Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/1243 E. 2022/965 K. 01.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 13. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
13. HUKUK DAİRESİ K A R A R

DOSYA NO : 2021/1243
KARAR NO : 2022/965

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1610
KARAR NO : 2020/877
KARAR TARİHİ : 17/12/2020
İSTİNAF BAŞVURU TARİHİ : 05/03/2021
DAVACI :
: … –

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesi)
B.A.M. KARAR TARİHİ : 01/06/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 15/03/2022

Davacı tarafından, davalı aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemesince davanın kabulüne dair verilen karara süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonunda, incelemenin duruşma açılmadan karar verilmesi mümkün hallerden olduğu anlaşılmakla dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde, 16 E 6998 plakalı aracın 62763244 Nolu Trafik Sigorta Poliçesi ile 06.02.2013-2014 tarihleri arasında sigortalı olduğunu, sigortalı aracın dava dışı Serdar Soydemir sevk ve idaresinde iken araç içi yolcu İbrahim Kanak’ın ölümüne sebep olunduğunu, İbrahim Kanak mirasçıları tarafından açılan Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1423 Esas sayılı davası yargılama sürecinde davacılar ile sulh olunarak 25.400. TL davacılara ve 4.600. TL davacılar vekiline vekalet ücreti olmak üzere toplam 30.000. TL tazminat ödendiğini, kaza nedeni ile davalı araç sürücüsüne %100 kusur atfedildiğini, sürücü Serdar Soydemir’ın 0.89 promil alkollü olduğunun belirlendiğini, aracı kapı açık sevk ve idare ettiğini, yolcu güvenliği ile seyahat yükümlülüğünü yerine getirmediğini, kasta yakın ağır kusuru nedeni ile ölüme sebebiyet verildiğini, yasal rücu haklarının kullanılarak Bursa 20. İcra Müdürlüğünün 2016/10886 Esas sayılı takibe geçildiğini, davalının haksız itirazı ile icra takibinin durduğunu belirterek hasız itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, aracın Bar Rent A Car Oto Kiralama firması himayesindeki kiralık araçlardan olduğunu, 26.04.2013 tarihli oto kiralama sözleşmesi ile dava dışı Serdar Soydemir’e uzun süreli kiralandığını, bu nedenle işletenlik sıfatlarının bulunmadığını, işleten sıfatının uzun süreli kiralayana geçtiğini, aksi düşünce ile dahi zarar görenin ya da üçüncü bir kişinin ağır kusurunun bulunduğunu, sürücü Serdar Soydemir’ın ağır kusuru nedeni ile 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu 85. Madde gereğince rücu hakkının bulunmadığını, aracın Serdar Soydemir sevk ve idaresindeyken araç içerisindeki İbrahim Kanak’ın kapıyı açarak tehlikeli hareketler yapması neticesinde düşerek vefat ettiğini, bu durumun 18.05.2015 tarihli Adlı Tıp Kurumu raporu ile belirlendiğini ve müteveffaya %75 kusur atfedildiğini, araç sürücü kusurunun %25 olarak belirlendiğini, Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1423 Esas sayılı dava sonucunda verilen kararda bu kusur oranlarının hükme esas alındığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile itirazın iptaline, takibin aynen devamına, icra inkar tazminatı talebi yönünden alacağın likit olduğu, davalının asıl alacak yönünden itirazında haksız olduğu anlaşıldığından icra inkar tazminatı talebinin kabulüne karar verilmiştir.
Davalı vekili istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinde, aracın uzun süreli oto kiralama sözleşmesi ile araç kiralama şirketine kiralanması nedeniyle müvekkilinin işleten sıfatı bulunmadığını ve bu nedenle tazminattan sorumlu olmadığını, kazanın meydana gelmesinde müteveffanını % 75 kusurlu olması nedeniyle kazanın salt alkolün etkisi ile gerçekleştiğinin kabul edilemeyeceğini, müvekkilinin rücu edilebilecek sigortalı kapsamında bulunmadığını beyanla kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde, müvekkilinin davalının sigortalısı olduğunu, Trafik Sigorta Genel Şartlarının B4 maddesine göre davacı sigortacının sadece sigorta ettiren yani sigorta sözleşmesinin tarafı olan kişiye rücu hakkı bulunduğunu, davalının aracını uzun süreli kiraya verdiği iddiasının ispatlanamadığından hukuken kabul edilmesinin mümkün olmadığını, araç sürücüsünün alkollü ve %100 kusurlu olduğunu beyan ederek davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE;
Dava, ZMSS poliçesinden kaynaklanan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacı … şirketinin sigortalı aracın sebep olduğu kazada 3.kişinin yaralanması nedeniyle ödenen tazminatın araç sürücünün alkollü olması ve ağır kusurlu olması nedeniyle ödemenin teminat dışında kaldığından bahisle davalı sigortalıdan tahsilinin talep edilip edilmeyeceği hususu olduğu anlaşılmıştır.
