Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/1240 E. 2022/936 K. 27.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 13. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/1163 – 2022/849
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
13. HUKUK DAİRESİ K A R A R

DOSYA NO : 2021/1163
KARAR NO : 2022/849

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle)
B.A.M. KARAR TARİHİ : 18/05/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 31/05/2022

Davacılar tarafından, davalılar aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemesince davanın kabulüne dair verilen karara süresi içinde davalılar vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonunda, incelemenin duruşma açılmadan karar verilmesi mümkün hallerden olduğu anlaşılmakla dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde, 08/07/2018 tarihinde davalı Burak Çalışkan’ın sevk ve idaresindeki araç ile yaya kaldırımındaki bankta oturan davacı Mehmet Balabak ve babası müteveffa Mustafa Balabak’a çarptığını, davalı sürücünün kaza sırasında alkollü ve uyuşturucu madde etkisi altında olduğunu, kazadan sonra davalının olay yerinden kaçtığını, Bursa 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2018/449 Esas sayılı dosyası davalı sürücünün yargılamasının devam ettiğini, bu olay sebebiyle davacı Mehmet Balabak’ın yaralandığını babası Mustafa Balabak’ın vefat ettiğini, davacı Mehmet Balabak’ın uzun süre tedavi gördüğünü, kaza nedeniyle eşini kaybeden davacı Kevser Balabak’ın vefat eden Mustafa Balabak’ın desteğinden yoksun kaldığını, muhtaç duruma düştüğünü, sigorta şirketine yapılan başvurunun sonuçsuz kaldığını, diğer davacı Zeynep Temizelliler’in de babasını kaybetmenin üzüntüsünü yaşadığını beyan ederek, trafik kazasında eşini kaybeden Kevser Kabalak için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı Burak yönünden kaza tarihinden itibaren, davalı sigorta şirketi yönünden 18/10/2018 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline, sair talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla davacı Kevser Balabak için 125.000,00 TL , Zeynep Temizelliler için 125.000,00 TL ve olayda hem babasını kaybeden hem de yaralanan Mehmet Balabak için 150.000,00 TL manevi tazminatın davalı Burak Çalışkan’dan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 04/02/2020 havale tarihli değer arttırım dilekçesi ile, davacı Kevser Balabak için destekten yoksun kalma tazminatının fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 135.721,33 TL’ye yükseltilerek (135.721,33 TL’nin tamamından davalı Ethica Sigorta A.Ş.’nin, diğer davalı Burak Çalışkan’ın ise 128.960,72 TL ‘sinden müteselsil sorumlu olması kaydıyla) davalı Ethica Sigorta A.Ş.’nin 18/10/2018 temerrüt tarihinden itibaren diğer davalı yönünden kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Burak Çalışkan vekili cevap dilekçesinde, müvekkilinin kazada alkollü olmadığını, kanda tespit edilen uyuşturucu madde olay akşamı ile tamamen alakasız ve kazaya sebebiyet verme ile ilgisi olmayan günler evvel yapılmış bir meraklı denemenin sonucu olduğunu, yolda aniden fırlayan bir köpekten kaçmaya çalışırken direksiyon hakimiyetini yitirmesi sebebiyle kazanın meydana geldiğini, air bag patlayınca müvekkilinin bilincini kaybettiğini, araçtan indiğinde bir süre kendine gelemediğini, kazanın vehameti ile olay yerinden ayrıldığını, şoku atlattığında ise bizzat teslim olduğunu, kendi gayretleri ile sigorta şirketine davacılar lehine 113.523,95 TL lik bir tazminat ödemesi hesabı yaptırıldığını, murisin ve yaralanan Mehmet BALABAK’ın ayrıca bir hayat – kaza sigortası olup olmadığının buralardan bir yararlanma sağlanıp sağlanmadığının da araştırılması gerektiğini, talep edilen manevi tazminat miktarlarının fahiş olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Ethica Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde, destek tazminatı zararının Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının ekinde yer alan esaslara göre belirlenmesi gerektiğini beyan etmiştir.
