Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/1205 E. 2022/957 K. 01.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 13. HUKUK DAİRESİ
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
13. HUKUK DAİRESİ K A R A R

DOSYA NO : 2021/1205
KARAR NO : 2022/957

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …

KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/1489
KARAR NO : 2020/880
KARAR TARİHİ : 17/12/2020
İSTİNAF BAŞVURU TARİHİ : 28/01/2021 (Davalı …), 08/02/2021 (Davalılar Emrah, Murat)
DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … – [16118-11468-77607] UETS
DAVALILAR : 1-… – …
2-… – …
VEKİLİ : Av. … – [16929-29383-19295] UETS
DAVALI
n)
B.A.M. KARAR TARİHİ : 01/06/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 13/06/2022

Davacı tarafından, davalı aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda mahal mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen karara süresi içinde davalılar vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonunda, incelemenin duruşma açılmadan karar verilmesi mümkün hallerden olduğu anlaşılmakla dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde, davalı … adına kayıtlı, diğer davalı … sevk ve idaresindeki 16-NFN-17 plaka sayılı araç ile müvekkilinin sevk ve idaresindeki 16-CYK-86 plaka sayılı araca arkadan çarptığı, Bursa 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/125 d.iş sayılı dosyası ile yapılan tespit sonucu düzenlenen raporda, aracın tamirinin ekonomik olmayacağı, aracın pert olması gerektiği, zarar-ziyan bedelinin toplam 20.400,00.-TL olduğu, 16-NFN-l7 plaka sayılı aracın davalı-sigorta şirketi AXA Sigorta A.Ş.’nin ‘116222738’ poliçe numaralı sigortalı olduğunu, Bursa 10. Noterliği aracılığı ile keşide edilen 01.11.2016 tarih ve 41463 yevmiye num. ile sigorta şirketinden tazminat taleplerinin ödenmesinin talep edildiğini, müvekkilinin tüm tedavi giderlerini kendisinin karşıladığını, maddi tazminata ilişkin fazlaya ait hakları saklı kalmak kaydıyla; müvekkili-davacı için 1.000,00.- TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 28.08.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 10.000,00.-TL manevi tazminatın haksız fiilin vukuu bulduğu 28.08.2016 tarihten itibaren işleyecek yasal faiz birlikte sigorta şirketi hariç olmak üzere diğer davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar … ve … vekili cevap dilekçesinde, kazanın meydana gelmesinde kusuru bulunmayan davalılar yönünden davanın reddi gerektiğini, davaya konu maddi hasarlı trafik kazasının, müvekkilinin olay sonrası kendi çabalarıyla davacıya ulaştığını, davacının da olay sonrası davalı müvekkilinin kendisiyle alakadar olması neticesinde müvekkilinden şikayetçi olmadığını, ayrıca Bursa Cumhuriyet Savcılığı’nın 2016/66030 numaralı soruşturmasında müvekkili … hakkında taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma suçundan dolayı kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini, davacı tarafça ileri sürülen tüm iddia ve taleplerin haksız olduğundan, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …Ş. vekili cevap dilekçesinde, 116222738 numaralı KTK ZMMS (Trafik) poliçesi ile sigorta teminatı altına alınmış bulunan sigortalı …’e ait 16-NFN-17 plakalı araç ile davacıya ait 16-CYK-86 plakalı aracın 28.08.2016 tarihinde karıştığı kazada davacının aracı üzerinde hasar meydana gelmiş olduğunun anlaşıldığını, kaza tarihinde poliçe kapsamında müvekkili şirketin sorumlu olabileceği teminat limitinin 31.000.- TL olduğunu, kaza nedeniyle 9358682 numaralı hasar dosyası açıldığını, sigortalı araç sürücüsünün kaza sırasında alkollü olduğunun tespit edilmesi halinde sigortalı …’e karşı poliçeden kaynaklanan rücu haklarını saklı tuttuklarını, kazada sigortalının kusurunun bulunup bulunmadığının, kusuru var ise oranlarının tespiti gerektiğini, müvekkili şirketin ancak dava tarihi itibariyle işletilecek faizden sorumlu tutulabileceğini, davanın reddine karar verilmesini, talep etmiştir.
