Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/129 E. 2021/216 K. 13.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 13. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: ………………………
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
13. HUKUK DAİRESİ K A R A R

DOSYA NO : ………
KARAR NO : …….

BAŞKAN : ………
ÜYE : ………
ÜYE : ………
KATİP : …………

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : ……
KARAR NO : …………….
KARAR TARİHİ : 21/03/2019
İSTİNAF BAŞVURU TARİHİ : 09/05/2019 (Davacı), 15/05/2019 (Davalı)
DAVACILAR : ……………
VEKİLİ : A…………….
DAVALI : …………….
VEKİLİ : …………
DAVALI : ………..
VEKİLİ : ……….
İHBAR OLUNAN : ………….
……….
VEKİLİ : ………..
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
B.A.M. KARAR TARİHİ : 13/10/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 25/10/2021

Davacılar tarafından, davalılar aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemesince maddi tazminat talebinin kabulüne, manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne dair verilen karara süresi içinde davacılar ve davalı ………………….. Türker vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonunda, incelemenin duruşma açılmadan karar verilmesi mümkün hallerden olduğu anlaşılmakla dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde, davalı sürücünün ağır kusurlu hareketi sonucu meydana gelen trafik kazası sonucunda yaralanan davacı ………………’nun geçici ve sürekli iş göremez durumuna düştüğünü belirterek kazaya sebebiyet veren …………….. plakalı aracın maliki ve sürücüsü ile ZMMS sigortacısından fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL maddi tazminat ile 140.000,00 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ………………..sigorta vekili cevap dilekçesinde; kaza nedeniyle davacı tarafa 66.726,88 TL ödeme yapıldığını, manevi tazminatın poliçe kapsamı dışında olduğunu ve sigorta şirketinin sigortalısının kusur oranına göre tazminat ödemekle yükümlü bulunduğunu, belirlenecek tazminatta evelce ödenen miktarın mahsubunu talep etmiştir.
Davalı……………. vekili cevap dilekçesinde; kusurun karşı tarafta olduğunu bildirerek davanın reddini talep etmiştir.
İhbar olunan……………… Sigorta AŞ vekili dilekçesinde; kazanın oluşumunda kusurun davacıda olduğunu bu nedenle kusurun mahkemece tespiti gerektiğini, ayrıca ağır bedensel zarar koşulu gerçekleşmediğinden anne ve babanın manevi tazminat istemi koşullarının oluşmadığını, faize dava tarihinden itibaren hükmolunması gerektiğini belirterek davacının fazlaya ilişkin taleplerinin reddini talep etmiştir.
Mahkemece, 27.02.2014 günü saat 21.20 sıralarında davacı sürücü ………. sevk ve idaresindeki ………….. plakalı motosikletle seyri sırasında olay yeri kavşağa girdiğinde, karşı yönden gelip Beydağı Sokak tarafına geçmek üzere sola dönüşle kavşağa giriş yapan davalı sürücü……………….. sevk ve idaresindeki …………….plakalı otomobille kavşak içinde çarpışması sonucu davacı sürücünün yaralandığı kazada, kaza sırasında motorsikletin far ışıklarının faal olup olmadığının tespiti yönünden alınan bilirkişi raporu ve dinlenen tanık beyanlarına göre, İstanbul ATK’nın kusur raporu sonucunda davalı sürücü ………. %50 kusurlu olduğunun sabit olduğu, tazminat hesaplanmasına dair raporun gerekçeli, denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli olduğundan davacının maddi tazminat yönünden talebinin kabulüne, manevi tazminat talebi yönünden olayda tarafların kusur oranları, maluliyet oranı, ekonomik ve sosyal durumları dikkate alınarak davacıların bu olay nedeniyle duymuş oduğu acı ve ızdırabın bir nebze olsun hafifletilmesi bakımından talebinin kısmen kabulü ile davacı …….. için 10.000,00-TL, davacı anne……… için 2.500,00-TL, davacı baba ……….u için 2.500,00-TL manevi tazminatın davalı …….’den alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Davacılar vekili istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinde, mahkeme tarafından takdir edilen manevi tazminat miktarının az olduğunu, davalı …………….’nın kazada % 100 kusurlu olduğunu, tanığın kazadan sonraki ifadesi ile mahkeme huzurundaki ifadesinin çelişkili olduğu ve bu ifadeye dayalı olarak davalının % 100 kusurlu kabul edilmesi gerektiğini ileri sürürük kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı …………………. vekili istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinde, kazada kusurunun bulunmadığını ve mahkeme tarafından alınan maluliyet raporundaki oranın yüksek olduğunu, dava tarihinden önce sigorta şirketi tarafından ödeme yapıldığını, bu nedenle maddi ve manevi tazminat talebinin kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu bildirerek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava; trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, trafik kazası nedeniyle yaralanan davacının kaza nedeniyle davalılardan maddi ve manevi tazminat talep edilip edilmeyeceği ile kusur oranı ve tazminat miktarı hususu olduğu anlaşılmıştır.
