Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/1192 E. 2022/955 K. 01.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 13. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/1192 – 2022/955
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
13. HUKUK DAİRESİ K A R A R

DOSYA NO : 2021/1192
KARAR NO : 2022/955

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
B.A.M. KARAR TARİHİ : 01/06/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 13/06/2022

Davacılar tarafından, davalılar aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda mahal mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen karara süresi içinde davacı vekili ile davalı Süleyman Kerimoğlu vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonunda, incelemenin duruşma açılmadan karar verilmesi mümkün hallerden olduğu anlaşılmakla dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde, davacı Sabiha’nın eşi diğer davacıların babası olan Murat GENÇ’in 01/04/2017 tarihinde yaya olarak karşıdan karşıya geçtiği sırada davalı Süleyman KERİMOĞLU’nun kullandığı 17 BNM 74 plakalı aracın çarpması sonucunda vefat ettiğini, kazada davalının tam kusurlu olduğunu ancak kaza sonrasında trafik ekipleri tarafından hazırlanan tutanağın eksik ve hatalı olduğunu, yaya geçidinin yerinin ve çarpma noktasının hatalı gösterildiğini, kamera kayıtlarına rağmen fren mesafesinin hatalı hesap edildiğini, davalı aracının aşırı hızlı olduğunu, fren yapmadığını, kazanın yaya geçidi üzerinde gerçekleştiğini, tutanağın davalı beyanına göre tutulduğunu, alkol raporunda görevli ismi yazmadığı için geçersiz olduğunu, müteveffanın ölümüyle davacıların destekten yoksun kaldıklarını ileri sürerek her bir davacı için şimdilik 100,00 TL maddi tazminat ile 60.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini, talep etmiştir.
Davalı Mapfre Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde, kazaya karışan aracın ZMMM sigortacısı olduklarını, poliçe limitiyle ve kusurla sınırlı sorumlu olduklarını, kusurun davacı tarafça ispatı gerektiğini, kaza tespit tutanağına göre tam kusurun yayada olduğunu, orta refüjde bulunan ağaçların arasından aniden yola çıktığını, desteklik halinin ispatı gerektiğini, hesabın kayıtlı aktüer tarafından yapılmasının doğru olacağını, dava tarihinden itibaren faiz istenebileceğini, davacıların ölüm sebebiyle elde ettikleri kazançların tazminat hesabından düşülmesi gerektiğini, davanın reddine karar verilmesini, talep etmiştir.
Davalı Süleyman Kerimoğlu davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, maddi tazminata ilişkin dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, manevi tazminata ilişkin davanın kısmen kabulü ile her bir davacı için ayrı ayrı 10.000 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 01/04/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı Süleyman Kerimoğlu’ndan alınarak adı geçen davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf kanun yolu başvuru dilekçesinde, hükmedilen manevi tazminat tutarının hakkaniyete aykırı ve oldukça düşük olduğu, BK 56. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olması gerektiği, meydana gelen kazada davalının asli kusurlu olduğu, kaza tarihinde müvekkili Cemal Enes’in 10, Serra’nın ise 5 yaşında meydana gelen elim kazada babaları Murat Genç’i kaybettikleri ve yetim kaldıkları, müvekkili Sabiha’nın ise genç yaşta eşini kaybettiği ve çocuklarıyla tek başına dul kaldığı, Murat Genç’in böylesine elim bir kazada ölümü eşi ve çocuklarında büyük bir elem ve ıstıraba yol açtığı, manevi olarak onarılamaz yaralar bıraktığı, bu elem ve ıstırabı giderebilmesi mümkün olmasa da geride kalanları bir nebze olsun tatmin etmek amacıyla hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği, bu nedenlerle yerel mahkeme kararına karşı istinaf nedenlerinin kabulü ile, yerel mahkeme kararı kaldırılarak davanın tümüyle kabulüne, her bir davacı yönünden 60.000 TL manevi tazminat olmak üzere 180.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, her bir müvekkil lehine AAÜT hükümlerine göre belirlenecek ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini, talep etmiştir.
