Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/1255 E. 2022/895 K. 25.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 13. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/1255 – 2022/895
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
13. HUKUK DAİRESİ K A R A R

DOSYA NO : 2021/1255
KARAR NO : 2022/895

B
üm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
B.A.M. KARAR TARİHİ : 25/05/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 02/06/2022

Davacı tarafından, davalılar aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda mahal mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen karara süresi içinde davalı Mapfre Sigorta vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonunda, incelemenin duruşma açılmadan karar verilmesi mümkün hallerden olduğu anlaşılmakla dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde, davacının 01/04/2016 günü Bursa Osmangazi ilçesinde üzerine kayıtlı olan 16 Z 2547 plakalı mondial marka 2006 model motoru ile kent meydanından metro -terminal istikametinde yeşil ışıkta seyir halinde iken, davalılardan İsmet Nayır sevk ve idaresindeki araç ile %100 kusurlu bir şekilde sebep olduğu trafik kazası sonucu müvekkilinin yaralandığını, sağlam bir insan iken engelli olduğunu, çalışma kapasitesini kaybettiğini, kullandığı motorunun pert olduğunu, müvekkilinin uğradığı bu maddi ve manevi zararları bir nebze olsun tatmin edebilmek amacıyla fazlasını talep ve dava etme hakkı saklı kalmak kaydı ile uğranılan cismani, maddi, manevi zararından, 2006 model Mondial motor için 6.000,00.-TL, 01/04/2016 tarihi itibariyle 4.000,00.-TL maaş, ücret, kazanç vs kaybı zararı tazminatının, 01/04/2016 tarihi itibariyle uğranılan 150.000,00.-TL’lik manevi zararın tahsiline karar verilmesini, uğranılan toplam 160.000,00.-TL’lik bu zararın davalılardan müştereken ve müteselsilen 01/04/2016 tarihinden itibaren faiz işletilerek tahsilini talep etmiştir.
Davalı İsmet Nayır cevap dilekçesinde, ileri sürülen iddiaları kabul etmediklerini, kazanın meydana geldiği cadde ve kavşakta her zaman trafik yoğunluğu mevcut olduğunu, kavşaktan hem davalı sürücünün yaptığı gibi 3. Okul caddesi istikametinde geçiş yapılmakta hem de aynı istikametteki yan yola geçiş yapılmakta olduğunu, davacı sürücüsünün idaresi altındaki 16 Z 2357 plakalı motorla müvekkil davalı sürücünün sağından, davalı sürücünün görüş alanı dışından hızla gelerek davalı aracına çarptığını, kazanın bu şekilde gerçekleştiğini, davacının tüm maddi zararlarının ispatlamak zorunda olduğunu, bu nedenle davacının haksız ve fahiş taleplerinin ve davanın reddine karar verilmesini beyan etmişlerdir.
Mahkemece, davanın maddi tazminat yönünden kabulü ile; Geçici ve sürekli iş göremezlik alacağı olan 377.752,85.TL’nin davalı İsmet Nayır yönünden kaza tarihi olan 01.04.2016 tarihinden işleyecek yasal, (davalı sigorta şirketinin poliçe limitleri sınırlı olmak ve dava tarihinden itibaren yasal faiziyle olmak üzere) faiziyle davalıların müştereken ve müteselsilen tahsiline, 75.000 TL manevi tazminatın davalı İsmet Nayır’dan 01.04.2016 olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiştir.
Davalı Mapfre Sigorta A.Ş. vekili istinaf kanun yolu başvuru dilekçesinde, maluliyete ilişkin maddi tazminat talebi hakkında Kanuna ve Yargıtay uygulamalarına uygun değerlendirme yapılması gerektiği, meslekte kazanma gücünden kayıp oranı tespit eden maluliyet raporu uyarınca hüküm kurulmasının açıkça hatalı olduğu, PMF-1931 mortalite tablosu esas alınarak hazırlanmış olan bilirkişi raporunun hükme esas alınmasının hatalı olduğu, hesaplamada TRH-2010 mortalite tablosunun esas alınması gerektiği, geçici iş görmezlik tazminatının poliçe kapsamında olmadığı, manevi tazminat talepleri müvekkili şirket nezdinde düzenlenen poliçe teminatı kapsamında olmadığından manevi tazminat yönünden “sorumlu tutulmasına” gibi HMK’da yer almayan şekilde hüküm kurulmasının hatalı olduğu, manevi taleplerin, müvekkili şirket bakımından reddolunması gerektiği, müşterek müteselsil hüküm kurulamayacağı, bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde, davalının hukuki hiçbir istinaf nedeni sunmadığı, soyut savunmalarına karşı maddi delilleri ile davayı ispatladıklarını, davalının istinaf başvuru nedenlerinin savunmayı değiştirme ve genişletme yasağına girdiğini, buna muvafakatinin olmadığı, dava aşamasında davalı tarafça bir itiraz yapılmadığı, fakat istinaf dilekçesi ile savunma genişletilerek yeni itirazlarda bulunulduğu, davalı sigorta şirketiısı duruşmalara dahi katılmadığı ve gelen raporlara bir itirazda bulunmadığı, kaza tarihinden bu yana çok uzun bir zaman geçtiği, müvekkilinin yeterince mağdur olduğu, davalı sigorta şirketinin bu davayı uzatmaya yönelik taleplerinin müvekkilinin mağduriyetinin çok daha uzamasına neden olacağı, davalı sigorta şirketinin kötü niyetli ve davayı uzatmaya yönelik beyanlarını kabul etmediklerini, bu nedenlerle davalı sigorta şirketinin yersiz ve hukuki dayanaktan yoksun istinaf taleplerinin reddine, karar verilmesini talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME ve GEREKÇE
Dava, haksız fiil sebebiyle maddi ve manevi tazminat talebine yöneliktir.
