Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/1204 E. 2022/1039 K. 09.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C… BAM 13. HUKUK DAİRESİ
T.C.

BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
13. HUKUK DAİRESİ K A R A R

DOSYA NO : 2021/1204
KARAR NO : 2022/1039

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ … 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/1558
KARAR NO : 2020/314
KARAR TARİHİ : 14/07/2020
İSTİNAF BAŞVURU TARİHİ : 28/12/2020
DAVACILAR : 1-… – …

: … –
VEKİLİ : Av. … – [16746-47361-73931] UETS
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
B.A.M. KARAR TARİHİ : 09/06/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 04/07/2022

Davacı tarafından, davalı aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemesince davanın reddine dair verilen karara süresi içinde davalı Onur Taahhüt Taş. İnş. Tic. Ve San. A.Ş. vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonunda, incelemenin duruşma açılmadan karar verilmesi mümkün hallerden olduğu anlaşılmakla dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde; 24/04/2018 kaza tarihi itibariyle 222087018 nolu zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı bulunan Onur Taahhüt Taş. İnş. Tic. Ve San. A.Ş’ye ait ve davalı sürücü … kullanımında olan 06 GB 7952 plaka sayılı ticari kamyon ile sol şeritte seyir halinde iken hatalı bir şekilde şerit değiştirerek sağ şeritte seyir halinde bulunan müvekkili …’ın sevk ve idaresinde bulunan ve adına ruhsat kayıtlı 16 LAG 63 plakalı aracın sol arka kısmına çarparak iki araçlı yaralamalı ve hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, müvekkili …’ın 16 LAG 63 plakalı araç içerisinde yolcu olarak bulunmakta olup, kaza sonucunda çok ağır ve hayati tehlike geçirecek şekilde yaralandığını, Sivrihisar Asliye Ceza Mahkemesi’nin 201/310 E.sayılı dosyası açıldığını, 21/11/2018 tarihli Adli Tıp Raporu ile davalının tam kusurlu olduğunu, bu nedenle davacı …’ın geçici ve sürekli iş gücü kaybı nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 2.000,00-TL, davacı …’a ait aracın değer kaybı, kazanç kaybı ve hasar bedeli için 1.000,00-TL maddi, davacı … için 100.00,00,00-TL, davacı … için 20.000,00-TL, … ve … için ayrı ayrı 15.000,00-TL manevi tazminat taleplerinin kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Türk Sigorta Şirketi vekili cevap dilekçesinde, davacı tarafça başvuru yapılmış ve maddi hasara ilişkin olarak 21.09.2018 tarihinde teminat limiti olan 36.000,00-TL ödendiğini, kasko poliçesi üzerinden ise 14.014,00-TL ek ödeme yapıldığını, davacının talep etmiş olduğu maddi hasar ve değer kaybı tutarının uzman bilirkişi tarafından hesap edilmesi gerektiğini, sigortalı aracın poliçe başlangıç tarihi 01.06.2015 tarihinden sonra olduğu için yapılacak hesaplamada ZMMS Genel Şartları’ndaki kriterler esas alınması gerektiğini, davacı tarafça zorunlu dava şartı olan sigorta şirketine usulüne uygun başvurunun davacı tarafça yerine getirilip getirilmediğinin ispat edilmesi gerektiğini, talep edilen manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu, davanın zamanaşımına uğradığını, davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, davacı yanın delilleri taraflarına tebliğ edilmediğini, kaza ile sakatlık ve kaza ile meydana gelen ölüm arasındaki illiyet bağının tespit edilmesi gerektiğini, kusur oranları tespiti için dosyanın İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesine gönderilmesi gerektiğini, TRH 2010 ve teknik faiz uygulanması gerektiğini, sözkonusu kazanın iş kazası olup olmadığının tespit edilmesi gerektiğini, hesaplanacak tazminattan hatır taşıması ve müterafik kusurun hesaplanması gerektiğini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Onur Taahhüt Taşımacılık İnş. Tic. ve San. A.