Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/1280 E. 2022/1132 K. 23.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 13. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
13. HUKUK DAİRESİ K A R A R

DOSYA NO : 2021/1280
KARAR NO : 2022/1132

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …

KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/242
KARAR NO : 2020/864
KARAR TARİHİ : 15/12/2020
İSTİNAF BAŞVURU TARİHİ : 14/04/2021
DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … – [16826-28884-00342] UETS
DAVALI :

VEKİLİ : Av. … – [16177-71479-48561] UETS
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
B.A.M. KARAR TARİHİ : 23/06/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 04/07/2022

Davacı tarafından, davalı aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda mahal mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen karara süresi içinde davalı … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonunda, incelemenin duruşma açılmadan karar verilmesi mümkün hallerden olduğu anlaşılmakla dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde, 18/02/2014 tarihinde davalı …’un 16 R 4698 plaka sayılı aracıyla geri manevra yaparken davacıya çarptığı ve davacının ayağının kırılarak yaralanmasına sebep olduğu, kaza tarihinde kaza tutanağı tutulmadığı, kaldırıldığı hastanede davacının gördüğü tedavi ve ameliyat sonucu alınan sağlık kurulu raporunda beden gücü kayıp oranının süreli %28 olarak saptandığı HMK 107. maddenin 1. fıkrası uyarınca toplanacak delillere istinaden, davacının haksız fiil nedeniyle uğradığı dava sırasında belirli hale gelecek maddi zararlardan şimdilik 1.000 TL maddi tazminatın e davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, manevi tazminat olarak da 40.000 TL nın ve temerrüt tarihinden işletilecek faiziyle davalı sürücüden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …Ş. vekili cevap dilekçesinde, davacının müvekkili şirkete eksik evrakla müracaat ettiği, bu nedenle başvurusunun reddedildiği, öncelikle başvuru şartı eksikliğinden davanın usulden reddi gerektiği, dava dilekçesinde bahsi geçen 16 R 4698 plakalı aracıņ müvekkili şirket nezdinde 06/04/2015-2016 tarihlerini kapsamak üzere ZMMS Sigorta Poliçesi tahtında sigortalanmış olduğu, bu nedenle sigortalısının kusuru oranında sorumlu olduğu, işgöremezlik oranının Adli Tıp Kurumundan alınacak raporla Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre belirlenmesi ve zararın buna göre hesaplanması gerektiği, aktüerya bilirkişisinden rapor alınması gerektiği, tedavi giderlerinin SGK’nın sorumluluğunda olduğu, faizin ancak dava tarihinden itibaren işletilebileceği, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini, talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde, görevsizlik ve zaman aşımı itirazlarının bulunduğunu, müvekkili geri geri park ederken davacının ayağının aracın sol ön tekerleği ile banket arasına sıkıştığını, geri park manevrası yapan sürücünün geriye doğru baktığından sol ön tarafını görmesinin mümkün olmadığını, kusurlu tarafın davacı olduğunu, ayrıca davacı …’un kaza sebebiyle ayağı alçıdayken bulunduğu bir alkol ortamında ayağının yeniden zarar gördüğünü, ayrıca davacının 2016 yılında geçirdiği bir iş kazası sonucunda ayaklarının kırıldığını, inşaat sahibinden noter huzurunda şikayetçi olmayacağını belirterek belli bir miktar para aldığını, dava konusu kazadan 6 ay sonra yeniden çalışmaya başladığını, dava dilekçesindeki gibi kaza nedeniyle çalışamaz hale geldiğine ilişkin beyanlarının da asılsız olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini, talep etmiştir.
Mahkemece, davacının maddi tazminat talebinin kabulü ile 66.378,48-TL’ nin davalı … yönünden kaza tarihi olan 18/02/2014 tarihinden, davalı … yönünden dava tarihi olan 20/02/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 10.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 18/02/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair istemin reddine, karar verilmiştir.
Davalı … vekili istinaf kanun yolu başvuru dilekçesinde, davacının 18/02/2014 tarihinde vermiş olduğu müşteki ifade tutanağında “Sürücü … aracı ile geri geri gelirken aracının arka kısmıyla bana hafif şekilde çarptı. Hava kararmış olduğundan ve sokakta aydınlatma olmadığından beni fark edemedi.” şeklinde ifade verdiği, davacının bu ifadesi ile müvekkilinin kendisine hafif şekilde çarptığını ikrar ettiğini, davacının bu beyanlarının dikkate alınmaması sonucunda eksik ve hatalı inceleme yapıldığı, tanıklarının dinlenmediği, maluliyet hesaplamasının hatalı olduğu, davacının celp edilecek hastane evraklarıyla birlikte tam teşekküllü hastaneye sevk edilerek yeniden rapor alınması gerektiği, ayrıca davacının taleplerinin zaman aşımına uğradığından bahisle yerel mahkeme kararının kaldırılmasını karar verilmesini, talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME ve GEREKÇE
Dava, haksız fiil sebebiyle maddi ve manevi tazminat talebine yöneliktir.
Davacının maddi tazminat talebi, geçici ve sürekli maluliyet alacağı ve tedavi gideri kalemlerinden oluşmaktadır.
