Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/1242 E. 2022/793 K. 10.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 13. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/1242 – 2022/793
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
13. HUKUK DAİRESİ K A R A R

DOSYA NO : 2021/1242
KARAR NO : 2022/793

BA

KARAR YAZIM TARİHİ : 27/05/2022

Davacı tarafından, davalılar aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda mahal mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen karara süresi içinde davalılardan Eureko Sigorta ve Nalan Konuk vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonunda, incelemenin duruşma açılmadan karar verilmesi mümkün hallerden olduğu anlaşılmakla dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde, müvekkilinin sevk ve idaresindeki 16 LTC 62 plakalı motosiklete 01/03/2018 tarihinde davalı Eureko Sigorta A.Ş.’nin sigortalısı bulunan davalı Nalan Konuk’un sevk ve idaresindeki 34 LZ 8375 plakalı aracın çarptığını, kaza nedeniyle maddi hasar meydana geldiğini, kazanın meydana gelmesinde davalı Nalan’ın tam kusurlu olduğunu, sigorta şirketine başvurmalarına rağmen hasar ve değer kaybının taraflarına ödenmediğini, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik motosiklette oluşan hasarın ve değer kaybının toplamı 7.664,10 TL nin davalılardan tahsiline, davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Eureko Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde, 34 LZ 8375 plakalı aracın müvekkili sigorta şirketi nezdinde 25/03/2017 – 25/03/2018 tarihleri arasında geçerli olmak üzere ZMSS sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, dava konusu aracın 01/03/2018 tarihinde trafik kazasına karıştığı, kazaya dava dışı Ak Sigorta A.Ş. nezdinde düzenlenen poliçenin 22/02/2018 tarihinde başlamış olduğundan riziko teminat sorumluluğunun dava dışı Ak Sigorta A.Ş.’ye ait olup müvekkili şirketin kaza sebebiyle sigorta sorumluluğunun bulunmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkili şirketin sorumluluğunun eğer sigortalı aracın kusuru varsa bu oran tespit edildikten sonra kusuru oranında gerçek hasarı ödemekle yükümlü olduğunu, bu nedenle kusur tespiti için rapor aldırılmasını, öncelikle husumet itirazlarının kabulüne, dava konusu hasar ve değer kaybına ilişkin itirazlarının kabulüne, sigortalı araca atfedilecek bir kusur olmadığından ayrıca talep edilen hasar miktarı ve değer kaybı fahiş olduğundan açılan davanın reddini talep etmiştir.
Davalı Leaseplan Oto. Servis ve Tic. A.Ş. vekili cevap dilekçesinde, davada taleplerin ayrıştırılmamış olduğunu, belirsiz alacak olarak talep edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, kazaya karışan aracın 22/06/2010 tarihli Operasyonel Araç Kiralama Sözleşmesi ile Türkiye İş Bankası A.Ş.’ye uzun dönem kiraya verildiğini, davalı Nalan Konuk’un da dava dışı Türkiye İş Bankası A.Ş. çalışanı olduğunu, müvekkilinin işleten sıfatına haiz olmadığını, husumet yönünden müvekkili şirkete yönlendirilmesinin hukuka aykırı olduğunu, husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, davanın Türkiye İş Bankası A.Ş.’ye ihbarı gerektiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, zararın poliçe kapsamında olup, bu sebeple davalılardan Eureko Sigorta A.Ş. tarafından iş bu zararın karşılanması gerektiğini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Nalan Konuk vekili cevap dilekçesinde, müvekkilinin sevk ve idaresindeki aracın sol şeritte seyir halinde iken yolun sağ tarafında bulunan cebe doğru manevra yaptığı esnada arkadan gelen motosikletin aracın sağ arka tarafına çarpmasıyla kazanın meydana geldiğini, motosikletin müvekkilinin kullandığı araç içerisinden fark edilebilme olanağının bulunmadığını, davacının dikkatsiz ve tedbirsiz bir şekilde hızını azaltmaması kazanın meydana gelmesine sebebiyle verdiğini, davanın müvekkiline yöneltilebilme olanağının bulunmadığını, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın müvekkili bakımından reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine talep etmiştir.
Mahkemece, davanın davalı Leaseplan Otomotiv Servis ve Tic. A.Ş. yönünden husumet yokluğu nedeniyle reddine, davanın Nalan Konuk ve Eureko Sigorta A.Ş. yönünden kabulü ile 7.664,10.-TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiştir.
