Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/1185 E. 2022/954 K. 01.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 13. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/1185 – 2022/954
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
13. HUKUK DAİRESİ K A R A R

DOSYA NO : 2021/1185
KARAR NO : 2022/954

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
B.A.M. KARAR TARİHİ : 01/06/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 13/06/2022

Davacı tarafından, davalı aleyhine açılan davanın yapılan yargılaması sonunda mahal mahkemesince davanın kabulüne dair verilen karara süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine yapılan ön inceleme sonunda, incelemenin duruşma açılmadan karar verilmesi mümkün hallerden olduğu anlaşılmakla dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde, müvekkilinin 03/07/2009 tarihinde 07 NLT 52 plakalı aracın sürücüsü Ahmet Gök’ün kendisine araçla çarpması sonucu sağ ayağını diz kapağından itibaren kaybettiğini, davaya konu trafik kazasına ilişkin Alanya 2.AHM’nin 2010/637 E-2017/396 K sayılı kararı ile müvekkili lehine işgücü kaybından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davasında toplam 92.509,75 TL tazminat verilmesine karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini, müvekkilinin 03/07/2009 tarihinde davalı Rekabi Satı’nın maliki, davalı Ahmet Gök’ün sürücüsü olduğu 07 NLT 52 plakalı aracın kenydisine çarpması sonucu bacağını kaybettiğini, olay tarihinde davalının 700.00632633.0000 poliçe nosu ile davalı Başak Groupama Sigorta A.Ş’den ZMM sigortası yaptırdığını, kaza nedeniyle müvekkilinin %58 maluliyetinin tespit edildiğini ve kesinleştiğini, davalı şirketin bu kaza ile ilgili 2009 yılında bir dosya açmasına ve bir kısım ödeme yapmasına rağmen taleplerine cevap vermediğini, müvekkilinin yaşadığı bu trafik kazasından önce Alanya’da güvenlik görevlisi olarak 1000 TL aylık kazanç ile çalıştığını, kazadan sonra çok zorlu bir tedavi süreci geçirdiğini ve tedavisinin halen devam ettiğini, psikolojik ve ekonomik açıdan sıkıntıya girdiğini, yukarıda açıklanan nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla müvekkilinin uğradığı 10.000,00 TL maddi zararların kaza tarihi itibariyle işletilecek en yüksek faizle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, davaya konu kazaya karışan 07 NLT 52 plakalı aracın ZMM sigortası ile sigortalı olduğunu, poliçe kapsamında müvekkili şirketin sorumluluğunun azami olarak 150.000,00 TL olduğunu, müvekkili şirketin davacıya 39.514,02 TL ödeme yaptığını, aynı zamanda SGK tarafından müvekkiline rücu geldiğini 53,16 TL ödediklerini, kabul anlamına gelmemekle müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunun izahtan vareste olduğunu, kazaya karışan aracın hususi otomobil olduğunu, ticari iş olarak değerlendirilmesinin doğru olmadığını, yukarıda açıklanan nedenlerle davanın reddine, aksinin kabulü halinde gerekli hesaplamaların yaptırılmasını, temerrüde düşmeyen ve dava açılmasına sebebiyet vermeyen müvekkilinin aleyhine faiz, yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmamasına, reddedilen kısım yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İhbar olunan vekili cevap dilekçesinde özetle; zaman aşımı, görev ve yetki itirazlarının olduğunu, kurumlarının ancak SUT hükümlerine göre öngörülen bedeller üzerinden ödeme yapılabileceğini, yukarıda açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile, 39.234,05.-TL maddi tazminatın 02/04/2010 temerrüt tarihinden itibaren yasal faiziyle beraber davalılardan tahsiline, davalı Başak Groupama Sigorta Şirketinden tahsiline, karar verilmiştir.