Maluliyete ilişkin alınacak raporlar 11/10/2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013 tarihi ile 01/06/2015 tarihleri arasında sonrada Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01/06/2015 tarihi ile 20/02/2019 tarihleri arasında Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine, 20/02/2019 tarihinden sonrada Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir (Yargıtay 4 HD, 2021/6772 E- 2021/9565 K sayılı ilam).
Somut uyuşmazlıkta, kazanın 01/04/2016 tarihinde meydana geldiği, göz önüne alındığında davacı hakkında Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre rapor düzenleneceği açık olup, hükme ve hesaplamaya esas alınan ATK 2 İhtisas Kurulu raporunda, 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak düzenlenen 09/07/2019 tarihli raporun hükme esas alınması isabetsiz olmuştur. ATK 2 İhtisas Kurulu’ndan, Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre davacının maluliyet oranı ve iyileşme süresini gösterir rapor alınmalıdır. Davalı Mapfre Sigorta AŞ vekilinin bu yoldaki istinaf sebebi yerindedir.
Geçici iş görmezlik tazminatı, uğranılan kaza nedeniyle günlük işlerini yapamayan veya yapmakta zorlanan (daha fazla güç sarfeden) kişilerin talep edebileceği (efor tazminatı) tazminat türüdür. Geçici iş göremezlik zararı; kazanç getiren bir işte çalışması yahut çalışma imkanı bulunmakla beraber, yaralanması nedeniyle iyileşme süresi içerisinde çalışamaması nedeniyle uğranılan zararlara karşı talep edilebilecektir. 6098 Sayılı TBK 54 maddesinde çalışma gücünün azalmasından veya yitirilmesinden doğan kayıplar ile kazanç kaybı, bedensel zararlar kapsamında sayılmış olup, geçici iş görmezlik zararları da bu kapsamdadır. Sürücü ve işletenin, zarar görenin geçici iş görmezlik zararlarından sorumlu olması nedeniyle, aracın sigortalı olması halinde 2918 Sayılı KTK 90 maddesi gereğince, sigortacının sorumluluğu TBK hükümlerine göre belirleneceğinden ve geçici iş göremezlik zararları da 2918 Sayılı KTK 92 maddesinde sigorta teminatı dışında tutulmadığından, geçici iş göremezlik tazminatından sigorta şirketi sorumlu tutulabilecektir. 2918 Sayılı KTK 98 maddesi gereğince geçici iş görmezlik zararlarının tedavi giderleri kapsamında olduğundan bahisle, SGK’nın sorumluluğunda olduğu ileri sürülmüş ise de, genel şartlara atıf yapan kanuni düzenleme Anayasa Mahkemesi’nce iptal edildiği gibi, geçici iş göremezlik zararı tedavi gideri olmayıp, 2918 Sayılı KTK 98 maddesinde geçici iş göremezlik zararlarının SGK’nın sorumluluğunda olduğuna ilişkin düzenleme de yer almamaktadır. 6111 sayılı Yasa ile getirilen düzenlemede; trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmi ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedellerinin karşılanacağı belirtilmiş olup, geçici iş göremezlik ödemeleri yasa kapsamı içerisinde bulunmamaktadır. (Yargıtay 17 HD 2020/11295 E- 2021/780 K sayılı ilam). Davalı Mapfre Sigorta AŞ vekilinin, geçici iş görmezlik tazminatından sorumlu olmadıkları yolundaki istinaf sebebi yerinde değildir.