Davalı Eureko Sigorta A.Ş. vekili istinaf kanun yolu başvuru dilekçesinde, diğer davalı Leaseplan Otomotiv Servis ve Ticaret A.Ş. tarafından ilgili araca ilişkin olarak mevcut poliçe devam ederken 22.02.2018 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 116926351 no.lu poliçe ile Ak Sigorta A.Ş. nezdinde ikinci kez ZMMS ile sigortalandığı, aynı araca ilişkin aynı dönemi kapsayacak şekilde birden fazla sigorta yapılması halinde birinci sigorta poliçesi kapsamında sorumluluğun ikinci sigorta poliçesinin vadesine kadar devam etmekte olup ikinci sigorta poliçesinin vadesinin başlamasından itibaren riziko teminatı sorumluluğu ikinci sigorta şirketine geçtiği, riziko teminat sorumluluğu dava dışı Ak Sigorta A.Ş.’ ye ait olup müvekkili şirketin kaza sebebiyle sigorta sorumluluğu bulunmadığı, bilirkişi raporu ile belirlenen kusur durumunun kabulünün mümkün olmadığı, kazada sigortalı aracın kusur oranı tespit edildikten sonra ve ancak bu oranda olmak kaydı müvekkili şirketin sorumlu olduğu, müvekkili şirketin araçta oluşan değer kaybı ve hasar bedelinden ancak 01.06.2015 sonrası yürürlüğe giren ZMSS Genel Şartlarında öngörülen değer kaybı hesaplama tablosu uyarıca belirlenen tutardan sorumlu olacağı, bilirkişi raporunda esas alınan hesaplama yöntemine ve tespit edilen değer kaybı tutarına itiraz ettiklerini, davacının talebinin 7.664,10.-TL olmasına rağmen yerel mahkemenin 7.795,00.-TL’ye hükmetmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, mahkemenin taleple bağlı kalmak zorunda olduğundan hasar bedeline yönelik fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmesi gerektiği, hükmün 5. Fıkrasının da infaza elverişli olmadığından hükümden çıkarılması gerektiği, bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılması ile istinaf nedenleri doğrultusunda davanın reddine karar verilmesini, aksi kanaat hasıl olursa davacı tarafın 31/01/2019 tarihli duruşmasındaki talep ve beyanı dikkate alınarak hüküm kurulmasını, açık ve infaza elverişli olmayan hüküm kısmının 5.fıkrasının hükümden çıkarılmasını, talep etmiştir.
Davalı Nalan Konuk vekili istinaf kanun yolu başvuru dilekçesinde, müvekkilin sevk ve idaresindeki aracın, sol şeritte seyir halinde iken yolun sağa tarafında bulunan cebe doğru sinyal vermek sureti ile manevra yaptığı esnada arkadan gelen motosikletin aracın sağ arka tarafına çarpması ile dava konusu kaza meydana geldiği, sağda bulunan cebe geçiş esnasında arkadan gelen motosikletin geliş açısı değerlendirildiğinde, motosikletin müvekkilin kullandığı araç içerisinden fark edilebilme olanağı bulunmadığı, mahkeme incelemesine elverişsiz ve hukuki dayanaktan tamamen yoksun bilirkişi raporları doğrultusunda karar verildiği, bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME ve GEREKÇE
Dava, trafik kazasından kaynaklı araçta oluşan değer kaybı ve hasar bedelinin tahsili talebine yöneliktir.
21/02/2019 tarihli bilirkişi raporunda, meydana gelen kazanın oluşumunda davalı sürücü Nalan Konuk’un 2918 sayılı KTK 84/6 ve 46/b maddesi gereği %100 kusurlu olduğu, ATK Trafik İhtisas Dairesi 19/07/2019 tarihli raporunda da davalı sürücü Nalan Konuk’un %100 kusurlu olduğu belirtilmiş olup, kusur raporlarının birbiriyle örtüştüğü ve 01/03/2018 tarihli kaza tespit tutanağı ile uyumlu olduğu ve meydana gelen kazada kusur durumunu ortaya koyduğu görülmekle, kusur raporlarına itibar edilmesinde ve davalı sürücü Nalan Konuk’un %100 kusurlu olarak kabul edilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalı Eureko Sigorta AŞ ve davalı Nalan Konuk vekilinin bu yoldaki istinaf sebebi ayrı ayrı yerinde değildir.
