Emsal Mahkeme Kararı Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi 2021/2659 E. 2021/1896 K. 30.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BURSA BAM 1. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: – 2021/….
T.C.
BURSA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
1. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : ….
ÜYE : ….
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : ….
NUMARASI : …. Esas … Karar

DAVACI :… – ….
DAVALILAR :1-….
2-…
3-…
4-…
DAVA : Elatmanın Önlenmesi (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 30/12/2021
YAZILMA TARİHİ : 31/12/2021

Taraflar arasında görülen davada ilk derece mahkemesince verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmakla dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Asıl dosyada davacı; dava konusu taşınmazı 2886 Sayılı Kanun çerçevesinde Tarım ve Orman Bakanlığından ihale yolu ile kiraladığını fakat davalıların bu taşınmazı işgal ettiğini ileri sürerek müdahalenin önlenmesini Asliye Hukuk Mahkemesinden talep ve dava etmiştir.
Birleşen dosyada davacı; aynı gerekçelerle bu kez ecrimisil talebinde bulunmuştur.
Asliye Hukuk Mahkemesince tarafların tacir oldukları ve talebin de ticari işletmeleri ile ilgili olduğu gerekçesi ile Asliye Ticaret Mahkemesine yönelik görevsizlik kararı verilmiştir.
Asliye Ticaret Mahkemesince ise; talep konusunun el atmanın önlenmesi ve ecrimisile yönelik olduğu, mutlak veya nispi ticari dava niteliğinin bulunmadığı gerekçesi ile Asliye Hukuk Mahkemesine yönelik karşı görevsizlik kararı verilmiştir.
Asliye Ticaret Mahkemesince verilen görevsizlik kararına karşı davalılardan …. Ltd.Şti tarafından, talep konusunun tarafların ticari işletmesi ile ilgili olması nedeni ile ticari dava niteliğinde olduğu ve Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğu ileri sürülerek istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
Dava; elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkindir.
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı Kanunun 5/3. maddesinde “Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler karşısında, Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde bulunduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının TTK’da ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nin 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise, tarafların tacir sıfatına haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile, bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler. Gerek mutlak ve gerekse nispi ticari davaların Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği açıktır.
Somut olayda; asıl dava ve birleşen dosyalarda davacı tarafın haksız eylem niteliğindeki haksız işgal hukuki sebebine dayanarak elatmanın önlenmesi ve ecrimisil talebinde bulunduğu, taraflar arasında sözleşmesel herhangi bir ilişki bulunmadığı görüldüğünden, eldeki davanın mutlak veya nisbi ticari dava olarak nitelendirilemeyeceği ve TTK hükümlerinin veya özel kanun hükümlerinin uygulanmasını gerektirir ticari bir uyuşmazlıktan sözedilemeyeceği, uyuşmazlığın çözümünün genel mahkemelerin görevi kapsamında kaldığı sonucuna ulaşılmaktadır. Bu bağlamda, davaya genel mahkeme sıfatı olan asliye hukuk mahkemesi tarafından bakılması gerektiği anlaşılmıştır.
Bu itibarla; Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından Asliye Hukuk Mahkemesine yönelik verilen görevsizlik kararı yerinde olduğundan, davalı …. Ltd.Şti’nin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı …Ltd.Şti’nin …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas,… Karar sayılı kararına yapılan istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcının davalı …. Ltd.Şti tarafından peşin olarak yatırıldığı görüldüğünden, bu harcın yeterliliğine ve hazineye irat kaydına,
3-İstinaf yoluna başvuran tarafça yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerlerinde BIRAKILMASINA,
4-İstinaf avansının artan kısmının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
5-Kararın HMK’nun 359/4 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesince verilen kararın niteliği itibarı ile HMK’nun 362/1-ç maddesi gereğince KESİN mahiyete olmak üzere 30/12/2021 günü, oybirliği ile karar verildi.

Başkan
….
¸e-imzalıdır

Üye
….
¸e-imzalıdır

Üye…
¸e-imzalıdır
….
Katip

¸e-imzalıdır