Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/1259 E. 2022/1017 K. 08.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 13. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/1259 – 2022/1017
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
13. HUKUK DAİRESİ K A R A R

DOSYA NO : 2021/1259
KARAR NO : 2022/1017

B

KARAR YAZIM TARİHİ : 22/06/2022

Davacı tarafından, davalılar aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemesince davanın kabulüne dair verilen karara süresi içinde davalılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonunda, incelemenin duruşma açılmadan karar verilmesi mümkün hallerden olduğu anlaşılmakla dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde, davalı sürücü Öztekin Kamil’in sevk ve idaresinde bulunan 16 UL 770 plakalı aracın 17/07/2010 günü saat 21:30 da Bursa Yenişehir Devlet Yolu üzerinde 16 UU 516 plakalı Kadir Can sevk ve idaresindeki araç ile çarpıştığını, meydana gelen trafik kazasında 16 UU 516 plakalı araçta bulunan yolculardan 16 kişi ve her iki araç sürücüsünün yaralandığını, meydana gelen kazada yolcu olarak bulunan Rabiye Yavuz’un kazanın etkisi ile % 24 oranında malul kaldığını ve kazaya karışan tam kusurlu bulunan 16 UL 770 plaralı aracın zorunlu trafik sigortası bulunmamasından Sigortacılık Kanunu 14. Maddesi ve Güvence Hesabı Yönetmeliğinin 16. Maddesi gereğince maluliyet tazminatı başvurusu talebi ile müvekkil kuruma başvurduğunu, davalıların kusur oranı yönünden itiraz ettiklerini, ancak kaza tutanağında kaza içeriği, konusu ve taraflarının yer almadığını, kazaya ilişkin Yenişehir Asliye Ceza Mahkemesinin 2010/173 esas 2011/177 karar sayılı kararında Öztekin Kamil’in ceza aldığını, davalılar aracın Ak Sigorta tarafından 8639 K.262860 nolu kasko poliçesi ile sigortalı olduğunu belirttiklerini, ancak yapılan inceleme sonucu kazanın 21:15 de meydana geldiğini poliçenin ise saat 16:51 de sona erdiğinin tespit edildiğini, müvekkili kurum tarafından Rabiye Yavuz’a maluliyet tazminatı olarak 49.445,00 TL ödeme yapıldığını, Sigortacılık Kanunu 14. Maddesi ve Güvence Hesabı Yönetmeliğinin 16. Maddesi uyarınca Garanti Sigortası Hesabı’nın zararına neden olan aracın kusurlu sürücüsüne işletenine ve sorumlulara rücu etme hakkını tanığını belirterek, davalının Bursa 5. İcra Müdürlüğünün 2012/10488 sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile, davalın Ak Sigorta A.Ş’ye ihbarını, takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar Öztekin Kamıl ve Emin Kamıl cevap dilekçelerinde, davacının dilekçesinde iddia ettiği hususları kabul etmediklerini, kazaya karışan 16 UL770 Plakalı aracın AK Sigorta tarafından 8639K 26282360 Nolu poliçe ile kasko sigortalı olduğunu, kazaya karışan Kadir CAN’a ait 16 UU 515 plakalı aracın da Mapfre Genel Sigorta tarafından 3.01.04400776 nolu poliçe ile sigortalı olduğunu, kazadan sonra, davacı tarafından araç sigortalarına başvurulduğunu, kendilerine ödeme yapıldığını, ödeme yapılmamış olsa bile bu davanın kazaya karışan iki araç sahibine kusurları oranında açılması gerektiğini, davacının haklarında çeşitli miktarlarda icra takibi başlattığını, kendilerini bezdirme niyetinde olduğunu beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davacının olay tarihinde KZMSS poliçesi bulunmaması nedeniyle zararın 3. Şahsa ödenmesi gerekeceği, 16.10.2012 tarihinde alınan ibra çerçevesinde 19.10.2012 tarihinde yapılan 49.445,00 TL ödemenin talep tavanı olan 68,329,65 TL’yi geçmediği ve davacının talebine uygun olduğundan bu miktar üzerinden itirazın iptaline karar verilmiştir.
