Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/1251 E. 2022/770 K. 28.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BURSA BAM 13. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/1251 – 2022/770
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
13. HUKUK DAİRESİ K A R A R

DOSYA NO : 2021/1251
KARAR NO : 2022/770

ARAR TARİHİ : 28/04/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 18/05/2022

Davacı tarafından, davalı aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemesince davanın reddine dair verilen karara süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonunda, incelemenin duruşma açılmadan karar verilmesi mümkün hallerden olduğu anlaşılmakla dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkili Serkan Onat’ın 12/04/2018 tarihinde Bursa İli Kestel İlçesi’nde meydana gelen kazada, 16 LSC 20 plakalı araç sürücüsü İsmail Yavuz % 100 kusurlu olduğunu, müvekkilinin kaza neticesinde ağır ve ciddi bir şekilde yaralandığını ve Bursa Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tedavi edildiğini, kaza yapan 16 LSC 31 plakalı aracın kaza tarihi itibariyle Trafik (ZMMS) Sigortasının davalı Doğa Sigorta A.Ş. tarafından yapıldığını, adı geçen şirketten sorumluluk sınırı içerisinde maddi tazminat talep ettiğini, Sigorta şirketine 02/11/2018 tarihli dilekçe ile tazminat için Bursa 10. Noterliği aracılığıyla, 045951 yevmiye numaralı ihtarname ile başvuru yapıldığını, müvekkili tarafından arabulucuya da başvuru yapıldığını ancak arabuluculuk görüşmesinin de olumsuz sonuçlandığını, müvekkilinin tedavi giderleri ile bedensel zararlarını ve kaza nedeniyle yaralanmasından dolayı fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00-TL maddi tazminatın olay tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, 12.04.2018 tarihinde İsmail Yavuz’un sevk ve idaresinde bulunan 16 LSC 20 plaka sayılı aracın Serkan Onat sevk ve idaresindeki tescilsiz ve plakasız araç ile kazaya karıştığını, trafik kazası dolayısıyla 16 LSC 20 plaka sayılı aracın Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesini (ZMMS poliçesini) düzenleyen müvekkili şirkete, davacı 06.11.2018 tarihinde tazminat talebiyle başvurduğunu, ancak dava dışı İsmail Yavuz ile 2018/8023 uzlaştırma büro numaraları dosya üzerinden 08/10/2018 tariinde 5.000,00-TL ödemesi koşuluyla uzlaşıldığını, Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı 2018/52973 Sor. 2018/50536 K. Sayılı (08.10.2018 Tarihli Uzlaştırma Nedeniyle) kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı gereği davacının maddi tazminatının karşıladığını ve uzlaşma nedeniyle maddi ve manevi tazminat taleplerinden feragat ettiğini, bu nedenle tazminat talebinde bulunmasının mümkün olmayacağını, davacının sunduğu evraklar kapsamında müvekkili şirket bünyesinde yapılan değerlendirme sonucunda Serkan Onat’ın 12.04.2018 tarihli kaza sonucunda sürekli sakatlığa uğramadığının tespit edildiğini, müvekkili şirket tarafından başvuru kapsamında ödeme yapılmadığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinafa başvuru dilekçesinde, Antalya Bölge İdare Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi’nin 2017/1440 Esas ve 2018/53 Karar sayılı kararında özetle; Uzlaşma teklif formunun matbu bir evrak olduğu, içerisinde yazılı maddelerde “Uzlaşmanın sağlanması hâlinde mağdur, soruşturma/kovuşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açamaz, açılmış bir dava varsa feragat etmiş sayılır.” hükmü bulunsa da bu maddenin teklif formunda yer almasının kişiye uzlaşmanın mahiyeti, uzlaşmayı kabul ve reddedilmesinin hukuki sonuçları anlatıldığı anlamına gelmeyeceği, trafik kazalarının 2918 sayılı Kanuna tabi olduğu, trafik kazalarında kusuruyla kazaya sebebiyet veren yanında kusursuz sorumlu olan sigorta şirketleri ve işletenler bulunmakta olduğu, kusurlu sürücü ile uzlaşırken tereddüde yer vermeyecek şekilde sigorta şirketi ve araç işleteni sorumluluktan kurtulacağı tazminat davası açılmayacağı açıkça yer verilmesi gerektiği belirtildiğini, tazminat davası açılamayacağı hükmü yalnızca dosyadaki tarafları ilgilendirmekle olup bu husus sigorta şirketine karşı uygulanmaması gerektiğini, davanın reddine ilişkin kararın hatalı olduğunu savunarak kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde, CMK 253. madde uyarınca taraflar arasında uzlaşma sağlandığından müvekkil sigorta şirketine yöneltilen dava hukuka aykırı ve mesnetsiz olduğunu, istinaf başvuru dilekçesinde taraflar arasındaki