Davalı vekili istinaf kanun yolu başvuru dilekçesinde, ıslah dilekçesinin tebliğe çıkarılmadığı, ıslah dilekçesine karşı zamanaşımına yönelik beyan ve itirazlarının dosyaya sunulamadığını, bu sebeple ıslah dilekçesine karşı beyan ve itirazda bulunma hakkı verilmeyerek savunma hakkının kısıtlandığını, hak düşürücü süre itirazları değerlendirilmeden hüküm kurulduğunu, kanunda öngörülen iki yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu ıslah edilen tutarın zamanaşımına uğradığı, davaya konu trafik kazası sonucunda davacı malul olacak derecede yaralanmış olup, eylem için kaza tarihinde yürürlükte bulunan 5237 Sayılı TCK’nun TCK 89 ve 66/1-e maddelerine göre öngörülen ceza zamanaşımı süresinin 8 yıl olduğu, kaza tarihi ile dava tarihi arasında uzamış zamanaşımı dolmamış ise de kaza tarihi (03.07.2009) ile ıslah tarihi (06.05.2019) arasında uzamış ceza zamanaşımı süresi 8 yılın dolmuş olduğu, bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DEĞERLENDİRME ve GEREKÇE
Dava, haksız fiil sebebiyle maddi tazminat talebine yöneliktir.
Alanya 2 Asliye Hukuk Mahkemesi 2010/637 E-2017/396 K sayılı dosyasında, davalı sigorta şirketi taraf olmayıp, verilen kararın davalı yönünden güçlü delil olarak kabulüne olanak bulunmamaktadır.
2918 sayılı KTK 111 maddesi uyarınca, tazminat miktarlarına ilişkin, yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar, yapıldıkları tarihten itibaren 2 yıl içinde iptal edilebilir, bu hükümden yararlanmak için ibra belgesinin iptalinin açıkça ve ayrıca istenmesine gerek olmayıp, dava sırasında bu husus ileri sürülebileceği gibi, yapıldığı tarihten itibaren 2 yıl içinde hükümlerinin kabul edilmediğine ilişkin bir irade açıklaması da yeterlidir. Söz konusu 2 yıllık süre, hak düşürücü süre olup mahkemece resen dikkate alınmalıdır. Ancak taraflar arasında bir anlaşma ya da uzlaşma bulunmayıp, davacının müracaatı üzerine davalı sigorta şirketi tarafından ödeme yapıldığı göz önüne alındığında, davalı Groupama Sigorta AŞ vekilinin hak düşürücü süre sebebiyle davanın reddi gerektiği yolundaki istinaf sebebi yerinde değildir.
6098 sayılı TBK 72 maddesi gereği, haksız fiilden kaynaklı tazminat davalarında zamanaşımı süresi tazminat yükümlüsünü öğrenme tarihinden itibaren 2 yıl ve eylem tarihinden itibaren 10 yıldır. 2918 sayılı KTK 109 maddesi ile motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin taleplerin zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü, öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve kaza gününden başlayarak 10 yıl içerisinde zaman aşımına uğrayacağı hüküm altına alınmıştır. Ancak tazminat, ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımını öngördüğü bir fiilden kaynaklanıyorsa, ceza zamanaşımı uygulanacaktır.
Islah, HMK’nın 176 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup 177/2. maddede; ıslahın sözlü veya yazılı olarak yapılabileceği, karşı taraf duruşmada hazır değilse veya ıslah talebi duruşma dışında yapılıyorsa, bu yazılı talep veya tutanak örneğinin, haber vermek amacıyla karşı tarafa bildirileceği hüküm altına alınmıştır.
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesi ve Anayasanın 36. maddesine göre, herkes, yasal yollardan faydalanarak yargı yerleri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir. Adil yargılanma hakkı, HMK’nın 27. maddesinde düzenlenen hukukî dinlenilme hakkını da kapsar. Anılan maddeye göre bu hak, yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içerir. Hukukî dinlenilme hakkına aykırılık, kanun yolu incelemesinde re’sen dikkat alınır. Islah dilekçesi davalıya tebliğ edilmeden ıslah ile artırılan talebin hüküm altına alınması davalının savunma ve hukukî dinlenilme hakkının ihlalidir.