Ş vekili cevap dilekçesinde, yetkisizlik itirazlarının bulunduğunu, öncelikle yetki itirazlarının kabulü ile davanın usulden reddine, davanın pasif husumet yokluğu sebebiyle davanın reddine, aksi takdirde Sosyal Güvenlik Kurumu’nun davaya dâhil edilmesine, davacılara talep ettikleri alacak kalemleri ve değerleri açıklattırılıp, her bir kalem için ne miktar alacak talep ettiğinin somutlaştırmasının istenmesine aksi takdirde davanın reddine karar verilmesini, bakıcı gideri, tedavi ve hastane giderlerinin SGK tarafından karşılanması gerektiğini, araç işleten olarak müvekkili şirketin tedavi, hastane, bakıcı giderleri yönünden hiçbir sorumluluğu bulunmadığını, 16 LAG 63 plakalı aracın pert olduğunu ve sigorta şirketince pert tazminatının kendisine ödendiğini, araç sahibinin aracını ikinci el piyasasında satışa çıkarması ve kaza nedeni ile raiyic altında bir bedelle satış yapması mümkün olmadığı için araç değer kaybı talep edemeyeceğini, talep edilen manevi tazminat taleplerinin fahiş olduğunu, haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Davalı Onur Taahhüt Taş. İnş. Tic. A.Ş. vekili istinafa başvuru dilekçesinde, davacıların davadan ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra feragat ettiği gözetilerek davalı yararına feragat nedeniyle dava değeri üzerinden nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini savunarak kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı … Başkanlığı vekili istinafa başvuru dilekçesinde, davacıların davadan ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra feragat ettiği gözetilerek davalı yararına feragat nedeniyle dava değeri üzerinden nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini savunarak kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE :
Dava, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmiş olup, istinaf eden davalılar lehlerine vekalet ücreti verilmemesi nedeni ile kararı istinaf etmiştir.
Öncelikle, dahili davalı olan SGK Başkanlığı’nın dahili dava suretiyle taraf sıfatı kazanıp kazanmayacağı hususu yönünden kamu düzeni olan taraf ehliyeti değerlendirilmiştir.
Davacı vekilinin 15/11/2018 tarihli duruşmada SGK’yı davaya dahil etmek için süre talebi üzerine ara kararı ile davacı vekiline SGK’yı davaya dahil etmek üzere 2 haftalık süre verildiği ve davacı vekilinin 23/11/2018 havale tarihli dilekçesi ile SGK’nın davaya dahil edilmesini talep ettiği görülmüştür.
Türk Usul Hukuku Sisteminde, bazı istisnai haller dışında, “dâhili davalı” müessesesi bulunmamaktadır. Mahkemece, ancak davada taraf olan kişiler hakkında karar verilebilir. İhtiyari dava arkadaşlığının bulunduğu hallerde, bir dava açıldıktan sonra davalı tarafı değiştirmek ya da mevcut davalı taraf yanına bir başka davalı taraf ilave etmek, ıslah suretiyle dahi mümkün değildir. Sorumlu olanlardan biri hakkında dava açıldıktan sonra diğer bir sorumlunun davaya dahil edilmesi ve hakkında hüküm kurulması olanağı yoktur.
6111 sayılı Kanun’un yürürlük tarihi 25/02/2011 olup, tedavi gideri talebini de içeren ve bu tarihten önce açılmış davalarda SGK, yasal değişiklikler nedeniyle davada hasım haline geldiğinden davaya dahil edilmesi mümkündür.Ancak yukarıda değinildiği üzere, hukukumuzda istisnai haller dışında dahili dava müessesesi olmadığından, anılan Kanun’un yürürlük tarihinden sonra açılan davalarda, dava açılırken hasım gösterilmeyen SGK’nın sonradan davaya dahil edilmesi, usul hükümlerine aykırı olduğu gibi hakkında hüküm kurulması da hukuken mümkün değildir. (Yargıtay 17 HD. 2017/417 E-2019/9499 K sayılı ilam)
Somut olayda eldeki davanın 29/11/2018 tarihinde açıldığı, dava dilekçsinde, SGK’nın hasım gösterilmediği, 24.05.2019 tarihli ön inceleme duruşmasında, davacının talebi olmaksızın mahkeme hakiminin 5 nolu ara karar ile “5- DAvacı vekilini SGK’ yı davaya dahil etmek üzere dilekçesini hazırlamak üzere 2 hafta kesin süre verilmesine,” şeklindeki hatalı ara kararı doğrultusunda, usule aykırı biçimde SGK’nın davaya dahil edilmesi usul hükümlerine aykırı olup,; davalı … hakkında davalı olmadığından hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekirken reddine dair hüküm kurulması doğru olmamış, dahili davalı olarak davada yer almasına davacının eyleminin sebebiyet vermiş olması nedeniyle, davalı … yararına karar tarihindeki AAÜT uyarınca maktu vekalet ücreti hükmedilmesi gerekirken mahkemece vekalet ücretine hükmedilmemesi doğru görülmemiştir.