uzlaşmanın sadece tarafları ilgilendirdiği iddia olunduğunu, fakat bu durum Türk Ticaret Kanunu’nda Sigorta Hukukunu düzenleyen kısımda yer alan sigortalı ile sigortacı arasındaki ilişkiye açıkça aykırı olduğunu, emsal olduğu iddia olunan Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2017/1440 E. 2018/53 K. Sayılı Kararda; Uzlaşma teklifi kişiye yatağında, tedavisi devam ederken sunulmuştur. Ayrıca uzlaşma teklifinin küçük puntolarla yazıldığı iddia olunduğunu, fakat somut uyuşmazlıkta davacı Serkan Onat uzlaşma teklifini kabul ederken 22 yaşında, muhakeme yeteneğini haiz bir genç olduğu, uzlaşma teklifi usulüne uygun bir şekilde hazırlanmış ve taraflara sonuçları anlatıldığını, keza hem uzlaşma öncesi düzenlenen tutanaklarda hem uzlaşma raporunda beyan edildiği üzere “Müşteki; Serkan Onat soruşturmaya konu olan olayla ilgili olarak 5.000,00-TL maddi ve manevi zararının bulunduğunu, bu zararın şüpheli İsmail Yavuz tarafından karşılanması halinde uzlaşmak istediğini aksi halde uzlaşmak istemeyeceğini beyan etmiştir.” davacı Serkan Onat somut uyuşmazlıkta yer alan zararının miktarını kendi belirlemiş ve ödenmesi halinde zararının sona ereceğini kabul ettiğini, kararın kesinlik sınırı içinde kaldığını bu nedenle usulden reddedilmesi gerektiğini savunarak davacının istinaf isteminin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE :
Dava, trafik kazası sonucu oluşan bedensel zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
12/04/2018 tarihinde dava konusu trafik kazasının meydana geldiği, sigortalı araç sürücüsünün çarpması sonucu yaya olan davacının yaralandığı dosya kapsamıyla sabittir. olaya ilişkin tarafların Ceza Muhakemeleri Kanunu’na göre Uzlaştırma Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik’in 20. maddesinde belirtilen maddi ve manevi edimlerden herhangi birini talep etmediklerini belirterek uzlaştıkları Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı 2018/52973 Sor. 2018/50536 K. Sayılı (08.10.2018 Tarihli Uzlaştırma Nedeniyle) Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Kararı verildiği anlaşılmaktadır.
5271 sayılı CMK’nın 253/17. bendinde; “Cumhuriyet savcısı, uzlaşmanın, tarafların özgür iradelerine dayandığını ve edimin hukuka uygun olduğunu belirlerse raporu veya belgeyi mühür ve imza altına alarak soruşturma dosyasında muhafaza eder. “CMK’nın 253/19. bendine göre ise ” … Uzlaşmanın sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz; açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılır. Şüphelinin, edimini yerine getirmemesi halinde uzlaşma raporu veya belgesi, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 38 inci maddesinde yazılı ilam mahiyetini haiz belgelerden sayılır.” hükmü yer almakta olup anılan Kanun maddesinin 253/19. bendine göre uzlaşmanın sağlanması halinde soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz, açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılır. Bu yasal düzenleme ışığında da uzlaşma raporunu düzenlenmekle davacının tazminat davası açma hakkı bulunmamaktadır. Uzlaşma raporu da ilam mahiyetinde olacağından aksinin aynı kuvvetteki belge ile ispatlanması gerekir.
Tüm bu nedenlerle uzlaşma raporu ilam mahiyetinde olduğundan ve uzlaşmanın sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamayacağından yerel mahkemece açılan davanın reddine karar verilmesi doğrudur.(Yargıtay 4.Hukuk Dairesi 2022/1383-2022/22469 sayılı ilamı)
HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf yoluna başvuranın sıfatına ve istinaf konusu yapılan nedenlere ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesin kararı usul ve yasaya uygun olması nedeniyle davacı vekilinin istinaf taleplerinin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/12/2020 tarih ve 2020/709-2020/740 sayılı kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından HMK 353/1-b-1 hükmü gereğince davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafından yatırılması gereken 80,70.-TL istinaf karar harcından peşin alınan 59,30-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 21,40-TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Karar tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-İstinaf yargılama giderinin istinafa başvuran taraflar üzerinde bırakılmasına,
Dair, duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, 6100 sayılı HMK’nın 361/1 maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 28/04/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

M