Davalılar istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinde, kazaya karışan diğer aracın trafik sigortasının bulunduğunu, kazaya karışan diğer araç sürücüsünün de kusuru bulunması nedeniyle kusur oranında açılması gerekirken tüm kusur üzerinden kendilerinden talepte bulunulmasının hatalı olduğunu beyanla kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde, kazaya karışan aracın kaza tarihinde Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi bulunmadığından, kazaya karışan araçta yolcu olarak bulunan ve %24 malul kalan Rabiye Yavuz’a aktüer tarafından kurallara uygun olarak tazminat hesabının yaptırıldığını, açılan ceza davasında da sabit olduğu üzere davalı Öztekin Kamıl’ın kazanın meydana gelmesinde asli kusurlu olduğunu beyan ederek davalıların istinaf başvurularının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava rücuen tazminat istemine ilişkin yapılan takibe itirazın iptali istemidir.
Davacı Güvence Hesabı tarafından dava dışı üçüncü kişilere ödenen tazminatın kaza tarihinde geçerli trafik sigortası bulunmayan aracın işleten ve sürücüsünden kusur oranında tazmini için yapılan takibe itirazın iptali için dava açıldığı ve mahkeme tarafından davanın kabulüne karar verilmesi üzerine süresi içerisinde davalılar tarafından kararın istinaf edildiği görülmüştür.
Dosya istinaf incelemesi için Dairemize gönderildikten sonra davacı Güvence Hesabı vekili Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesine sunduğu 31/12/2021 tarihli dilekçesinde, davalılar aleyhine açtığı davadan ve fazlaya ilişkin haklarından feragat edildiğini ve feragat doğrultusunda karar verilmesini talep ettiği ve vekaletnamesinde feragat yetkisi bulunduğu görülmüştür.
“Davadan feragat” müessesesi, HMK’nın 307 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Söz konusu düzenlemeye göre, davadan feragat, davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. Davadan feragat eden davacı, bununla dava dilekçesinin talep sonucu bölümünde istemiş olduğu haktan (talepten) vazgeçer. Davadan feragat, davacının yapacağı tek taraflı açık bir irade beyanıyla olur. Feragatın geçerliliği için, bunun, davalı ve mahkeme tarafından kabulüne gerek yoktur. Feragat, bir usul işlemidir. Çünkü, feragat, davayı (uyuşmazlığı) sona erdirmektedir. Bir usul işlemi olduğundan feragatın şartları ve etkileri de usul hukuku tarafından düzenlenir.
6100 sayılı HMK 310 maddesi gereği feragat ve kabulün hüküm kesinleşene kadar verilmesinin olanaklı olduğu, feragat veya kabulün hüküm verilmesinden sonra yapılması halinde, taraflarca kanun yoluna başvurulmuş olsa dahi, dosyanın kanun yolu incelemesine gönderilmeyeceği, ilk derece mahkemesi veya bölge adliye mahkemesince feragat ya da kabul hususunda ek karar verileceği esas olmakla istinaf aşamasında davacının davasından feragat ettiği anlaşılmakla davanın feragat nedeniyle reddine karar vermek gerekmiştir
6100 sayılı HMK 355 maddesi gereğince, kamu düzeni yönünden yapılan incelemede, öncelikle davadan feragat konusunda karar verilmesi gerektiğinden davalıların istinaf başvurularının bu nedenle kabulü ile HMK 353/1-b.3 maddesi gereğince, mahkeme kararının kaldırılarak davanın feragat nedeniyle reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;

1-Davalıların istinaf başvurularının yukarıda açıklanan nedenlerle kabulü ile, Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/02/2020 tarih ve 2014/1535 – 2020/207 sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-HMK’nın 353/1-b-3 maddesi gereğince YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMASINA,

a)Davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
b)Alınması gereken 80,70.-TL harcın peşin alınan 602,40-TL’den mahsubu ile hazineye irat kaydına, bakiye 521,7 TL’nin davacıya iadesine,
c) Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
d) Karar kesinleştiğinde artan gider avansının yatıran taraflara iadesine,

3-İstinaf kanun yoluna başvuran davalılarca yatırılan istinaf karar harcının talep halinde ilk derece mahkemesince iadesine,
4-İstinaf kanun yolu başvurusunda bulunan davalılar tarafından yapılan istinaf giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Karar tebliği, harç iade ve gider avansı iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, 6100 sayılı HMK’nın 362/1.a maddesi gereğince kesin olmak üzere 08/06/2022 tarihinde oy birliği karar verildi.

M