Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/1296 E. 2022/1005 K. 08.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 13. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/1296 – 2022/1005
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
13. HUKUK DAİRESİ K A R A R

DOSYA NO : 2021/1296
KARAR NO : 2022/1005

KARAR YAZIM TARİHİ : 23/06/2022
Davacı tarafından, davalılar aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemesince davanın kabulüne dair verilen karara süresi içinde davalı Türkiye Sigorta A.Ş. vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonunda, incelemenin duruşma açılmadan karar verilmesi mümkün hallerden olduğu anlaşılmakla dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkilinin 34 PF 2643 plakalı 2015 model araçla 04.12.2019 tarihinde Korupark evlerinden Hisar Caddesi istikametine giriş yaparken davalı Erol Sönmez’in 41 B 2113 plakalı 2013 model araç ile dikkatsiz ve süratli seyir nedeniyle hatalı olarak çarpması sonucu maddi hasarlı kaza meydana geldiğini, söz konusu kaza nedeniyle 34 PF 2643 plaka numaralı araçta oluşan zarar davacının sigortası tarafından karşılandığını, ancak bu kaza nedeniyle davacıya ait araçta değer kaybı oluştuğunu, 41 B 2113 plaka numaralı araç için davalılardan Halk Sigorta A. Ş tarafından 8160874 numaralı poliçe ile Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası yaptırıldığını, zararın karşılanması amacıyla Arabuluculuk için başvuru yapıldığı, anlaşmama tutanağı düzenlendiğini, zararın karşılanması amacıyla, davalı Halk Sigorta A.Ş’ne 24.02.2020 tarihli dilekçe ile talepte bulunduğunu ve davalı şirketçe 02.04.2020 tarihinde 5.264,29-TL ödendiğini, ancak yapılan ödeme 34 PF 2643 plakalı 2015 model araçtaki değer kaybını karşılayacak bir bedel olmaması nedeniyle davacının uğramış olduğu zararın tahsili için dava açmanın zorunlu olduğunu, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 1.000,00-TL aracın değer kaybından kaynaklanan maddi zararın 04.12.2019 tarihinden itibaren işlecek ticari faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 28/01/2021 tarihli ıslah dilekçesi ile alınan bilirkişi raporu doğrultusunda araçta oluşan değer kaybının 25.000,00 TL olarak tespit edilmesi ve davalı Halk Sigorta A.Ş tarafından 5.264,29 TL yapılan ödeme düşüldükten sonra bakiye 19.735,71 TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Halk Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde, Mustafa İnan adına kayıtlı 41 B 2113 plakalı aracın, davalı şirket nezdinde 28.02.2019 tarihinde 81608744 poliçe numaralı Trafik Sigorta Poliçesi ile sigortalandığını, motorlu aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne, yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesi halinde, o aracı işletenin, zarara uğrayanların sorumluluğunu belirli bir limite kadar karşılayacak olmasının kanun gereği olduğunu, davalı şirketin sorumluluğu poliçe bedeli ile sınırlı olup, işbu sigorta kapsamında sigortalısının kusuru oranında araç başına poliçe limitinin 36.000,00 TL olduğunu, davalı şirket tarafından dava açılmadan önce davacılara 5.264,29 TL ödeme yapıldığını ve davacının kaza sebebiyle uğradığı tüm zararların giderildiğini, sigorta şirketinin zorunlu mali sorumluluk sigortası gereği üçüncü kişilere karşı sorumlu olabilmesi için kazada sigortalının kusurunun bulunup bulunmadığının, kusuru var ise oranlarının tespiti gerektiğini, ZMM Sigortası Genel Şartları kapsamında değer kaybı hesaplama yöntemine göre değerlendirme yapılması gerektiğini, değer kaybının aracın modeli ve yaşı, kullanım şekli, onarılan veya değiştirilen parçaların değer kaybı yaratıp yaratmadığı, aracın davaya konu kazadan önce değer kaybı yaratacak nitelikte bir kazaya karışıp karışmadığının mutlak surette tespit edilmesi gerektiğinin, dava konusu araç 2015 model ve yıpranmış bir araç olup, söz konusu aracın 2. el piyasasında daha fazla değer kaybetmesinin mümkün olmadığını, tüm bu kriterler hassas bir şekilde araştırılmalı ve bir değer kaybı mevcut ise gerçek değer kaybının belirlenmesi gerektiğini, temerrüt tarihinden itibaren işletilecek faiz türünün yasal faiz olması gerektiğinin ortada olduğu, dava açılmadan önce davalı şirket tarafından meydana gelen zarara ilişkin olarak davacıya 02.04.2020 tarihinde 5.264,29 TL bedelli ödeme yapıldığı ve davalı şirketin sorumluluğu kapsamında zarar tazmin edilmiş olduğunu ve bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, kazanın meydana gelmesinde davalı taraf araç sürücüsünün % 100 kusurlu olduğu, aracın olay tarihinden önceki piyasa rayiç değeri ile tamir ve onarımı tamamlandıktan sonraki piyasa rayiç değeri arasındaki fark olan değer kaybının 25.000,00 TL olduğu ve davalı sigorta şirketinin araç değer kaybından poliçe kapsamında diğer davalı ile birlikte müteselsilen sorumluluğunun olduğu, davalı sigorta şirketi tarafından davacıya 02.04.2020 tarihinde 5.264,29 TL ödemede bulunulduğu, davacının talep edebileceği değer kaybına yönelik tazminatın 19.735,71-TL olduğu anlaşılmakla davacının davasının kabulü ile 19.735,71 TL’nin davalılardan tahsiline karar verilmiştir.