Davalı Süleyman Kerimoğlu vekili istinaf kanun yolu başvuru dilekçesinde, meydana gelen kazada müvekkilinin kusuru ve ihmali olmadığı, Kırcı Otel önünde yayanın orta refüjdeki ağaçların arasından aniden yola fırladığı, davalının kazazede müteveffayı görme ihtimalinin bulunmadığı, müvekkilinin kaza sırasında alkollü olmadığı olay sonrasında yapılan alkol muayenesinde de bunun tespit edildiği, müteveffanın asli kusurlu olduğu, kazanın olduğu yer trafik tespit tutnağında belirtildiği üzere yaya geçidi olmadığı, müvekkilinin trafik kurallarının tamamına uygun olarak araç kullandığı, bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılmasını, talep etmiştir.
Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde, davalı Süleyman Kerimoğlu idaresindeki araçla yasal hız sınırı olan 50 Km’nin çok üzerinde aşırı süratli çarpması sonucu kazanın gerçekleştiği, kaza sonucunda yaya Murat Genç’in hayatını kaybettiği, davalının şehir içinde, yayaların kullanımına açık bir bölge üzerinde aşırı süratli ve dikkatsiz araç kullanmak, zamanında etkili fren tedbirinde bulunmamak suretiyle bir yayanın ölümüne sebep olduğu, kazada çarpmanın etkisiyle yayanın havalandığı, aracın üzerinde savrulduğu, davalının çarpma noktasından ancak 30 metre sonra aracını durdurabildiği ve yayanın aracın durduğu yerin yaklaşık 9 metre ilerisine düştüğü, kazanın oluş şekli, çarpma noktası ile durma mesafesi hususu göz önüne alındığında davalı sürücünün yasal hız sınırı olan 50 Km’nin çok üzerinde seyrettiğinin ortada olduğu, meydana gelen kazada davalının asli kusurlu olduğu, bu nedenlerle davalı tarafın istinaf nedenlerinin reddini talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME ve GEREKÇE
Dava, haksız fiil sebebiyle maddi ve manevi tazminat talebine yöneliktir.
Bursa 17 Asliye Ceza Mahkemesi 2017/1064 E- 2019/971 K sayılı dosyasında, davalı(sanık) Süleyman Kerimoğlu hakkında 5237 sayılı TCK 85/1 ve 62 maddesi gereğince ceza tayin edilip, 5271 sayılı CMK 231 maddesi gereği hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, davacıların(katılanlar) itirazının reddine karar verildiği, ATK Trafik İhtisas Dairesi 30/11/2017 tarihli raporunda davalı Süleyman’ın tali, müteveffa Murat’ın asli kusurlu; 12/03/2019 tarihli bilirkişi raporunda, kazanın meydana gelmesinde tarafların eşit oranda kusurlu olduğu, 24/05/2019 tarihli bilirkişi heyeti raporunda da müteveffanın asli, davalının tali kusurlu olduğunun belirtildiği, davalı tali kusurlu kabul edilerek hüküm kurulduğu anlaşılmıştır.
6098 sayılı TBK 74 maddesi gereği hakim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hakimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir. Hukuk hakimi ancak ceza mahkemesinde tespit edilen maddi vakıa ile bağlı olup, zarar verenin kusurunun bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken ceza hakiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı hukuk hakimini bağlamaz.5271 sayılı CMK 231/5 maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılması, kurulan hükmün sanık hakkında hukuki sonuç doğurmamasını ifade eder. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı kesinleşmiş mahkumiyet niteliğinde değildir.
Mahkemece, davacılar murisi asli, davalı tali kusurlu olarak değerlendirilmiş olup, davacılar murisinin 2918 sayılı KTK 68/c maddesi ve Karayolları Trafik Yönetmeliği 138/b-3 ve d maddelerine aykırı davrandığı, davalının 2918 sayılı KTK 47/c,47/d,51,52/b ve Karayolları Trafik Yönetmeliği 145/e bendine aykırı davranışları sebebi ile kazanın meydana geldiği yolundaki tespit göz önüne alındığında, müteveffanın asli kusurlu olarak değerlendirilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Taraf vekillerinin bu yoldaki istinaf sebepleri ayrı ayrı yerinde değildir.