Alanya 3 Sulh Ceza Mahkemesi 2009/97 E-2011/804 K sayılı ilamıyla, dava dışı sürücü Ahmet Gök hakkında, 5237 sayılı TCK 89/3-b maddesi gereği ceza tayin edilip, 5271 sayılı CMK 231 maddesi gereği hükümün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, 5237 sayılı TCK 66/1-e maddesinde öngörülen 8 yıllık zamanaşımına tabi olduğu, haksız fiil tarihinin 03/07/2009 tarihi olduğu Alanya 2 Asliye Hukuk Mahkemesi 2010/637 E-2017/396 K sayılı dosyasında, ATK’nın 21/11/2014 tarihli 14430 Savılı raporuyla davacının %58 oranında maluliyetinin tespit edildiği gibi, aktüerya bilirkişi raporunun davacı vekiline 12/01/2017 tarihinde tebliğ edildiği, davanın 03/04/2018 tarihinde açıldığı, davalı vekilince zamanaşımı defi ileri sürülmediği, yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporu sonrası davacı vekilince 06/05/2019 tarihinde davanın ıslah edildiği, ancak ıslah dilekçesinin davalıya tebliğ edilmediği, bu durumun savunma hakkının sınırlandırılması niteliğinde olduğu, ıslah dilekçesinin tebliğ edilmemesi karşısında, ıslaha karşı zamanaşımı definin istinaf dilekçesi ile gündeme getirildiği göz önüne alındığında, davalı vekilinin ıslaha karşı zamanaşımı defi yerindedir.
Maluliyet raporu ile aktüerya raporu tebliğinden sonra, ıslah talebi bakımından 2 yıllık zaman aşımı süresi geçtiğinden ıslah ile artırılan miktar bakımından zaman aşımının geçtiğinin kabulü gerekmiştir.
6100 sayılı HMK 355.maddesi gereğince istinafa başvuranın sıfatı, istinaf konusu yapılan nedenler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda, mahkemece verilen karar usul ve yasaya aykırı olup davalı vekilinin istinaf başvurusunun bu sebeplerle esas bakımından kabulü ile bu durum yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HMK’nun 353/1-b-2 maddesi gereğince mahkeme kararının düzeltilerek ve kazanılmış haklar da gözetilerek yeniden hüküm kurulmasına dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/11/2020 tarih ve 2018/604 – 2020/689 sayılı kararı hakkındaki davalı Groupama Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE,
2-HMK’nun 353/1-b-2 maddesi gereğince KARARIN DÜZELTİLEREK ESAS HAKKINDA YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA,
Davanın KISMEN KABULÜ ile,
a) 10.000,00.-TL maddi tazminatın 02/04/2010 temerrüt tarihinden itibaren yasal faiziyle beraber davalı Groupama Sigorta A.Ş.’den tahsili ile davacıya ödenmesine( Alanya 2 Asliye Hukuk Mahkemesi 2010/637 E-2017/396 K sayılı dosyasıyla tahsilde tekerrüre neden olmamak kaydıyla)
b) Fazlaya ilişkin talebin reddine,
c) Alınması gereken 683,10.-TL harçtan başlangıçta alınan 35,90.-TL peşin harç ve 99,85.-TL ıslah harcının mahsubu ile eksik kalan 547,35.-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
d) Davacı tarafından yapılan 2.302,20.-TL yargılama giderinden, davanın kabul / ret oranına göre 575,55.-TL’si ile davacı tarafça peşin ödenen 171,65.-TL harç toplamı 747,20.-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, artan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
e) Davalı tarafça yapılan herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
f) Davacı kendisini vekil ile temsil ettirmekle hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 4.080,00.-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
g) Davalı taraf kendini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 4.080,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
h) Taraflarca yatırılan gider avanslarından kullanılmayan ve artan gider avanslarının hükmün kesinleşmesine müteakip ilgili taraflara iadesine,
3-İstinaf kanun yoluna başvuran davalı Groupama Sigorta A.Ş.’nin istinaf başvurusu nedeniyle yatırdığı karar ve ilam harcının istem halinde kendisine iadesine,
4-İstinaf başvuru aşamasında taraflarca yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Karar tebliğ, harç tahsil, harç iade ve gider avansı iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda 6100 sayılı HMK 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile 01/06/2022 tarihinde karar verildi.

e-imza