Mahkemece, davacının maddi tazminat talebinin kabulü ile; 17.000,00,-TL nin davalı … yönünden temerrüt tarihi olan 13/09/2016 diğer davalılar yönünden kaza tarihi olan 28/08/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davacının manevi tazminat talebinin reddine, karar verilmiştir.
Davalı …Ş. vekili istinaf kanun yolu başvuru dilekçesinde, dosya kapsamında kusura yönelik olarak alınan bilirkişi ve adli tıp kusur raporunda tespit edilen kusur oranlarının birbirleriyle çelişkili olduğu, söz konusu çelişki giderilmeden eksik araştırma ile hüküm kurulduğu, kabul anlamına gelmemekle birlikte tazminata hükmedilmesi halinde, faiz başlangıç tarihi olarak dava tarihinin esas alınması gerektiği, bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, karar verilmesini, talep etmiştir.
Davalılar Emrah ve Murat vekili istinaf kanun yolu başvuru dilekçesinde, kazanın davacının kusurundan kaynaklandığını, davacının, müvekkilinin yarış halinde olduğuna dair beyanının yanlış olduğunu, müvekkilinin aracının beyaz renkli Mercedes marka olduğunu, tanık beyanlarında ise yarışan aracın beyaz renkli Wolkswagen marka araç olduğunun belirtildiğini, davacının beyanlarının da olayın oluş şekli ile uyuşmadığını, bilirkişi raporlarının hatalı olduğunu, Sulh Hukuk Mahkemesinden alınan tespit raporunun davacının beyanlarına göre, müvekkillerinin yokluğunda hazırlandığı, bu tespit raporu esas alınarak tanzim edilen ve hükme esas alınan raporun kabulünün mümkün olmadığı, dosyada bilirkişi Cüneyt Meram tarafından tanzim edilen raporda müvekkilinin %25, davacının ise %75 oranında kusurlu olduğunun belirtildiği, 25/09/2017 tarihli bilirkişi heyet raporunda taraflara %50 oranında kusur verildiği, 15/10/2018 tarihinde ATK İstanbul Trafik İhtisas Dairesi tarafından tanzim edilen raporda ise davacı sürücünün orta şeritte seyir halinde olduğu belirtilerek davalı müvekkilinin %70 davacının ise %30 oranında kusurlu olduğunun belirtildiği, söz konusu raporlardaki çelişkinin mutlak surette giderilmesi amacıyla dosya kusur hesaplaması yönünden ATK’ya gönderilmişse de ilgili kurum tarafından tanzim edilen raporla, önceki raporlardan ayrı ve bambaşka bir kusur izafesi kanaati bildirildiği, dolayısıyla söz konusu raporun çelişkiyi gidermekten öte kusur yönünden yeni bir çelişki doğurduğu, bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini, talep etmiştir.
Davacı vekili, davalılar Emrah ve Murat’ın istinaf talebine karşı cevap dilekçesinde, davalı tarafın kaza yerini terk ettiğini istinaf dilekçesinde de aşikar şekilde ikrar ettiğini, kaza tespit tutanağında görüleceği üzere davalı tarafın olay yerine kaza sonrası da gelmediği, davalı tarafın kaza sonrası trafik yoğunluğunu bahane etmesinin hayatın olağan akışına aykırı ve kötüniyetli olduğu, kaza yeri incelendiğinde durmak için müsait olan kaza yerinin hemen ilerisinde en az 4-5 ara yol ve cep bulunduğu, davalı …’nin 29.08.2016 tarihli ifade tutanağında müvekkil-davacının sevk idaresindeki araca çarptığını açık şekilde beyan ederek kusurlu olduğunu belirttiği, 08.10.2019 tarihli ATK Trafik İhtisas Dairesi “Genişletilmiş Uzmanlar Komisyonu” kusur raporunun, önceki tüm bilirkişi raporları arasındaki çelişkiyi gidererek davalı tarafın kusurlu olduğunu tespit ettiği, bu nedenlerle davalı tarafın istinaf başvuru talebinin esastan reddine, ilk derece mahkemesi kararının onanmasına karar verilmesini, talep etmiştir.
Davacı vekili, davalı …’nın istinaf talebine karşı cevap dilekçesinde, dosyaya ibraz edilen kusur raporları arasındaki çelişki ATK Trafik İhtisas Dairesi “Genişletilmiş Uzmanlar Komisyonu”ndan alınan raporla giderildiğini, ilk derece mahkemesinin gerekçeli kararında da açıkça belirttiği gibi davalı … açısından temerrüt tarihinin 13.09.2016 olduğunu, sigorta şirketinin ekspertiz incelemesi yapıldığı tarihten sonraki 8 iş gününde temerrüde düştüğünü, bu nedenlerle davalı tarafın istinaf başvuru talebinin esastan reddine, ilk derece mahkemesi kararının onanmasına karar verilmesini, talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME ve GEREKÇE
Dava, trafik kazasından kaynaklı araçta oluşan değer kaybı tazminatı talebine yöneliktir.