Hem davacı hem de davalı taraf kazaya ilişkin kusur oranına itiraz ederek bu hususu istinaf sebebi olarak ileri sürmüştür. Mahkeme tarafından gerçekleşen kazadaki kusur durumunun tespiti için Adli Tıp Kurum Trafik İhtisas Dairesinden alınan raporda, motosikletin farlarının yanıyor ve yanmıyor olması ihtimaline binaen kusur durumu ile ilgili terditli değerlendirme yapıldığı ve mahkeme tarafından kaza esnasında motosikletin farlarının yanıp yanmadığının tespiti için mahallinde keşif icra edildiği ve olay anında motosiklette yolcu konumunda bulunan ve dinlenen davacı tanığı kaza anında motosikletin farlarının yanmadığını, kaza anında kendisine farların açık olduğunu söylemesi telkin edildiği için öyle beyanda bulunduğunu bildirdiği görülmüştür. Mahkemece bu tanık beyanı ve alınan rapor dikkate alınarak, kaza anında motosikletin farlarının yanmadığı ve davalının gerçekleşen kazada % 50 kusurlu olduğunun kabulünde isabetsizlik bulunmadığı ve bu yönüyle taraf vekillerinin kusura ilişkin istinaf istemleri yerinde değildir.
Davalının istinaf dilekçesi ile davacının maluliyet oranının yüksek tespit edildiğine dair istinaf başvurusu bakımından ise, hükme esas alınan ve Adli Tıp Kurumu tarafından tanzim edilen 03/05/2017 tarihli raporda, 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan çalışma gücü ve meslekte kazanma gücü kaybı oranı tespit yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak maluliyet oranının tespit edilmiştir. Halbuki, kaza tarihi itibariyle, “01.09.2013 tarihinden sonrada Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine uygun olarak düzenlenmesi gerekir….(Yargıtay 17.H.D.nin 16/06/2020 tarih ve 2018/3614- 2020/3544 – sayılı ilahı)
Somut olayda kaza tarihi 27/02/2014 tarihi olup kaza tarihi itibariyle uygulanması gereken yönetmelik 2013 tarihli Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği olup, 2008 tarih ve 27021 tarihli yönetmelik hükümlerine göre alınan maluliyet raporunun hükme esas alınması usul ve yasaya aykırıdır.
Ayrıca maluliyete ilişkin alınan raporda davacının meslek grup numarası bildirilmediğinden, grup 1 olarak değerlendirildiği bildirilmiş ve davacı vekili tarafından ibraz edilen maddi tazminat raporuna itiraz dilekçesi ile davacının çalıştığını bildirerek SGK kayıtlarının ibraz edildiği ve davacının meslek kodunun bulunduğu görülmüştür
Bu durumda mahkeme tarafından maluliyet raporu kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmeliğe uygun düzenlenmediğinden bu raporun karar esas alınması isabetsiz olup kaza tarihi itibariyle yürürlükteki Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümleri uyarınca, usulüne uygun, denetime ve karar vermeye elverişli olacak şekilde davacının maluliyet derecesi ve oranının belirlenmesi amacıyla ATK 3.İhtisas Kurulundan ya da üniversitelerin adli tıp anabilim dalı başkanlıklarından önceki raporun da irdelendiği ve davacının SGK’dan gelen kayıtlardaki meslek kodu dikkate alınarak yeni bir rapor alınıp sonucuna göre, istinaf eden davalı lehine usuli kazanılmış haklar gözetilmek suretiyle, karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Maluliyet raporu alınmasından sonra maddi tazminat hususunda ek rapor aldırılacak olması nedeniyle maddi ve manevi tazminat miktarının tayininde değişiklik olabileceği gözetilerek tarafların manevi tazminat miktarına ilişkin istinaf istemleri şimdilik inceleme konusu yapılmamıştır.
6100 sayılı HMK’nın 355. Maddesi kapsamında istinaf sebepleri ile kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucunda, tarafların manevi tazminat yönünden istinaf istemleri şimdilik incelenmeksizin, davalının istinaf başvurusunun maluliyete ilişkin hususlar yönünden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’nun 353/1. fıkrası (a-6) bendi uyarınca kaldırılmasına, Dairemiz kararı gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı ve davalının istinaf taleplerinin KABULÜ ile Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/03/2019 tarih ve ………. sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Gerekçede yapılan açıklamalar göz önünde bulundurularak yargılama yapılmak üzere dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
2-Davalı tarafından yatırılan 578,97 TL nisbi istinaf karar harcının talep halinde iadesine;
3-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL maktu istinaf karar harcının talep halinde iadesine,
4-Karar tebliğ ve harç iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
5-İstinaf kanun yoluna başvuranlar tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yargılama sonunda verilecek gerekçeli kararda dikkate alınmasına,
6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 6100 sayılı HMK’nun 353/1-a hükmü uyarınca kesin olmak üzere 13/10/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

………..
Başkan
………

……………..
Üye
………….

Asiye Şule GÖKDEMİR
Üye
……………

Halime COŞKUN
Katip
………………….