Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/1225 E. 2022/747 K. 27.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 13. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/1225 – 2022/747
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
13. HUKUK DAİRESİ K A R A R

DOSYA NO : 2021/1225
KARAR NO : 2022/747

KARAR YAZIM TARİHİ : 24/05/2022

Davacı tarafından, davalılar aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda mahal mahkemesince davanın kabulüne dair verilen karara süresi içinde davalı SGK vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonunda, incelemenin duruşma açılmadan karar verilmesi mümkün hallerden olduğu anlaşılmakla dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde, müvekkil Ayşe Ulusoy’un Derindere Turizm Oto San. Tic. A.Ş adlı şirket adına kaytılı 34 SD 3662 plakalı aracı ile yan koltukta seyir halindeyken Serkan Kurt adlı kişinin sevk ve idaresinde bulunan 34 SD 3662 plakalı aracın kontrolsüz çıkışı ve asli kusurlu hareketi ile müvekkilin de bulunduğu aracın tek taraflı olarak kaza yaptığını, kaza da 34 SD 3662 plakalı araç sürücüsü Serkan KURT’un asli kusurlu bulunduğunu, müvekkil Ayşe Ulusoy’un günlerce hastanede yattığını, iş göremez durumuna düşmüş vücudunun çeşitli yerlerinde kırılmalar oluştuğunu ve ciddi anlamda vücudunda kalıtsal yaralanmalar oluştuğunu ve ayrıca fiziksel tedavi gördüğünü, müvekkilin kaza sonucunda tedavi görmüş tedavilere ilişkin olarak davalı Aksigorta A.Ş ve Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü’ne talepte bulunduğunu ancak taleplerin sonuçsuz kaldığını, ancak müvekkile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 54. Maddesi gereğince ödeme yapılmadığını, bu nedenlerle haklı davanın kabulüne, 10.038,6 TL tedavi masrafının her bir davalı açısından sorumlu oldukları bedellerinin tespiti ile birlikte davalılardan sorumlu oldukları bedellerin her biri açısından ayrı ayrı olarak tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı SGK vekili cevap dilekçesinde, zamanaşımı itirazlarının bulunduğunu, davacın tarafın taleplerine açıklık getirmesi gerektiğini, davaya konu tedavi giderleri nedeniyle oluşan cismani zarardan davalı kurumun Sgk Başkanlığı’nın sorumluluğunun bulunmadığını, davacının talebine konu olan ve SUT kapsamında Kurum tarafından karşılanmayan bu masraflardan kazaya sebebiyet veren işleten, sürücü ve aracı trafik sigortası ile sigortalayan davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun devam ettiğini, bu nedenle öncelikle davacının tedavi gideri alacaklarının zamanaşımına uğramış olması nedeniyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddi ile aksi halde haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Ak Sigorta A.Ş. tarafından davaya cevap verilmemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne, buna göre 5.660,30.-TL ‘nin davalı SGK’dan alınarak davacı tarafa verilmesine, 97,20.-TL nin davalı Ak Sigorta A.Ş.’den alınarak davacı tarafa verilmesine, karar verilmiştir.
Davalı SGK vekili istinaf kanun yolu başvuru dilekçesinde, davacının dava dilekçesindeki talebinin 10.038,60-TL olduğu mahkemece hükmedilen toplam alacağın ise 5.757,50-TL olduğu ve bu halde davanın kısmen kabulü ile davacının fazlaya ilişin talebinin reddi ile davalılar lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği halde ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilerek, davalılar lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, müvekkili kurumun tedavi giderleri yönünden sorumluluğun olmadığı, müvekkili SGK Başkanlığının trafik kazasından doğan tedavi masraflarından sorumluluğunun belgeye dayalı tedavi masrafları ile sınırlı olup kurumun hastane masraflarından sorumlu olduğu tutarın ise S.U.T da belirlen tarife bedeli kadar olduğu, davacının dava dilekçesine ekli olarak sunduğu tedavi masrafları kalemlerinin SUT hükümleri gereği karşılanmayan gider olduğu, eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile tanzim olunan denetime elverişsiz ve yetersiz 09.09.2019 tarihli bilirkişi raporuna itibar edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğundan, yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME ve GEREKÇE