Aktüerya bilirkişice kaza tarihinden sonraki muhtemel yaşam süresinin belirlenmesinde TRH 2010 yaşam tablosu dikkate alınarak hesaplama yapılmış ise de, Anayasa Mahkemesi’nin 17.07.2020 tarih- 2019/40-2020/40 sayılı kararı ile; 2918 sayılı KTK’nun 90. maddesindeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir” bölümündeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir. Bu nedenle; tazminat hesabında, yeni ZMSS Genel Şartları ekindeki cetvellerin kullanılması mümkün olmadığından ve %1,8 teknik faiz ile devre başı ödemeli belirli süreli rant formülü uygulaması anılan cetvellerle getirildiğinden, artık uygulanması mümkün değildir. Tazminat hesaplamasının, TRH 2010 yaşam tablosu, progresif rant yöntemi kullanılarak, bilinmeyen devirdeki gelirlerin her yıl için %10 artırılıp, %10 iskonto edilmesi suretiyle, teknik faiz dikkate alınmaksızın hesaplanması gerekecektir (Yargıtay 17 HD 2019/3292 E-2021/1848 K sayılı ilam). Davalı Mapfre Sigorta AŞ vekilinin bu yoldaki istinaf sebebi yerinde ise de, davacının istinaf talebi bulunmamakla bilirkişiden bu hususta ek rapor alınmalı, davacının istinaf istemi bulunmadığından, istinafa gelen davalı lehine oluşan usuli müktesep hak gözetilmelidir.
Dava dilekçesinde talep edilen tüm tazminat kalemlerinin, davalılardan müteselsilen tahsilinin talep edildiği, hükmedilen manevi tazminat bakımından, davalı Mapfre Sigorta AŞ’nin sorumlu tutulmamasına karar verildiği, ancak bir önceki paragrafta ” digerleri yönünden dava tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına” şeklinde hükümde çelişki ve infazda tereddüt oluşturulacak nitelikte hüküm kurulması ve ZMM sigorta şirketinin manevi tazminattan sorumluluğu bulunmadığı gözetildiğinde, manevi tazminat talebi yönünden davanın reddi yerine, manevi tazminattan sorumlu tutulmaması şeklinde hüküm infazda tereddüt oluşturacağından davalı Mapfre Sigorta AŞ vekilinin bu yoldaki istinaf sebebi yerindedir.
6098 sayılı TBK 52 maddesi gereği zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmışsa hakim,tazminatı indirebilecek veya tamamen kaldırabilecektir.Zarar görenin kendi menfaatlerini korumak için makul bir insanda beklenen davranışta bulunmayarak, zararın meydana gelmesinde veya artmasında etkili olmasına müterafik (bölüşük) kusur olarak adlandırılır.Zarar görenin müterafik kusurunun tespiti halinde 6098 sayılı TBK 52 maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, öğreti ve Yargıtay uygulamalarıyla da benimsenmiştir. Müterafik kusura ilişkin savunma, bir defi olmadığından mahkemece bu yönde bir savunma olmasa dahi resen araştırılması ve tartışılması gerekmektedir (Yargıtay 4 HD 2021/6032 E- 2021/8065 K sayılı ilam). Davacının, kaza anında motosiklette sürücü olarak bulunduğu, kask ve koruyucu ekipman kullanıp kullanmadığının, zararın artmasına etkisi olup olmadığının tartışılmaması isabetsiz ise de, bu yolda istinaf sebebi bulunmamakla yanlışlığa değinilmekle yetinilmiştir.
Kabule göre de, davacının maddi tazminat talebinin geçici iş görmezlik, (kalıcı) maluliyet tazminatından ve motosiklette meydana gelen zarardan oluştuğu halde, gerekçeli karar hüküm fıkrasında, geçici iş görmezliğin hangi miktarda, maluliyetin hangi miktarda kabul edildiği anlaşılamadığı gibi, motosiklette oluşan zarar yönünden olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi isabetsiz olup, kararın denetime elverişliliği yönünden hangi alacak kalemin, ne miktarda kabul edilip, ne miktarda reddedildiği açıkça gösterilmelidir.
6100 sayılı HMK 355.maddesi gereğince istinaf yoluna başvuranın sıfatına, kamu düzenine ve istinaf konusu yapılan nedenlerle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda, hükmün esasını etkileyecek tüm deliller toplanmadan karar verilmesi nedeniyle karar usul ve yasaya aykırı olup davalı Mapfre Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun bu sebeplerle kabulü ile mahkeme kararının HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına, Dairemiz kararı gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davalı Mapfre Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf talebinin KABULÜ ile Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/12/2020 tarih ve 2016/906 – 2020/859 sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Gerekçede yapılan açıklamalar göz önünde bulundurularak yargılama yapılmak üzere dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davalı Mapfre Sigorta A.Ş. tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde ilk derece mahkemesince iadesine,
3-Karar tebliğ ve harç iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
4-İstinaf kanun yoluna başvuran tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda 6100 sayılı HMK 353/1-a hükmü uyarınca kesin olmak üzere 25/05/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Mu