Araçta kaza sebebiyle oluşacak değer kaybı, aracın kaza sonrası onarımından sonraki değeri ile hasarsız değeri arasındaki farkı ifade eder (Yargıtay 17 HD 2016/966 E – 2016/5728 K sayılı ilam). Anayasa Mahkemesi’nin 09/10/2020 tarihli 2019/40 E.- 2020/40 K. sayılı ilamıyla, 2918 sayılı KTK 90 maddesinin 1. cümlesindeki ‘…ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…’ ibaresi ve 2. Cümlesindeki ”…ve genel şartlarda…” ibaresi iptal edilip, yürürlüğü durdurulmuş olduğu, 7327 sayılı Kanun 18. Maddesi ile 09/06/2021 tarihinde, 2918 sayılı KTK 90/1 maddesi 1. Cümlesinden sonra eklenen ”a)Değer kaybı tazminatı, aracın; piyasa değeri, kullanılmışlık düzeyi, hasara uğrayan parçaları ile hasar tutarı dikkate alınarak” ibaresi de göz önüne alındığında değer kaybının bu kriterlere göre hesaplanacağı,başka bir ifade ile aracın kaza öncesi rayiç değeri ile onarım sonrası rayiç değeri arasındaki fark, kaza sonucu oluşan değer kaybıdır. 22/06/2020 ve 04/12/2020 tarihli bilirkişi heyeti raporu ve ek raporuna itibar edilmesinde isabetsizlik yoktur. Davalı Eureko Sigorta AŞ ve davalı Nalan vekilinin bu yoldaki istinaf sebebi ayrı ayrı yerinde değildir.
04/12/2020 tarihli bilirkişi heyeti ek raporunda, davacı adına kayıtlı araçta meydana gelen hasar 6.295,00 TL olarak belirlenmiş olup, celbedilen evraklar kapsamında yedek parça cinsi,adet ve bedeli ile faturalar kapsamında yapılan değerlendirme sonucu ek raporda belirlenen bedelin hükme esas alınmasında isabetsizlik yoktur. Diğer taraftan değer kaybı olarak belirlenen 1.500,00.-TL ile toplam üzerinden, taleple bağlı kalınarak 7.664,10.-TL tazminata hükmedilmiş olup, talepten fazlaya hükmedildiği yönündeki davalı Eureko Sigorta AŞ vekilinin istinaf sebebi yerinde değildir.
Davalı Eureko Sigorta AŞ vekilince kazaya karışan 34 LZ 8375 palakalı aracın şirketleri nezdinde 25/03/2017- 25703/2018 tarihleri arasında sigortalı olduğu ancak, aracın işleteni diğer davalı Leaseplan Otomotiv AŞ tarafından, mevcut poliçe devam ederken 22/02/2018 tarihinden geçerli olmak üzere Ak Sigorta AŞ nezdinde sigortalandığı bu sigortanın vadesinin başlamasından sonra sorumluluğun Ak Sigorta Aş ‘ye geçtiği ve 01/03/2018 tarihinde meydana gelen kazada sorumlulukları bulunmadığı ileri sürülmüş ise de, davalı Eureko Sigorta AŞ nezdinde düzenlenen sigorta poliçesi geçerli ve yürürlükte iken, dava dışı Ak Sigorta nezdinde düzenlenen ikinci sigorta poliçesi geçersiz olup buna göre davacının aracında oluşan zarardan davalı Eureko Sigorta AŞ nin sorumlu olacağı (Yargıtay 17 HD 2015/13519 E- 2015/14391 K), göz önüne alındığında,Davalı Eureko Sigorta AŞ vekilinin bu yoldaki istinaf sebebi yerinde değildir.
Dava dilekçesinde araçta oluşan değer kaybı ve hasar için 7.664,10 TL nin tahsili talep edilmiş olup, hüküm fıkrası 5 nolu bendinde”24/07/2019 tarihli 6842643422 fatura nolu fatura bedelinin davalı Nalak Konuk’dan tahsiline” karar verilmiş olup, fatura bedeli yazılmaksızın infaza elverişli olmayacak şekilde hüküm kurulması isabetsiz ise de, yargılama giderine yönelik açık istinaf sebebi bulunmamakla yanlışlığa değinilmekle yetinilmiştir.
6100 sayılı HMK’ 355. maddesi gereğince istinaf yoluna başvuranın sıfatına ve istinaf konusu yapılan nedenlere ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesin kararı usul ve yasaya uygun olması nedeniyle davalılar Nalan Konuk ve Eureko Sigorta vekillerinin istinaf taleplerinin ayrı ayrı reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02/02/2021 tarih ve 2018/1052 – 2021/75 sayılı kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından HMK 353/1-b-1 hükmü gereğince davalı Nalan Konuk vekilinin ve davalı Eureko Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf kanun yolu başvurularının ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davalı Nalan Konuk tarafından yatırılması gereken 523,53.-TL istinaf karar harcından peşin alınan 131,30.-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 392,23.-TL istinaf karar harcının davalı Nalan Konuk’tan alınarak hazineye irat kaydına,
3-İstinaf kanun yoluna başvuran davalı Eureko Sigorta A.Ş. tarafından yatırılması gereken 523,53.-TL istinaf karar harcından peşin alınan 130,88.-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 392,65.-TL istinaf karar harcının davalı Eureko Sigorta A.Ş.’den alınarak hazineye irat kaydına,
4-Karar tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-İstinaf yargılama giderinin istinafa başvuran taraflar üzerinde bırakılmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda 6100 sayılı HMK 362/1-a. hükmü uyarınca kesin olmak üzere 10/05/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

e-imza