Davalı vekili istinaf dilekçesi ile müvekkilinin aracı uzun süreli olarak araç kiralama şirketine kiraladığını ve kazanın bu kiralama sırasında meydana gelmesi nedeniyle işleten ve dolayısıyla rücu edilecek sigortalı sıfatı bulunmaması nedeniyle kendisinde talepte bulunulamayacağını beyanla istinaf isteminde bulunmuş ise de ; davalı tarafça araç kiralama şirketi ile müvekkili arasında tanzim edilen kiralama sözleşmesinin dosyaya ibraz edilmediği, noterden celp edilen vekaletnamenin ise kiralama sözleşmesini ispatına yeterli olmadığı gibi kazaya karışan araç sürücüsü ile kiralama şirketi arasındaki kiralama sözleşmesinin kısa süreli olması nedeniyle bu hali davalının işletenlik sıfatı sona ermediği gibi, bir an için sona erdiği kabul edilse bile işleten olarak sorumlu olmamasının davacı ile davalı arasında tanzim edilen sigorta sözleşmesinin tarafı olması nedeniyle poliçe genel şartlarına göre rücu edilecek sigortalı olduğu sonucunu değiştirmeyeceğinden şartların varlığı halinde davalı sigortalıya poliçe kapsamında rücu edilebilecek olduğundan bu husustaki istinaf isteminin reddi gerekmiştir.
Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1. maddesinde de, “Sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.” şeklinde düzenleme mevcuttur.
Yine 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 95. maddesinde “Sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran haller zarar görene karşı ileri sürülemez”hükmü mevcuttur.
Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene başvurabilir.” düzenlemesi yer almaktadır.
Ayrıca 2918 sayılı KTK’nun 48. maddesinde, alkollü içki alması nedeniyle güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu ifade edilmiştir.
Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin “Uyuşturucu ve Keyif Verici Maddeler ile İçkilerin Etkisinde Araç Sürme Yasağı” başlıklı 97/1. maddesinde, alkollü içki almış olması nedeniyle güvenli sürme yeteneğini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu açıklandıktan sonra, bu konu ile ilgili olan “b-2” bendinde, alkollü içki almış olarak araç kullandığı tespit edilen diğer araç sürücülerinden kandaki alkol miktarı 0.50 promil üstünde olanların araç kullanamayacakları belirtilmiştir.
Öte yandan, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.4.d maddesinde, tazminatı gerektiren olay işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin veya motorlu aracın hatır için karşılıksız olarak kendilerine verilen kişilerin uyuşturucu veya keyif verici maddeler almış olarak aracı sevk ve idare etmeleri esnasında meydana gelmiş veya olay yukarıda sayılan kişilerin alkollü içki almış olmaları nedeniyle aracı güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş bulunmalarından ileri geliyorsa sigortacının sigorta ettirene rücu hakkı olduğu açıklanmıştır.
O halde, hasarın teminat dışı kalabilmesi için kazanın meydana geliş şekli itibariyle sürücünün salt (münhasıran) alkolün etkisi altında kaza yapmış olması gerekmektedir. Diğer bir anlatımla, sürücünün alkollü olması tek başına hasarın teminat dışı kalmasını gerektirmez. Üstelik, böyle bir durumda hasarın teminat dışı kaldığının ispat yükü 6762 sayılı TTK’nun 1281. Maddesi (6102 sayılı TTK’nın 1409. maddesi) hükmü gereğince sigortacıya düşmektedir.
Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarında; sürücünün aldığı alkolün oranının doğrudan doğruya sonuca etkisi bulunmadığından, mahkemece nöroloji uzmanı, sigortacı ve trafik konusunda uzman bilirkişilerden oluşan bilirkişi kurulu aracılığıyla olayın salt alkolün etkisiyle gerçekleşip gerçekleşmediğinin, alkol dışında başka unsurların da olayın meydana gelmesinde rol oynayıp oynamadığının saptanması, sonuçta olayın tek başına alkolün etkisiyle meydana geldiğinin belirlenmesi durumunda, oluşan hasar poliçe teminatı dışında kalacağından davanın kabulüne, aksi halinde reddine karar verilmesi gerekeceği ilkesi benimsenmektedir. (YHGK 23.10.2002 gün ve 2002/11-768-840; YHGK 7.4.2004 gün ve 2004/11-257-212; YHGK 2.3.2005 gün ve 2005/11-81-18; YHGK 14.12.2005 gün 2005/11-624-713 sayılı ilamları)
Davacı vekilinin dava dilekçesi ile rücu sebebi olarak alkollü araç kullanımı yanında davalı araç sürücünün aracın seyri sırasında arka kapılar açık şekilde araç kullanması nedeniyle kasta varan ağır kusuruna dayandığı da görülmüştür.