Davalı Sigorta vekili istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinde, müvekkili sigorta şirketi tarafından davacıya yapılan ödeme ile zararın karşılandığını, değer kaybına ilişkin hesaplamanın hatalı olduğunu, aracın rayiç değerinin fahiş belirlendiğini aracın 2015 model ikinci el bir araç olması nedeniyle değer kaybı oluşmayacağını beyanla kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde, mahkemece alınan bilirkişi raporunun usul ve yasaya uygun olduğunu beyan ederek davalının istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava trafik kazasından kaynaklanan değer kaybı istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalının kusuru ile gerçekleşen trafik kazasında davacının aracında değer kaybı oluşup oluşmadığı ile oluşmuş ise miktarın ne kadar olduğu hususudur.
Değer kaybı taleplerinde; kazalı aracın modeli, markası, özellikleri, hasarı, yapılan onarım işlemleri, kilometresi, olay tarihindeki yaşı, aracın markası, özellikleri ve model yılı, kullanım amacı, kullanım süresi, yıpranma payı (aracın km’si, metal komponentlerin yoğunluğu, korozyon dozajı ve önceye ait hasarlar nedeni ile orjinalliğin yitirilip yitirilmediği), aracın gördüğü hasarın ağırlığı ve hasara uğrayan bölgeleri, hasarın giderilmesinde kullanılan parçaların niteliği (orijinal olup olmadığı) hususları ile emsal satışlar da araştırılmak suretiyle, aracın olay tarihindeki 2.el rayiç değeri ile kazadan sonra onarılmış haldeki 2.el rayiç değeri arasındaki farka göre değer kaybının yeniden hesaplanması gerekmektedir. (Yargıtay 17.HD 03/06/2020 tarih 2018/4223 E 2020/3130 K)
Mahkeme tarafından davacıya ait aracın daha evvel kazaya karışıp karışmadığı ile karışmış ise evrak ve belgelerin celbi için Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi Müdürlüğüne ve sigorta şirketine müzekkere yazılarak aracın daha evvel karıştığı kazaya ilişkin belgeler temin edildikten sonra bilirkişilerden rapor alınmıştır. Bilirkişiler tarafından tanzim edilen raporda yukarıdaki yargıtay uygulaması dikkate alınarak aracın hasarsız ikinci el değeri tespit edilerek hasarlı ikinci el değerinden mahsup edilmek suretiyle aradaki farkın değer kaybı olarak tespit edildiği görülmekle; davacıya ait aracın 2015 model ikinci el bir araç olması araçta değer kaybı oluşmayacağı anlamına gelmediğinden alınan raporun bu hususlar dikkate alınarak tanzim edilmiş olması nedeniyle hükme esas alınmasında isabetsizlik bulunmadığından davalı sigorta vekilinin bu husustaki istinaf isteminin reddi gerekmiştir.
6100 sayılı HMK 355 maddesi gereğince istinafa başvuranın sıfatı, istinaf konusu yapılan nedenler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda, istinafa konu kararda dosya kapsamına, yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davalı Türkiye Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 18/03/2021 tarih ve 2020/436 – 2021/257 sayılı kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından HMK 353/1-b-1 hükmü gereğince davalı Türkiye Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli 1.348,15.-TL ilam harcının peşin alınan 338,00TL’ den mahsubu ile bakiye 1.010,15.-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf yargılama giderinin gideri yapan taraf üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Karar tebliği ve harç tahsil işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dair, duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 6100 sayılı HMK’nun 362/1-a. hükmü uyarınca kesin olmak üzere 08/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Mu