Dava, tedavi giderlerinden kaynaklı maddi tazminat talebine yöneliktir.
6111 sayılı Kanun’la değişik 2918 sayılı KTK 98. maddesine göre; “Trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanır.” hükmü getirilmiştir. 6111 sayılı Kanun gereği Kanun’un yayımlandığı tarihten önce ve sonra meydana gelen tüm trafik kazaları nedeniyle sunulan belgeli sağlık hizmet bedelleri SGK tarafından karşılanacaktır. Bu nedenle davacının dava konusu tedavi giderlerinden belgeli/faturalı sağlık giderlerinin tümünden SGK (belgesiz/paramedikal giderlerden ise aracın işleteni, sürücüsü ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısı) sorumludur.
Öte yandan, Danıştay 15. Dairesi’nin 14/11/2013 tarihinde yürütmenin durdurulması kararı ve 16/03/2016 tarih, 2013/7713 E- 2016/1779 K sayılı kararı ile trafik kazaları nedeniyle ilgililere sunulan sağlık hizmet bedellerinin tahsiline ilişkin usul ve esaslara ilişkin Yönetmeliğin 4. maddesinin 1. bendinde yer alan “…Sağlık Uygulama Tebliğinde (SUT) yer alan hükümler doğrultusunda” ibaresinin iptaline karar verilmiş, iptal edilen ibare yerine 31/12/2016 tarih ve 3. Mükerrer 29935 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan yönetmelik değişikliğiyle “…genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmeti geri ödeme usul ve esasları çerçevesinde…” ibaresine yer verilmiştir (Yargıtay 4 HD 21/12/2020 tarih ve 2020/3382 E – 2020/4482 K sayılı ilam).
Somut olayda dava 05/06/2018 tarihinde, 6111 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 25/02/2011 tarihinden sonra açılmış olup, uzman doktor bilirkişinin de yer aldığı bilirkişi heyeti 09/09/2019 tarihli raporunda, belgelendirilmiş tedavi giderlerinin, yapılan muayene, tetkik ve diğer işlemlerin, yapılış tarihi, sırası ve meydana gelen kazayla illiyet bağının bulunduğunun kabulü ve kaza ile illiyet bağı bulunan, 6111 sayılı Kanun kapsamında kalan tüm belgeli tedavi giderlerinden SGK’ nın sorumlu olacağı, refakatçili oda giderinden diğer davalının sorumlu olacağı belirtilmiş olup, bilirkişi raporuna itibar edilmesinde ve yargılama aşamasında ödenen 4.284,80 TL yönünden davanın konusuz kaldığı gözetildiğinde, 6100 sayılı HMK 331/1 maddesi gereği, dava açıldığı tarihteki haklılık durumuna göre, davalıların yargılama giderinden sorumlu tutulmasında isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalı SGK vekilinin istinaf talebi yerinde değildir.
6100 sayılı HMK 355. maddesi gereğince istinaf yoluna başvuranın sıfatına ve istinaf konusu yapılan nedenlere ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesin kararı usul ve yasaya uygun olması nedeniyle davalı SGK vekilinin istinaf taleplerinin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/10/2020 tarih ve 2018/749- 2020/597 sayılı kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından HMK 353/1-b-1 hükmü gereğince davalı SGK vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davalı SGK harçtan muaf olduğundan bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
3-Karar tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-İstinaf yargılama giderinin istinafa başvuran taraflar üzerinde bırakılmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda 6100 sayılı HMK 362/1-a. hükmü uyarınca kesin olmak üzere 27/04/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.