Poliçe genel şartlarının B.4-a maddesi hükmünden anlaşılacağı üzere davacı … şirketinin trafik sigortası gereğince davalı işletene karşı rücu hakkını kullanabilmesi için, tazminatı gerektiren olayın işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kasti bir hareketi veya ağır kusuru sonucunda meydana gelmiş olması gerekmektedir.
Davacı vekili rücu sebeplerinden biri olarak sürücünün aracın arka kapılarının aracın seyri sırasında açık olması nedenine dayandığına göre, ağır kusur kavramı özel hukuk kavramı olup kasıt olmamakla beraber kasta yakın bir kusurun mevcudiyetini ifade eder. KTK’nın koyduğu kuralların her türlü ihlali, sürücünün, kasta yakın bir kusuru olduğunu göstermemektedir. Bu yasanın 84. Maddesinde belirtilen asli kusur hallerinin hepsinin, aynı zamanda ağır kusur olarak nitelendirilmesini gerektiren bir yasal düzenleme de mevcut değildir. Dava konusu olayda ise davalı sigortalı aracın sürücüsünün arka kapılar açık şekilde seyir etmesi trafik kurallarına aykırı davranışı nedeniyle kusurlu bulunması, başlı başına kasıtlı yada ağır kusuru olduğu anlamına gelmez. Üstelik böyle bir durumda hasarın teminat dışında kaldığını ispat yükü TTK’nin 1282. maddesi hükmü gereğince sigortacıya düşmektedir.
Bu durumda yalnızca arka kapıların açık şekilde araç kullanma eylemi dava dışı sürücünün kasıtlı veya ağır kusurlu olduğunu kabul etmeye yeterli olmadığından bu kaza ile ilgili olarak davacı … şirketinin bu rücu sebebine dayalı olarak davalı işletene karşı rücu hakkı bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Davalı aracın sürücüsünün ve müteveffanın kaza anında alkollü olduğu sabit olmakla birlikte müteveffanın ölümüne sebep olan olayın araçta yolcu olan müteveffanın aracın kapıları açık şekilde iken aracın seyri sırasında araçtan düşmesi olduğu anlaşılmakla her ne kadar Nörolog Bilirkişinin vermiş olduğu raporda; davalı araç sürücüsünün aldığı alkol miktarı itibariyle kazanın salt alkolün etkisi ile meydana geldiği tespit edilmiş ise de gerek üçüncü kişilerin açtığı tazminat davasının yapılan yargılaması sırasında ticaret mahkemesinde alınan ATK raporunda, gerekse kaza tespit tutanağından davalıya ait aracın sürücüsünün aracın seyri sırasında sürüş hakimiyetini kaybederek aktif bir kazaya karışmadığı, yolcu konumunda bulunan müteveffanın aracın seyri sırasında kapıların açık olması nedeniyle düşerek vefat ettiği ve bu nedenle kazanın münhasıran alkolün etkisiyle meydana gelmediği anlaşılmakla rücu şartlarının oluşmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğundan davalı vekilinin istinaf isteminin bu yönüyle kabulü gerekmiştir.( Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 10/12/2018 tarih 2018/4623 E 2018/11940 K)
6100 sayılı HMK 355 maddesi gereğince istinafa başvuranın sıfatı, istinaf konusu yapılan nedenler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda mahkemece, davanın reddi gerekirken, davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esas bakımından kabulü ile bu durum yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı HMK 353/1-b-3 maddesi gereğince mahkeme kararının kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf talebinin KABULÜ ile Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin, 17/12/2020 tarih, 2018/1610 – 2020/877 sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-6100 sayılı HMK 353/1-b-3 maddesi gereğince YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMASINA,
a)Davanın REDDİNE,
b)Alınması gereken 80,70-TL harcın peşin alınan 318,35-TL harçtan mahsubu ile 237,65.- TL harcın talep halinde davacıya iadesine,
c)Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
d)Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereği 5.100,00.- TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-İstinaf kanun yoluna başvuran davalı tarafından yatırılan 450,14 TL nisbi istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
4-İstinaf kanun yoluna başvuran davalı tarafından yapılan istinaf yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Artan gider avansının talep halinde ilk derece mahkemesince iadesine,
6-Karar tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
7-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, 6100 sayılı HMK 362/1.a maddesi gereğince kesin olmak üzere 01/06/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


Başkan

e-imzalıdır

Üye

e-imzalıdır

Üye

e-imzalıdır

Katip

e-imzalıdır