Mahkemece, Davalı sigorta şirketi yönünden ZMMS genel şartlarına göre hesaplama yapılırken TRH 2010 ve 1,8 teknik faiz hesabının dikkate alınacağı, davalı araç sürücüsü Burak yönünden ise PMF Yaşam Tablosu dikkate alınması gerektiğini, bu nedenle davalı sigorta şirketi yönünden zorunlu olarak ZMMS sigorta genel şartlarına göre belirlenen 135.721,33 TL’ nin tamamından 18/10/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle, davalı Burak Çalışkan yönünden 128.960,72 TL’ sinden sorumlu olmak üzere kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulması ile manevi tazminat yönünden olay tarihi, tarafların yaşı, sosyo-ekonomik durumları, olayın ağırlığı, davacılardan Kevser’in eşini, Mehmet’in babasını kaybetmesi ve ayrıca kaza anında olay yerinde bulunup yaralanmış olması, davacı Zeynep’in babasını kaybetmiş olması karşısında davalı Burak’ın uyuşturucu maddenin etkisiyle normal taksir düzeyinin üzerinde olan bir kusurla söz konusu ölüm sonucuna neden olması bu olay nedeniyle ortaya çıkan manevi üzüntü dikkate alındığında davacı Kevser için 125.000,00 TL manevi tazminatta, davacı Zeynep için 100.000,00 TL manevi tazminata, davacı Mehmet için 125.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesine karar verilmiştir.
Davalı Sigorta vekili istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinde, hükme esas alınan tazminat raporunun hatalı olduğunu, müteveffanın bakiye ömrünün belirlenmesinde kaza tarihinin değil rapor tarihinin dikkate alındığını, müteveffanın eşi davacının hesap tarihindeki en yakın yaşı tam doldurmadığı için 61 yaşı olarak kabul edilmesi gerekirken 62 olarak kabul edilmesinin hatalı olduğunu, ıslaha konu edilen tazminat için ıslah tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerekirken ıslah tarihinden önce faize hükmedilmesi nedeniyle kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Burak Çalışkan vekili istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinde, takdir edilen manevi tazminat miktarının müvekkilinin sosyal ekonomik durumuna göre yüksek olduğunu beyanla kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davacılar vekili istinafa cevap dilekçelerinde, davalı Burak Çalışkan vekilinin istinaf dilekçesindeki hususların gerçeği yansıtmadığını, davalının olay yerinden ambulansı aramadan kaçtığını, 26 saat sonra karakola başvurduğunu, davalı veya ailesinin müvekkilleri ile irtibat kurmadıklarını, müvekkillerinin acısının halen dinmediğini, hükmedilen tazminat miktarının yasalara uygun olduğunu, davalı sigorta şirketinin hükme esas alınan raporun hatalı olduğuna ilişkin istinaf istemlerinin reddi gerektiğini, maddi tazminat miktarının bilirkişi raporu doğrultusunda arttırıldığını, ilk derece mahkemesince de davalı sigorta şirketinin temerrüde düştüğü tarih olan 18/10/2018 tarihinden itibaren alacağa yasal faiz uygulanmasına karar verildiğini, kararın usul ve yasaya uygun olduğunu beyan ederek davalıların istinaf başvurularının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE:
Dava; haksız fiil nedeniyle maddi manevi tazminat davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık maddi tazminat hesabı ve manevi tazminat miktarıdır.
Davacıların murisi 08/07/2018 tarihinde meydana gelen trafik kazasında vefat etmiş ve davacı eşi için destekten yoksun kalma ve manevi tazminat ile davacı çocukları için ise sadece manevi tazminat isteminde bulunulmuştur.
Dosya içerisinde bulunan ve aktüerya bilirkişisi tarafından tanzim edilen raporda davalı sürücü için TBK genel hükümlere göre PMF yaşam tablosuna göre, davalı sigorta şirketi yönünden genel şartlardaki TRH 2010 yaşam tablosu ve 1,8 teknik faize göre hesaplama yapılmış ve mahkeme tarafından rapor hükme esas alınarak karar verilmiştir.
Hükme esas alınan aktüer raporunda, desteğin bakiye ömrü rapor tarihine göre belirlenmiştir. Gerçek zarar miktarı, hak sahibinin olay tarihindeki bakiye ömrü esas alınarak aktif ve pasif dönemde elde edeceği kazançlar toplamından oluşmaktadır. Bu durumda desteğin olay tarihindeki yaşına göre bakiye ömrün belirlenmesi suretiyle destek tazminatlarının varsayımsal hesabının yapılması gerekeceğinden davalı sigorta vekilinin bu husustaki istinaf isteminin kabulü gerekmiştir. (Yargıtay 4.HD 10/06/2021 tarih 2021/2681 E 2021/2809 K)
Davacı Kevser’in rapor tarihindeki yaşına göre 61 yaş 7 ay 21 gün olması karşısında altı aydan küçük yaş için 61 yaş olarak kabul edilip hesaplama yapılması, 6 aydan fazla yaş için bir sonraki yaşa göre hesaplama yapılması gerekmekte olup alınan raporda davacının rapor tarihi itibariyle yaşının 61 yaş 7 ay 21 kabul edilmesi karşısında kabule göre 62 yaş olarak hesaplama yapılmasında isabetsizlik bulunmadığından davalı sigorta vekilinin 6 aydan fazla ay yönünden 61 yaş kabul edilmesi gerektiği hususundaki istinaf isteminin reddi gerekmiştir.

Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları 14 Mayıs 2015 gün 29355 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak 01 Haziran 2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında hesaplamalarda ölüm tablosu olarak TRH 2010 tablosu iskonto oranı (teknik faiz), % 1,8 olarak dikkate alınır düzenlemesine yer verilmiştir.
2918 Sayılı KTK.nın 90. maddesinde yapılan değişiklikten önce “Maddi tazminatın biçimi ve kapsamı ile, manevi tazminat konularında Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” denilmekte iken, 26.04.2016 tarihinde yürürlüğe giren değişiklik ile, “Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” düzenlemesi yapılmıştır.
Bu durumda 6704 sayılı Kanun ile 26.04.2016 tarihinde yapılan değişiklik ile 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren genel şartlar TBK na girmiş ve sadece sigorta sözleşmesinin tarafı olanlar için değil diğer taraflar için de trafik kazalarında maddi ve manevi tazminat hesabında genel şartlardaki öngörülen usul ve esaslar uygulama alanı bulmuştur. Ancak 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMSS Genel Şartları’na karşı yapılan başvurular üzerine, Anayasa Mahkemesi’nin 17.07.2020 tarih- 2019/40-2020/40 sayılı kararı ile; KTK’nun 90. maddesindeki “bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir” bölümündeki “bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir. Bu iptal kararı gereği; sigorta teminatına giren ve girmeyen zararların belirlenmesi; zarar sigorta teminatına girmekle birlikte, poliçedeki hangi teminata girdiği belirlemesinin, ZMSS Genel Şartları’na göre yapılması mümkün değildir. Anılan belirlemelerin, KTK ve bu kanunda hüküm bulunmayan hallerde de Borçlar Kanunu hükümlerine göre yapılması gerektiği açıktır. Bu itibarla; Anayasa’ya aykırı olduğu için bir kısım hükümleri iptal edilen ZMSS Genel Şartları’na ilişkin Anayasa Mahkemesi’nin kararı, KTK, BK ve yerleşik Yargıtay uygulamaları dahilinde belirleme yapılması gerekmektedir.
Maddi tazminat hesabı yönünden Yargıtay en son içtihatları kapsamda tazminat hesaplarında bakiye ömrün belirlenmesinde TRH 2010 tablosunun esas alınarak hesaplamalarda 1,8 teknik faiz uygulanmaksızın progresif rant yönteminin kullanılması ile bilinmeyen (işleyecek) devredeki gelirlerin her yıl için % 10 artırılıp % 10 iskonto edilmesi suretiyle tazminatın hesaplanması gerekmektedir.(Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin 24/02/2021 tarih 2019/3292 esas 2021/1848 karar sayılı ilamı)
Somut olayda alınan raporun davalı sigorta şirketi yönünden TRH 2010 yaşam tablosu ve 1,8 teknik faize göre, davalı gerçek kişi yönünden ise PMF 1931 tablosuna göre yapıldığı anlaşılmıştır. Yaşam tablosu olarak PMF 1931 tablosu ve TRH 2010 teknik faize göre hesaplama yapılması istinaf eden davalıların sıfatına göre lehine olduğu ve davacı tarafından kararın istinaf edilmediği gözetildiğinde bu husus kaldırma sebebi olarak değerlendirilmemiş ise de yukarıdaki açıklama ışığında desteğin bakiye ömrünün olay tarihine göre hesaplanması için aktüerya bilirkişisinden ek rapor alınacak olması nedeniyle TRH 2010 tablosunun esas alınarak hesaplamalarda progresif rant yönteminin kullanılarak tazminat hesabı yapılması ile davalıların kazanılmış haklarının korunması gerekecektir.
Davacı vekili davalılar aleyhine açtığı maddi tazminat davasını, HMK 107.maddesi kapsamında belirsiz alacak davası olarak açmıştır.
Davacı vekili mahkemeye ibraz ettiği değer artırım dilekçesi ile davacı Kevser için destekten yoksun kalma tazminatının bilirkişi raporu ile belirlenen değer üzerinden tamamı için temerrüt tarihi olan 18/10/2018 tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte talep ettiğini bildirdiği görülmüştür.
Mahkeme tarafından yapılan yargılama neticesinde davacının davasının kabulü ile kabul edilen miktara 18/10/2018 tarihinden itibaren işleyecek faiziyle tahsiline karar vermiştir.
2918 sayılı KTK.’nun 99/1. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.2.b. maddesi uyarınca, rizikonun bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortanın tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmakta, bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüt gerçekleşmektedir. Sigortaya başvurulmadan dava açılması veya icra takibi başlatılması halinde ise bu tarihlerde temerrüt gerçekleşmektedir.