6098 sayılı TBK 56/2 maddesi gereği, haksız fiil sebebiyle bedensel zarar ya da ölüm halinde, zarar gören veya ölenin yakınları da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesini isteyebilir. Manevi tazminat, kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın manevi dengesindeki bozulmanın giderilmesi için yasanın öngördüğü bir telafi şeklidir. Meydana gelen kazada kusur durumu, tarafların sosyal ve ekonomik durumu, kaza tarihinde paranın alım gücü göz önüne alındığında, olay sebebiyle eşini kaybeden davacı Sabiha ve babalarını kaybeden diğer davacılar Cemal ve Serra lehine hükmedilen manevi tazminat miktarında isabetsizlik yoktur. Davacılar vekilinin ve davalı Süleyman vekilinin bu yoldaki istinaf sebebi yerinde değildir.
Davacılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunup, kabul edilen ve reddedilen tutarlar bakımından ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken tek vekalet ücretine hükmedilmesi isabetsiz olmuştur.Davacılar vekilinin bu yoldaki istinaf sebebi yerindedir.
6100 sayılı HMK 355.maddesi gereğince istinafa başvuranın sıfatı, istinaf konusu yapılan nedenler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda, davalı Süleyman vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun esastan reddine, mahkemece gerekçe yönünden verilen karar usul ve yasaya aykırı olup davacılar vekilinin istinaf başvurusunun ise bu sebeplerle esas bakımından kabulü ile bu durum yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince mahkeme kararının düzeltilerek ve kazanılmış haklar da gözetilerek yeniden hüküm kurulmasına dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davalı Süleyman Kerimoğlu vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2- Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/11/2019 tarih ve 2018/180 – 2019/1132 sayılı kararı hakkındaki davacılar vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE,
3-HMK’nun 353/1-b-2 maddesi gereğince KARARIN DÜZELTİLEREK ESAS HAKKINDA YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA,
Davanın KISMEN KABULÜ ile,
a) Maddi tazminata ilişkin dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
b) Manevi tazminata ilişkin davanın kısmen kabulü ile davacı Sabiha Genç için 10.000,00.-TL, davacı Cemal Enes Genç için 10.000,00.-TL, davacı Serra Genç için 10.000,00.-TL olmak üzere toplam 30.000,00,-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 01/04/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı Süleyman Kerimoğlu’ndan alınarak adı geçen davacılara ödenmesine,
c) Fazlaya ilişkin talebin reddine,
d) Manevi Tazminat yönünden alınması gereken 2.049,30.-TL harcın, peşin yatırılan 615,82.-TL harç ile ıslah anında yatırılan 590,32.-TL harcın mahsubu ile bakiye 843,16.-TL harcın davalı Süleyman Kerimoğlu’ndan tahsiline,
e) Davacı tarafından yapılan 188,50.-TL posta ve tebligat gideri, 500,00.-TL bilirkişi ücretinden oluşan toplam 688,50.-TL yargılama giderinin kabul ret oranına göre 114,30.-TL’sinin davalı Süleyman Kerimoğlu’ndan tahsili ile davacılara ödenmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına, peşin olarak alınan 615,82-TL harç ile 590,32-TL ıslah harcının davalı Süleyman Kerimoğlu’dan alınarak davacılara verilmesine,
f) Davacılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunana AAÜT gereği her bir davacı için 2.725,00 TL vekalet ücretinin ayrı ayrı davalı Süleyman Kerimoğlu’ndan alınarak davacılara verilmesine,
g) Davalı Süleyman Kerimoğlu kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 2.725,00.-TL vekalet ücretinin her bir davacıdan ayrı ayrı alınarak davalı Sülemyan Kerimoğlu’na verilmesine,
h) Artan gider avansının kararın kesinleşmesine müteakip yatıranlara iadesine,
4- İstinaf kanun yoluna başvuran davacıların istinaf başvurusu nedeniyle yatırdığı istinaf karar harcının istem halinde yatırana iadesine,
5- İstinaf kanun yoluna başvuran davalı Süleyman Kerimoğlu tarafından yatırılması gereken 2.049,30.-TL istinaf karar harcından peşin alınan 512,50.-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 1.536,80.-TL istinaf karar harcının davalı Süleyman Kerimoğlu’ndan alınarak hazineye irat kaydına,
6- İstinaf başvuru aşamasında taraflarca yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Karar tebliğ, harç tahsil, harç iade ve gider avansı iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
8-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda 6100 sayılı HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile 01/06/2022 tarihinde karar verildi.