019 tarihli kusur raporunda alternatifli değerlendirme yapılıp, sürücünün yeşil ışıkta geçtiğinin kabulü halinde davalının %15, davacının %85 oranında, yayanın yeşil ışıkta geçtiğinin tespiti halinde ise davalının %100 oranında kusurlu, davacının kusursuz olduğu belirtilmiş ; mahkemece kırmızı ışıkta geçen tarafın net şekilde tespit edilememesi üzerine tarafların eşit kusurlu kabul edilmesi isabetsiz olmuştur. Kırmızı ışık ihlalini kimin yaptığının tespit edilemediği göz önüne alındığında İTÜ Fen Heyeti’inden rapor alınarak, aracın ve yayanın bulundukları konum, sürücü ve yayanın beyanları ve aracın yayaya çarpma noktaları da dikkate alınarak kusur durumları belirlenmelidir (Yargıtay 4 HD 2021-4624 E-2021-6167 K sayılı ilam). Davacı vekilinin bu yoldaki istinaf sebebi yerindedir.
Maluliyete ilişkin alınacak raporlar 11/10/2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013 tarihi ile 01/06/2015 tarihleri arasında Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01/06/2015 tarihi ile 20/02/2019 tarihleri arasında Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine, 20/02/2019 tarihinden sonra da Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir.
Somut uyuşmazlıkta, ATK 2.İhtisas Kurulu 08/02/2018 tarihli raporunda, davacının, 23/02/2014 tarihinde meydana gelen olay nedeniyle yaralanması sonucu, Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında , maluliyeti bulunmadığı ve iyileşme süresinin 6 aya kadar uzayabileceği mütalaa edilmiş ve rapor hükme esas alınmış ise de, davacının yaralanmasının 23/02/2014 tarihinde meydana geldiği göz önüne alındığında usulüne uygun maluliyet raporu alındığından söz etme olanağı bulunmamaktadır. Kaza tarihi itibarıyla Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre maluliyet raporu ve iyileşme süresini gösterir alınmalıdır. Davacı vekilinin bu yoldaki istinaf sebebi yerindedir.
6098 sayılı TBK 56/2 maddesi gereği, haksız fiil sebebiyle bedensel zarar ya da ölüm halinde, zarar gören veya ölenin yakınları da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesini isteyebilir. Manevi tazminat, kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın manevi dengesindeki bozulmanın giderilmesi için yasanın öngördüğü telafi şeklidir. Meydana gelen kazada kusur durumu netleştirildikten ve maluliyet hususunda usulüne uygun rapor alındıktan sonra manevi tazminat talebi yeniden değerlendirilmelidir. Bu aşamada manevi tazminat talebi yönünden inceleme yapılmamıştır.
6100 sayılı HMK 355.maddesi gereğince istinaf yoluna başvuranın sıfatına, kamu düzenine ve istinaf konusu yapılan nedenlerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda, hükmün esasını etkileyecek tüm deliller toplanmadan karar verilmesi nedeniyle karar usul ve yasaya aykırı olup davacı vekilinin istinaf başvurusunun bu sebeplerle kabulü ile mahkeme kararının HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına, Dairemiz kararı gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜ ile Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/11/2019 tarih, ……….. sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Gerekçede yapılan açıklamalar göz önünde bulundurularak yargılama yapılmak üzere dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde ilk derece mahkemesince iadesine,
3-Karar tebliğ ve harç iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
4-İstinaf kanun yoluna başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda 6100 sayılı HMK’nun 353/1-a hükmü uyarınca kesin olmak üzere 22/09/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


Başkan

e-imza

Üye

e-imza

Üye

e-imza

Katip

e-imza