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 6. maddesinde “Anlaşmazlık, davanın konusuz kalması, feragat, kabul, sulh veya herhangi bir nedenle; ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar giderilirse, Tarife hükümleriyle belirlenen ücretlerin yarısına, ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra giderilirse tamamına hükmolunur. Bu madde yargı mercileri tarafından hesaplanan akdi avukatlık ücreti sözleşmelerinde uygulanmaz.” düzenlemesi mevcuttur.
Yine 6100 sayılı Kanun’un 331. maddesinde “davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan durumlarda, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder.” düzenlemesi karşısında incelenen kararda, mahkeme, davalılardan sigorta şirketi ile davacılar arasında ibraname imzalandığından bahisle, feragat nedeniyle davanın reddine karar vermiş ise de, davacılar hakkın özünden feragat etmemiş, dava konusu tazminat alacaklarına yargılama sırasında kavuştuğu için feragat etmiştir. Davalılar kendilerine karşı dava açılmasına yine kendileri sebebiyet vermiş olup, esasen burada dava konusuz kalmıştır. Mahkemece hatalı değerlendirme yapılarak, konusuz kalan tazminat davası, feragat nedeniyle red kararı verildiğinden, davalı Onur Taahhüt Taş….A.Ş. Tarafından lehine vekalet ücreti takdir edilmediği yönündeki istinaf başvurusu yerinde değildir.(Y 17. HD 2020/2791 Esas, 2021/2553 Karar sayılı ilamı)
HMK’nun 355.maddesi gereğince istinafa başvuranın sıfatı, istinaf konusu yapılan nedenler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda, davalı Onur Taahhüt Taş….A.Ş. İstinaf isteminin reddine, dahili davalı yönünden usulüne uygun açılmış bir dava bulunmadığından … bakımından karar verilmesine yer olmadığı bu durum yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HMK’nun 353/1-b-2 maddesi gereğince mahkeme kararının gerekçesi düzeltilerek esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A)1-Davalı Onur Taahhüt Taş….A.Ş. vekilinin Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/07/2020 tarih ve 2018/1558-2020/314 sayılı kararına yönelik istinaf kanun yolu başvurularının HMK 353/1-b-1 hükmü gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
A)Davalı Onur Taahhüt Taş….A.Ş. vekili tarafından yatırılan 54,40 TL maktu istinaf karar harcının alınması gerekli 80,70 TL ‘den mahsubu ile bakiye 26,30 TL’nin davacılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
B)1-Davalı … vekillerinin istinaf talebinin kamu düzeni yönünden KABULÜ ile Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/07/2020 tarih ve 2018/1558-2020/314 sayılı kararının 6100 Sayılı HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince DÜZELTİLEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMASINA,
a)Davalılar aleyhine açılan davanın REDDİNE,
-Dahili davalı … aleyhine açılan usulüne uygun bir dava bulunmadığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
b)Alınması gereken 54,40-TL harçtan peşin alınan 522,58-TL harcın mahsubu ile artan 468,18 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
c)Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
d)Davalı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 3.400,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı …’ne verilmesine.
e)Artan gider avansının talep halinde ve kararın kesinleşmesi ile yatırana iadesine,
3-Karar tebliğ, harç tahsil, harç iade ve gider avansı iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda 6100 sayılı HMK’ 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile 09/06/2022 tarihinde karar verildi.


Başkan

E-imzalıdır.

Üye

E-imzalıdır.

Üye

E-imzalıdır.

Katip

E-imzalıdır.