6098 sayılı TBK 72 maddesi gereği, haksız fiilden kaynaklı tazminat davalarında zamanaşımı süresi tazminat yükümlüsünü öğrenme tarihinden itibaren 2 yıl ve eylem tarihinden itibaren 10 yıldır. 2918 sayılı KTK 109 maddesi ile motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin taleplerin zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü, öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve kaza gününden başlayarak 10 yıl içerisinde zaman aşımına uğrayacağı hüküm altına alınmıştır. Ancak tazminat, ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımını öngördüğü bir fiilden kaynaklanıyorsa, ceza zamanaşımı uygulanacaktır.
Şikayetten vazgeçilmesinin veya ceza davası açılmamasının ceza zamanaşımı hükümlerinin uygulanmasına engel olmadığı, 5237 sayılı TCK 66/1-e maddesinde öngörülen 8 yıllık ceza zamanaşımı süresine göre, kazanın 18/02/2014 tarihinde gerçekleşip, dava tarihinin 20/02/2018 olduğu, 8 yıllık zamanaşımı süresinin korunduğu göz önüne alındığında, davalı … vekilinin bu yoldaki istinaf sebebi yerinde değildir.
04/02/2019 tarihli bilirkişi raporunda kazanın meydana gelmesinde davacının %30, davalı sürücünün %70 oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir. Yapılan keşif, taraf ve tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde, kazanın meydana gelmesinde davalının asli kusurlu olduğuna ve kusur raporuna itibar edilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalı … vekilinin istinaf sebebi yerinde değildir.
Maluliyete ilişkin alınacak raporlar 11/10/2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013 tarihi ile 01/06/2015 tarihleri arasında sonrada Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01/06/2015 tarihi ile 20/02/2019 tarihleri arasında Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine, 20/02/2019 tarihinden sonrada Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir.(Yargıtay 4 HD, 2021/6772 E- 2021/9565 K sayılı ilam)
Davacı …’un yaralanmasına neden olan kazanın 18/02/2014 tarihinde meydana geldiği göz önüne alındığında,Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği hükümlerine göre rapor alınması gerektiği açıktır. Uludağ Üniversitesi’nce , Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında düzenlenen maluliyet raporuna itibar edilmesi isabetsiz olmuştur. Davalı … vekilinin bu yoldaki istinaf sebebi yerindedir.
Davalı … vekilince yargılama aşamasında, davacının kazadan sonra inşaatlarda çalışmaya devam edip, çalışma süresinde bir kaza daha geçirdiği ileri sürülmüş olup, bu hususta tanık beyanına başvurulmasını ve davacının tüm hastane kayıtlarının celbi talep edilmiş, hastane kayıtları celbedilmiş ise de, tanık dinletme talebinin reddine karar verilmiştir. İddia ve savunmaların kısmen ya da tamamen cevapsız bırakılmasının doğal kanun yolu olduğu göz önüne alındığında, davalı tanığının bilgi ve görgüsüne başvurulurak, sonrasında, dosyanın ATK’ya gönderilip, davacı …’un Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında maluliyet oranı ve iyileşme süresi belirlenerek, davacının maluliyeti ile 18/02/2014 tarihli kaza arasında illiyet bağı bulunup bulunmadığı yolunda rapor alınmalıdır. Davalı … vekilinin bu yoldaki istinaf sebebi yerindedir.
Dava dilekçesinde bakım alacağına yönelik açık bir talep bulunmamaktadır. 6100 sayılı HMK 26 maddesinde düzenlenen taleple bağlılık kuralına aykırı olacak şekilde bakım alacağı yönünden hüküm kurulması isabetsiz olmuştur. Kaldı ki, davacının bakım ihtiyacı bulunup bulunmadığının, bu ihtiyacı varsa hangi sebeple ve hangi yaşamsal faaliyetleri için bakım ihtiyacının olduğu, bu ihtiyacın günlük kaç saatlik süre için söz konusu olduğu ve süresi hususlarında rapor alınması (Yargıtay 17 HD, 2021/1932 E- 2021/3168 K sayılı ilam) gerekirken, bu yolda rapor alınmaksızın iyileşeme süresi boyunca bakım ihtiyacı olduğu varsayımdan hareketle bakım alacağının hesaplanması da isabetsiz ise de, davalı … vekilince bu hususta istinaf talebi bulunmamakla yanlışlığa değinilmekle yetinilmiştir.
Mahkemece yapılacak iş, davalı … vekilince bildirilen tanık beyanına başvurmak, sonrasında dosyayı ATK ‘ya göndererek, davacı …’un Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında maluliyet oranı ve iyileşme süresi belirlenerek, davacının maluliyeti ile 18/02/2014 tarihli kaza arasında illiyet bağı bulunup bulunmadığı yolunda rapor almak, kazanılmış haklar da gözetilerek hüküm vermekten ibarettir.
6100 sayılı HMK 355.maddesi gereğince istinaf yoluna başvuranın sıfatına, kamu düzenine ve istinaf konusu yapılan nedenlerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda, hükmün esasını etkileyecek tüm deliller toplanmadan karar verilmesi nedeniyle karar usul ve yasaya aykırı olup davalı … vekilinin istinaf başvurusunun bu sebeplerle kabulü ile mahkeme kararının HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına, Dairemiz kararı gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davalı … vekilinin istinaf talebinin KABULÜ ile Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/12/2020 tarih ve 2018/242 – 2020/864 sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Gerekçede yapılan açıklamalar göz önünde bulundurularak yargılama yapılmak üzere dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davalı … tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde ilk derece mahkemesince iadesine,
3-Karar tebliğ ve harç iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
4-İstinaf kanun yoluna başvuran taraflarca yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda 6100 sayılı HMK 353/1-a hükmü uyarınca kesin olmak üzere 23/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


Başkan

e-imza

Üye

e-imza

Üye

e-imza

Katip

e-imza