Somut olayda davacılar vekili 17/10/2018 tarihli dilekçesi ile müvekkili lehine tazminat talebi ile sigorta şirketine müracaat etmiş ve müracaat belgeleri 18/10/2018 tarihinde sigorta şirketine ulaşmıştır. Sigorta şirketi tarafından 26/10/2018 tarihli yazı ile murise ait anne baba bilgilerini içerir güncel nüfus kayıt örneğinin ibrazı halinde değerlendirme yapılacağı bildirilmiş ve davacılar vekili tarafından söz konusu eksik belge 06/11/2018 tarihli yazı ile ibraz edilmiş ve yazı davalı sigorta şirketine 06/11/2018 tarihinde tebliğ edilmiştir . Bu durumda davalı sigorta şirketi yönünden tebliğ tarihi olan 06/11/2018 tarihinden itibaren 8 iş günü sonrası olan 16/11/2018 tarihi itibariyle temerrüt gerçekleşmiştir.
Davacı tarafından açılan davanın belirsiz alacak davası olması nedeniyle davacı vekili değer arttırım dilekçesi ile alacağın tamamı için temerrüt tarihinden itibaren faiz talep etmiş olup davanın belirsiz alacak davası olması nedeniyle değer arttırım ile talep edilen miktara temerrüt tarihinden itibaren faize hükmedilmesinde isabetsizlik bulunmamakta ise de; mahkemece hükmedilen miktarın tümü üzerinden temerrüt tarihi olan 16/11/2018 tarihinden itibaren itibaren faize hükmedilmesi gerekirken, 18/10/2018 tarihinden itibaren faize hükmedilerek yazılı şekilde hüküm kurulması nedeniyle davalı sigorta vekilinin istinaf isteminin yerinde olduğu anlaşılmıştır.

Manevi tazminat, duyulan elem ve ızdırabın kısmen ve imkân nispetinde iadesini amaçladığından hâkim, TMK’nın 4. maddesi gereğince hak ve nesafete göre takdir hakkını kullanarak, manevi tazminat miktarını tespit etmelidir.
Hâkim belirlemeyi yaparken somut olayın özelliğini, zarar görenin ve zarara yol açanın ekonomik ve sosyal durumunu, paranın alım gücünü, maluliyet oranını, ölüm ya da beden gücü kaybı nedeniyle duyulan ve ileride duyulacak elem ve ızdırabı gözetmelidir. Nitekim aynı ilkeler Hukuk Genel Kurulunun 02.10.2018 tarihli ve 2017/17-1098 E., 2018/1384 K.; 02.03.2021 tarihli ve 2020/17-41 E., 2021/182 K. sayılı kararlarında da benimsenmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, davacıların ve davalı gerçek kişinin sosyal ve ekonomik durumlarının araştırılmadığı ve bu hususa ilişkin müzekkere yazılmadığı görülmüştür. Bu durumda manevi tazminat miktarının tayininde etkili bir unsur olan sosyal ekonomik durum araştırmalarının yapılmamış olması nedeniyle davalı Burak Çalışkan vekilinin manevi tazminat miktarına ilişkin istinaf isteminin sosyal ekonomik durum araştırması yapıldıktan ve yeniden takdir edilmek üzere şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilerek istinaf isteminin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
6100 sayılı HMK 355 maddesi gereğince istinafa başvuranın sıfatı, istinaf konusu yapılan nedenler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda, davalı Burak Çalışkan vekili ile davalı Sigorta vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1. fıkrası (a-6) bendi gereğince kaldırılmasına, Dairemiz kararı gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı Burak Çalışkan vekili ile davalı Sigorta vekilinin istinaf talebinin KABULÜ ile Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/11/2020 tarih ve 2018/1830 – 2020/702 sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Gerekçede yapılan açıklamalar göz önünde bulundurularak yargılama yapılmak üzere dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
2-a)Davalı Burak Çalışkan vekili tarafından yatırılan 54,40-TL maktu ve 5.992,73- TL nisbi istinaf karar harcının talep halinde iadesine,
b)Davalı Ethica Sigorta A.Ş. Vekili tarafından yatırılan 54,40- TL maktu ve 2.263,40 TL nisbi istinaf karar harcının talep halinde iadesine,
3-Karar tebliğ ve harç iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
4-İstinaf kanun yoluna başvuran davalı taraflarca yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yargılama sonunda verilecek gerekçeli kararda dikkate alınmasına,
5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, duruşma açılmadan dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 6100 sayılı HMK’nun 353/1-a hükmü uyarınca kesin olmak üzere 18/05/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.