08/10/2019 tarihli ATK Trafik İhtisas Dairesi genişletilmiş heyetten alınan kusur raporunda, meydana gelen kazanın oluşumunda davalı sürücünün %85, davacının %15 kusurlu olduğu bildirilmiş olup, önceki raporlar arasındaki çelişkiyi giderir nitelikte olmakla, rapora itibar edilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalı … AŞ ile davalı … ve Murat vekilinin bu yoldaki bu yoldaki istinaf sebebi ayrı ayrı yerinde değildir.
Araçta kaza sebebiyle oluşacak değer kaybı, aracın kaza sonrası onarımından sonraki değeri ile hasarsız değeri arasındaki farkı ifade eder (Yargıtay 17 HD, 2016/966 E – 2016/5728 K sayılı ilam). Anayasa Mahkemesi’nin 09/10/2020 tarihli 2019/40 E.,2020/40 K. sayılı ilamıyla, 2918 sayılı KTK 90 maddesinin 1. cümlesindeki ‘…ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…’ ibaresi ve 2. Cümlesindeki ”…ve genel şartlarda…” ibaresi iptal edilip, yürürlüğü durdurulmuş olduğu, 7327 sayılı Kanun 18. Maddesi ile 09/06/2021 tarihinde, 2918 sayılı KTK 90/1 maddesi 1. Cümlesinden sonra eklenen ”a)Değer kaybı tazminatı, aracın; piyasa değeri, kullanılmışlık düzeyi, hasara uğrayan parçaları ile hasar tutarı dikkate alınarak” ibaresi de göz önüne alındığında değer kaybının bu kriterlere göre hesaplanacağı, başka bir ifade ile aracın kaza öncesi rayiç değeri ile onarım sonrası rayiç değeri arasındaki fark, kaza sonucu oluşan değer kaybıdır. 06/07/2020 tarihli bilirkişi ek raporunda, bu hususta irdeleme yapılmış , sovtaj bedelinin mahsubu ve kusur değerlendirmesi sonrası değer kaybı 17.000,00 TL olarak belirlenmiş olup, bilirkişi raporunun hükme esas alınmasında isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalı … AŞ ile davalı … ve Murat vekilinin bu yoldaki bu yoldaki istinaf sebebi ayrı ayrı yerinde değildir.
2918 sayılı KTK 99/1 maddesi ve Karayolları Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartları B.2 maddesi gereği, sigortacının zarar giderim yükümlülüğü, zararın ihbarı ve gerekli belgelerin sigortacıya bildirildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde zorunlu mali mesuliyet sigortasının poliçe limiti dahilindedir. Başka bir ifade ile sigortacının temerrüdü, bu süre içinde ödeme yapılmaması halinde başlayacaktır.
Somut olayda, davacı tarafça, davalı … şirketine yapılan başvuru neticesinde 31/08/2016 tarihinde ekspertiz incelemesi yapıldığı, davalı tarafça tarafça ödeme yapılmadığı, bu tarihten itibaren 8 iş gününün bitimini izleyen 13/09/2016 tarihinde davalı … şirketinin temerrüdünün gerçekleştiği göz önüne alındığına, hükümde isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalı …Ş. vekilinin bu yoldaki istinaf sebebi yerinde değildir.
6100 sayılı HMK 355. maddesi gereğince istinaf yoluna başvuranın sıfatına ve istinaf konusu yapılan nedenlere ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesin kararı usul ve yasaya uygun olması nedeniyle davalılar vekillerinin istinaf taleplerinin ayrı ayrı reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/12/2020 tarih ve 2016/1489 – 2020/880 sayılı kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından HMK 353/1-b-1 hükmü gereğince davalılar vekillerinin vekilinin istinaf kanun yolu başvurularının ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuran davalı …Ş. tarafından yatırılması gereken 1.161,27.-TL istinaf karar harcından peşin alınan 291,00.-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 870,27.-TL istinaf karar harcının davalı …Ş’den alınarak hazineye irat kaydına,
3-İstinaf kanun yoluna başvuran davalılar … ve … tarafından yatırılması gereken 1.161,27.-TL istinaf karar harcından peşin alınan 290,32.-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 870,95.-TL istinaf karar harcının davalılar … ve …’den müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irat kaydına,

4-Karar tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
5-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-İstinaf yargılama giderinin istinafa başvuran taraflar üzerinde bırakılmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda 6100 sayılı HMK 362/1-a. hükmü uyarınca kesin olmak üzere 01/06/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


Başkan

e-imza

Üye

e-imza

Üye

e-imza

Katip

e-imza